derya88 Discussion started by derya88 14 years ago

Profesör, öğrencileri ile birlikte Karadenizli hastanın yatağının başına gitmiş..
Onlara yeni bir hastalığın belirtilerini öğretecek..
Yatakta bitkin, kendinden yarı geçmiş vaziyetteki hastayı göstererek konuşmaya başlamış:
"Bakın yüz rengi sarıya yakın.."
"Gözler içeriye doğru çökmüş, o yüzden burun daha sivri görünüyor.."
"En fazla değişik kas yüzümüzdedir.."
"Bakın kaslar tepki vermediğinden ifade anlamsız.. Çene aşağıya sarkmış
duruyor..."
Hasta da öğrenciler gibi dikkat kesilmiş dinliyor..
Profesör, tam "Bu bir batın sendromu belirtisidir" diyecek, yerinden
zorlukla dikilmeye çalışan hasta fırsat vermemiş..
Zor belâ mırıldanmış:
" Sen sançi Tünya cüzelisin da...! "       buda 2. fıkramız:                                             

jhon kübada :):)
- Peki ya adam?

- John'un uşağı
Temel'den bir tablo yapması isteniyor. Tablonun adına da John Küba'da konulacak ...deniyor. Temel yapıyor tabloyu, sonra gösteriyor Dışişleri Bakanı'na. Bakan bağırıyor:


- Bu ne ulan, sana John Küba'da diye tablo yap dedik sen bi adamla bi kadını yatakta çizmişsin. Kim ulan bu kadın?

- John'un karısı


- Eee John nerde?

- John Küba'da..

                                    3.fıkramızda:)             
Keşiş

Keşişin biri dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra Nasreddin Hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş:
- Sizin köyün en akıllı adamı kim?
demiş. Köylülerde:
- Nasreddin Hoca demiş.
Bunun üzerine keşiş köy meydanında
hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış yere bir daire çizmiş. Nasreddin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş. Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş
elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşiş de:
- Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı. Yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi. Ben dünyayı dörde böldüm o da dörtde üçü sudur dedi. Ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
Bu sefer hocaya neler olduğunu sorar halk hoca da:
- Bu adam oburun biri. Yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim. O da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi, ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim                                     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Replies
derya88
derya88 canımm ne mutlu bana 14 years ago
loader
loader
Attachment