nills Discussion started by nills 14 years ago

Sevgili üstatlar, imgeleyin, nasıl isterseniz öyle algılayın, dikey bir engin Sevgi/Işık kolonu, Yüce Yaratıcının kalp/zihin merkezinden size akıyor ve böylece tüm yaratım için merkez ekseni oluşturuyor. Bu Canlı Işık kolonu, tüm yaratımın güç kaynağı ya da Yaşam hattıdır. Şimdi, merkez milden yatay şekilde büyük Işık çubuklarının, Elohimin -Form Yaratıcılarının- ve birçok melekî âlemin kontrolündeki İlahi Mavi kopyadan, birçok farklı seviyede yansıdığını hayal edin. Tüm evren bu şekilde yaratılmıştır. Her yaratım çarkı, sonsuz sayıda ve çeşit çeşit yıldız sistemlerinden, galaksilerden ve dünyalardan oluşan bir evrene dönüşebilir.

           Merkezi Işık kolonundan dışarı doğru uzanan parmaklıklar, tezahür patikalarıdır ve “yaşamın yakıtı”nın sağlandığı ana kaynaktır. Evrenimiz, en son tezahür ettirilen evrenlerden biri olduğu için, merdivenin en alt basamağında yer almaktadır ve galaksilerden, yıldız sistemlerinden, güneş sistemlerinden, gezegenlerden olduğu kadar, mineral, bitki, hayvan âlemlerinden ve Siz ’den meydana gelmiştir, sevgililer. Daha önce de açıklamıştık ve bu gerçeği sahiplendiğinizi umuyoruz: bizler “alt evrenlerden” birinde değiliz, ancak Metatronik Işık olarak adlandırılan tam spektrumlu Işık yerine yarım-spektrumlu ışık evrenindeyiz. Tanrı Benliğiniz, bu İlahi Işığın tüm spektrumunu taşımaktadır ve Işık yolunda ilerlerken, mümkün olduğunca İlahi Işığı kendinize çekeceksiniz.

           Size yaratım ve yaratım sürecinin nasıl islediği ile ilgili başka bir “zihinsel resim” vermeye çalışıyoruz ki böylece tüm evrenin nasıl yaratıldığı ve Yüce Yaratıcının Özünü taşıyan canlı Işık ya da Adamantin Partikülleri ile nasıl devamlılığının sağlandığı ile ilgili karmaşık süreci daha iyi anlayabilesiniz. Zihninizdeki bu resim, umut ediyoruz ki, “her şeyin şimdi anında meydana geldiği” kavramı ile ilgili daha iyi bir fikir vermektedir. Size sık sık gergin bir durumdayken, daha iyi bir bakış açısı için yukarıdan bakmanızı öneriyoruz ki bu da sizi içinize yöneltecek ve sorunun bir çözümle sonuçlanmasını sağlayacaktır. Anne / Baba Tanrımızın bu evreni oluşturan yaratım çarkından aşağıya baktığını imgeleyin: merkez kolonu, bu tezahür eden evrenin en dış sınırını oluşturan çark ve parmaklıklarını görüyorlar. Yaratılmış her şeyi görebilirler, zamanda herhangi bir şimdi anında meydana gelen her şeyi gözlemleyebilirler. Dünyanızda neler olup bittiği ile ilgili “büyük resmi” elde edebilirsiniz, ancak oldukça silik bir şekilde. Devasa yaşam çarkı, daima değişir ve döner ki böylece size geçmişten geleceğe doğru hareket ediyormuşsunuz izlenimini verir.

           Eski yaratımlar, çözülme sürecindeyken, artık modifiye ediliyor ve yaratımın birçok harika yönünü deneyimlemek üzere evrimleşiyor. Aynı zamanda yeni yaratımlar da biçim dünyasında tezahür ettirilme sürecinden geçiyor. Evrenimiz, yaratım çarkında yukarı doğru sarmal oluşturarak ilerliyor ve böylece biz de Yaratıcı Işığa (daha yüksek, ince yaratım frekanslarına) daha fazla erişim elde ediyoruz. Böylece, geleceğe yolculuk, dünyevi deneyiminizin sınırları dâhilinde sizi sarmal bir yola götürüyor. Dünya, güneş sistemi içerisinde yeni bir pozisyona doğru sarmal harekette bulunuyor, galaksi de evrende daha yüksek bir pozisyona doğru sarmal harekette bulunuyor ve evrenimiz tüm evren içinde yeni bir pozisyona doğru sarmal harekette bulunuyor.

           İnsanlık, binlerce yıldır, yatay, fiziksel bir realite içine hapsedilmişti. Artık, bakışlarınızı yıldızların ötesine, yukarılara ve içinize döndürmenin zamanı gelmiştir ki böylece içsel vizyonunuz yaratımın enginliği ve benliğinizin enginliği ile işbirliği yapmak üzere genişlemeye başlayabilir. Kendini-fark etmenin zamanıdır, ayrıca kozmik farkındalığın da zamanıdır, çünkü realitenizi üçüncü/dördüncü boyutsal dünyanızın sınırlarının ötesine doğru genişletiyorsunuz. Hayata, bir çocuğun saflığı ile ya da doğal algı ile bakmaya başlamalısınız, böylece, hızla değişen dünyanıza ve realitenize daha kolay uyum sağlayabilir ve verimli bir şekilde işlev görebilirsiniz. Eski, modası geçmiş kavramlardan kurtularak zihninizi tazelemelisiniz ve anın hareketsiz noktasında çalışmayı öğrendiğinizde, açık zihinle o anda yaptığınız şeye bilinçli olarak odaklanmalısınız. Şartlanmış fikirlerle dolu kapalı zihin ile çalıştığınızda, her şeyi geçmişte yaptığınız gibi yapmaya devam edeceksiniz ve aynı yararsız sonuçları alacaksınız. Şimdi anı, yeni fikirlerin ve genişlemiş zihnin doğum yeridir.

           Size, beşinci boyutta Işık/Güç Piramidinizi nasıl inşa edeceğiniz ve kullanacağınız ve nasıl bir Alfa Ustası –kendinin-efendisi olmanın farklı bir terimidir- olacağınız ile ilgili bilgiler vermiştik. Evrensel tezahür yasasının formülünü de vermiştik ve eğer derslerimizi takip ettiyseniz, hayatınızda istediğiniz her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazmış olacak ve onları beşinci boyutunuzdaki piramidinizde bulunan kristal masanın üzerine yerleştirerek, kendiniz ve her şey için hayırlı olmasını dileyecektiniz. Aradığınızın sadece maddi şeyler olmadığı, bir yaşam kalitesi ya da “Varoluş Hali” olduğunu vurgulamıştık.

           Sonsuzluk nefesinin önemi ile ilgili sizi bilgilendirmiş ve bu kutsal yöntem ile nasıl nefes alacağınıza dair ayrıntıları da vermiştik. Geçen sene (LM–4–2007 mesajına bakınız), Sonsuzluk Nefesi dizisinin, Yaşam Çiçeği kalıbını vermiştik. Şimdi sizden, kişisel yaratım çarkınız olarak kutsal nefesiniz ile yaratmış olduğunuz yatay bir çizgi hayal etmenizi rica ediyoruz. Mikro-kozmik yaratımınızın merkez noktası ve güç kaynağısınız. Kişisel Işık kolonunuz ile Yaratım Işığını kendinize çekiyorsunuz ki daima mevcut gelişim seviyenize göre uygun frekansları taşıyor olacaktır. Kişisel enerji çarkınızı hazırladığınızda, kendinize çektiğiniz enerji, otomatik olarak, Yaşam Çarkınızda yaratmış olduğunuz uydu kürelerine doğru ışıyacaktır. Bu kürelerin içinde, bağlanmak için çabaladığınız Tanrı bilincinin erdem, özellik ve nitelikleri yer almaktadır. Ve Tanrı bilinci ile arzu ettiğiniz her şeyi yaratma yeteneklerinizi kusursuzlaştıracak ve geliştireceksiniz, elbette her şeyin en yüksek hayrı için olduğu sürece. Unutmayın, kendinize çektiğiniz Adamantin Partikülleri, her şeyin hayrı için, koşulsuz sevgi ile ateşlenmelidir.

           Kaderinizi yazmak mesajımızda, Yüce Yaratıcının, Benliğin eril ve dişil yönlerini göndererek yaratım sürecine nasıl başladığı ile ilgili verdiğimiz anlatıma bakarsanız, sizden aynı İlahi semayı kendi çevrenizde de yaratmanızı istediğimizi anlayacaksınız. Her bilinç küresinin içine, bütünleşmek istediğiniz özellik, erdem ve nitelikleri yerleştireceksiniz:

           Hepiniz, bu yaşamınızda, eril ve dişil yönlerinizi, Baba Yaratıcımızın İlahi irade, güç ve otoritesini, Anne Yaratıcımızın ise sevgi, bilgelik, şefkat ve büyüten yaratıcı yönlerini kullanarak dengelemek üzere buraya geldiniz. Sizler, Ruhun Sevgi ve Işığının zihinsel ve duygusal bedenlerinize aşılanmasına, ilham olmasına ve hükmetmesine izin vererek, fiziksel bir bedende tam olarak işlev görmeyi öğrenmek üzere dünyevi Varoluş boyutunu deneyimlemek için enkarne oldunuz. Bilgi ve iletişimi dengelemek, kendi yüksek gerçeklerinizi öğrenmek ve birleştirmek ve bu gerçekleri başkalarına örnek olması için yaşamak üzere geldiniz. Her bireyin kendi kişisel yolunun olduğunu, öğrenmeleri gereken kendilerine has dersleri olduğunu ve kendi ruhsal gelişiminizin tüm sorumluluğunu almanız gerektiğini ve başkalarına aynısını yapmaları için izin vermeniz gerektiğini öğrenmek üzere geldiniz. Ancak en önemlisi, önce kendinizi Yüce Yaratıcının değerli bir İlahi Işık Parçacığı olarak sevmek suretiyle, sevgiyi, koşulsuz sevgiyi denetimlemek ve ifade etmek üzere geldiniz ki böylece bu sevgiyi dünyaya da yansıtabilesiniz. Ve kendinizi severek, kişisel-değer hissini ve varlığın hükümranlığını da kazanırsınız, böylece, başka bir insana sahip olamayacağınızı öğrenirsiniz, çünkü onlar da bağımsız varlıklardır. Yüce Yaratıcının canlı, fiziksel bir uzantısı olmak için geldiniz; cenneti Dünyada tezahür ettirmek ve Tanrı Ebeveynlerinizin onuruna, canlı bir armağan olmak için geldiniz.

           Son aylardaki mesajlarımızda, sizden, Devi ve Elemental Âlemlerin sevgi dolu Tanrıçalarını çağırmanızı istemiştik. Bize, “Devi ne anlama geliyor?” diye sordunuz. Öğretilerimiz ve evrenin çalışmaları ile ilgili daha iyi anlayış sahibi olmanız için sizlere yardım etmekten daima büyük memnuniyet duyarız. Devi “Parlayan Kişiler” anlamına gelen Sanskritçe bir kelimedir. Özel bir melek bölümünün adıdır. Devi Âlemi, Elohim’in yönetimindedir ki onlar da Form Yaratıcılar olarak adlandırılan büyük Işık Lortlarıdır. Devi melekleri, sabittir ve “ruhu olmayan” ya da Yüce Yaratıcının bireysel ifadesi olarak Benlik bilinci olmayan tüm yaratımın yaşam gücü özünü sağlarlar. Örneğin, okyanuslar, göller, pınarlar ve dağlar gibi. Devi melekleri, doğal güçleri ya da ateş, hava, su, toprak ve eterler gibi doğa güçlerini yönetirler. Elemental güçler ya da Elementaller olarak adlandırılan varlıklar da, Devi Âleminin Başmelekleri olarak da adlandırılan büyük Devi meleklerinin yönetimindedir. Elementaller, ağaçlar, çiçekler, bitkiler ve kayalar için yaşam gücü enerjisini sağlar. Yaratımdaki her şey, ya ruha sahiptir, ya da bir Devi meleği ya da bir Elemental gözetimindedir. Güneş ışınları, bu harika varlıklar yoluyla yaşam gücü enerjisini yansıtır. Her nesne, bir parça yaşam gücü enerjisine sahiptir, ne kadar küçük olursa olsun, yoksa var olamaz. Başlangıçta, doğa güçleri insanlık ile uyum içindeydi ve Dünya ile insanlık, bugün dengesiz doğa güçleri nedeniyle yaygınlaşan felaketleri deneyimlemezdi. Kişisel güç alanlarınızı dengeler ve uyumlarsanız, Yaratıcının birçok yardımcısı ile çalışmayı öğreneceksiniz ki büyük bir istekle uyumlu yaşama dönmeniz için size yardım edeceklerdir. Su anda zaten aktif olarak Dünyanın iyileşme ve yükseliş sürecine yardımcı oluyorlar.

           Doğa güçlerinin zararlı ve yıkıcı olmaları amaçlanmamıştı; ancak, insanlığın negatifliğinden etkilenmektedirler ve sonuçta, dördüncü/beşinci boyutların uyumlu frekanslarına tam olarak geçtiğinizde, sert, yıkıcı hava koşulları ve birçok felaket de ortadan kalkacaktır. Etrafınızdaki Devi güçlerini bilinçli olarak kabul ederseniz, ağaçlarınızın, çiçeklerinizin, sebze bahçelerinizin ne kadar güzel ve sağlıklı hale geldiğini görecek ve şaşıracaksınız. Doğa güçleri ile iletişim kurmayı öğrenirseniz, Dünyanın saf güzelliğine dönüsü için bir katalizör olabilirsiniz. Otomobilleriniz, bilgisayar ve tüm diğer cihazlarınızın görevlendirilmiş değerli Elementalleri bulunmaktadır. Onlara adlarını sorun ve işbirliği yapmalarını isteyin ve ne kadar verimli çalışmaya başladıklarını görüp şaşıracaksınız. Yaratılmış her şey sevgi ile yanıt verir. Anlayışınız için önemli olduğunu hissettiğimiz başka bir soru daha var: Muhammed, büyük bir aziz miydi yoksa yükselmiş bir üstat mıydı? Muhammed, bir avatar (ya da aydınlanmış Varlık), Yaratıcının İlahi Işık Parçacığı, Işık Lordu idi, tıpkı İsa, Buda, Rama, Lao-Tzu, Konfüçyüs, İbrahim ve Musa gibi, ve diğer büyük Yol-göstericiler gibi, eril ya da dişil, hepsi de Yaratıcının bilgeliğini birçok ırk ve kültüre getirmişlerdi. Kitlelerin enkarne olmuş Ruh-Benliklerinde taşıdıklarından çok daha fazla Tanrı Özü taşıyarak dünyaya gelmişlerdi.

           Her ruhun bedenlendiği Tanrı Özünün miktarı, Tanrı Benliklerine ya da Ben’im Varoluşlarına bağlıdır ve bu varlıklar, Dünya üzerinde belli bir dönemdeki misyonlarını enkarne olmadan önce kabul etmişlerdi. Anne/Baba Tanrımızdan o döneme uygun mesajlar getirmişlerdi ve yüksek bilinç boyutlarında sevgi dolu auralarını / özlerini bırakmışlardır ki böylece insanlık için her zaman erişilebilir olmuşlardır. Büyük Işık Varlıklarının birçok öğretisi bozulmuştur, çünkü hepsinin taşıdığı ana mesaj, hepimizin Yüce Yaratıcının, Anne/Baba Tanrımızın yönetimindeki İlahi yüzleri olduğumuzdur. Mesajları, kendini sevmek ve tüm yaratımı sevmekti; hepinizin fiziksel âlemdeki birlikte yaratıcılar olarak, evrenimizin Anne/Baba Tanrısının uzantıları / temsilcileri olarak, Yeryüzünde bulunduğumuzdu. Bu büyük Varlıklar, İlahi Benlikleri ya da yüksek bilinç âlemlerindeki varlıklarının birçok yönü ile tekrar bağlantı kurmuşlardır ve dileyen herkese yardımcı olabilir ve Işık ile doldurabilirler. İnsanlığın, “dindarlık” ile ilgili doğru yolun hangisi olduğuna dair daima bir çelişki içinde olması çok ilginçtir çünkü tüm bu güzel Işık Varlıkları aynı kaynaktan gelmektedir (tıpkı bizim gibi), ve mesajları ise mutlak suretle aynıdır.

           Unutmayın, cesur yürekler, sevgi doğal bir varoluş halidir. Sevgi, doğal, içte doğan bir haldir. Sevgi yaşamınızda ışıyan bir güç olduğunda, korku ortadan kalkar. Korku, sevginin yokluğunda ortaya çıkar. Korku, dengesiz-frekanstaki bir zihin halidir. İçinize yöneldiğinizde ve kutsal kalp merkezinizdeki sevgi pınarından faydalandığınızda, ilk önce içsel varlığınızı doldurur ve sonra dünyaya yansır. Sevgi ile perdelenmiş gözlerle görmeye başlayın, hayatınızdaki insanlara ve meydana gelen her şeye bakışınız da değişecektir. Sevgi dolu enerji örtüsü, mucizeler yaratır. Cesaretiniz ve azminiz için sizi onurlandırıyoruz ve size neşeyle diyoruz ki, bu daha hiçbir şey. Her biriniz İlahi Yaratımın birleşik yüzlerisiniz ve her şeyin ötesinde değer veriliyor ve seviliyorsunuz.

Başmelek Mikail’in Mart 2008 Mesajı
www.ronnastar.com
“Ronna Herman” tarafından aktarılmıştır. Kopyalayabilir ve paylaşabilirsiniz.

Tercüme
© 2008 Semra Ekmekçi