Related discussions

sahra Discussion started by sahra 14 years ago


           Altın bir çağ bekliyoruz. İnsanların bir üst realite gerçeğinde tüm olumsuzluklardan arınmış, sonsuz mutluluk ve sevgi içinde yaşayacakları bir çağ düşlüyoruz. Ancak bu düşünce ile yaşantımız örtüşüyor mu?
           Altın Çağ insanın bedenli yaşamdaki amacının gerçekleşmesidir. Öyleyse bu amacı gerçekleştirenler Altın Çağ'a gireceklerdir. Belki de çoktan girenler vardır da biz farketmiyoruzdur. Dünyamızı bizim yarattığımız bir gerçektir. Ve o yarattığımız dünyada hapsoluyoruz; artık onun dışındaki gerçekleri algılayamıyoruz. Düşüncelerimizdeki çok güzel fikirler, bilgiler dünyamızı değiştirmediği sürece sadece bizi aldatır. Sadece Altın Çağ gerçekliğidir ki, bizi özgürleştirir ve bütünü görmemizi sağlar.
           İnsan ilişkiler evreninde var olur. Bedenli yaşamda da ilişkiler ağı içinde varız. Ana babamız, çocuklarımız, eşimiz, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimiz, işimizle, toplumla ilişkimiz ve hepsinden önemli olan kendimizle ilişkimiz. Tüm bu ilişkiler aslında Yaratan'la olan ilişkimizdir ve bizim dünyamızdır.
           Altın Çağ Dünyasında tüm bu ilişkilerin niteliği sevgi, saygı, nezaket, incelik, barış ve uyum üzerinedir. Yarışma, egemen olma, güç kazanma, statü isteği üzerine kurulu ilişkilerde ne sevgi ne de diğerleri bulunur. Esasen yarışma, egemen olma, güç ve statü istekleri en kısa zamanda hırsa, kıskançlığa, acımasızlığa, ikiyüzlülüğe bitmez tükenmez çatışmalara dönüşür.
           İlişkilerimizde tek bir doğru vardır ve bu doğru akılla değil; kalple bulunur. Kalbin de tek doğrusu vardır; sevgimiz…
Kaynak:dostsite.

Replies
ambivalentes
ambivalentes Gerçeği her an bilmek dileğiyle... 14 years ago
loader
loader
Attachment