Ne kusursuz insan ara , ne de insanda kusur
Related discussions
- NEFESLE İYİLEŞME Nefes çalışmalarının mükemmelliğini ufak deneyimlerle biliyorum,paylaşımınız için teşekkürler..
-
Şiir: Demedim mi? (Mevlana Celaleddin Rumi)
0 Replies Posted in Her Telden :)
-
Mesnevi'de Kuantum Fiziğinin İzini Buldular!
0 Replies Posted in Her Telden :)
Replies
yaşar
neden yollar bu kadar gizemli! normal yaşantıdan kopmadan bu yolların ruhumuzu aydınlatmasını nasıl yapmalıyız? örneğin; evden çıktık işe gidiyoruz...neden yollar bu kadar gizemli! normal yaşantıdan kopmadan bu yolların ruhumuzu aydınlatmasını nasıl yapmalıyız? örneğin; evden çıktık işe gidiyoruz bu sürede çeşitli olaylar la karşılaşıyoruz, komşumuza selam vermiyoruz, bahçedeki kuşun sesini duymuyoruz, araçta giderken onümüz de yanlışlık yapan sürücüyü affetmiyoruz Kalbimiz bize sormadan çalışıyor Biz kimseye danışmadan yaşıyoruz
Show more
14 years ago
elfida
sürekli farkındalıkla normal yaşamdan kopmadan aydınlanabiliriz, aynı zamanda içimizdeki ve dışımızdakilerin de sürekli farkında oluruz.
zaten...sürekli farkındalıkla normal yaşamdan kopmadan aydınlanabiliriz, aynı zamanda içimizdeki ve dışımızdakilerin de sürekli farkında oluruz.
zaten herşey bizim kontrolümüz dışında kendiliğinden oluyor. biz sadece farkında olanız da kendimizi olanlar sanıyor orada yanılgıya düşüyoruz. ve kapılıp gidiyoruz. ben böyle olduğunu sanıyorum. Show more 14 years ago
zaten...sürekli farkındalıkla normal yaşamdan kopmadan aydınlanabiliriz, aynı zamanda içimizdeki ve dışımızdakilerin de sürekli farkında oluruz.
zaten herşey bizim kontrolümüz dışında kendiliğinden oluyor. biz sadece farkında olanız da kendimizi olanlar sanıyor orada yanılgıya düşüyoruz. ve kapılıp gidiyoruz. ben böyle olduğunu sanıyorum. Show more 14 years ago
Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam, dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi''nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.
Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.
Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.
Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır.
Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.
Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır.
Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister.
Büyük merakla, önce Mevlevi'ye sorar:
"Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?"
Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.
İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der:
"Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını, ayıplarını, kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız."
Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi''ye döner:
"Peki ya siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa?
Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?"
Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der:
"Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.
Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz."
ÖZETLE:
Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.
Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun...