pınar Discussion started by pınar 14 years ago

HAYATA DAİR BİR ALGI

Hayatı anlamada yapılacak en ciddi farkındalık hatası, onun ne olduğuyla ilgili önerme ve bakış açılarını birbirlerine ‘karşıtmış’ gibi algılamaktır..oysaki o hepsinin toplamıdır..tüm karşıtlıklar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar bu temel algı hatasından doğarlar ki, bu yalnızca kutupluluk ve dışta bırakma ilkesiyle çalışan zihnin algılayış biçimidir..zihin ayrılıkçı doğası gereği ‘bütün’ içerisinde yalnızca tek bir doğruda ısrar ederken, ‘bütünlük’ tüm yanıtları tek bir doğru yanıt olarak alır..bu, insan anlayışının ötesindeki ‘koşulsuzluktur’..hayat (her an) tek bir noktadan doğar, çeşitlenir ve tüm bu çeşitliliği içerisinde yine tek bir gerçek olarak kalmayı sürdürerek (her an) yine o aynı tek noktaya döner..ama bir an öncesine göre daha da genişlemiş, zenginleşmiş olarak..böylece hayat; aynı anda bir çok (sayısız) yöne doğru akan tek BİR bilinç nehridir..bir’liği değişmeksizin her an değişen..

Böylece (hayatın kendisi olarak) kendine her yönüyle izin ver..ve sadece kendine teslim ol..teslimiyet gerçek anlamında 'kendin' olmaktır,kendini bütünlüğüne bırakmaktır..olmak istediğin biçimlerde olmaya, akmaya ve bu yönde çabalamana da izin ver..çünkü tüm güzellikler (kendine) izin vermekten doğarlar..ama izin vermen demek arzularının istediğin anda ve istediğin şekillerde gerçekleşmesi demek de değildir..bunda direten (ayrılıkçı) ego'dur..bunu da kabul etmen gerekecek ve hayat(sen) seni buna zorlayacaktır..ve bilmek gerekir ki, gerçekten izin verebilecek bir durumda olsaydın zaten izin vermen de gerekmeyecekti!..

Tüm çabalamana rağmen, yolunda arzuladığın şekilde olmanı, akmanı engelleyen sınırlı bir inanç kalıbı, bir eksiklik ve layık olmama duygusu varsa zaten önüne çıkacak, bütünlemen ve bütünlenmen adına farkındalığına sunulacaktır..çünkü her şeyde o anki kendini bulursun!..arzulaman kadar önüne çıkan (belki de hiç arzulamadığın) sonucu da kabul etmen gerekebilir..çünkü hayat bizim görebildiğimizden çok daha fazlasıdır ve bizler çok boyutluluğu bilemeyiz..fakat yine de bu, arzulamana, çabalamana engel değildir..arzularsın, istersin, çabalarsın..ama yine de olan ve olacak olan, yalnızca onun tezahür etmesinin, yaşama kendini koşulsuzca açamamanın ve olanı olduğu gibi kabul edememenin önünde engel teşkil eden sınırlılıklarınla (kaçınılmaz olarak) yüz yüze gelecek olmandır..yani, nihayetinde gerçek anlamıyla özgürleşmen ve dolayısıyla bir 'fark etmezlik' noktasına gelmen gerekecektir..hayat sade’ce bir bütünlenme, özgürleşme yani özüne dönme yol'culuğudur..ve bu da ‘görünüşteki’ ikilemi BİR etmekle mümkündür..