Korku, sevginin mevcudiyetinin farkına varmayı engelleyen ve sizin kendi kendinize koyduğunuz bir engeldir. Korku salıverildiği zaman, sevgi ortaya çıkar. Bununla birlikte, gerçek sevgi deneyimi şimdi sizin hayal edebileceğiniz her şeyin ötesindedir. O, sevgi düşüncesinin ya da fikrinin ötesindedir. O, sizin sevginin çağrısını örtmek için oluşturduğunuz tüm imgelerin ve sembollerin ötesinde bulunur.
Bununla birlikt , o size sizin bildiğinizden daha yakındır; o size nefesinizden ya da kendini özleyen sevginin sessiz fısıltısından bile daha yakındır. Ve sevginin sizin yarı – tıkalı kulağınıza fısıldadığı sır, sizin aklınızdan hiç çıkmayan o uzak yankı nedir? Sadece şudur: Siz Sevginin ta özüsünüz. Şu anda, olduğunuz halinizle, kendi hakkınızdaki tüm önyargılı fikirlerinize rağmen, sevgi size sahip çıkmakta ve sizi kabul etmektedir.
Siz kim olduğunuzu unuttunuz, çünkü sevgiyi kaybetme korkunuz içinde siz temelinizi oluşturan şeyi kendinizden esirgediniz. Sevgi, doğası gereği karşılıksız verilen bir armağandır. Bununla birlikte, bu sevgi ancak tekrar verildiğinde bilinir. Sevgi ancak bir kalpten diğerine aktarıldığı zaman tam anlamıyla deneyimlenebilir. Sevgi esirgendiği zaman unutulur ve siz sevgiyle birlikte doğduğunuz için, siz de onunla birlikte unutulursunuz. O sizin en gerçek Benliğinizin unutulmuş anısıyla birlikte içinizde saklı kalır. O uyuyor ve rüya görüyor olmasına karşın, isminin çağırılıp yeniden yaşama döneceği şafağı bekler. Ve sevginin uyanışı, sizin de uyanışınızdır, arada çok derin bir bağlantı vardır ve bu tümüyle sizin kendinizi, yani sevginin mevcudiyetinin tam farkındalığını karşılıksız olarak sunmanızla gerçekleşir. Ama, bu uyanış sizin sevgiyi sınırlamak ve kısıtlamak için denediğiniz tüm yolları isteyerek bırakmanızı gerektirir. Siz sevgiye yol gösteremezsiniz, ama eğer siz sevginin gerçek vizyonuna boyun eğerseniz o size rehberlik ederek size kendinizin yeni bir vizyonunu gösterecektir.
Gerçek, ya da koşulsuz sevgi sizin ilişkilerinize yüklediğiniz garip taleplerden habersizdir. Sevgi herkes için aynıdır. Sizin sevgiyi belirli ilişkiler için saklayıp diğerlerinden esirgeme girişimleriniz sizin sevginin mevcudiyetini görmenizi engelleyen şeydir. Sevginin verdiği gibi verin; ışığını ayrım yapmadan herkese sunan güneş gibi, ya da dinleyenler için değil, sadece şakımak aşkıyla şakıyan bir bülbül gibi. Siz sevgi verdiğinizde, ödülünüz sevgi olur. Bazı insanları sevginize layık bulup, diğerlerinin ise bunu hak etmediklerini düşündüğünüzde, onları böyle yargıladığınızda, o zaman sevgiyi hak etmeyen siz olursunuz; bu siz de sevgi tarafından yargılandığınız için değil, sevginin yasasını unutmuş olduğunuz için böyle olur.
Siz, özünüzde, koşulsuz sevgi pınarısınız. Sizden akan su tüm evreni tazeleyip canlandırır, çünkü siz evrenden ayrı değil, onunla çok derin bir bağlantı içindesinizdir. O halde, bırakın armağanınız karşılıksız olsun. Bırakın o sizden akıp gördüğünüz herkesi, yolunuza çıkan herkesi yıkasın. Hala, diğer ilişkilerinize kıyasla daha bağlılık hissettiğiniz, daha içli – dışlı ilişkilere sahip olamayacağınızı da düşünmeyin. Bağlılığın, içli – dışlılığın sevgiyle bir ilişkisi yoktur. Daima yaşamınızda düşüncelerinizin daha derin nabız atışını paylaştığınız birileri ve paylaşmadığınız birileri olacaktır. Ama, onların her birine aynı sevgiyi verirsiniz. Bu sizin sürekli olarak yeniden doğduğunuz aynı yaşamın tanınıp onaylanmasıdır.
Sevgi bir biliştir; o saf bir anlayıştır. O nasıl görünürse görünsün her şeyin bir bütün olduğunu bilir ve kendini hiç yargılamadan, şu ya da bu ilişki arasında bir fark görmeden bütünüyle verir. O sadece tek bir gerçek ilişki olduğunu ve bunun Sevgi düşüncesinin ya da fikrinin ötesinde bulunan ve hepimizin paylaştığı o Benlik olduğunu, bunun yaşamın yaşamla kutsal karşılaşması olduğunu bilir. Koşulsuz sevginin sırrı bizim hepimizin aynı olduğumuz ve hayal edilemeyecek kadar kutsal olduğumuzdur. İşte korkuyu bıraktığınızda bu gerçek gözler önüne serilir. Hepiniz bunu arıyorsunuz. Ve kalbinizi yaradılışın her unsuruna açtığınızda onu bulacaksınız.
Korku, sevginin mevcudiyetinin farkına varmayı engelleyen ve sizin kendi kendinize koyduğunuz bir engeldir. Korku salıverildiği zaman, sevgi ortaya çıkar. Bununla birlikte, gerçek sevgi deneyimi şimdi sizin hayal edebileceğiniz her şeyin ötesindedir. O, sevgi düşüncesinin ya da fikrinin ötesindedir. O, sizin sevginin çağrısını örtmek için oluşturduğunuz tüm imgelerin ve sembollerin ötesinde bulunur.
Bununla birlikt , o size sizin bildiğinizden daha yakındır; o size nefesinizden ya da kendini özleyen sevginin sessiz fısıltısından bile daha yakındır. Ve sevginin sizin yarı – tıkalı kulağınıza fısıldadığı sır, sizin aklınızdan hiç çıkmayan o uzak yankı nedir? Sadece şudur: Siz Sevginin ta özüsünüz. Şu anda, olduğunuz halinizle, kendi hakkınızdaki tüm önyargılı fikirlerinize rağmen, sevgi size sahip çıkmakta ve sizi kabul etmektedir.
Siz kim olduğunuzu unuttunuz, çünkü sevgiyi kaybetme korkunuz içinde siz temelinizi oluşturan şeyi kendinizden esirgediniz. Sevgi, doğası gereği karşılıksız verilen bir armağandır. Bununla birlikte, bu sevgi ancak tekrar verildiğinde bilinir. Sevgi ancak bir kalpten diğerine aktarıldığı zaman tam anlamıyla deneyimlenebilir. Sevgi esirgendiği zaman unutulur ve siz sevgiyle birlikte doğduğunuz için, siz de onunla birlikte unutulursunuz. O sizin en gerçek Benliğinizin unutulmuş anısıyla birlikte içinizde saklı kalır. O uyuyor ve rüya görüyor olmasına karşın, isminin çağırılıp yeniden yaşama döneceği şafağı bekler. Ve sevginin uyanışı, sizin de uyanışınızdır, arada çok derin bir bağlantı vardır ve bu tümüyle sizin kendinizi, yani sevginin mevcudiyetinin tam farkındalığını karşılıksız olarak sunmanızla gerçekleşir. Ama, bu uyanış sizin sevgiyi sınırlamak ve kısıtlamak için denediğiniz tüm yolları isteyerek bırakmanızı gerektirir. Siz sevgiye yol gösteremezsiniz, ama eğer siz sevginin gerçek vizyonuna boyun eğerseniz o size rehberlik ederek size kendinizin yeni bir vizyonunu gösterecektir.
Gerçek, ya da koşulsuz sevgi sizin ilişkilerinize yüklediğiniz garip taleplerden habersizdir. Sevgi herkes için aynıdır. Sizin sevgiyi belirli ilişkiler için saklayıp diğerlerinden esirgeme girişimleriniz sizin sevginin mevcudiyetini görmenizi engelleyen şeydir. Sevginin verdiği gibi verin; ışığını ayrım yapmadan herkese sunan güneş gibi, ya da dinleyenler için değil, sadece şakımak aşkıyla şakıyan bir bülbül gibi. Siz sevgi verdiğinizde, ödülünüz sevgi olur. Bazı insanları sevginize layık bulup, diğerlerinin ise bunu hak etmediklerini düşündüğünüzde, onları böyle yargıladığınızda, o zaman sevgiyi hak etmeyen siz olursunuz; bu siz de sevgi tarafından yargılandığınız için değil, sevginin yasasını unutmuş olduğunuz için böyle olur.
Siz, özünüzde, koşulsuz sevgi pınarısınız. Sizden akan su tüm evreni tazeleyip canlandırır, çünkü siz evrenden ayrı değil, onunla çok derin bir bağlantı içindesinizdir. O halde, bırakın armağanınız karşılıksız olsun. Bırakın o sizden akıp gördüğünüz herkesi, yolunuza çıkan herkesi yıkasın. Hala, diğer ilişkilerinize kıyasla daha bağlılık hissettiğiniz, daha içli – dışlı ilişkilere sahip olamayacağınızı da düşünmeyin. Bağlılığın, içli – dışlılığın sevgiyle bir ilişkisi yoktur. Daima yaşamınızda düşüncelerinizin daha derin nabız atışını paylaştığınız birileri ve paylaşmadığınız birileri olacaktır. Ama, onların her birine aynı sevgiyi verirsiniz. Bu sizin sürekli olarak yeniden doğduğunuz aynı yaşamın tanınıp onaylanmasıdır.
Sevgi bir biliştir; o saf bir anlayıştır. O nasıl görünürse görünsün her şeyin bir bütün olduğunu bilir ve kendini hiç yargılamadan, şu ya da bu ilişki arasında bir fark görmeden bütünüyle verir. O sadece tek bir gerçek ilişki olduğunu ve bunun Sevgi düşüncesinin ya da fikrinin ötesinde bulunan ve hepimizin paylaştığı o Benlik olduğunu, bunun yaşamın yaşamla kutsal karşılaşması olduğunu bilir. Koşulsuz sevginin sırrı bizim hepimizin aynı olduğumuz ve hayal edilemeyecek kadar kutsal olduğumuzdur. İşte korkuyu bıraktığınızda bu gerçek gözler önüne serilir. Hepiniz bunu arıyorsunuz. Ve kalbinizi yaradılışın her unsuruna açtığınızda onu bulacaksınız.
Işık Temsilcileri – James Twyman