nills Discussion started by nills 14 years ago
BÖYLE BİR UŞAK


Hüsrev Pasa sinirli ve hırçın tabiatlı biriymis. Sık sık çevresindeki, emri altındaki kisileri azarlar, kırarmıs. Yine öfkeli bir
anında usagını agır bir sekilde azarlamıs, hakarette bulunmus. Usak:
— Artık bu kadarı fazla, diyerek alıp basını gitmis.
Bunu duyan usak simsarları hemen Hüsrev Pasa’nın konagına damlamıslar. Hüsrev Pasa aradıgı usakta bulunmasını
istedigi nitelikleri sıralamaya baslamıs:
— Benim huyumu biliyorsunuz, bana buna göre bir usak bulacaksınız. Bulacagınız usak öyle zır cahil olmasın. Az çok
okuma yazma bilsin, biraz mürekkep yalamıslıgı olsun.
— Bulacagımız usagın böyle biri olmasına dikkat ederiz pasam.
— Bulacagınız usak hossohbet, nüktedan biri olsun. Biraz halden, dilden anlasın. Yorgun ve sıkıntılı zamanlarımda beni
eglendirsin.
— Bas üstüne pasam...
— Biraz hesap kitaptan da anlasın.
— Peki pasam.
— Biraz musikiden de anlasın. Malum müzik ruhun gıdasıdır, derler.
— Emredersiniz pasam.
Bu konusma sırasında orada bulunan devrin tanınmıs sairi Izzet Molla söze karısmıs:
— Pasam, sizin aradıgınız gibi birini hasmetli padisahımız da arıyormus.
Pasa merakla sormus:
— Ya öyle mi, ne yapacakmıs acaba?
— Sayet böyle birini bulabilirse sadrazam yapacakmıs.