Spiritüel Tecrübenin Getirdiği Dayak
Related discussions
-
spiritüel paradoks
ben tam olarak soruyu anlamadım, biraz açabilirmisiniz. yazı bir çok şeyi içeriyor da. ben burada yazılı olanlara inanıyorum.
2 Replies Posted in aydınlanma
-
Spiritüel Farkındalık
0 Replies Posted in farkındalık
-
SQ - Spiritüel/Ruhsal Zekâ
0 Replies Posted in Her Telden :)
Bir keresinde, içsel duygularımı gözlemek ve davranışımı gözlemlemek amacıyla sessizlik uygulaması yapıyordum. Rama'nın doğum yeri olan Ayodhya'nın dışındaki Saryu Nehri'nin kıyısında oturuyordum. Civardaki halk, benim konuşmama temrini yaptığımı ve yiyecek isteyemeyeceğimi biliyor ve her gün bir öğün yemek getiriyorlardı. Yaz mevsiminde olduğumuz için herhangi bir barınağa ihtiyaç duymamıştım. Bir akşam aniden kara bulutlar belirdi ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Yanımda, örtünmek için kullandığım uzun bir battaniyeden başka bir şey yoktu. Sığınmak için civardaki mabetlerden birine doğru yola koyuldum. Karanlık basmıştı bile. Mabedin arka kısmındaki sütunlu giriş yerine tam oturmuştum ki, ellerinde bambu sopalarla birlikte üç mabet bekçisi ortaya çıktı ve orada ne yaptığımı sordular. Benim bir hırsız olduğumu sanmışlardı. Konuşmama temrini yaptığım için onlara bir cevap veremedim. Bunun üzerine sopalarla beni dövmeye başladılar. Yediğim darbelerin altında şuurumu kaybetmiştim. Bu arada, gürültüleri duyan mabet rahibi, elinde lambasıyla olay yerine gelmiş. Beni çok iyi tanıyan rahip, başımın kanadığını, vücudumun çürüklerle dolu olduğunu görünce dehşete düşmüş. Kendime geldiğimde, rahip ile mabet hizmetkârları yaptıkları büyük hatadan dolayı özür dilemeye başladılar. Zahitlik hayatının kolay olmadığını o gün anlamıştım. Kendi kendimi yetiştirmeye devam ettim ama kentlerde dolaşmaya son verdim.
Tüm eğitim ve tedavi yöntemleri içinde en yükseği; kişinin kendi zihninin, eylemlerinin ve sözlerinin sürekli olarak şuurunda olmasını sağlayan, kendi kendini yetiştirme yöntemidir. Sankalpa'mı (doğru kararlılık) geliştirmeye ve duygularımı, düşüncelerimi, sözlerimi ve hareketlerimi daima denetlemeye çalışırdım. O günlerde gördüm ki, şuurlu zihnimi her ne vakit meditasyonla yatıştırsam, aniden şuurdışı zihnimden düşünce kabarcıkları ortaya çıkıyordu. Zihni ve uğradığı değişimleri kontrol etmeyi öğrenirken; kendi kendini gözlemleme, analiz etme ve meditasyon yapma sürecinden geçmek gerekir. Zihni kontrol etmeyi öğrenmem ve şuurlu zihin ile şuurdışı zihin arasındaki ilişkiyi dikkatlice etüt etmem, uzun bir süre aldı. Bir çok kereler, "İşte şimdi düşüncelerime hakim oldum. Zihnim benim kontrolüm altında" diye düşünmüşümdür. Fakat bir kaç gün sonra, şuurdışının derinliklerinden bilinmeyen bir düşünce kabarcığı ortaya çıkmış ve şuurlu zihnimi kontrol altına alarak, tavırlarım ile davranışımı etkilemiştir. Zaman zaman hayal kırıklığına uğradığım ve karamsarlığa kapıldığım da olmuştur ama daima karşıma bana yardım eden ve yol gösteren biri çıkmıştır.
Yüksek gayelere yönelik bir kişi olunduğunda, başlangıçta pek bir şey beklemeksizin, meditasyon uygulamasında daima ihtiyatlı ve karalı olmak gerekir. Bana, derhal sonuç veren bir meditasyon yönteminin olmadığı söylenmişti. Modern öğrenciler meditasyondan hemen sonuç olmayı umarlar ve bu bekleyiş, onların, spiritüel deneyimler sandıkları, ama aslında şuurdışı zihinlerinin ürünlerinden ibaret olan bir çok şeyi tahayyül etmelerine ve halüsinasyon halinde deneyimlemelerine yol açar. Bunun sonucunda da uğradıkları hayal kırıklığı dengelerini yitirmelerine sebep olur veya meditasyondan vazgeçerler yahut da gelişmeleri için zararlı olan garip yöntemlerin izleyicisi haline gelirler.
Swama Rama, Himalaya Yogileri -1, Başkent Ofset-İstanbul.
--