aylack Discussion started by aylack 14 years ago

*ilk adım kendini her şeyinle kabul etmek..bütün insanlığı delirten o geleneklere rağmen

*kırılganlık bir suçluluk sebebi değildir, bilincin en yüksek ifadesidir. herhangi bir şeyin ifadesi ne kadar yüksekse, o kadar kırılgandır

*yakınlık kalbin kapılarının sana açık olmasıdır, içeri girip konuk olabilirsin. ama bunu ancak bastırılmış cinselliğin çürütmediği bir kalple yapabilirsin. içinde sapkınlıklar kaynamayan, doğal bir kalple. ağaçlar kadar doğal, çocuklar kadar masum. o zaman yakınlık korkusu olmaz

*içeride ışık yok! içeride bilinç olmadığı için elbette dışarıda aramaya devam ediyorsun, çünkü dışarısı daha net görünüyor. duyuların ışığı dışa çevrili ve arayan ise içeride. eğer tüm arayışın bittiyse ve birden bilinecek tek bir şey olduğunu anladıysan; ''kimim ben?''-orada dönüşüm vardır. bütün değerler birden değişir. içe doğru hareket etmeye başlarsın. aranan arayandır ve kendini bilmek sadece derin yalnızlıkla mümkündür

*kendini tanımaya doğru ilerlerken önce kendini bırakmak zorunda kalacaksın. bir boşluk olacak, bir çeşit hiçlik olacak. kimliksiz olacaksın..ruhun karanlık gecesi..bunun içinden geçmek gerekir ve bir kere geçince şafak söker. güneş doğar ve insan kendini ilk kez olarak tanır..ve her şey tamamlanır

*asla maske kullanma! kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde nefret etmedin. şimdi sevmek istiyorsun; bir de farkettin ki mekanizma işlemiyor. şimdi gülümsemek istediğinde zorlanıyorsun. aslında kalbin gülüşle dolu, kahkaha atmak istiyorsun ama gülemiyorsun. kalbinde bir şey boğuluyor, boğazında bir şey düğümleniyor..kederliysen kederlisindir. o anın gerçeği budur, gizleme bunu. sahte bir gülümseme takınma çünkü o gülümseme sende bölünme yaratır

*bu da öğretiliyor..tutarlı olmak! her an kendine özgüdür ve hiçbir anın diğeriyle tutarlı olması gerekmez. sadece yalanlar tutarlı olabilir. gerçek sürekli değişir. gerçeğin kendi çelişkileri vardır. bu da onun zenginliğidir, büyüklüğüdür, güzelliğidir

*bir çocuğa Tanrı'ya inanmasını söylemek saçmalıktır, tümüyle saçmalık. Tanrı varolmadığı için değil, çocuk henüz o susuzluğu, arzuyu, özlemi hissetmediği için. çocuk henüz gerçeği, hayatın en yüce gerçeğini araştırmaya hazır değil. henüz varoluşun gerçeğini araştıracak kadar olgun değil. o aşk birgün kendiliğinden oluşacak ama sadece çocuk bir inanca zorlanmazsa! ona din öğretmedin, bir politikacı yarattın. gerçek bir varlık olma potansiyelini mahvettin. henüz soru çocuğun ruhunu ele geçirmeden ona cevap verildi

*toplum kendini sevmeyi lanetler. bunun bencillik olduğunu söyler, narsistlik olduğunu söyler. kendini sevmek, kendine hayran olmana, narsizme dönüşebilir. ama öyle olması gerekmez. ancak kendini aşamaması durumunda narsizme dönüşür ancak kendine saplanıp kalırsa  o zaman bir çeşit bencillik haline gelir. aksi halde kendini sevmek diğer bütün sevgilerin başlangıcıdır.

kimse sana sevildiğini ve saygı duyulduğunu söylemedi, ihtiyaç duyulduğunu söylemedi. bu varoluşun seni özleyeceği sana hiç söylenmedi. sen olmasan bir şeyler eksik kalır..hiç kimse sana bunu söylemedi. Tanrı seni sevdiği için yarattı. seni öyle çok seviyor ki seni yaratma arzusuna karşı koymadı. Tanrı sözcüğünün senin için bir anlamı yoksa dert etme. varoluş de ona, bütünlük de. varoluş seni seviyor, aksi halde burada olmazdın. ve dindarlık basitçe güvenmektir. başlangıç noktası kendine güvendir. başka bir şey gerekmez, diğer bütün şeyler kendiliğinden gelir