*biriyle sadece cinsel ilişkide olmak yakınlık değildir. cinsel orgazm yakınlığın tümü değildir, sadece yüzeyidir. yakınlıkta bu olabilir de, olmayabilir de
*iki sevgili gerçekten birbirlerine açık olduklarında, birbirlerinden korkmadıklarında, bir şey gizlemediklerinde bu yakınlıktır. diğerinin kızacağından ya da incineceğinden korkmadan her şeyi söyleyebildiklerinde..eğer bir sevgili diğerinin kızacağından korkuyorsa, o zaman yakınlık yeterince derin değildir. o zaman, bu bir tür anlaşmadır ve herhangi bir şeyle bozulabilir. ama iki sevgili gerçekten saklanacak bir şey olmadığını hissettiklerinde ve her şey söylenebildiğinde; güven öyle bir derinliğe ulaşmıştır ki, bir şey söylenmese de diğerinin anlayacağı bilinir. o zaman, tek olmaya başlamışlardır
*senin karmaşanı gören diğeri seni hükmü altına alabilir. bu dünyada çok fazla sömürü var.
*hedef sevgidir! onu nasıl kullanacağını bilen, adına Tanrı denen en yüksek zirveye ulaşabilir
*güzel olan her şey içeridedir. kadınlar sevişirken gözlerini kaparlar..bir bildikleri vardır. erkek gözleri açık olarak sevişmeye devam eder. izleyici olarak kalır. kadın içerisiyle daha uyumludur
*insan ilişkilerinin mahremiyete ihtiyacı vardır. dışa dönük olmak yanlış değil ama unutma; bu, hayatın sadece bir parçası. bütünü haline gelmemeli. filizlenmek için, güçlenmek için, yaşamak için, yeniden doğmak için karanlığa ihtiyacın var. sonra dışarı çıkmalı ve dünyayla, ışıkla, fırtınayla, yağmurla karşılaşmalısın. dışarının mücadelesini kabul etmeli. ancak o mücadele ancak içeride derin kökler varsa kabul edilebilir
*sevgi içinde kıskançlık olmadığı, sahip çıkma olmadığı zaman tanrısaldır. ırmak bir ağacın yanından geçer, onu selamlar, onu besler, ona su verir..ve devam eder, dansına devam eder. ağaca yapışmaz. ve ağaç da ona ''nereye gidiyorsun?biz evliyiz! ve beni terkedebilmen için önce bir boşanma olması lazım, en azından bir ayrılık dönemi! ve madem beni terkedecektin niye etrafımda o kadar güzel dansettin? o zaman beni niye besledin?''demez. hayır, ağaç çiçeklerini şükranla ırmağa yağdırır ve ırmak yoluna devam eder. rüzgar gelir ve ağacın etrafında dans eder ve gider. ağaç da ona kokusunu verir..bu ilişki kurmaktır. eğer insanlık büyür, olgunlaşırsa sevgi de böyle olacak. buluşan, paylaşan, devam eden insanlar; sahip çıkmadan, hükmetmeye çalışmadan..aksi halde sevgi bir güç gösterisi haline gelir
*var olamak sadece riske girdiğin zaman olur, tehlikeye girdiğin zaman. ve sevgi en büyük tehlikedir..seni bütün olarak ister!
*rüzgarın kaçabileceğinden korkup bütün kapıları, pencereleri, çatlakları kapatırlar. güvenlik için kurdukları düzendir bu ve adına evlilik denir. ama çok şaşırırlar; bütün kapılar ve pencereler kapanınca, en küçük çatlaklar bile kapanınca, harika serinlikte bir rüzgar yerine, ölü ve bayat bir hava kalır. herkes bunu hisseder ama içeri kapatıldığı zaman rüzgarın güzelliğinin yok olduğunu farketmek cesaret ister
*sevgiyi arzuluyor, özlemini çekiyorsun. ama o an geldiğinde ve biri sana sevgi yağdırmaya hazır olduğunda geri kaçıyorsun. sevginin sana çok büyük bir etkisi olacak çünkü onu alabilir hale gelmeden önce büyük bir dönüşüm geçirmen gerekecek
*sadakat, inanç, saygınlık..hepsi ego için besindir. hepsi ruhsal gelişime aykırıdır. din adamları inanç sistemi hakkında soru sormanı istemezler çünkü vercek cevapları yoktur. inanç sistemleri öyle sahtedir ki sorgulandıkları anda yıkılırlar. sorgulanmadıklarında milyonlarca insanı hizada tutan dinler yaratırlar
*çocuğun sadık olması anne-babası için bir rahatlıktır çünkü asi bir çocuk problem yaratır. bugüne kadar insan böyle eğitildi
*sevginin, güvenin yerine sahte bir değer yarattık; sadakat! sevgi tehlikeli bir deneyimdir çünkü senden daha büyük olan bir şey tarafından ele geçirilirsin. kontrol edilemez. sadakat senin zihnin tarafından üretilir, seni aşan bir şey değildir. toplum ise güvenilmez deneyimlere yaslanamaz. o garantiler, güvenceler ister. o yüzden sevgiyi hayattan tümüyle çekmiş ve yerine evliliği koymuştur
*zihnin der ki ''öfkelenme, söz ver kendine'' ne kadar çok bastırırsan öfke de varlığının derinine o kadar çok iner. bütün ilşkilerine yayılır. birine aşık bile olsan öfke oradadır ve sevginde şiddet olur. zihninde baskı yüzünden seks vardır ve zihnin der ki ''daha çok bastır'' eğer bastırırsan seks sadece vücuduna işlemez, zihnini de sarar, beyinsel bir hale gelir. o zaman insan tekrar tekrar seksi düşünmeye devam eder. o yüzden dünyada bu kadar çok pornografik yayın var.
*biriyle sadece cinsel ilişkide olmak yakınlık değildir. cinsel orgazm yakınlığın tümü değildir, sadece yüzeyidir. yakınlıkta bu olabilir de, olmayabilir de
*iki sevgili gerçekten birbirlerine açık olduklarında, birbirlerinden korkmadıklarında, bir şey gizlemediklerinde bu yakınlıktır. diğerinin kızacağından ya da incineceğinden korkmadan her şeyi söyleyebildiklerinde..eğer bir sevgili diğerinin kızacağından korkuyorsa, o zaman yakınlık yeterince derin değildir. o zaman, bu bir tür anlaşmadır ve herhangi bir şeyle bozulabilir. ama iki sevgili gerçekten saklanacak bir şey olmadığını hissettiklerinde ve her şey söylenebildiğinde; güven öyle bir derinliğe ulaşmıştır ki, bir şey söylenmese de diğerinin anlayacağı bilinir. o zaman, tek olmaya başlamışlardır
*senin karmaşanı gören diğeri seni hükmü altına alabilir. bu dünyada çok fazla sömürü var.
*hedef sevgidir! onu nasıl kullanacağını bilen, adına Tanrı denen en yüksek zirveye ulaşabilir
*güzel olan her şey içeridedir. kadınlar sevişirken gözlerini kaparlar..bir bildikleri vardır. erkek gözleri açık olarak sevişmeye devam eder. izleyici olarak kalır. kadın içerisiyle daha uyumludur
*insan ilişkilerinin mahremiyete ihtiyacı vardır. dışa dönük olmak yanlış değil ama unutma; bu, hayatın sadece bir parçası. bütünü haline gelmemeli. filizlenmek için, güçlenmek için, yaşamak için, yeniden doğmak için karanlığa ihtiyacın var. sonra dışarı çıkmalı ve dünyayla, ışıkla, fırtınayla, yağmurla karşılaşmalısın. dışarının mücadelesini kabul etmeli. ancak o mücadele ancak içeride derin kökler varsa kabul edilebilir
*sevgi içinde kıskançlık olmadığı, sahip çıkma olmadığı zaman tanrısaldır. ırmak bir ağacın yanından geçer, onu selamlar, onu besler, ona su verir..ve devam eder, dansına devam eder. ağaca yapışmaz. ve ağaç da ona ''nereye gidiyorsun?biz evliyiz! ve beni terkedebilmen için önce bir boşanma olması lazım, en azından bir ayrılık dönemi! ve madem beni terkedecektin niye etrafımda o kadar güzel dansettin? o zaman beni niye besledin?''demez. hayır, ağaç çiçeklerini şükranla ırmağa yağdırır ve ırmak yoluna devam eder. rüzgar gelir ve ağacın etrafında dans eder ve gider. ağaç da ona kokusunu verir..bu ilişki kurmaktır. eğer insanlık büyür, olgunlaşırsa sevgi de böyle olacak. buluşan, paylaşan, devam eden insanlar; sahip çıkmadan, hükmetmeye çalışmadan..aksi halde sevgi bir güç gösterisi haline gelir
*var olamak sadece riske girdiğin zaman olur, tehlikeye girdiğin zaman. ve sevgi en büyük tehlikedir..seni bütün olarak ister!
*rüzgarın kaçabileceğinden korkup bütün kapıları, pencereleri, çatlakları kapatırlar. güvenlik için kurdukları düzendir bu ve adına evlilik denir. ama çok şaşırırlar; bütün kapılar ve pencereler kapanınca, en küçük çatlaklar bile kapanınca, harika serinlikte bir rüzgar yerine, ölü ve bayat bir hava kalır. herkes bunu hisseder ama içeri kapatıldığı zaman rüzgarın güzelliğinin yok olduğunu farketmek cesaret ister
*sevgiyi arzuluyor, özlemini çekiyorsun. ama o an geldiğinde ve biri sana sevgi yağdırmaya hazır olduğunda geri kaçıyorsun. sevginin sana çok büyük bir etkisi olacak çünkü onu alabilir hale gelmeden önce büyük bir dönüşüm geçirmen gerekecek
*sadakat, inanç, saygınlık..hepsi ego için besindir. hepsi ruhsal gelişime aykırıdır. din adamları inanç sistemi hakkında soru sormanı istemezler çünkü vercek cevapları yoktur. inanç sistemleri öyle sahtedir ki sorgulandıkları anda yıkılırlar. sorgulanmadıklarında milyonlarca insanı hizada tutan dinler yaratırlar
*çocuğun sadık olması anne-babası için bir rahatlıktır çünkü asi bir çocuk problem yaratır. bugüne kadar insan böyle eğitildi
*sevginin, güvenin yerine sahte bir değer yarattık; sadakat! sevgi tehlikeli bir deneyimdir çünkü senden daha büyük olan bir şey tarafından ele geçirilirsin. kontrol edilemez. sadakat senin zihnin tarafından üretilir, seni aşan bir şey değildir. toplum ise güvenilmez deneyimlere yaslanamaz. o garantiler, güvenceler ister. o yüzden sevgiyi hayattan tümüyle çekmiş ve yerine evliliği koymuştur
*zihnin der ki ''öfkelenme, söz ver kendine'' ne kadar çok bastırırsan öfke de varlığının derinine o kadar çok iner. bütün ilşkilerine yayılır. birine aşık bile olsan öfke oradadır ve sevginde şiddet olur. zihninde baskı yüzünden seks vardır ve zihnin der ki ''daha çok bastır'' eğer bastırırsan seks sadece vücuduna işlemez, zihnini de sarar, beyinsel bir hale gelir. o zaman insan tekrar tekrar seksi düşünmeye devam eder. o yüzden dünyada bu kadar çok pornografik yayın var.