Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

Ünlü Alman düşünürü Goethe'ye göre; bir insanın ulaşabileceği en yüksek düzey, kendi inanç ve düşüncelerinin farkına varmak, kendini tanımaktır. Kendini tanıyan insan bulunduğu her ortamı iyileştirmeye çalışır. İnsanlara kızmak yerine onlara yardım eder. Kendini tanıyarak ışığa ulaşan insan diğer insanların da bu aydınlığa ulaşması için onlara yardım eder. Kendini tanıyan insan "Doğrularımla ve yanlışlarımla ben buyum." der ve yanlışlarını düzeltmeye çalışır.

           Yıllar önce dört adam Kawir Çölleri’nde bir kervanla yolculuk ediyorlarmış. Akşam olduğunda ateşin etrafında oturuyor, deneyimleri hakkında konuşuyorlarmış. Dördününde develere hayranlığı varmış. Develerin huzurlu hallerine şaşırıyor, güçlerini takdir ediyor ve sabırlarını ibret verici buluyorlarmış. İçlerinden biri: "Biz kalem ustalarıyız, bu hayvanları övmek ve tanıtmak için yazalım veya çizelim." demiş. Bu sözleri söyler söylemez bir parşömen kâğıdı alarak yağ lambasıyla aydınlanan çadıra girmiş. Birkaç dakika sonra dışarı çıkmış ve çalışmasını arkadaşlarına göstermiş. Kâğıtta dinlenme pozisyonundan kalkmaya hazırlanan bir deve çiziliymiş, hem de o kadar güzel çiziliymiş ki insan canlı olduğunu düşünebilirmiş. Daha sonra ikinci adam çadıra girmiş ve bir süre sonra develerin kervana sağladıkları yararların yazılı olduğu edebi bir yazımla dışarı çıkmış. Üçüncü olarak çadıra giren âlim ise, büyüleyici bir şiir yazmış.

           En son dördüncü âlim çadıra girerken diğerlerini kendisini rahatsız etmemeleri konusunda uyarmış. Birkaç saat sonra ateş sönmüş ve çadırın dışındakiler uykuya dalmışlar. Fakat loş çadırdan hala kalem sesleri ve monoton bir şarkı melodisi geliyormuş. Arkadaşları dördüncü günde onu, iki ve üçüncü günde olduğu gibi boşuna beklemişler. Sonunda beşinci gün çadırın girişi açılmış ve çalışkanların çalışkanı yorgun bir halde morarmış gözlerle ve çökmüş yanaklarla dışarı çıkmış. Çenesi kısa ve sert sakallarla kaplıymış. Yorgun adımlarla diğerlerine yaklaşmış ve bir tomar parşömen kâğıdını önlerine koymuş. Birinci rulonun üzerinde büyük harflerle şöyle yazıyormuş: "Mükemmel bir deve ya da bir deve nasıl olmalı?"

           Siz şimdiye kadar kendinize “Mükemmel bir insan ya da bir insan nasıl olmalı?” diye sordunuz mu? Kendini tanımak isteyen insan da kendine sorular sormalı ve cevabını aramalıdır. Kendini tanıma zorlu bir süreçtir. Kendini tanımak isteyen insan büyük bir azim ve kararlılıkla kendi üzerinde çalışmalıdır. İnsanlığa "Kendini bil!" diye seslenen Eflatun'un bu sözünde birçok anlam gizlidir. Bu söz bize; ne istediğini bil, kendi sınırlarını ve zayıflıklarını bil, diğer insanların gözünde ne olduğunu bil, kendi isteklerinin ve niyetlerinin farkında ol, etrafında olup bitenlerin farkında ol, her alanda farkında oluşunun derecesini artır demektedir. İnsan kendini tanımayı gaye edindiği zaman bu iştahı giderek artar. Kendisi hakkında bilgisi olan kişi hem özgürlüğüne kavuşur hem de kendini iyi yönetir. İnsan kendini bildiği zaman Rabbini de bilir.



--