elfida Discussion started by elfida 14 years ago

duygusal beden olarak da bilinen astral beden, hisleri, duyguları ve karakter farklılıklarını taşır. neredeyse hiç gelişmemiş bir insanda, çevresi çok az algılanabilen astral beden, karmaşık bir şekilde her yöne hareket eden bulutsu bir madde görünümündedir. duygulara, eğilimlere ve karakter farklılıklarına bağlı olarak ve temiz görünür. bu durumda bilgili biri, fizik bedene tamamen ayarlanmış astral bedeni keskin hatlarıyla görebilecektir.

astral bedenin oval bir şekli vardır ve bedenin çevresinde, bir kaç metre ötesine kadar uzanabilir. duygulardaki her değişiklik astral beden tarafından auraya yayılır. bu ilk önce çakralardan ve biraz da gözeneklerden geçer. duygusal aura sürekli hareket halindedir. aurada sabit, temel renkler olarak görülebilen esas ve kararlı karakter farklılıkları yanında, astral beden tüm anlık duyguları yansıtır.

hiçbir subtil beden ortalama bir insanın dünya görüşünü ve gerçekliği anlayışını astral beden kadar güçlü şekillendiremez. astral beden, kararsız duygularımızın, bilinçli ve bilinçsiz korku ve saldırganlıklarımızın yanında yalnızlık ve terk edilmişlik duygularını, özgüven eksikliklerini ve benzerlerini de saklar. bu titreşimler duygusal aura ile ile yayılarak dış dünyaya gönderilen bilinçsiz mesajlarımızı oluştururlar. bu noktada karşılıklı çekim ortaya çıkar. dışarı gönderdiğimiz enerji titreşimleri çevremizdeki benzer titreşimleri çekerek onlarla birleşir. demek ki sık sık bilinçli olarak uzak durduğumuz, kurtulmak istediğimiz ya da korktuğumuz insanlarla ve çevrelerle karşılaşıyoruz. bu yolla, çevremiz, bilinçten bilinçaltına geçirdiğimiz bütün öğeleri bize gösteren bir ayna görevi yapar. fakat astral bedenimizdeki karasız duygular canlı kalmak ve çoğalmak isterler. böylece bizi zaman zaman özgün duygusal titreşimlerin bir tekrarını oluşturmaya iterler, çünkü bu titreşimler, onlar için bir beslenme kaynağıdırlar.

kişi içinde kararsız duygular taşıyorsa, bu korkuyu destekleyen koşulları çekecektir; örneğin bir kişi, içinde saldırganlık hissi taşıyorsa, tekrar tekrar, öfkelerini ve saldırganlıklarını dışa vuran insanlarla karşılaşacaklardır.

zihinsel bedenin bilinçli düşünce ve entellektüel hedeflerinin, kendi kurallarıyla işleyen astral beden üzerinde çok az etkisi vardır. zihinsel beden dış davranışları yönetebilir fakat bilinçaltı kalıplarını etkileyemez. sonuç olarak, bir insan bilinçlice sevgi ve başarı için çabalayıp bilinçsizce zıt, kıskançlık frekansları ya da özgüvende eksiklikler yayıyorsa, bilinçli hedefine ulaşması engellenecektir.

astral beden, fiziksel ölümden sonra da yaşadığı için yeni yaşamda da fizik bedenle birleştiğinden, duygusal sorunlar çözülmemişse, süregelen doğuşlarda var olmaya devam edecektir. astral bedende saklanan çözülmemiş deneyimler de yeni yaşamın koşullarını geniş ölçüde belirleyecektir.

bu konuları bir kez tamamen anladıktan sonra, kendimizi kurban olarak görmeye ve kendi zayıflığımız ve çaresizliğimizden diğer insanları ve çevremizi sorumlu tutmaya son vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor. farkına varma, kendi içinde düşündürücü bir özgürlük derecesini temsil ediyor. çünkü şimdi biliyoruz ki, kaderimiz büyük ölçüde kendi elimizde ve artık kendimizi değiştirerek yaşamımızı da değiştirebiliriz.

astral bedendeki duygusal düğümlerin çoğu solar pleksüs çakrasının içeriğine girmeli ve astral bedenin en yüksek ifade şekli olan sezgisel üçüncü göz çakrasını kullanmalıyız. fakat bu bile gerçek özgürlüğü sağlayamaz. davranışın duygusal kalıpları, ancak yüksek benliğimizin bilgeliğini, sevgisini ve mutluluğunu ifade eden astral beden yoluyla çözümlenebilir. aynı zamanda, astral bedenin evrensel karakteri de belli iç ilişkileri tanımamıza yardım eder. astral bedenle bağlantılar kalp ve taç çakralar yoluyla olur.

yüksek benlik, yaşananları iyi ya da kötü olarak yargılamaz, suçlamaz. bizi ilahi kaynaktan ayıran ve acı çekmemize yol açan duygu ve eylemlerin hangileri olduğunu anlamayı öğrenmek için, sırf bunun için bir takım tecrübelerden geçtiğimizi bize gösterir. doğal dengenin evrensel yasalarını kavramamıza yardım eder. bu davranışla, tüksek benlik, emirleri dinleyerek en yüksek enerji bedenlerindeki ruhsal enerjilerin tüm varlığımıza yayılmasını sağlar.

ruhsal bedenin titreşimleriyle astral bedeninkiler birleştiğinde, astral beden daha hızlı titreşerek düşük frekanslı olumsuz deneyimlerden kurtulur. böylece, bu deneyimlerin duygusal hafızasını kaybederek kendimizi ve başkalarını bağışlama yeteneğine sahip oluruz. bu şaşırtıcı duygusal kalıpları çözümledikçe astral bedenimiz daha derin sevgi ve neşe duyguları yayar. en açık, en parlak ve en saydam renkleriyle ışıldayan duygusal aura, çevresine gönderdiği mesajlarla, sevgi ve mutluluğu çeker. en yüksek frekans derecesiyle titreşen, tamamen bütünleşmiş bir astral bedenin doğal sonucu olarak, istenen her şeyin gerçekleşmesini sağlayan mucizevi bir yetenek kazanır.

                                                                                                                               alıntı