Benliğini (egolarını) henüz yeterince terbiye edememiş kişilerin böylesi başkalarını kulanarak kendi sorumluluklarını ,
başkalarına yönlendirmeleri nahoş durumlar yaratmaya devam edecektir
Kendi “hayatını, kaybetiklerini, üzüntülerini, yaşadıklarını en yakınların tarafından maddi manevi sömürüldüğünü,
yuvanın onların verdiği zararlar sonucu yıkıldığını çocuklarının ve senin ne kadar acı çektiğinizi.
Anlatıyorsun
Ben sana birşey söyleyim mi?.
Ben kendimi bir deniz fenerine benzetiyorum ,
Yalnızca ışığımı ulaştırmak istiyorum Karanlık çalkantılı denizlere,
Hırçın Dalgalar üzerime vursada ben yalnızca ışığımı yanık tutmaya çalışıyorum .
Ordan geçerken Işığımı görüp yolunu bulanlar, bundan faydalananlar olacak yada beni kaale almayıp kayalara toslayanlarda olacak bu onların seçimi ve Aslında buda benim hiç umurumda bile değil.
Kimseyi değiştiremezsin bu hayatta.
Kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
Her şeyi sen istediğin için yapacaksın.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.
Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil.
Herkesin gidebileceği bir yol vardır.
Ne sen kimse için mecburi istikametsin, ne de bir başkası senin için
Yani anlayacağın Benim sorunum Kendimle
Kendimle Barışmaya çalışıyorum.
İnsan frekansını, Enerji Titreşimini yükseltikği zaman .
İnsan kendinde devrim yapacak.
Bu tür insanlar çoğaldıkca bunların arasındaki bağ,
Bu güne kadar benim yaptıklarım yanlıştır diyen herhangi biriyle karşılaştın mi?
Katilin, işkencecinin, Tecavüzcünün, sömürücünün bile yaptıklarını hakklı göstermek için mutlaka nedenleri vardır.
Ve kendilerini savunurlar. Biz kabul eder veya etmeyiz.
Bu herkesin kendi doğrusu olduğunu gösterir. Bu insanların bakış açısı ve enerji frekans farkını gösterir.
Düşük frekans, acıdır, ağrıdır, kıskançlıktır, endişedir , korkudur, ve bunların hepsi birer seçimdir.
Hatta benimle senin şu andakı yazışmamız bile birer seçimdir,
İnsanlar korktuğu sürece hiçbir zaman, Koşulsuz sevgiye, Mutlak Barışa, Sonsuz şifaya ulaşamıyacaklar
Benliğini (egolarını) henüz yeterince terbiye edememiş kişilerin böylesi başkalarını kulanarak kendi sorumluluklarını ,
başkalarına yönlendirmeleri nahoş durumlar yaratmaya devam edecektir
Kendi “hayatını, kaybetiklerini, üzüntülerini, yaşadıklarını en yakınların tarafından maddi manevi sömürüldüğünü,
yuvanın onların verdiği zararlar sonucu yıkıldığını çocuklarının ve senin ne kadar acı çektiğinizi.
Anlatıyorsun
Ben sana birşey söyleyim mi?.
Ben kendimi bir deniz fenerine benzetiyorum ,
Yalnızca ışığımı ulaştırmak istiyorum Karanlık çalkantılı denizlere,
Hırçın Dalgalar üzerime vursada ben yalnızca ışığımı yanık tutmaya çalışıyorum .
Ordan geçerken Işığımı görüp yolunu bulanlar, bundan faydalananlar olacak yada beni kaale almayıp kayalara toslayanlarda olacak bu onların seçimi ve Aslında buda benim hiç umurumda bile değil.
Kimseyi değiştiremezsin bu hayatta.
Kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
Her şeyi sen istediğin için yapacaksın.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.
Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil.
Herkesin gidebileceği bir yol vardır.
Ne sen kimse için mecburi istikametsin, ne de bir başkası senin için
Yani anlayacağın Benim sorunum Kendimle
Kendimle Barışmaya çalışıyorum.
İnsan frekansını, Enerji Titreşimini yükseltikği zaman .
İnsan kendinde devrim yapacak.
Bu tür insanlar çoğaldıkca bunların arasındaki bağ,
Koşulsuz sevgi, Mutlak barış, Sonsuz şifa olacak..
Sana önerim, sende kendini şifalandirmaya dengelemeye çalış
Kendi Değerini Bil, çünkü sen çok Değerlisin
Benim gibi. Kendi kendinin sorumluluğunu üstlen.
Kendinle Barış, Dünya senile Barışmaya Hazırdır
Cavit Çağ