nills Discussion started by nills 14 years ago

 Bilgi bir bütündür. Bizler için bilginin özünü kavramak olanağı bulunmadığı için bunu parçalara ayırarak ve görünüşe göre de bu parçaları ayrı ayrı ele alıp düşünmek zorunluluğu doğmuştur. Bilgi aslında bizi evrende varolan ancak bizlerin birçok aşamalardan sonra ulaşacağımız birliğe götürür. Gerçek bilgi ne maddeden ayrı kalmakla ne de onlara bağlanmakla elde edilir. Yaşadığımız maddesel olaylardan kaçarak ancak pasif ve eylemsiz bir durumda kalınır. Gerçek bilgi ancak içinde bulunduğumuz olayları kendi gücümüz oranında değerlendirerek, bunların birer evrim aracı olarak kabulü ile sağlanır. Yaşamımız içinde gerçek mutluluğa, ancak deneyimlerimizde başarıya ulaşmak koşuluyla ulaşabiliriz. Bir bilginin bilince maledilmesi için o bilgiyi kazandıracak olayların kişide yaşanması gerekir. Bilgi eksik kaldıkça keder ve kuşkular da kaçınılmaz olacaktır. 

           Bilginin kişide bütünüyle hissedilmesi ve deneyimlerden geçmesi durumunda artık yaşanmış bir bilgi olur. İnsanların ıstırap duyuşları arasında farklar vardır. Bu ıstırapların sonuçları da ruhun öz malı olan bilgidir. İnsanları örneklerle uyarmak istesek de söylediklerimiz onun başından geçmedikçe gerçeği anlamayacaktır. Bazen de kişinin bilgi ile aydınlatılması ve bu uyarıya verdiği yer yaşamına yeni bir yön vermesini sağlayarak büyük olayların önlenmesine yeterli olur. Böylece varlık önünde karşılaşacağı zorluklardan daha hızlı geçerek hedefine doğru yol alır. Tanrı insanlara kendini doğru bir şekilde yürütebilmek için akıl, önsezi, duyuş gibi hasletleri vererek yaşamında yardımcı olacak donanımı bağışlamıştır. Bu tesirleri kullanabilirse daha doğru yürümeyi de başaracaktır.

           Bilgiyi yasa olarak görmek yerinde olur. Yasalar tanrısal ve göreceli olmak üzere iki türlüdür. Tanrısal yasalar mutlak bilgiler üzerinedir ve bunlar ancak Tanrı indindedir. İkincisi göreceli olan yasalardır ki, yaşamın temelini oluştururlar. Her şekilde amaçlar üzerinde yaygın olarak bulunur. Tedriç yasası, sosyal otomatizm yasası, biyolojik ve fizyolojik yasalar, kimyasal ve fiziksel yasalar göreceli yasalara örnektir. Bütün bunlar bilgilerimizi oluşturan yasalardır ve bilgidirler. Ancak mutlak bilgiyi göreceli olanla asla karşılaştıramayız. Çünkü akıl göreceli bilgiden öteye gidemez.

           Yetenekler, bilgi ile uygulama alanı arasında bir yoldur. Yetenek bilginin uygulanmasında önemli rol oynar. Bazen de bu yollar kapalı olabilir. Yetenek tek başına düşünülemez. Yeteneğin temelinde bilgi vardır. Yetenek bilgi sonucu olarak düşünülecek bir kavramdır veya mevcut enerjilerin, o bilginin ışığı altında amaca uygun bir şekilde yönlendirilmesidir. Yetenek başlı başına bir kavram olarak görülmemelidir. Asıl temel, bilgi ve mevcut enerjidir.

           Bizler, evrimimiz boyunca bu evren modelinin temelinde varolan, yapısını oluşturan ana prensiplerin bilgileri üzerinde uygulamalar yapmaktayız. Bu yüzden varlıkların her aşamada aldıkları bilgi toplamı farklıdır. Dünyamızın kapasitesi dâhilinde belli bir evrimi tamamlayan bir varlık diğer bir madde ortamında, evrimin devamı olarak değişik kategoriden bilgiler