Modelleme NLP'nin kalbidir. Bandler ve Grinder bu işe terapi alanında olağanüstü sonuçlar alan 3 kişiyi model leyerek başlamışlardır. Geştalt'ın kurucusu Fritz Perls, ABD'de klinik hipnozun kurucusu Milton H. Erickson ve ünlü aile terapisti Virginia Satir. Özellikle Erickson'un kul landığı dili mikroskop altına almışlar ve onun dil kalıplarını çıkarmışlardır.
Peki bir insan aynen kopyalanabilir mi? Genellikle modelleme, dahi seviyesindeki kişilerin düşünce ve davranış kalıplarının öğrenilmesinde kullanılmaktadır. (Robert Dilts'in bu konuda Strategies of Genius adlı 3 ciltlik bir eseri vardır. Burada Einstein, Walt Disney, Leonardo da Vinci, Motzart, Haz reti İsa gibi ünlü şahısların pek çok stratejisi çıkarılmıştır.) ABD'de üst düzey yöneticilerin bilinç altlarının kopyalandığı nadir örnekler olmakla birlikte daha çok başarılı satıcılar, hukukçular, sanatçılar vb. model lenmektedirler.
Yine de bu dahi bir piyano sanatçısını modelleyerek Rach maninov'u onun gibi çalabileceğiniz anlamına gelmez. Ama ortanın biraz üzerindeki bir piyano sanatçısıysanız bunu yapabilirsiniz.
İnsanların pek çok yeteneği vardır. İyi fıkra anlatmaktan hazır cevap olmaya, kendini derhal motive etmekten en büyük problemde bile soğukkanlılığını korumaya kadar. Herkesin diğerlerinden iyi yaptığı bazı yetenekler vardır. NLP bu yeteneklerin bir başkasına transfer edilebilmesini sağlar. Çünkü NLP'ye göre her davranışın bir yapısı vardır. Bu yapı küçük parçalarına bölünerek öğrenilebilir. Daha sonra başkalarınca tekrarlanabilir.
Tecrübelerimiz çeşitli unsurların biraraya gelmesiyle oluşur. Bu unsurlar temelde; davranış, duygular, düşünce kalıpları (stratejiler), ve inanç sistemidir. Tecrübelerimiz de ki farklılık, bu unsurların biraraya geliş biçimindeki farklılıktan kaynaklanır.
Biz bir kişinin tecrübelerindeki bu yapının bir modelini, haritasını oluşturarak onun yeteneklerinin altında yatan bileşimi çözebiliriz.
Modellemeyi öğrenmek için özel kurslar gereklidir. Burada anlatılacak olan özet konuyu daha kolay kavramanız içindir. David Gordon'un yöntemine göre özetlenmektedir. Tecrübeyi oluşturan unsurları biraz daha detaylı olarak incelersek;
A- Davranış: Davranış bizim tecrübemizin dışa yansıdığı ve en kolay modellenebilen, taklit edilebilen kısmıdır. Çocuk doğduğu andan itibaren bu kısmı modeller. Anne, baba ya da abi veya abla gibi davranır. İşe yeni başlayan elemanın üstünü modellemesi gibidir bu. Kendi içinde bir kaç unsura ayrılır;
a) Vücudun herhangi bir bölümünün hareketi (göz kırpmak)
b) Tüm vücut hareketi (kişiye doğru yürüyüp yaklaşmak)
c) Vücut duruşu (Yana eğik durmak)
d) Tempo (yavaş ve diyaframdan nefes al mak)
e) Yüz ifadesi (gülümseme)
f) Sözler (günaydın).
Bu tek bir sözden, o kişiye ait tüm dil yapısına kadar uzanabilir. Tüm bunlar, kişinin zihnindeki dünya modeline göre için de bulunduğu ortamın etkisinde, kendiliğinden yap tığı davranışlardır.
B- Duygular: Duygusal tecrübe daha karmaşıktır. Tek bir ortam ve anda bile, bir dizi duygu kendi içimizde harekete geçebilir. Bunu modellemek için duygu iki kısımda incelenebilir.
a) Ana duygu (sustaining emotion). Bir ye teneği sergilerken, içinde bulunduğumuz ruh halini besleyen, geri planda olan, ana bir duygu vardır. Bu duygu olmadan biz o yeteneğe ulaşamayız. (Örneğin bulmaca çözerken "meydan okuma" duygusu ana duygu olabilir. Bu duygu olmadan bulmacayı çözmeye devam edemeyebilirsiniz.)
b) Sinyal duygu (Signal emotion): Bir yeteneği ifade ederken, o kişinin dış davranışı ve bilgiyi zihninde iş le me süreci, kendisine feed-back vermek amacıyla bir dizi duygu üretebilir. Kişi o anda aldığı feedback ler aracılığıyla bir dizi geçici duygu üreterek doğru yol da olup olmadığını anlar. (Bir bulmaca çözerken yaşanan sinyal duygular sırasıyla; "merak, endişe, sıkıntı, az kal dı duygusu ve başarma duygu su" olabilir. Ama geri plandaki ana duygu "meydan okuma," sürecin devamı için hep gereklidir).
C- Stratejiler: Strateji, bir hedefe varmak için yapılan plandır. Yani bir hedef ve o hedefe ulaşmak için spesifik adımları içerir. Kişi TOTE modelde, zihnindeki düşünce yapısını ve dış davranışını buna görebelirler.
İç temsiller, bizim zihnimizde tecrübelerimizi bilme yolumuzdur. Buradaki "bilme" ile sol beyin mantıklı bilmesi farklıdır. Buradaki "bilme", zihnimizde, temsil sistemimizdeki görüntüye, sese ya da duyguya ulaşma şeklindeki bilmedir. (Örneğin bilardo oynuyorsak ve ıstakayla topa belirli hızda ve doğrultuda vurduğumuzu hissedersek o top daha hedefine ulaşmadan o sayıyı alacağımızı biliriz/hissederiz. Çünkü doğru vuruşu yaptığımızda, elimizin hızının ne kadar olacağı, yönü, ıstakanın topa değdiğinde çıkardığı sesin ne olması gerektiği hep bilinç altımızda hazırdır.) Yani içeriksiz olarak anlatırsak, zihnimizdeki hedef görüntü, ses ve duygu ile gerçek yaşamda gördüğümüz, duyduğumuz ve hissettiğimizin (bazen tattığımız ve kokladığımızında) örtüşmesi gerekir. Örtüşmüyorsa strateji gerçekleşmemiştir. Burada görme, duyma ve hissetmenin sıralaması ve alt biçemleri (sub-modalities) de stratejinin oluşmasında önemlidir.
(Stratejilerle ilgili önümüzdeki sayılarda daha detaylı bilgi verilecektir.)
D- İnançlar: İnançlar bizim o yeteneği ifa etme nedenimizdir. Yani bizim niçinimizdir. Bilinçaltımız eğer bu yeteneği elde etmeme gerek yok/benim için gereksiz/zararlı vb. diyorsa, ya da bu yeteneği elde etmek için gerekli çabayı göstermeme değmez diyorsa, zaten o yetenek ve davranış oluşmayacaktır.
İnançlar sonsuzdur. Bununla birlikte bir inancı açarsa nız içinde
Şekil sayfa 23
vardır. Değerler inançlardan biraz farklı organize olmuşlardır. Modellemede kastedilendeğer, "kriterlerin karşılanması" anla mındadır. Yani kriter, bir durum karşısında bizim için neyin önemli olduğu inancıdır. Biz herşeye bir anlam yüklemeye çalışırız. Beyin her şeye bir anlam yük leyerek birtakım eşitlikler kurar. (Örneğin, İnsanların gülümsemesi iyidir/kötüdür gibi. İnanç sistemleriyle ve meta-modelle ilgili detaylı açıklamalar için Türkiye'den NLP ve Sibernetik Uygulamaları 1 kitabına bakabilirsiniz).
Neden-Sonuç ise, bizim iki olayı bağlamamızdır. (Çok çalışırsan okulu bitirirsin).
E. İnanç Sistemi: İnançlar bir araya gelip bir ağ gibi sistem oluştururlar. Bu nedenle çevresel inançlar dediğimiz davranış veya yetenekle doğrudan bağlantılı görünmeyen, ama biraz kurcaladığınızda çıkarabileceğiniz bir sistemdir bu. Yani yukarda açıklanan kriterler ve neden-sonuç ilişkisini etkileyen diğer inançlardır bunlar.
Modellemede, kişinin inanç sistemi çözülür. Bu meta-model dediğimiz terapi diliyle yapılır.
F- Çevresel Faktörler: Pek çok durumda, uygun tecrübe yapısını oluşturmak tek başına yeterli olmaz. Diğer yeteneklerede ihtiyaç vardır. Bu yetenekler, hazırlık yapmak, ön şartlar, uygun ortamlar vb. olabilir. Örneğin Türkiye'nin en iyi borsacısının davranışını, duygularını, stratejilerini ve inanç sistemini modellediniz diyelim. Bu kişi modelleme sırasında size, "ben ekonomik konjonktüre de bakarım" diyebilir. Yeterince vakit harcarsanızonun 'ekonomik konjonktür'ünden ne anladığını da modelleyebilirsiniz ama bunun sonu yoktur. Bu nedenle bir kişiyi tamamen modellemek zordur/gereksizdir. Sadece onun ayırıcı yeteneklerini modelleyip diğerlerine (vasat bir borsacıya) aktarırsanız ciddi farklar yaratırsınız.
Modelleme NLP'nin en ilgi çekici konularından birisi olduğu için başarılı modellere ait çevirilere sayılarımızda yervereceğiz. Zaman içinde bizden örnekler de burada yer alacak. Aşağıda başarılı iki görüşme ustasının, gö rüşmeye hazırlanma modelleri yer almaktadır. Gelecek sayıda gö rüşme sırasındaki davranışları yer alacak. (Kaynak: Da vid Gordon)
Modelleme NLP'nin kalbidir. Bandler ve Grinder bu işe terapi alanında olağanüstü sonuçlar alan 3 kişiyi model leyerek başlamışlardır. Geştalt'ın kurucusu Fritz Perls, ABD'de klinik hipnozun kurucusu Milton H. Erickson ve ünlü aile terapisti Virginia Satir. Özellikle Erickson'un kul landığı dili mikroskop altına almışlar ve onun dil kalıplarını çıkarmışlardır.
Peki bir insan aynen kopyalanabilir mi? Genellikle modelleme, dahi seviyesindeki kişilerin düşünce ve davranış kalıplarının öğrenilmesinde kullanılmaktadır. (Robert Dilts'in bu konuda Strategies of Genius adlı 3 ciltlik bir eseri vardır. Burada Einstein, Walt Disney, Leonardo da Vinci, Motzart, Haz reti İsa gibi ünlü şahısların pek çok stratejisi çıkarılmıştır.) ABD'de üst düzey yöneticilerin bilinç altlarının kopyalandığı nadir örnekler olmakla birlikte daha çok başarılı satıcılar, hukukçular, sanatçılar vb. model lenmektedirler.
Yine de bu dahi bir piyano sanatçısını modelleyerek Rach maninov'u onun gibi çalabileceğiniz anlamına gelmez. Ama ortanın biraz üzerindeki bir piyano sanatçısıysanız bunu yapabilirsiniz.
İnsanların pek çok yeteneği vardır. İyi fıkra anlatmaktan hazır cevap olmaya, kendini derhal motive etmekten en büyük problemde bile soğukkanlılığını korumaya kadar. Herkesin diğerlerinden iyi yaptığı bazı yetenekler vardır. NLP bu yeteneklerin bir başkasına transfer edilebilmesini sağlar. Çünkü NLP'ye göre her davranışın bir yapısı vardır. Bu yapı küçük parçalarına bölünerek öğrenilebilir. Daha sonra başkalarınca tekrarlanabilir.
Tecrübelerimiz çeşitli unsurların biraraya gelmesiyle oluşur. Bu unsurlar temelde; davranış, duygular, düşünce kalıpları (stratejiler), ve inanç sistemidir. Tecrübelerimiz de ki farklılık, bu unsurların biraraya geliş biçimindeki farklılıktan kaynaklanır.
Biz bir kişinin tecrübelerindeki bu yapının bir modelini, haritasını oluşturarak onun yeteneklerinin altında yatan bileşimi çözebiliriz.
Modellemeyi öğrenmek için özel kurslar gereklidir. Burada anlatılacak olan özet konuyu daha kolay kavramanız içindir. David Gordon'un yöntemine göre özetlenmektedir. Tecrübeyi oluşturan unsurları biraz daha detaylı olarak incelersek;
A- Davranış: Davranış bizim tecrübemizin dışa yansıdığı ve en kolay modellenebilen, taklit edilebilen kısmıdır. Çocuk doğduğu andan itibaren bu kısmı modeller. Anne, baba ya da abi veya abla gibi davranır. İşe yeni başlayan elemanın üstünü modellemesi gibidir bu. Kendi içinde bir kaç unsura ayrılır;
a) Vücudun herhangi bir bölümünün hareketi (göz kırpmak)
b) Tüm vücut hareketi (kişiye doğru yürüyüp yaklaşmak)
c) Vücut duruşu (Yana eğik durmak)
d) Tempo (yavaş ve diyaframdan nefes al mak)
e) Yüz ifadesi (gülümseme)
f) Sözler (günaydın).
Bu tek bir sözden, o kişiye ait tüm dil yapısına kadar uzanabilir. Tüm bunlar, kişinin zihnindeki dünya modeline göre için de bulunduğu ortamın etkisinde, kendiliğinden yap tığı davranışlardır.
B- Duygular: Duygusal tecrübe daha karmaşıktır. Tek bir ortam ve anda bile, bir dizi duygu kendi içimizde harekete geçebilir. Bunu modellemek için duygu iki kısımda incelenebilir.
a) Ana duygu (sustaining emotion). Bir ye teneği sergilerken, içinde bulunduğumuz ruh halini besleyen, geri planda olan, ana bir duygu vardır. Bu duygu olmadan biz o yeteneğe ulaşamayız. (Örneğin bulmaca çözerken "meydan okuma" duygusu ana duygu olabilir. Bu duygu olmadan bulmacayı çözmeye devam edemeyebilirsiniz.)
b) Sinyal duygu (Signal emotion): Bir yeteneği ifade ederken, o kişinin dış davranışı ve bilgiyi zihninde iş le me süreci, kendisine feed-back vermek amacıyla bir dizi duygu üretebilir. Kişi o anda aldığı feedback ler aracılığıyla bir dizi geçici duygu üreterek doğru yol da olup olmadığını anlar. (Bir bulmaca çözerken yaşanan sinyal duygular sırasıyla; "merak, endişe, sıkıntı, az kal dı duygusu ve başarma duygu su" olabilir. Ama geri plandaki ana duygu "meydan okuma," sürecin devamı için hep gereklidir).
C- Stratejiler: Strateji, bir hedefe varmak için yapılan plandır. Yani bir hedef ve o hedefe ulaşmak için spesifik adımları içerir. Kişi TOTE modelde, zihnindeki düşünce yapısını ve dış davranışını buna görebelirler.
İç temsiller, bizim zihnimizde tecrübelerimizi bilme yolumuzdur. Buradaki "bilme" ile sol beyin mantıklı bilmesi farklıdır. Buradaki "bilme", zihnimizde, temsil sistemimizdeki görüntüye, sese ya da duyguya ulaşma şeklindeki bilmedir. (Örneğin bilardo oynuyorsak ve ıstakayla topa belirli hızda ve doğrultuda vurduğumuzu hissedersek o top daha hedefine ulaşmadan o sayıyı alacağımızı biliriz/hissederiz. Çünkü doğru vuruşu yaptığımızda, elimizin hızının ne kadar olacağı, yönü, ıstakanın topa değdiğinde çıkardığı sesin ne olması gerektiği hep bilinç altımızda hazırdır.) Yani içeriksiz olarak anlatırsak, zihnimizdeki hedef görüntü, ses ve duygu ile gerçek yaşamda gördüğümüz, duyduğumuz ve hissettiğimizin (bazen tattığımız ve kokladığımızında) örtüşmesi gerekir. Örtüşmüyorsa strateji gerçekleşmemiştir. Burada görme, duyma ve hissetmenin sıralaması ve alt biçemleri (sub-modalities) de stratejinin oluşmasında önemlidir.
(Stratejilerle ilgili önümüzdeki sayılarda daha detaylı bilgi verilecektir.)
D- İnançlar: İnançlar bizim o yeteneği ifa etme nedenimizdir. Yani bizim niçinimizdir. Bilinçaltımız eğer bu yeteneği elde etmeme gerek yok/benim için gereksiz/zararlı vb. diyorsa, ya da bu yeteneği elde etmek için gerekli çabayı göstermeme değmez diyorsa, zaten o yetenek ve davranış oluşmayacaktır.
İnançlar sonsuzdur. Bununla birlikte bir inancı açarsa nız içinde
Şekil sayfa 23
vardır. Değerler inançlardan biraz farklı organize olmuşlardır. Modellemede kastedilendeğer, "kriterlerin karşılanması" anla mındadır. Yani kriter, bir durum karşısında bizim için neyin önemli olduğu inancıdır. Biz herşeye bir anlam yüklemeye çalışırız. Beyin her şeye bir anlam yük leyerek birtakım eşitlikler kurar. (Örneğin, İnsanların gülümsemesi iyidir/kötüdür gibi. İnanç sistemleriyle ve meta-modelle ilgili detaylı açıklamalar için Türkiye'den NLP ve Sibernetik Uygulamaları 1 kitabına bakabilirsiniz).
Neden-Sonuç ise, bizim iki olayı bağlamamızdır. (Çok çalışırsan okulu bitirirsin).
E. İnanç Sistemi: İnançlar bir araya gelip bir ağ gibi sistem oluştururlar. Bu nedenle çevresel inançlar dediğimiz davranış veya yetenekle doğrudan bağlantılı görünmeyen, ama biraz kurcaladığınızda çıkarabileceğiniz bir sistemdir bu. Yani yukarda açıklanan kriterler ve neden-sonuç ilişkisini etkileyen diğer inançlardır bunlar.
Modellemede, kişinin inanç sistemi çözülür. Bu meta-model dediğimiz terapi diliyle yapılır.
F- Çevresel Faktörler: Pek çok durumda, uygun tecrübe yapısını oluşturmak tek başına yeterli olmaz. Diğer yeteneklerede ihtiyaç vardır. Bu yetenekler, hazırlık yapmak, ön şartlar, uygun ortamlar vb. olabilir. Örneğin Türkiye'nin en iyi borsacısının davranışını, duygularını, stratejilerini ve inanç sistemini modellediniz diyelim. Bu kişi modelleme sırasında size, "ben ekonomik konjonktüre de bakarım" diyebilir. Yeterince vakit harcarsanızonun 'ekonomik konjonktür'ünden ne anladığını da modelleyebilirsiniz ama bunun sonu yoktur. Bu nedenle bir kişiyi tamamen modellemek zordur/gereksizdir. Sadece onun ayırıcı yeteneklerini modelleyip diğerlerine (vasat bir borsacıya) aktarırsanız ciddi farklar yaratırsınız.
Modelleme NLP'nin en ilgi çekici konularından birisi olduğu için başarılı modellere ait çevirilere sayılarımızda yervereceğiz. Zaman içinde bizden örnekler de burada yer alacak. Aşağıda başarılı iki görüşme ustasının, gö rüşmeye hazırlanma modelleri yer almaktadır. Gelecek sayıda gö rüşme sırasındaki davranışları yer alacak. (Kaynak: Da vid Gordon)