Bu celse, Vancouver, BC, Kanada'da gerçekleşmiş ve 26 Ocak 2008’de Lee Carroll kanalı ile alınmıştır.
Selamlar, sevgili varlıklar, Ben Manyetik Hizmetten Kryon. Bunun uygun olmadığını söyleyenler olacaktır – Bir İnsan, bir seyirci topluluğunun karşısına geçip de kanallık ediyor gibi davranamaz! Bu mümkün değil. Bazıları ise bunun aynen göründüğü gibi olduğunu söyleyecektir. Fark ise şudur: Bazılarınız boyutlararası bir ayırt etme sensörü geliştirdiniz ki bu çağda bunu daha da geliştireceksiniz ve bazılarının ise böyle yetileri yok. Ayırt etme sensörleriniz bu tür olayların gerçek olup olmadığını bilmektedir.
Görebilenlere sesleniyorum, şimdi renklere bakın. Sahnedeki renklere bakın! Çünkü Ben Kryon'um. Perdeyi aşar sizin için üçüncü boyuta gelirim ve karşınıza geçip bu sözleri söylemek için İnsanın özgür seçimini kullanırım. Sözlerimi ayırt ederek duyabilen İnsanların özgür seçimlerini kullanıyorum. Bu mesaja daha sonra (okuyarak) katılanların özgür seçimlerini kullanıyorum. Olan tek şey, bir İnsanın bunu kabul edip etmemeye karar vermesidir. Şu anda Sahnede oturan İnsandan dinleyen kişilere kadar, tümü özgür seçimle meydana gelmektedir. Ruh böyle çalışır ve İnsanı bu şekilde onurlandırır.
Ben Kryon, ve buradaki sizin "kural" olarak adlandıracağınız şeyin farkındayım. Kural der ki insanlık enerjisi için uygun olmayan hiçbir şey burada sunulamaz. Kurala göre kendimizi size asla korku içinde sunmayacağız. Kurala göre daima dürüstçe gerçeği söyleyeceğiz. Hiçbir İnsanı maniple edici sözler sarf etmeyeceğiz, aksine sadece seveceğiz. Bir insanın hayatında değişen bir şey olursa, bu kalbidir ve özgür seçimiyle olmuştur. Ayaklarınızı yıkamamıza izin var. Ellerinizi tutabiliriz. Omuzlarınıza ve başınıza boyutlararası bir şekilde dokunabiliriz. Bu da demektir ki burada hiçbirini hissetmek istemeyen birileri varsa, hissetmeyecekler. Anlıyor musunuz? Bu İnsanın özgür seçimini onurlandırmaktır. Ve işler böyle yürür, daima.
Şimdi, bugün buraya bir mesaj almak için gelenler, beraberimizde gelen refakatçileri hissetmek için gelenler, size söylüyorum, doğru yerdesiniz! Bu sizin için. Daha önce hiç bu şekilde verilmemiş bir mesajı duymak üzeresiniz. Partnerim [Lee'ye sesleniyor], bugünkü konu hakkında sana ipuçları verdim ve sana açıklanamayanı açıklamaya çalışmak ile ilgili ipuçları verdim. Bu sözler partnerim için: Zihnini temizle. Perdeden fazla uzaklaşma, çünkü bu bilgiyi tam olarak sunabilmen için üçüncü boyutta kalman gerekiyor. Çünkü bugün, öğretilemezin öğretmeni olacaksın, çünkü İnsanı şifalandırma hakkında eğitim sürecine başlıyoruz. Diğer ülkere gittiğinde bu bilgiyi tekrar vereceğinden şüphen olmasın.
Buradaki enerji, yeni bir enerji. realiteniz değişiyor. "Ruhsallık küpleri" adı verdiğimiz şey değişiyor. Bu, geçmiş yaşam kolleksiyonunuza ait ruhsal öğrenim deneyimlerinizin bugüne akmasına dair bir mecazdır. Bu bizim sıkça bahsettiğimiz "ayırt etme makinesidir". Bazılarınız bunun ne olduğunu buradan ayrılmadan önce hissedecek ve "Bir şey farklıydı. Bu mesaj farklıydı. Sen de hissettin mi?" diyecek. Bazıları da, "Bu gerçekti, sen de hissettin mi?" diyecek. Böyle söyleyecekler çünkü kesinlikle, bu farklı bir mesaj! Ben bugün Kryon'um. Dün de Kryon'dum. Yarın da Kryon olacağım. Tek fark ise şu anda içinde bulunduğunuz enerjinin daha fazlasını hissetmenize izin veriyor olmasıdır. Değişen sizsiniz.
Bir an için durup buradaki tatlı anları onurlandırmak istiyorum. Bu özel mesaj, asla bir daha bu şekilde ifade edilmeyecek. Burada birlikte oturanlar bir daha asla bu şekilde biraraya gelmeyecek. Çünkü bu eşsiz bir an. Tarihte hiçbir zaman tekrarı olmayacak. İşte böylesine eşsiz. Gezegendeki her şeyin böyle olduğunu söyleyeceksiniz. Her şeyin üzerinde eşsiz bir damga var, ve bunda haklısınız. Ancak bu bulmacada anlamadığınız bir şey var: Ne kadar eşsiz görünse de istediğiniz zaman tekrar deneyimleyebileceğiniz size ait ruhsal bir deneyim söz konusu. Bunu açıklaması çok zor. 3B olarak düşündüğünüz kadar eşsiz, ancak bu eşsizliği boyutlararası olarak beraberinizde dışarı çıkarabilir ve istediğiniz an tekrar yaratabilirsiniz. Şu anda burada olan enerji, gördüğünüz renkler, şu anda hissettikleriniz, fark ettiğiniz ölçüde, öbür taraftan size verilen bir mesajdır ve hepsini şimdiki gibi tekrar yaşayabilirsiniz. Bugün bazılarınız ilahi bir deneyim yaşayabilir ve bu deneyim tekrar edilebilir. Yapmanız gereken tek şey, oturup tekrar yaratmaktır. Bu Ruhun gücüdür, ve içinizdeki Tanrının gücüdür. Bu ne de tatlı bir şeydir! Zamanın herhangi bir anında istediğiniz kadar çok deneyimleyebilirsiniz. Çünkü boyutlararası kaynağınıza dokunduğunuz zaman, "eşsiz" şeyler yaratan zaman çizginizi hükümsüz kılarsınız.
Şifa Üzerine Yeni Bilgiler Şimdi, size İnsan ve bedeninden bahsetmeme izin verin. Size dönem dönem parça parça ama direkt kanallık yoluyla olmadan vermiş olduğumuz bazı bilgileri vereceğim. Yapabileceklerinize dair işaretler vereceğim. İnsan bedeni ilginç bir varlık. Siz olan biyolojik bir parça, fakat genellikle başka odadaymış gibidir. Şunu demek istiyorum; sizinle sisteminiz arasında gerçek bir iletişim yoktur. Beden, sizinle iletişim kurmak için tasarlanmamıştır, acı hariç. Hepsi bu. Bu size erken yaşta verilmiş tek boyutlu bir yöndür ki böylece hayatta kalabilirsiniz - sıcak kömüre bastığınızda bilirsiniz, örneğin. Ya da sizi inciten ya da dürten bir şeyi bilirsiniz ki uzak durabilesiniz. Acı negatif gibi görünür ve genellikle de bir zorluk çıkarır. Bu sizin en önemli yetilerinizden biridir, aslında, çünkü sizi beladan uzak tutar. Yolunda gitmeyen bir şey varsa sizi uyarır.. iletişim olarak sahip olduğunuz tek yol budur ve tek yönlüdür. Geri yanıt veremezsiniz, ya da soru soramazsınız.
Birçoğunuz dediniz ki, "Sadece bu kadar. Ne yapacağım? Beden konuşamaz. Hiçbir şey söyleyemez." Yüzeysel olarak bakarsanız haklısınız. Aslında, bu gerçek size karşı çalışır.. ne kadar aydınlanmış olursanız olun. Örneğin, sizinki gibi aydınlanmış, böylesine kompleks bir bedenin, saldırıya geçen öldürücü bir hastalık karşısında sessiz kalabileceği aklınıza yatıyor mu? Bu her gün olmaktadır. Şu anda Kuzey Amerika’da dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar çok kişinin ölümüne yol açan hastalıktan bahsediyorum - kanser. Bu "yakalandığınız" bir hastalık değildir. Bu, bedeninizin öfke ve dengesizlik sonucunda geliştirdiği bir şeydir. Bu bir kaçış yoludur, kontrol edilemeyen, bedenin sisteminde çifte sürüp kendi yolunda ilerleyen bir büyümedir. Şu anda bu sandalyelerde oturuyorken bedeninize yayılıyor olabilir ve bedeniniz size bir gün acı verene kadar da haberiniz olmaz. Ve o zaman da çok geçtir.
Bu İnsan bedeni senaryosunun tümüne bakıp, "Bu nasıl bir sistem böyle? İçimde olup biten böylesine önemli bir konuda bedenim beni uyaramayacak kadar aptal mı?" Cevap: Evet. Tabi durumu sizin tarafınızdan değerlendirirseniz.. ki bu çok dar bir bakış açısıdır. Aslında böyle olmadığını söylemek üzere buradayım. Hiçbir zaman da olmadı. İçinizde olup bitenleri anlamak için belli düzeylere ulaşabiliyorsunuz, ancak bunu çok az kişi yapabiliyor. Bu, üç-boyutlu tarihi bir fikri kabul etmek ile birçok kişinin inanmadığı bir şeyi dahil ederek düşüncelerinizi genişletmek arasındaki farktır. Yıllarca kinezyoloji (hareketbilim) iletişim boşluğuna köprü olmuştu, ancak kaç kişi kullandı? Bu mantığa aykırı, öyle değil mi? İşte size zamanla bedeninin sizinle direkt konuştuğunu kanıtlayan bir şey, ancak insanlığın geneli tarafından kabul edilmemiş. Neden? Çünkü mümkün olanlar hakkında öğrendiklerinizin kapsamı dışında olan bir şey. İşte bugünün meselesi bu.
Açıklanamayanı Açıklamak Eğer doğru olmasaydı şimdiki bilgiyi size vermezdim. Sıradaki zor bir konu, ancak zamanı geldi, partnerim [Lee'ye sesleniyor]. Şimdi sizi hokus pokus işlerine - boyutlararası şifaya, yeni enerjinin destekleyeceği inanılmaz, bir sonraki adıma götüreceğim. Açıklanamayan şeyler görmeye başlayacaksınız. Oh, bazıları buna mucize diyecek. Birazdan söyleyeceklerimin bir kısmı daha yüz yıl kanıtlanamayacak, çünkü biyologlarınızın aile ağaçlarınızın soy ve bağlantılarını ve bugün bununla ilgili ne yaptığınızı keşfetmeleri bu kadar zaman alacak. Oh, şimdi korkunç olmaya başlıyoruz!
Birinci - İç Mekanizma Her bir DNA parçasının etrafında bir alan vardır. Her DNA parçasının yanında başka bir DNA parçası vardır ve bir alanı başka bir alan onu da başka bir alan çevrelemektedir. Ek olarak, hepsi grup halindedir; çizimlerinizdeki gibi dizilmiş değillerdir. Bunun ne işe yaradığını size söyleyeyim. Bilincin birliğini yaratır. Ezoterik dünyada bedeninizle trilyonlarca parçası olmasına rağmen neden tek bir parçaymış gibi konuştuğunuzu hiç merak ettiniz mi? DNA'nın içinde ruhsal bir parça vardır. DNA'da Tanrı'dan bir parça, yuvadan bir parça vardır. DNA'da realitenin kuantumluğu vardır. DNA'da, partnerimin de belirttiği gibi, akıllı bir tasarım vardır. DNA'nın etrafındaki alan, bilim tarafından gözlemlenmiş ve boyutlararası olduğu kanıtlanmıştır. Bir parçanın karşısındaki başka bir parça ve onun da karşısındaki parça, birbirine kenetlenen, birbiriyle çakışan boyutlararası bir alan yaratmaktadır ve bu alanın evrende tek bir hitabı vardır… Üzerinde adınız yazar.
Size demek istediğim, bedeninizle konuşmaya başladığınızda bu bir tüm beden deneyimidir. Ayak parmağınıza ya da dirseğinize hitap etmenize gerek yoktur. Hepsine tek seferde hitap edersiniz çünkü hepsi bütün olarak dinlemektedir. Bunu bir tüm beden deneyimi olarak düşünün çünkü DNA örtüşür; alanlar örtüşür, ve çakışan alanlar daha da büyük alan yaratan daha büyük bir alan yaratır. Trilyonlarcasını bir araya getirdiğinizde, kelimenin tam anlamıyla, o alan odaklanarak yansıttığınız bir şey haline gelir ve buna ezoterik ışık adı verilir. Zamanla, kişisel şifaya da hizmet eder. "Patronu dinlemeye" hazırdır. Partnerim buna daha önce değinmişti. Hücrelerinizle konuşabileceğinize gerçekten inanmıyorsunuz. Gerçek şu ki konuşabilirsiniz, ve her zaman da dinlerler. Bunu bir düşünün!
Gerçek şu ki engin DNA alanı ile boyutlararası şekilde tam ve bütün bir iletişiminiz var. Siz osunuz ve o da siz, ancak onunla asla konuşmazsanız, kendi yolunda ilerleyecektir. Trilyonlarca DNA parçası orada, sizi dinlemek için hazır, ancak asla onlarla konuşmadınız bile! Sadece iyi çalılşmalarını umut ediyorsunuz ve çalışlmazlarsa canınız yanıyor. Daha önce de söylediğim gibi, hissi özelliklerin ve ruhsal aydınlanmanın kafada olduğuna inanan, bedenin her bir parçasının da aydınlandığını anlamayan bir kültür ve sistemde dünyaya geldiniz. Bu nedenle, "kafanızın içinde" ayak parmağınızın çalıştığını, böbreğinizin çalıştığını, kalbinizin hayatta kaldığını umarak etrafta dolaşıyorsunuz. Bu parçalara hitap edebileceğinize ya da onları değiştirebileceğinize asla inanmadınız. Ve onlar tüm yaşamınız boyunca orada sizi bekliyorlardı! Artık buna diyorum ki, "bedeniniz patronu dinliyor," çünkü DNA'nız kendi bilinciniz vasıtasıyla onunla konuşmanızı bekliyor. DNA'nızda aydınlanmış bir özellik var… Siz ona belki Yüksek Benlik diyorsunuz. Ne ad verirseniz verin, o tüm hücresel yapıya tek seferde hitap eder ve onu değiştirmeye başlar. İşte bu noktada işler karmaşıklaşıyor. "Tamam, Kryon, bunu nasıl yaparız? Yaptığında ne olur? Nasıl boyutlararası olunur? Ben 3. Boyuttayım." Bütün bunlar büyük meseleler ve açıklanamayan kısım da budur.
Bugünkü grup içinde bilincin eşiğinde olanlar var [dikkat kesilemeyenler kast ediliyor]. Bu kişileri bir bulmaca için farkındalığa davet ediyorum. Bu artık gerekli olmayan bir öğreti çünkü artık yeni enerji var. Şimdi partnerimin yapması gereken şu: üç boyutlu bir mecaz verecek, çok - boyutlu etkiyi izah edecek. Anlatım olarak basit, anlaşılması ise güç. Bunu anlamak zorundasınız. Bu noktayı geçmek, kendinizle konuşup her şeyi mümkün kılmak için zaman paradoksunu anlamanız gerekiyor. En azından fark edilmeli, çalışılmalı, ve doğru olarak kabul edilmeli. Konu iki bölümden oluşuyor.
Birinci Bölüm Benimle birlikte basit bir şey hayal edin. Anlamak için zihninizde görüntüleyin. Bir tren var. Tren sizsiniz. Bir ray üzerinde, bu da 3B zaman çizginiz. Algınıza göre, tren bir ray üzerinde sabit bir hızla hareket ediyor ve ray bir ok gibi düz. Hız, saatiniz ve hiç değişmiyor. Rayların ufukta yok olduğunu görebiliyorsunuz. Raylar önünüzde, geleceğinizi temsil ediyor. Trenin arkası ise geçmişi temsil ediyor. Tren çok kısa, birkaç araba kadar. Siz trensiniz… Baş, gövde, bacaklar ve kollar. Tren sabit hızda ve çok yavaş hareket ediyor, bu da sizin realiteniz. 3B realiteniz budur.
Trenin realitenizde ilerlediğini imgeleyin, ancak bilin ki sizin bakış açınızdan gerçek boyutlararası tren, görmekte olduğunuz tren değildir. Çünkü ben size baktığımda, aynı trenin çok küçük bir çember içerisinde hareket ettiğini görüyorum. Çember o kadar küçük ki trenin kendisinden sadece çok az daha büyük. Bu nedenle Kryon'un treniniz ile ilgili tanımı çok küçük bir çember içerisinde hareket eden bir trendir. Şimdi şunu iyice anlayın: Sizin gördüğünüz ile benim gördüğüm aslında aynı şey ancak buradaki ana fikir algınızın ne kadar kısıtlı olduğunu anlamanıza yardımcı olmaktır ki böylece işlerin nasıl yürüdüğü gerçeği hakkında bir fikir edinebilesiniz. Bir sonraki adımda size ve partnerime göstereceklerim ve anlatacaklarım anlaşılamayanı anlamanıza yardımcı olacak. Daha sonrasında size öğreteceğim üç noktaya alışmanıza yardımcı olacak.
Diyelim ki hayatınızın geri kalan kısmında her gün hücrelerinizle konuşacaksınız ve onları değiştirmek için (şifa gibi örneğin) bir şey yapacaksınız. Diyelim ki bunu yaparak da trendeyken altınızdan geçen rayları boyama mecazını temsil ediyorsunuz. Rengin kırmızı olacağını farz edelim, çünkü bu örnek için mükemmel. İşte, hücrelerinizle konuşuyor ve biyolojinizi değiştiriyorsunuz. Değişimin meydana geldiği anda rayları kırmızıya boyamaya başlıyorsunuz. Trende boya var ve ilerledikçe rayları parlak kırmızı ile boyuyorsunuz. Şimdi bunu 3B olarak resmedin, çünkü zihninizde görmeniz sizin için önemli. Rayları kırmızıya boyamaya başlıyorsunuz ki bu da hücrelerinizde bir değişim demektir, çünkü kendi hücresel yapısıyla temasta olan güçlü bir insansınız. Üçüncü boyutta, tren ilerlerken, geriye bakabilir, rayı nerede kırmızıya boyamaya başladığınızı görebilirsiniz ve başlangıç noktası arkanızda kaybolur. Ayrıca ileriye bakıp henüz boyanmamış olan rayları da görebilirsiniz, Ancak biraz ilerleyince o kısım da kırmızı olacaktır, çünkü zihninizde tüm yaşamınızı boyamaya devam ediyorsunuz. Zamanınız nedeniyle, rayların üzerinde siz yaşlandıkça uzayan kırmızı bir kesimi boyuyorsunuz. Bu, sizin zaman çerçevenizde rayı kırmızıya boyamak ile ilgili sahip olduğunuz 3B algınızdır.
Şimdi bir an için benim tarafıma geçin. Oh, bunu anlayıp anlamayacağınızdan emin değilim, fakat bu harika bir şey! Size söylemek üzere olduğum şey çok güzel! Oh, bu sadece bir tren ve kırmızı bir ray, ama dinleyin: Benim bakış açımdan o küçücük çemberin üzerinde boyamaya başladığınız an tüm ray kırmızı oldu. Bir dakika içinde tüm ray sonsuza kadar kırmızıya boyandı! Önünüzde de arkanızda da kırmızı oldu, çünkü boyutlararası olarak bu küçük bi çember. Boyutlararası algı budur ve henüz bunu anlayamadıysanız, hücreleriniz ve DNA'nız boyutlararasıdır. Önünüzde upuzun yatan rayların her gün boyanması gerektiğini size düşündüren lineer algınızdır ve saf niyetiniz ile yaptığınız her şeyin sonsuza kadar orada olduğu gerçeğinden sizi alıkoyan sadece sınırlı bakışınızdır. Rayların boyası silinemez, asla! Ray şu anda tamamen kırmızı. Şifa gözüyle baktığınızda çok önemli olduğu kadar biraz sonra daha da güzelleşecek ve karmaşıklaşacak.
İkinci Bölüm 3B imgelemenize devam edin. İşte orada rayları boyuyorsunuz. Bir nesne yaratacak ve trenden aşağıya atacaksınız. Belki de bu, dilediğiniz bir şeyin tezahürü olabilir. Bu, imgelemin hatrına yaratılmış bir nesne ve rayların üzerinde ilerlerken onu siz yarattınız ve aşağıya attınız. Bu belki de bir tezahür. Ya da birlikte-yaratım. Nesneyi attıktan sonra, elbette hemen geride kalır, çünkü treniniz hareket ediyor. Sonuç olarak, sizin algınızda şöyle diyebilirsiniz, "Onu aşağıya attım ve işte gittikçe benden uzaklaşıyor, ardımda kaldı." Zihninizde bir anı, bir tarih var artık çünkü geçmişinizde kaldı. Ancak bulmaca kıvamında bir şey oluyor: ilginçtir ki rayların üzerinde ilerlerken, o nesne tekrar karşınıza çıkıyor! Ve siz bunu kendinize göre algılıyor ve bunun Tanrıdan bir işaret olduğunu düşünüyorsunuz: "Bunu tekrar yapmalısın!" Bu nedenle kendinize komut veriyor ve o nesneyi yaratmak için her ne yaptıysanız tekrarlıyorsunuz.
"İşte yine düşüyor," diyorsunuz ve tezahürünüzü yinelemeyi, ya da kendinize şifa vermeyi ya da Tanrıdan dilediklerinizi yaratmayı başardığınızı hissediyorsunuz. Kısa bir süre sonra tekrar karşınıza çıkıyor! Bunu "küpünüzü dolu tutmak," olarak algılıyorsunuz. Üçüncü boyutta, azar azar küpü doldurmaya alışıksınız, sızıntı olmamasını umarak, zamana karşı gelmenin planlarını yapıyorsunuz. Bu oldukça üçüncü boyuta ait bir durum, bu nedenle her şeyi tekrar ediyorsunuz. Tekrar tekrar yapıyorsunuz. "İşte yeniden başlıyoruz, hadi yapalım şunu. Küpü doldurmak güzel bir his. Hadi yine yapalım."
Bu celse, Vancouver, BC, Kanada'da gerçekleşmiş ve
26 Ocak 2008’de Lee Carroll kanalı ile alınmıştır.
Selamlar, sevgili varlıklar, Ben Manyetik Hizmetten Kryon. Bunun uygun olmadığını söyleyenler olacaktır – Bir İnsan, bir seyirci topluluğunun karşısına geçip de kanallık ediyor gibi davranamaz! Bu mümkün değil. Bazıları ise bunun aynen göründüğü gibi olduğunu söyleyecektir. Fark ise şudur: Bazılarınız boyutlararası bir ayırt etme sensörü geliştirdiniz ki bu çağda bunu daha da geliştireceksiniz ve bazılarının ise böyle yetileri yok. Ayırt etme sensörleriniz bu tür olayların gerçek olup olmadığını bilmektedir.
Görebilenlere sesleniyorum, şimdi renklere bakın. Sahnedeki renklere bakın! Çünkü Ben Kryon'um. Perdeyi aşar sizin için üçüncü boyuta gelirim ve karşınıza geçip bu sözleri söylemek için İnsanın özgür seçimini kullanırım. Sözlerimi ayırt ederek duyabilen İnsanların özgür seçimlerini kullanıyorum. Bu mesaja daha sonra (okuyarak) katılanların özgür seçimlerini kullanıyorum. Olan tek şey, bir İnsanın bunu kabul edip etmemeye karar vermesidir. Şu anda Sahnede oturan İnsandan dinleyen kişilere kadar, tümü özgür seçimle meydana gelmektedir. Ruh böyle çalışır ve İnsanı bu şekilde onurlandırır.
Ben Kryon, ve buradaki sizin "kural" olarak adlandıracağınız şeyin farkındayım. Kural der ki insanlık enerjisi için uygun olmayan hiçbir şey burada sunulamaz. Kurala göre kendimizi size asla korku içinde sunmayacağız. Kurala göre daima dürüstçe gerçeği söyleyeceğiz. Hiçbir İnsanı maniple edici sözler sarf etmeyeceğiz, aksine sadece seveceğiz. Bir insanın hayatında değişen bir şey olursa, bu kalbidir ve özgür seçimiyle olmuştur. Ayaklarınızı yıkamamıza izin var. Ellerinizi tutabiliriz. Omuzlarınıza ve başınıza boyutlararası bir şekilde dokunabiliriz. Bu da demektir ki burada hiçbirini hissetmek istemeyen birileri varsa, hissetmeyecekler. Anlıyor musunuz? Bu İnsanın özgür seçimini onurlandırmaktır. Ve işler böyle yürür, daima.
Şimdi, bugün buraya bir mesaj almak için gelenler, beraberimizde gelen refakatçileri hissetmek için gelenler, size söylüyorum, doğru yerdesiniz! Bu sizin için. Daha önce hiç bu şekilde verilmemiş bir mesajı duymak üzeresiniz. Partnerim [Lee'ye sesleniyor], bugünkü konu hakkında sana ipuçları verdim ve sana açıklanamayanı açıklamaya çalışmak ile ilgili ipuçları verdim. Bu sözler partnerim için: Zihnini temizle. Perdeden fazla uzaklaşma, çünkü bu bilgiyi tam olarak sunabilmen için üçüncü boyutta kalman gerekiyor. Çünkü bugün, öğretilemezin öğretmeni olacaksın, çünkü İnsanı şifalandırma hakkında eğitim sürecine başlıyoruz. Diğer ülkere gittiğinde bu bilgiyi tekrar vereceğinden şüphen olmasın.
Buradaki enerji, yeni bir enerji. realiteniz değişiyor. "Ruhsallık küpleri" adı verdiğimiz şey değişiyor. Bu, geçmiş yaşam kolleksiyonunuza ait ruhsal öğrenim deneyimlerinizin bugüne akmasına dair bir mecazdır. Bu bizim sıkça bahsettiğimiz "ayırt etme makinesidir". Bazılarınız bunun ne olduğunu buradan ayrılmadan önce hissedecek ve "Bir şey farklıydı. Bu mesaj farklıydı. Sen de hissettin mi?" diyecek. Bazıları da, "Bu gerçekti, sen de hissettin mi?" diyecek. Böyle söyleyecekler çünkü kesinlikle, bu farklı bir mesaj! Ben bugün Kryon'um. Dün de Kryon'dum. Yarın da Kryon olacağım. Tek fark ise şu anda içinde bulunduğunuz enerjinin daha fazlasını hissetmenize izin veriyor olmasıdır. Değişen sizsiniz.
Bir an için durup buradaki tatlı anları onurlandırmak istiyorum. Bu özel mesaj, asla bir daha bu şekilde ifade edilmeyecek. Burada birlikte oturanlar bir daha asla bu şekilde biraraya gelmeyecek. Çünkü bu eşsiz bir an. Tarihte hiçbir zaman tekrarı olmayacak. İşte böylesine eşsiz. Gezegendeki her şeyin böyle olduğunu söyleyeceksiniz. Her şeyin üzerinde eşsiz bir damga var, ve bunda haklısınız. Ancak bu bulmacada anlamadığınız bir şey var: Ne kadar eşsiz görünse de istediğiniz zaman tekrar deneyimleyebileceğiniz size ait ruhsal bir deneyim söz konusu. Bunu açıklaması çok zor. 3B olarak düşündüğünüz kadar eşsiz, ancak bu eşsizliği boyutlararası olarak beraberinizde dışarı çıkarabilir ve istediğiniz an tekrar yaratabilirsiniz. Şu anda burada olan enerji, gördüğünüz renkler, şu anda hissettikleriniz, fark ettiğiniz ölçüde, öbür taraftan size verilen bir mesajdır ve hepsini şimdiki gibi tekrar yaşayabilirsiniz. Bugün bazılarınız ilahi bir deneyim yaşayabilir ve bu deneyim tekrar edilebilir. Yapmanız gereken tek şey, oturup tekrar yaratmaktır. Bu Ruhun gücüdür, ve içinizdeki Tanrının gücüdür. Bu ne de tatlı bir şeydir! Zamanın herhangi bir anında istediğiniz kadar çok deneyimleyebilirsiniz. Çünkü boyutlararası kaynağınıza dokunduğunuz zaman, "eşsiz" şeyler yaratan zaman çizginizi hükümsüz kılarsınız.
Şifa Üzerine Yeni Bilgiler
Şimdi, size İnsan ve bedeninden bahsetmeme izin verin. Size dönem dönem parça parça ama direkt kanallık yoluyla olmadan vermiş olduğumuz bazı bilgileri vereceğim. Yapabileceklerinize dair işaretler vereceğim. İnsan bedeni ilginç bir varlık. Siz olan biyolojik bir parça, fakat genellikle başka odadaymış gibidir. Şunu demek istiyorum; sizinle sisteminiz arasında gerçek bir iletişim yoktur. Beden, sizinle iletişim kurmak için tasarlanmamıştır, acı hariç. Hepsi bu. Bu size erken yaşta verilmiş tek boyutlu bir yöndür ki böylece hayatta kalabilirsiniz - sıcak kömüre bastığınızda bilirsiniz, örneğin. Ya da sizi inciten ya da dürten bir şeyi bilirsiniz ki uzak durabilesiniz. Acı negatif gibi görünür ve genellikle de bir zorluk çıkarır. Bu sizin en önemli yetilerinizden biridir, aslında, çünkü sizi beladan uzak tutar. Yolunda gitmeyen bir şey varsa sizi uyarır.. iletişim olarak sahip olduğunuz tek yol budur ve tek yönlüdür. Geri yanıt veremezsiniz, ya da soru soramazsınız.
Birçoğunuz dediniz ki, "Sadece bu kadar. Ne yapacağım? Beden konuşamaz. Hiçbir şey söyleyemez." Yüzeysel olarak bakarsanız haklısınız. Aslında, bu gerçek size karşı çalışır.. ne kadar aydınlanmış olursanız olun. Örneğin, sizinki gibi aydınlanmış, böylesine kompleks bir bedenin, saldırıya geçen öldürücü bir hastalık karşısında sessiz kalabileceği aklınıza yatıyor mu? Bu her gün olmaktadır. Şu anda Kuzey Amerika’da dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar çok kişinin ölümüne yol açan hastalıktan bahsediyorum - kanser. Bu "yakalandığınız" bir hastalık değildir. Bu, bedeninizin öfke ve dengesizlik sonucunda geliştirdiği bir şeydir. Bu bir kaçış yoludur, kontrol edilemeyen, bedenin sisteminde çifte sürüp kendi yolunda ilerleyen bir büyümedir. Şu anda bu sandalyelerde oturuyorken bedeninize yayılıyor olabilir ve bedeniniz size bir gün acı verene kadar da haberiniz olmaz. Ve o zaman da çok geçtir.
Bu İnsan bedeni senaryosunun tümüne bakıp, "Bu nasıl bir sistem böyle? İçimde olup biten böylesine önemli bir konuda bedenim beni uyaramayacak kadar aptal mı?" Cevap: Evet. Tabi durumu sizin tarafınızdan değerlendirirseniz.. ki bu çok dar bir bakış açısıdır. Aslında böyle olmadığını söylemek üzere buradayım. Hiçbir zaman da olmadı. İçinizde olup bitenleri anlamak için belli düzeylere ulaşabiliyorsunuz, ancak bunu çok az kişi yapabiliyor. Bu, üç-boyutlu tarihi bir fikri kabul etmek ile birçok kişinin inanmadığı bir şeyi dahil ederek düşüncelerinizi genişletmek arasındaki farktır. Yıllarca kinezyoloji (hareketbilim) iletişim boşluğuna köprü olmuştu, ancak kaç kişi kullandı? Bu mantığa aykırı, öyle değil mi? İşte size zamanla bedeninin sizinle direkt konuştuğunu kanıtlayan bir şey, ancak insanlığın geneli tarafından kabul edilmemiş. Neden? Çünkü mümkün olanlar hakkında öğrendiklerinizin kapsamı dışında olan bir şey. İşte bugünün meselesi bu.
Açıklanamayanı Açıklamak
Eğer doğru olmasaydı şimdiki bilgiyi size vermezdim. Sıradaki zor bir konu, ancak zamanı geldi, partnerim [Lee'ye sesleniyor]. Şimdi sizi hokus pokus işlerine - boyutlararası şifaya, yeni enerjinin destekleyeceği inanılmaz, bir sonraki adıma götüreceğim. Açıklanamayan şeyler görmeye başlayacaksınız. Oh, bazıları buna mucize diyecek. Birazdan söyleyeceklerimin bir kısmı daha yüz yıl kanıtlanamayacak, çünkü biyologlarınızın aile ağaçlarınızın soy ve bağlantılarını ve bugün bununla ilgili ne yaptığınızı keşfetmeleri bu kadar zaman alacak. Oh, şimdi korkunç olmaya başlıyoruz!
Birinci - İç Mekanizma
Her bir DNA parçasının etrafında bir alan vardır. Her DNA parçasının yanında başka bir DNA parçası vardır ve bir alanı başka bir alan onu da başka bir alan çevrelemektedir. Ek olarak, hepsi grup halindedir; çizimlerinizdeki gibi dizilmiş değillerdir. Bunun ne işe yaradığını size söyleyeyim. Bilincin birliğini yaratır. Ezoterik dünyada bedeninizle trilyonlarca parçası olmasına rağmen neden tek bir parçaymış gibi konuştuğunuzu hiç merak ettiniz mi? DNA'nın içinde ruhsal bir parça vardır. DNA'da Tanrı'dan bir parça, yuvadan bir parça vardır. DNA'da realitenin kuantumluğu vardır. DNA'da, partnerimin de belirttiği gibi, akıllı bir tasarım vardır. DNA'nın etrafındaki alan, bilim tarafından gözlemlenmiş ve boyutlararası olduğu kanıtlanmıştır. Bir parçanın karşısındaki başka bir parça ve onun da karşısındaki parça, birbirine kenetlenen, birbiriyle çakışan boyutlararası bir alan yaratmaktadır ve bu alanın evrende tek bir hitabı vardır… Üzerinde adınız yazar.
Size demek istediğim, bedeninizle konuşmaya başladığınızda bu bir tüm beden deneyimidir. Ayak parmağınıza ya da dirseğinize hitap etmenize gerek yoktur. Hepsine tek seferde hitap edersiniz çünkü hepsi bütün olarak dinlemektedir. Bunu bir tüm beden deneyimi olarak düşünün çünkü DNA örtüşür; alanlar örtüşür, ve çakışan alanlar daha da büyük alan yaratan daha büyük bir alan yaratır. Trilyonlarcasını bir araya getirdiğinizde, kelimenin tam anlamıyla, o alan odaklanarak yansıttığınız bir şey haline gelir ve buna ezoterik ışık adı verilir. Zamanla, kişisel şifaya da hizmet eder. "Patronu dinlemeye" hazırdır. Partnerim buna daha önce değinmişti. Hücrelerinizle konuşabileceğinize gerçekten inanmıyorsunuz. Gerçek şu ki konuşabilirsiniz, ve her zaman da dinlerler. Bunu bir düşünün!
Gerçek şu ki engin DNA alanı ile boyutlararası şekilde tam ve bütün bir iletişiminiz var. Siz osunuz ve o da siz, ancak onunla asla konuşmazsanız, kendi yolunda ilerleyecektir. Trilyonlarca DNA parçası orada, sizi dinlemek için hazır, ancak asla onlarla konuşmadınız bile! Sadece iyi çalılşmalarını umut ediyorsunuz ve çalışlmazlarsa canınız yanıyor. Daha önce de söylediğim gibi, hissi özelliklerin ve ruhsal aydınlanmanın kafada olduğuna inanan, bedenin her bir parçasının da aydınlandığını anlamayan bir kültür ve sistemde dünyaya geldiniz. Bu nedenle, "kafanızın içinde" ayak parmağınızın çalıştığını, böbreğinizin çalıştığını, kalbinizin hayatta kaldığını umarak etrafta dolaşıyorsunuz. Bu parçalara hitap edebileceğinize ya da onları değiştirebileceğinize asla inanmadınız. Ve onlar tüm yaşamınız boyunca orada sizi bekliyorlardı! Artık buna diyorum ki, "bedeniniz patronu dinliyor," çünkü DNA'nız kendi bilinciniz vasıtasıyla onunla konuşmanızı bekliyor. DNA'nızda aydınlanmış bir özellik var… Siz ona belki Yüksek Benlik diyorsunuz. Ne ad verirseniz verin, o tüm hücresel yapıya tek seferde hitap eder ve onu değiştirmeye başlar. İşte bu noktada işler karmaşıklaşıyor. "Tamam, Kryon, bunu nasıl yaparız? Yaptığında ne olur? Nasıl boyutlararası olunur? Ben 3. Boyuttayım." Bütün bunlar büyük meseleler ve açıklanamayan kısım da budur.
Bugünkü grup içinde bilincin eşiğinde olanlar var [dikkat kesilemeyenler kast ediliyor]. Bu kişileri bir bulmaca için farkındalığa davet ediyorum. Bu artık gerekli olmayan bir öğreti çünkü artık yeni enerji var. Şimdi partnerimin yapması gereken şu: üç boyutlu bir mecaz verecek, çok - boyutlu etkiyi izah edecek. Anlatım olarak basit, anlaşılması ise güç. Bunu anlamak zorundasınız. Bu noktayı geçmek, kendinizle konuşup her şeyi mümkün kılmak için zaman paradoksunu anlamanız gerekiyor. En azından fark edilmeli, çalışılmalı, ve doğru olarak kabul edilmeli. Konu iki bölümden oluşuyor.
Birinci Bölüm
Benimle birlikte basit bir şey hayal edin. Anlamak için zihninizde görüntüleyin. Bir tren var. Tren sizsiniz. Bir ray üzerinde, bu da 3B zaman çizginiz. Algınıza göre, tren bir ray üzerinde sabit bir hızla hareket ediyor ve ray bir ok gibi düz. Hız, saatiniz ve hiç değişmiyor. Rayların ufukta yok olduğunu görebiliyorsunuz. Raylar önünüzde, geleceğinizi temsil ediyor. Trenin arkası ise geçmişi temsil ediyor. Tren çok kısa, birkaç araba kadar. Siz trensiniz… Baş, gövde, bacaklar ve kollar. Tren sabit hızda ve çok yavaş hareket ediyor, bu da sizin realiteniz. 3B realiteniz budur.
Trenin realitenizde ilerlediğini imgeleyin, ancak bilin ki sizin bakış açınızdan gerçek boyutlararası tren, görmekte olduğunuz tren değildir. Çünkü ben size baktığımda, aynı trenin çok küçük bir çember içerisinde hareket ettiğini görüyorum. Çember o kadar küçük ki trenin kendisinden sadece çok az daha büyük. Bu nedenle Kryon'un treniniz ile ilgili tanımı çok küçük bir çember içerisinde hareket eden bir trendir. Şimdi şunu iyice anlayın: Sizin gördüğünüz ile benim gördüğüm aslında aynı şey ancak buradaki ana fikir algınızın ne kadar kısıtlı olduğunu anlamanıza yardımcı olmaktır ki böylece işlerin nasıl yürüdüğü gerçeği hakkında bir fikir edinebilesiniz. Bir sonraki adımda size ve partnerime göstereceklerim ve anlatacaklarım anlaşılamayanı anlamanıza yardımcı olacak. Daha sonrasında size öğreteceğim üç noktaya alışmanıza yardımcı olacak.
Diyelim ki hayatınızın geri kalan kısmında her gün hücrelerinizle konuşacaksınız ve onları değiştirmek için (şifa gibi örneğin) bir şey yapacaksınız. Diyelim ki bunu yaparak da trendeyken altınızdan geçen rayları boyama mecazını temsil ediyorsunuz. Rengin kırmızı olacağını farz edelim, çünkü bu örnek için mükemmel. İşte, hücrelerinizle konuşuyor ve biyolojinizi değiştiriyorsunuz. Değişimin meydana geldiği anda rayları kırmızıya boyamaya başlıyorsunuz. Trende boya var ve ilerledikçe rayları parlak kırmızı ile boyuyorsunuz. Şimdi bunu 3B olarak resmedin, çünkü zihninizde görmeniz sizin için önemli. Rayları kırmızıya boyamaya başlıyorsunuz ki bu da hücrelerinizde bir değişim demektir, çünkü kendi hücresel yapısıyla temasta olan güçlü bir insansınız. Üçüncü boyutta, tren ilerlerken, geriye bakabilir, rayı nerede kırmızıya boyamaya başladığınızı görebilirsiniz ve başlangıç noktası arkanızda kaybolur. Ayrıca ileriye bakıp henüz boyanmamış olan rayları da görebilirsiniz, Ancak biraz ilerleyince o kısım da kırmızı olacaktır, çünkü zihninizde tüm yaşamınızı boyamaya devam ediyorsunuz. Zamanınız nedeniyle, rayların üzerinde siz yaşlandıkça uzayan kırmızı bir kesimi boyuyorsunuz. Bu, sizin zaman çerçevenizde rayı kırmızıya boyamak ile ilgili sahip olduğunuz 3B algınızdır.
Şimdi bir an için benim tarafıma geçin. Oh, bunu anlayıp anlamayacağınızdan emin değilim, fakat bu harika bir şey! Size söylemek üzere olduğum şey çok güzel! Oh, bu sadece bir tren ve kırmızı bir ray, ama dinleyin: Benim bakış açımdan o küçücük çemberin üzerinde boyamaya başladığınız an tüm ray kırmızı oldu. Bir dakika içinde tüm ray sonsuza kadar kırmızıya boyandı! Önünüzde de arkanızda da kırmızı oldu, çünkü boyutlararası olarak bu küçük bi çember. Boyutlararası algı budur ve henüz bunu anlayamadıysanız, hücreleriniz ve DNA'nız boyutlararasıdır. Önünüzde upuzun yatan rayların her gün boyanması gerektiğini size düşündüren lineer algınızdır ve saf niyetiniz ile yaptığınız her şeyin sonsuza kadar orada olduğu gerçeğinden sizi alıkoyan sadece sınırlı bakışınızdır. Rayların boyası silinemez, asla! Ray şu anda tamamen kırmızı. Şifa gözüyle baktığınızda çok önemli olduğu kadar biraz sonra daha da güzelleşecek ve karmaşıklaşacak.
İkinci Bölüm
3B imgelemenize devam edin. İşte orada rayları boyuyorsunuz. Bir nesne yaratacak ve trenden aşağıya atacaksınız. Belki de bu, dilediğiniz bir şeyin tezahürü olabilir. Bu, imgelemin hatrına yaratılmış bir nesne ve rayların üzerinde ilerlerken onu siz yarattınız ve aşağıya attınız. Bu belki de bir tezahür. Ya da birlikte-yaratım. Nesneyi attıktan sonra, elbette hemen geride kalır, çünkü treniniz hareket ediyor. Sonuç olarak, sizin algınızda şöyle diyebilirsiniz, "Onu aşağıya attım ve işte gittikçe benden uzaklaşıyor, ardımda kaldı." Zihninizde bir anı, bir tarih var artık çünkü geçmişinizde kaldı. Ancak bulmaca kıvamında bir şey oluyor: ilginçtir ki rayların üzerinde ilerlerken, o nesne tekrar karşınıza çıkıyor! Ve siz bunu kendinize göre algılıyor ve bunun Tanrıdan bir işaret olduğunu düşünüyorsunuz: "Bunu tekrar yapmalısın!" Bu nedenle kendinize komut veriyor ve o nesneyi yaratmak için her ne yaptıysanız tekrarlıyorsunuz.
"İşte yine düşüyor," diyorsunuz ve tezahürünüzü yinelemeyi, ya da kendinize şifa vermeyi ya da Tanrıdan dilediklerinizi yaratmayı başardığınızı hissediyorsunuz. Kısa bir süre sonra tekrar karşınıza çıkıyor! Bunu "küpünüzü dolu tutmak," olarak algılıyorsunuz. Üçüncü boyutta, azar azar küpü doldurmaya alışıksınız, sızıntı olmamasını umarak, zamana karşı gelmenin planlarını yapıyorsunuz. Bu oldukça üçüncü boyuta ait bir durum, bu nedenle her şeyi tekrar ediyorsunuz. Tekrar tekrar yapıyorsunuz. "İşte yeniden başlıyoruz, hadi yapalım şunu. Küpü doldurmak güzel bir his. Hadi yine yapalım."