Related discussions

thotares Discussion started by thotares 13 years ago

Ders Yok

Burada Şambra ile son birlikteliğimde de sözünü ettiğim gibi, Kuthumi olarak yaşadığım son hayatımın tek amacı, tıpkı sizde de olduğu gibi, aydınlanmaktı; gerçeği ve yanıtı bulmaktı; Dünya üzerindeki son yaşantımı gerçekleştirmek için geri gelmekti.

Ve yanıtları bulamazsınız. Bulamazsınız. Bu anlayışı salıverin, çünkü yalnızca tek bir gerçek yoktur. Yalnızca tek bir yanıt yoktur. Tanrı’nın ya da meleklerin sizden sakladığı bir sır yoktur. Yoktur. Ben kendimi zihinsel bir çöküntünün eşiğine getirdim, çünkü herşeyi anlamaya çalışan zihnim fazla enerjiyle yüklendi, ve bazılarınızın bunu yaptığını görüyorum. Aslında hepinizin bunu yaptığını görüyorum – anlamaya çalışıyorsunuz. Ve anlayamazsınız. Bu, yaşamla ilgili aldatıcı kavramlardan, yanlış anlayışlardan biridir.

Geçirdiğim sinir krizinden sonra herşeyi bırakmaya karar verdim. Stres ve acı ve korkular çok fazlaydı. Bırakıverdim. Felsefeyi bıraktım. Aramayı bıraktım. Tüm ruhsallık kavramını bıraktım, çünkü daha o zamanlar bile Eski Enerji anlayışları spiritüelliğe büyük bir yük bindirmişti. Onun için herşeyi bırakıverdim, ve sonra kendimi yollara vurdum. Kaybolduğum için değil de, keşfetmek ve öğrenmek ve deneyimlemek amacıyla. Avrupa’da dolaştım. Kuzey Afrika’nın bazı bölgelerini dolaştım. Sonra kendi memleketimi dolaştım, bana sunulan her ânı, yaşamın her bir damlasını deneyimledim. Ve en sonunda çok güzel bir sonuca vardım... bugün bile – bir beden içinde olmadığım halde – şimdi bile ona göre yaşadığım güzel bir sonuca vardım: Hayat, özellikle de Dünya üzerindeki hayat, etkileşimsel bir sanat galerisidir. Tüm olduğu, budur! O, etkileşimsel bir sanat galerisidir ve siz de onun tam ortasındasınız.

Bakın, yaşamda ders (diye bir şey) yoktur. Bu aldatıcı bir anlayıştır. Bu, doğru-olmayan bir gözlemdir, en azından bana göre. İnsanlar burada, bazı dersler öğrenmek için Dünya’da olduklarını düşünüyorlar – onlara bu öğretilmiş, buna inandırılmışlar. Derslerin ne olduğunu bilmiyorsunuz ve onları öğrenip öğrenmediğinizi de hiç bilemiyorsunuz. Derse yaklaşmış olsanız da, yanıtı doğru anlayıp anlamadığınızı bilmiyorsunuz. Ama bunun bir tür engelli bir kurs ya da labirent olduğunu düşünüyorsunuz. Size bunun böyle olduğu öğretildi. Dersler. Kendi deneyimlerime göre bunun hiç de böyle olmadığını gördüm. Dersler yok.

Metafizikçiler olarak size yaşamın belirli bir hedefi olduğu, Birliği anlamanın, Ruhu ya da Tanrı’yı anlamanın metafiziksel bir hedef olduğu öğretildi. Oysa değildir. Değildir. Birliğin ne olduğunu asla anlayamazsınız, onu yalnızca deneyimleyebilirsiniz. Tanrı’nın zihnini asla anlamayacaksınız, çünkü Tanrı hiçbir biçimde zihne sahip değildir! Asla yanıtı bulamayacak ya da ona sahip olamayacaksınız, çünkü yanıt yoktur.

Şimdi bunun biraz can sıkıcı olduğunu biliyorum, ve kendim de bunu fark ettiğimde şaşakaldım. Moralim biraz bozuldu, çünkü enerjilerimin tümü bu şeyleri bulmaya, Bir’i bulmaya, derslerimi öğrenmeye, kazıyarak, sürünerek, cennetlere, tanrılara yolumu geri bulmaya odaklanmıştı. Bir gün fark ettim, “Yeter artık.” Meleklerin bulunduğu cennetlerdeki hayatın, Dünya’daki hayatın, etkileşimli yaşamanın sanat galerisi olduğunu fark ettim, anlıyor musunuz. Her bir günü, onun zevkine vararak ve onu hissederek ve deneyimi içselleştirerek yaşarsınız. Bunun bir dersle ilgisi yoktur, bu bir deneyimdir.

Şimdi, bu deneyimden ne alacaksınız? Sevinç hissini mi alacaksınız? İki katlı bir binadan düşmeyi deneyimlemenin gerçeğini mi alacaksınız? Bu yalnızca bir deneyimdir! Tanrı’nın verdiği bir ders değil, yanlış bir şey yaptığınız anlamına gelmiyordu, kader ya da alınyazısı değildi. Siz sadece düşmeyi deneyimlemek istemiştiniz.

Bay Belushi de dahil olmak üzere, gidip de fazlasıyla alkol alan bir dolu insan tanıyorum. Burada bulunanların içinde de bunu yapan vardı. Kafanızın çevresine küçük bir levha astınız, “Merhaba, ben Bob, bir alkolik.” Ve bunu beraberinizde taşıyorsunuz. Zayıf olduğunuzu hissediyorsunuz. Sizde bir yanlışlık olduğunu hissediyorsunuz. Kendinizi etiketliyorsunuz. Peki bu etiketi neden değiştirip de şöyle dememeli, “Ben muazzam bir sarhoşluk deneyimi yaşadım.” Hepsi budur Şambra. Hayat, etkileşimsel bir sanat galerisidir ve sizler de Yeni Enerji Sanatçılarısınız. Enerjileri alıp da onlarla oynayabilen, onları keşfedebilen, ve onlarda sevinç – kendi sevincini – bulabilen sizsiniz.

Tüm şu hedef anlayışını, hatta yükselme anlayışını salıvermek için bu Şaud’u fırsat olarak kullanın. Yükselmeyi bile (bırakıverin). Saint Germain ve ben birlikte otururken bazen kıkırdayıp duruyoruz. Sizin şu yükselme anlayışınız – onun ne olduğuna ilişkin düşünceleriniz – siz mükemmel bir insan olacağınızı düşünüyorsunuz. Öldüğünüz yerden kalkıp yükselerek kitleleri etkileyeceğinizi düşünüyorsunuz. Ama, yükseldiğinizde gerçekte nereye gittiğinizi hiç düşündünüz mü? Ansızın herkesin ötesinde bir bilgeliğe ve bilişe ulaşacağınızı sanıyorsunuz. Aslında, yükselişte – gerçek yükselişte – yalnızca basitliğinize geri dönersiniz, anlıyor musunuz.

Tüm bu anlayışları, kavramları salıverin, ve bırakın buradaki, Dünya’daki yaşamınız, kalan yıllarınız, kendi etkileşimsel sanat galeriniz haline gelsin. Etkileşimsel, çünkü başka unsurlarla, başka insanlarla, doğayla, hatta bizim gibi görünmez olanlarla çalışıyorsunuz. Her bir gün sizin paletinizdir. Her bir gün, sizin yaratınız haline gelir. Artık başkalarının yaratılarına bağımlı değilsiniz, kitle bilincinin kurbanı değilsiniz.

Hayat bir etkileşimsel sanat galerisidir. Bir an için bunu içinize soluyun. Hissedin... kelimelerin ötesini hissedin...Yeni Enerji Sanatçısı olmanın enerjilerini hissedin.

Güncel Enerjiler

Dünya üzerinde şu anda enerjiler çok yalpalıyor. Çok sallanıyor. Herhalde bunu son birkaç ayda hissettiniz. Şeylerin artık istikrarlı olmadığını, herşeyin sallandığını, yalpaladığını hissettiniz. Büyük bir cam tabakası düşünün, boyu sizinki kadar ve eni de kollarınızın yanlara uzanmış hali kadar olsun, pencerenize koyacağınız türden bir cam. Şimdi, bu cam serttir. Çok katıdır. Camın enerjileri, onun katı ve yapılı kalmasını sağlayacak türdendir. Camın prensibi budur. Ama şimdi o cam tabakasının sallandığını hayal edin... yalpaladığını, dalgalandığını, parıldadığını, hatta biraz dans ettiğini hayal edin. Ve siz şöyle dersiniz, “Ama cam dans edemez ki. Cam birbirine yapışır. Sıkıdır. Serttir. Hatta böyle enerjisel bir yalpalanma olsaydı paramparça olurdu. Darmadağın olurdu.”

İnsan bilincinin enerjisi buna çok benzerdir. İnsan bilinci çok sıkıdır, çok katıdır. Parçalanmaya yatkındır. Bunu biliyorsunuz, çünkü zaman zaman sizin kendi enerjiniz dağıldı. Ama şu anda, biz Kuantum Sıçrayışına yaklaşırken, o yalpalıyor. Dünya’da meydana gelen tam olarak budur. Bu yalpalama hareketi, Kuantum Sıçrayışı’nın biraz sonrasına kadar, herhalde Ekim’in sonlarına kadar devam edecek, çünkü enerji değiştikçe... ve o şu anda tam anlamıyla kendi dinamiklerini ya da özelliklerini/niteliklerini değiştiriyor... o artık yalnızca titreşimsel bir enerji değildir, artık eski yolu izlemiyordur... o yüzden de şimdi sallanıyor.

Tüm insan bilincinin nasıl yalpaladığını hissedin. Siz bunu hissediyordunuz, biliyorum, birçoğunuz, özellikle de şu son aylarda. Neden biraz garip hissettiğinize şaşıyorsunuz. Herşey sanki neden değişerek kendi eski yapısına girip çıkıyor diye merak ediyorsunuz. Kendi özel arabanız gibi şeylerin neden eskisi gibi çalışmadığını merak ediyorsunuz. Evinizdeki elektronik eşyalar da yalpalıyor. Çevrenizdeki herşey yalpalıyor.

Diğer insanlar da, hepsi yalpalıyor, ama nedenini gerçekten anlamıyorlar. Peki ne yapıyorlar? Kendilerini o eski yapılarına yeniden-ekmeye, yerleştirmeye çalışıyorlar. Şeylerin eski haline, düne tutunmaya çalışıyorlar. Sıkıca tutunmaya çalışıyorlar. Eh, yalpalayan enerjinin çalışma biçimi... yalpalayan bir şeye sıkıca tutunduğunuzu hayal edebilirseniz... sizi sallayıp atacaktır. Sizi sallayıp çözecektir.

Bu tür enerjisel bir etki çok doğaldır. Şeylerin bu şekilde olması gerekir. Zaman zaman sizi altüst ediyormuş ya da düzeninizi bozuyormuş gibi görünebilir, ama bu, yalpalanma etkisinin bir parçasıdır. Uyku düzeniniz farklı olabilir. Konuşma biçiminiz, fark ettim, birçoğunuzun konuşma biçimi – artık zihninizle ağzınızı ve kalbinizi biraraya getiremiyorsunuz! (kahkahalar) Bir şey düşünüyor ve bir başka şey hissediyorsunuz ve ağzınızdan bambaşka bir şey çıkıyor! Bunu yapan ben Kuthumi ya da Tobias değil, siz yalpalıyorsunuz.

Bilinç parçalarınız arasındaki bağlantılar değişiyor şimdi, ve bu, bir Yeni Enerji Sanatçısı olarak iyi bir şeydir. Aslında bu içinizde olagelen yalpalama değişimine izin vermek, ona yardımcı olmak zamanıdır. Hatta bir film ya da televizyon izlerken, sanki girip çıktığınızı fark ettiniz mi? Ve bazen, ekranda/perdede gördüğünüz şey anlamlı geliyor, bazen de hiç gelmiyor. Sizler şu anda farklı bilinç şekillerine ya da tarzlarına girip çıkıyorsunuz. Ve tekrarlıyoruz, sizlerle, bunların hepsinin mükemmelen doğal olduğunu paylaşmak istiyorum. Bu, enerjinin çalışma biçimidir.

Yeni keşifler zamanı, Dünya üzerinde büyük değişimler zamanı. Hepinizin hissettiği – ve hissetmeye devam edeceği – yalpalama hareketi, yalnızca yepyeni bir düzeye geçen bilince karşılıktır. Hareket etmeden önce sallanıyor. Gelişmeden önce yalpalıyor. İlerlemeden önce, herşeyin kendiyle olan ilişkisi ve etkileşimi değişiyor. O nedenle, sizin – buna ne diyorsunuz – denge eksikliğinize, şu anki yalpalamanıza kaygılanmak yerine, derin bir nefes alın ve bunun bir nedenden ötürü olduğunu anlayın.

Yalpalamanın Etkileri

Bana göre, bu yalpalanmanın Şambra için en ilginç yan etkisi belki de zihninizin çalışma biçimidir. Ve ben bu noktada gülmek zorunda kalıyorum, çünkü en büyük yalpalanma da burada meydana geliyor – zihninizde! Bazılarınız onu lanetliyor. Bazılarınız onun... sizin yaşlandığını söylüyor. Bazılarınız, aklını kaybettiğini düşünüyor. Bazılarınız, Belushi tarzında, belki de daha gençken birkaç fazla, hmm, eğlence tarzındaki aktiviteleri abarttığını düşünüyor.

Böylece, şu an o zihninize neler olup bittiğini merak ediyorsunuz. Neden eskisi gibi karşılık ya da yanıt vermiyor? Neden eskiden yaptığı gibi yanıtlarla çıkagelmiyor? Neden orada herşey sanki düzensizlik ve karışıklık içinde görünüyor? Önceleri o kadar mükemmelken şimdilerde neden zihninizden bu kadar kopukmuşsunuz gibi geliyor? O en muhteşem şeydi. O, sahip olduğunuz en üstün biçimdi. Oysa şu an yalpalıyor. Değişiyor.

Bir insan olarak, onun belki de yaşamınızda biraz dikkatinizin dağılmasına neden olduğunu göreceksiniz. Hatta birkaç çarpışmaya da neden olacak. Ama bu işlemin/sürecin olmasına izin verin, ve sizi gerçekten geçenlerde sözünü ettiğimiz şeye açtığını göreceksiniz: zihnin ötesine geçmeye, tanımsızlığa, yeni alemlere açılmaya. Yalpalanmaya izin verin. Aslında şu anda, oturduğunuz yerde sallanın! (Kuthumi oturduğu iskemlede kıpırdar, izleyiciler güler) Lütfen utanmayın – ben yaptım işte! Oturduğunuz yerde sallanın. Sallanın... (Kuthumi güler) Ne iyi geliyor gördünüz mü? (kahkahalar) Ben hepinize, sabahları kalkıp da sallanmanızı önereceğim! Ha, biliyoruz, bazen neredeyse düşecekmiş gibi olursunuz, ama bedeninizdeki ve beyninizdeki enerjiyi tam anlamıyla sallayın. Bırakın – bırakın – açılsın ve genişlesin, çünkü onun şu anda tüm yapmaya çalıştığı budur.

Yeni Enerji Sanatçılarının Amacı

Şu an, şu an, enerji hareket ediyor, Dünya’da Yeni Enerji Sanatçılarının zamanıdır. Dediğim gibi, bir sanatçı, araştıran kişidir. Bir sanatçı, öncüdür. Yalnızca resim ya da çizim yapmak açısından düşünmeyin. Bir sanatçıyı, daha önce deneyimlenmemiş ya da gerçekleştirilmemiş bir şeyi deneyimleyen kişi olarak düşünün. Bir sanatçı, kendini yeniliğe, açıklığa kaptırır, onu dener, hisseder ve sonra da başkalarıyla paylaşır. Benim sanatçı tanımlamam budur.

Şu anda, Dünyanın sizin gibi Yeni Enerji Sanatçılarına ihtiyacı var. Dünya, bilincin yeni alanlarına gidecek kişileri gereksiniyor, ve Şambra’nın yaptığı tam olarak budur. Biz, Yeni Enerjiye giren ilk kişiler sizsiniz dediğimizde, bunu gerçek anlamda söylüyoruz. Hiç abartmıyoruz. Kendini açmaya, öteye gitmeye izin veren, ötenin de ötesine bu yeni alanlara gitmek için kendine izin veren sizsiniz. Ve bunu gerçekleştirdiğiniz zaman, bir tür engeli ya da bir kapıyı – ama kapalı bir kapıyı – açarsınız, ki bu da, tüm bilinç için daha büyük, daha muazzam ve daha dinamik bir enerjiye yol açar. İster gece uyuyor olun, ister gün içerisinde bilinçli olun, eksiksiz hepinizin şu anda gerçekleştirdiği budur. Siz bu yeni alemlere gidiyorsunuz. Eskiden düşünceniz olan şeyler, hislere dönüştü, hatta bunun da ötesine, tanımsızlığın saf alemlerine gitti.

Genel olarak insanlığın, ve sizin meleksi düzeyler dediğiniz başka düzlemlerin, yumuşak ve zarif bir biçimde Yeni Enerjiye geçebilmesi için, öncülere gerek var. Yeni Enerji Sanatçılarına gerek var. Saint Germain’in geçen ay sözünü ettiği şu teknolojik gelişmelerin Dünya’da olabilmesi için, Yeni Enerji sanatçılarının bu alemlere çıkıp gitmeleri gerekiyor. Ve siz de tam olarak bunu yapıyorsunuz.

Şu an Dünya üzerindeki spiritüelliğin gelişebilmesi için; bazı eski ve sınırlayıcıTanrı ve cennet ve melek anlayışlarının ötesine geçebilmek için; bunun ötesine geçip de yaşayan bir Tanrı, şefkatli bir Tanrı, ve bu gerçeklikte şu anda içinizde bedenlenmiş olan bir Tanrı anlayışına ulaşmak için, dünyanın Yeni Enerji Sanatçılarına ihtiyacı var. Böylece, sizin yaptığınız budur. Sizler, bilinç engellerinden geçiyorsunuz. Biz bunu şu anda birlikte yapıyoruz. Diyebilirsiniz ki, “Kuthumi, ama ben herhangi bir şey yaptığımı fark etmiyorum.” Ama yapıyorsunuz. Genişlemenize izin veriyorsunuz. Eski kavramların/anlayışların, eski sizin, eski sınırlılıkların ötesine gitmenize izin veriyorsunuz. Siz gerçekten Yeni Enerji Sanatçılarısınız.

Ben bugün buradaki konuşmamı kısa keseceğim, çünkü biz enerjinin çok farklı yollardan gelmesine izin veriyoruz. Ama şunu söyleyeceğim – belki de hepinize bir eylem çağrısında bulunuyorum – bu, Yeni Enerji Sanatçısının ateşlenme, sizin ateşlenme zamanınızdır. Saint Germain’in de geçen ay söylediği gibi, bir şey yapmanız için erişilir halde olan o Yeni Enerji ateşini tutuşturun. O yaratıcı enerji akışını şu an yaşamınızda ateşlemek için herhangi bir şeye başlayın. Tobias söyledi, Saint Germain söyledi, ve ben de söyleyeceğim: Sizin için yaratıcı bir şey yapmanın zamanın geldi. Şimdi, sonuçlara ilişkin hiç bir beklentiniz olmasın. Bunu yalnızca deneyim için, onu yapmanın zevki için yapın. Bu, bir gecede sizi zengin edecek ya da başarılı ya da popüler kılacak anlamına gelmiyor. Ama işin doğrusu, bunu yalnızca deneyimlemektir.

İçinizdeki Yeni Enerji ateşini bir kez tutuşturdunuz mu – akmasını, sürmesini sağladınız mı – Yeni Enerji’nin ve bir Yeni Enerji Sanatçısı olmanın zihinsel anlayışının ötesine geçersiniz; yaratıcılık dediğimiz anlayışın ötesine geçersiniz. Gerçekten, en güçlü düzeyden deneyimlemeye ve anlamaya başlayacaksınız. Bir şeyler yapma zamanıdır. İçerdeki o Yeni Enerjiyi tutuşturmak zamanıdır.

Yeniden ellerimizi birleştirelim...

Ve bu anda, ben hepinize teşekkür etmek ve hepinizi onurlandırmak istiyorum. Bu yaşama hepiniz farklı geçmişlerden geliyorsunuz, dünyanın birçok farklı bölgelerinden geliyorsunuz, birçok farklı mesleklerden, bir dolu farklı çocukluk geçmişine sahip olarak geliyorsunuz. Ama hepinizin – hepimizin – ortak olarak sahip olduğu tek bir şey vardı: bir arzu... bu yaşamı o yaşam haline getirme arzusu; bir dolu yaşamdır anlamaya çalıştığımız şeyi bu yaşamda keşfetme arzusu; tüm şu Kuantum Sıçramasının öncesinde bir Yeni Enerji Sanatçısı olma arzusu. Siz bunu gerçekleştiriyorsunuz.

Ha, belki günlük dünyanızdaki işinize bakıyor ve toplumda ya da dünyanızda bir etki yaratmadığınızı düşünüyorsunuz. Ama şimdi işinize bir bakın, bir metafizikçi olarak, bir Yeni Enerji Sanatçısı olarak gerçekleştirdiğiniz çalışmaya bakın: onu gerçekleştiriyorsunuz. Gerçekleştiriyorsunuz. Yeni alemler açıyorsunuz.

Böylece, ben Kuthumi ve tüm diğer varlıklar, bu ânı, size sevgimizi göndermek için, desteğimizi göndermek için, bu sonraki alemlere gitmenizi destelemek için kullanıyoruz. Enerji bu aylarda yalpalayacak, özellikle de yazın en sıcak günlerinde. Sallanacak. Mizah duygunuza sahip çıkın, bunun uygun olduğunu anlayın, ve Tobias’ın diyeceği gibi, asla yalnız olmadığınızı anlayın.

http://lightworks.blogcu.com/kuthumi/3494701