Related discussions

burak Discussion started by burak 14 years ago

ÖLÇÜMLER

Çeşitli seramonilerin anlaşılmasında hipnozu kullanışlı bir organize edici fikir yapan şey göreceli şekilde stabil olan özelliklerin ölçüm tekniklerinin geliştirilmesidir, hipnoz yada hipnotize edilebilirliğin kapasitesi  gibi......Hipnotik kapasitede gerçekçi bir değişiklik olmadığını savunan Ericson (1967) gibi klinisyenler ve Barber (1956)gibi araştırmacılar vardır. Fakat son 20 yıl içinde bizim çalışmalarımızı da içeren araştırmaların baskınlığı hipnotize edilebilirliğin stabil ve ölçülebilir bir özellik olduğunu göstermektedir (Hilgard,E.R. 1965; H. 1967; Morgan et al. 1974; Perry 1977; Spiegel,H.1976). Bu deliller klinisyenlere daha disipline edilmiş ve bilgi edinebilinir tarzda bu fenomeni kullanmak için bir fırsat sağlamaktadır.

Hipnotize edilebilirliğin iyi anlaşılmış olan birkaç skalasında, hipnotik kapasite yada hipnotik duyarlılık (Weitzenhoffer and Hilgard 1959, Shor ve Orne 1962, Barber ve Glass 1962) istatiksel akla yatkınlıkla geliştirilmektedir. Bağıntıları azami şekilde kanıtlanmış olan testlerdeki bağımsız başlıkların numaralarının toplanmaasıyla yapılırlar(Hilgard,E.R. 1965). Harvard Grup Skalası(Shor ve Orne 1972) süjelerin kendi kendilerini skorlayacakları şekilde dizayn edilmiştir, grup uygulamasına izin verir, aynı süjelerde SHSS uygulayarak elde edilen skora azami şekilde uyar. Bu  ölçümlerin uygulamaları uzundur, yaklaşık olarak 1 saat gerektirir.

Hipnotize edilebilirliğin daha kısa bir ölçümüne ihtiyaç vardır, ve bu metod pratik olmalı klinik çalışmanın baskısına uygun olmalı ve hala hipnotize edilebilirlik özelliğinin güvenilir ve değerli bir ölçüsü olmalıdır. Trans kapasitesinin önemli br kavram olduğu konusunda araştırmacılar arasında büyümekte olan bir anlayış vardır, bu görüş bu çeşit düşüncelerin, hala hipnotik derinliğin değiştirilmesi görüşünün baskın olduğu yada tüm hastaların hipnoz için iyi bir aday olduğunu düşünen görüşlerin baskın olduğu klinik pratiğine sokulmasını zorunlu hale getirmektedir. Böyle bir klinik ölçüm SHSS'in (Weitzenhoffer ve Hilgard 1963) bir uyarlaması olarak uygulanmıştır. Uygulaması yaklaşık olarak 20 dakika sürer. Aile skalası gibi bu skala ideomotor ve istemli yaptırılan maddelerin bir serisiyle yapılan eklemeli bir ölçümdür. Klinik açıdan hala hem sistematik bilgi sağlayan ve hem de terapatik atmosferi iyileştiren daha kısa bir hipnotize edilebilirlik testine ihtiyaç vardır.

Daha uzun labratuar testeri meşgul klinisyen tarafından uygulanamaz ve test işlemleri sırasında yorgunluk gibi ilave sorunlar çıkartır.Uslup ve motivasyon herhangi tipteki bir psikolojik ölçümde kritik faktörlerdir. Sadece hipnotik deneylere gönüllü olan süjelerle standardize edilen testler kendilerini tedavi ettirmek için gelen insanlarla standardize edilen testlerden farklı boyutları ölçerler (Frankel ve Orne 1976). Bu klinik bağlamda hipnotize edilebilirliğin deneyleri uygulanan tedaviye göre durumsaldır ve motivasyon da muhtemelen daha büyüktür ,çünki hasta merakını gidermekten çok, özel bir derdine yardım aramaktadır. Bu anlamda, ücretli gönüllüler anlamlı derecede farklı bir motivasyon içindedirler.

Kolej öğrenci grupları üzerinde standardize edilen testler sıkça sınırlı bir yaş ve kültür grubundaki örneklerle belli bir görüşü yansıtır, oysa klinisyenlerin görüşleri daha geniş özelliklerdeki hasta popülasyonlarına uygun olmalıdır. İlk bazı testler hipnotize edilebilirliği "duyarlılık" olarak belirtildi. Bu açıklama birçok hasta tarafından menfi alındı ve kooperaasyonlarında serbest olamadılar. Hipnotize edilebilirliğin bir beceri kapasitesi olarak presente edilmesi hasta kabulundeki bu aksaklığın giderilmesini sağlar. İlk bazı testlerde uyku terminolojisinin klasik olarak kullanımı da yine aldatıcıdır ve transı karakterize eden terapatik olarak faydalı konsantrasyon hareketliliğine ulaştırmaz. Bir böcek hayal ettirmek gibi kullanılan bazı müdahaleler, bazen semptomlarından kurtulmak için rahatlama arayan hastaya estetik olarak rahatsız edici gelebildiği kanıtlanmıştır. Hipnoz  integre olmuş bir konsantrasyon olduğundan, ilaçlar, psikopatoloji gibi konsantrasyonu bozan faktörler, nörolojik eksiklikler dikkate alınmalıdır, ve labratuar ölçümlerinin standardizasyonarı içinde değillerdir.

Besinlerin kimyasal analizieri, ne kadar doğru oldukları önemli değil, hiçbir şekilde gurmeleri karıştırarak yemek yapmaktan vaz geçirmez veya değişiklik yaptırmaz. Analitik ölçümlerle çok özel gurme kalitesi kaçırılır, oysa kalite deneyimli damaklar tarafından tespit edilir. Hipnotize edilebilirliğin hiçbir ölçümü,  bütün bir fenomenin kendisiyle aynı değildir, hiçbir test deneyimin uslubunu yansıtamaz ve yapılarından gelen bazı  sınırlamalar ve avantajlara sahiplerdir. Her hangi bir testin en hafif deyimle bir örnekleme olması ve kendi ölçtüğü datalarda değişikliklere sebep olması gibi bilinen durumlar, klinik anlamda bir test geliştirilmesine ve standardizasyonunun gerekliliğini göstermektedir.

HIP son on yıllık dönem içinde, bu güçlükleri çözmek amacıyla geliştirilmiştir.Üç büyük bileşenden oluşur: biolojik ölçümler, göz yuvarlaması (Spiegel, H. 1972), ki bu var olduğu sayılan biolojik trans kapasitesini kayd eder; bir ideomotor uygulama, el kaldırma; deneyimin subjektif keşfi, eller arasındaki ayrılığın kontrolü. Test hipnozun tedavideki rolünü dikkate alarak klinik bir karar vermeye uygun şekilde süjenin hipnotize edilebilirliği hakkında bilgi sağlar.

HIP hipnotize edilebilirlik kadar tedavi sonucu ve psikopatolojik factörlerle  ile zengin ilişkisi olan bir skala yaratmak umuduyla geliştirilmiştir. Testteki performans ve kişilik özellikler ve psikopatalojinin derecesi gibi faktörler arasındaki ilişkiyi konu alan veriler sunacağız.

HIP ve SHSS arasındaki ilişki kolej öğreci grubu üzerinde çalışılmıştır. Ortaklık orta derecede gözükmektedir. Bu seri içinde bulgular yayınlanacaktır.