Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

Beş adım, ya da yüz adım;
Aşk, Niyet ve Şifa Yolculuğu

Üstat Rehber Kirael'in sevgi dolu rehber­liği ile Rev. Fred Sterling tarafından aktarıl­mıştır.

           Kirael - Anladığınız gibi, bu dünyada, her biriniz ışığınızı yükselttiniz ve kendinizi yapabileceğiniz en güzel ihtimale taşıdı­nız. Hangi bilinç seviyesine ulaştığınızın bir önemi yok, artık bu Tanrıça Işığının -aşkın ışığı, şifanın ışığı- harika farkındalığı ile gezegeninizdeki her şeyin değişmeye baş­ladığını fark edebilirsiniz. Basit ifadeyle, değişim (yükseliş/geçiş) başladı.

           Hepinizin hissetmek, görmek ve bir par­çası olmak için çok uzun zamandır bekle­diğiniz büyük değişim yolu için, artık onu hücresel seviyeden yüksek benliğinizin ete­rik ışıklarına kadar hissedebiliyor olmalısı­nız. Ancak duymak, hissetmek için hangi seviyeyi seçmiş olursanız olun, bilin ki bu büyük farkındalığın gerçekleştiği gün -Tan­rıça Aşkı diye adlandırdığınız o güzel enerji, Venüs transiti- şifalanması gereken her şeyi şifalandıranın aşk olduğu gerçeği­ne uyandığınız gündür.

           O zaman, bugün şifa denilen bu büyük maceradan bahsetmemize izin verin. Hayatlarımızın bütünlüğünün kontrolü altında olmamıza rağmen konuşmamıza izin verin. Ya, dostlarım, over-mastermind (or­tak bilinç) artık her hareketinizi kontrol edemeseydi? Ya, dostlarım, hayatınızda her bir şey olduğunda, kendi iç aşkınıza iti­mat edebilir ve kendi içinizde şöyle demek için en güzel ifadeyi bulabilseydiniz; BEN kontrol sahibi olan BENİM ve hayatımın kontrolünü elimde tutarak, over-master­mind'ın ağına düşmeyeceğim.

           Size karşı birleşenler/toplananlar ola­caktır, dostlarım. Bunu size en başından beri söylüyorum. Daha fazla ışıkla aşılan­dıkça, daha fazla ışık ifade ettikçe, daha fazla over-mastermind sizden şüphelene­cektir, daha fazla over-mastermind sizi ya­vaşlatmaktan başka hiçbir şey istemeye­cektir çünkü over-mastermind, tüm enerjile­rin açılıp kapanmasına bağlıdır. Hafızanız­da yaşayarak, geçmişinizde yaşayarak, sanki anda yaşıyormuş gibi, size bağımlı­dır. Işık olduğunuz doğal gerçeğine zıt ola­rak kendini ışıktan uzak tutarak size ba­ğımlıdır. Sizin yanlış yapmanızı bekler, ha­ta yapmanızı, düşmenizi bekler ve ayağa kalkmamanızı umut eder çünkü kayıp yere düşenlerdir, over-mastermind ya da "the matrix” dediğimiz şeye enerji veren.

           Fakat görüyorsunuz ki diz üstüne çöktü­rülen her biriniz, bu yazıyı okuyan ve diz üstüne çöktürülen her biriniz - ister bir iliş­kinizi ya da paranızı kaybetmiş, ister ken­dinizi hastalık dünyasında bulmuş olun - diz üstüne çökmeniz için zorlanmış olan sizler, sözlerimi hiç olmadığı kadar yüksek sesle duyun. Sizi ayağa kaldıracak olan rehberler, melekler ve Yaratıcı Gücün ken­disidir.

           Ancak rehberler dünyasındaki bizler, çağrılmadığımız sürece gelmeyeceğiz. Bu kural hala geçerlidir. Hizmet etmek isteyen melekler, yolculuğunuzun bir parçası olmak için her şeyi verebilecek olan rehberler, siz onları çağırmadan hareket edemezler. Her zaman sadece sözlerinizle onları çağıra­mazsınız. Bazen basitçe sevginizle, tutku­nuzla onları çağırırsınız.

Sevme ve Sevilme Özgürlüğü

           Peki, Tanrıça enerjisi taşıyan bu Venüs transiti nedir?  O güç demektir, dostlarım, hayal bile edemeyeceğiniz bir güç. Daha önce hiç yapmadığınız şeyleri yapmanız demektir. Bunu her şeyden daha net duyun: bugün şi­faya ihtiyacı olanlar - ulaşılmak isteyenler - bilin ki sizler yakın zamanda en güçlü ve en gururlu şifacılar olacaksınız. Artık ger­çekten şifa vermenin kullandığınız metotla bir ilgisi olmadığı bilindiğine göre; niyeti­nizle ilgilidir, sevmek için oluşturulan enerji ile. Ve aşkı keşfettiğiniz zaman, dostlarım, Tanrıça Işığının içinizde olduğunu keşfede­ceksiniz.

           Biz bu gün konuşurken, enerji Dünya düzlemine nüfuz ediyor. Aşk etrafınızda. Artıyor. Ne kadar olduğunu bilmeye başla­yamazsınız bile. Herkes ona uyanacak mı? (Oh bu ne kadar güzel olurdu, ancak ola­cak mı?) Hayır. Birçokları kendilerini over­-mastermind enerjisinin içine sıkışmış bula­caklar. Hastalıklarının onlara diz çöktürdü­ğünü görecekler, ilişkileri son buldu çünkü ayağa kalkacak ve adım atacak cesaretleri yoktu. Birçokları paralarının büyümek yeri­ne alarm verdiğini görecekler.

           Ancak size söylüyorum, dostlarım, kendi­nizi hangi kategoride bulduğunuzun bir önemi yok, eğer kendinizi bir ya da iki di­zinizin üstünde buluyorsanız, o zaman di­yorum ki kendinizi kaldırmak istiyorsanız, bugün benimle başlayın. Bu yazıyı okudu­ğunuzda başlayın ve kendinize şunu söyle­yin, "BEN Yaratıcı Tanrıyım: Aşkı fark ede­cek kadar içimde güç var ve aşk hepsini şi­falandıracak. Aşk ilişkilerimi şifalandıra­cak. Aşk paramı şifalandıracak. Aşk, fizik­sel dünyamı şifalandıracak. Aşk, beni en yüksek titreşimlere taşıyacak ışık zerrecikle­ridir. BEN Yaratıcı Güçteki BİR'im. Bu dün­yayı seviyorum. Bir parçası olmayı seviyo­rum. Henüz keşfetmiş olduğum yolculuğu seviyorum ve şimdi onu, gitmek istediğim seviyeye taşımayı seviyorum. Artık master-mind'ın bir parçası değilim. Ondan kurtul­dum. Artık sevme ve sevilme özgürlüğüne sahibim." Beni duydun mu? Sevilme.

           "Ve kalbimi artık korkulara kapatıyorum. Bu olmaz, şu olmaz diyenleri artık umursamıyorum. BEN olan BEN'İM, her şey olabi­lenim, çünkü BEN Evrensel Işığım. BEN Olan Her şeyin bir parçasıyım ve böylece, her kimden gelirse gelsin bana verilen sev­giyi kabul ediyorum. Ve bana kim sevgisi­ni verirse o, benim şifacım olacak ve onlar beni tüm şifacıların şifacısı yapacak çünkü yolculuğumuzun çok büyük güçle, ışıkla doldurulduğunu göreceğiz öyle ki kimse bi­zi over-mastermind içine kolektif güç ola­rak çekemeyecek. Bugün Venüs transiti ve içimizde uyanan Tanrıçanın aşkı sayesinde özgürüz. Her zaman olmamız gerektiğini düşündüğümüz -kişi olmak için özgürüz çünkü niyetimiz bizi o seviyeye çıkarıyor. Bir daha asla diz üstü çökmeye zorlanma­yacağız."

           İlişki isteyenleriniz, her zamankinden da­ha uzağa uzanın. Zihinlerinizi temizleyin ve Bilinçli Yaratmanın On İlkesini kullanın. O kişinin nasıl göründüğünü düşünün, o ilişkinin nasıl hissettirdiğini, nasıl tat verdi­ğini. Onu içinizde hissedin ve sonra sade­ce önünüzde oluşmasını seyredin.

           Yolculuk beş adım mı olacak yoksa yüz adım mı, bin adım mı? Size söyleyemem. Adımları atmadıkça bilinemez. Fakat Tan­rım, dostlarım, dinleyin: Adım atmak için duraksamayın/tereddüt etmeyin çünkü ar­tık aşk sizi taşıyacak. O, sizi istediğiniz her şeyin en güzel parçalarına götürecek.

           Sabah kalkıp şöyle diyen kadınlar var: "Venüs transiti hakkında pek bir şey bilmi­yorum: Tanrıça enerjisi hakkında da bir şey bilmiyorum, ancak biliyorum ki bu ilişki içinde daha fazla kalamam." Birçok erkek sabah arabalarından çıkıp sıkıntılı işlerine giderken, "Daha fazla bunu yapmayacağım,” diyor.

           İşinizi bırakmanızı mı savunuyorum? Ha­yır. İşinizi istediğiniz şekle getirmenizi savunuyorum. Geri durmayın. Birilerinin ne­yin sahibi olamayacağınızı söylemelerine izin vermeyin. Hesabınızda para yok mu? Birikiminiz yok mu? Yaratın, dostlarırn. Tek­rar size söyleyemem - beş adım, yirmi adım, bin adım - bildiğim tek şey; adımları atarsanız, hiçbir şey kaçırmazsınız. Ancak şimdi o cesarete sahip olmalısınız.

           Bir zaman önce bu Dünya düzlemine Bi­linçli Yaratmanın On İlkesi adında güzel bir şey getirdim. İnsanlar onu anlamaya yeni başlıyorlar. Diyorsunuz ki "Fakat Üstat Ki­rael, onlar çok uzun zamandır buradalar." Diyorum ki, "biliyorum." Fakat sadece şimdi çünkü Dünya değişiyor, beyin değişiyor ve de kalp değişiyor: İnsanlar ilk defa İlkeleri kalpleri ile görüyorlar.

           Oh, sözleri okudular, sözleri çalıştılar ve sözler üzerine konferanslar,yaptılar. Ancak birden, sessizce oturdukları yerde, mesai kalplerine giriverdi: Gerçekte olmalıyım. Tekrar dua etmeyi öğrenmeliyim. Yolculuğu nasıl yapacağımı tekrar öğrenmeliyim. Ve bu On İlke, üzerinde yürüyebileceğim bir rehber yol. Kendimi güçsüz hissettiğimde tutunmam için kenarlara direkler koydular. Olmak istediğim şeyin güzelliğini görüp de yeterince cesaretim olmadığında, uzanıp bir İlkeye dayanabilirim ve o beni oraya götürecektir: Dostlarım, biliyorum, çünkü İlkeler aşk ile yapıldılar, benim gibi.

           Sadece gözlerinizi kapatın bir an için ve kendinize şöyle söyleyin, "BEN Yaratıcının Işığıyım; o zaman BEN var olabilecek en güçlü enerjiyim. Sadece unutmuştum; hep­si bu. Ve şimdi, hatırlayacağım. Yolculuk yapmayı hatırlayacağım. Beş adım, yirmi adım; bin adım - tereddüt etmeyeceğim. Yürüyeceğim. Ve -Tanrı ile yolun sonuna geldiğimde; niyet ettiğim her şey orada ve bunun her anından keyif alıyorum çünkü bir sonraki yürüyüşe bir adım uzaklıkta ve orada beni mücadeleye çağıran yeni bir şey bulacağım."

           "Hayatım boyunca hiç mücadelesiz ol­mayacağım; Yaratıcıma olan adanmışlı­ğım/sözüm boyunca. Kendimi adadım, Yaratıcı Tanrım; her gün; her saat ve pozi­tif düşünceli niyetler ve hayatımın nasıl ol­masını düşündüğüm her saatin her dakika­sında." Venüs transitinin sizin için ve onun için, gitmeye cesareti olan herkes için, açmış ol­duğu budur. Bu size bağlı. Dizleriniz üze­rinde ya da ayakta, gidin ve yolculuğa başlayın.

Niyet ve Para Yolculuğu

           Şimdi, birileri niyeti anlamayı dilerse; bil­meleri gereken tek şey hayatlarının nasıl görünmesini istedikleridir. Yine de onu da­ha önce hiç bilmedikleri bir seviyede bilme­leri gerekmektedir çünkü niyet, yol boyun­ca itici güçtür.

           Bazı insanlar, para için niyet ederler. Sa­dece para isterler. Ne kadar olduğunu umursamazlar; sadece sahip olmak isterler. Ve onlara şöyle derseniz, "Peki 100,000 doların olsaydı, mutlu olur muydun?" Ve şöyle derler, "Evet; gerçekten mutlu olu­rum." Ancak sonra; matematiksel hesaplar yapıp şöyle derler, "Pekâlâ; aylık 8,000: dolar yeter bana. O zaman 100,000 dolar bana on iki ay yeter... Peki, sonra ne yapa­cağım?”

           Bom! Niyet pencereden dışarı uçar çünkü görüyorsunuz, her şeyi mahvettiğiniz zaman, para, bu dünya boyutunda ifade ettiğiniz askın/sevginin bir yan ürününden başka bir şey değildir. İnsanlar buna güler­ler. Bu sözler ile altüst olurlar. Ancak size bir şey söyleyeceğim: Para ve bolluk sahibi olanlar benimle mutabık kalacaklardır: Ama olmayanlar kalmayacaklardır. Hangi tarafta olmak istediğinizi siz seçersiniz.

Tutku ve Niyet

           Tutku kalbin ateşidir. Sizi sıcak tutan odur, sizi harekete geçiren, çekildiğiniz şey odur. Hiç soğuk bir yerde, bir çemberin orta­sında yakılmış bir ateşin etrafında kalaba­lık içinde bulundunuz mu? Evet, çünkü size sıcaklık verdi. Ve sonra içinize baktınız, size güç verdi. Devam etmeniz için ve bir şey yapmaya başlamanız için size bu gücü verdi. Evet, tutku dediği­miz budur.

           Tanrıça Pele, örneğin, tüm aşkında, tutku ve güç vardı, içindeki ateşin sayesinde. Özellikle, her şeyi değiştirme arzusuna sah­ipti, ve insanın da böyle olması gerekir. İnsanın değişimi istemesi için ateşi olmalıdır. Bir şeyin, bir şey olabilmesi için o arzu­ya sahip olması gerekmektedir. Hiç bir mü­dahale olmadan en iyi olmak için arzu ol­malıdır. Müdahalenin olacağı tek zaman, niyetinizin olmadığı, niyetinizin tereddüt ettiği zamandır. Bu kesinlikle over-master­-mind'dan birinin gelip dünyanızı sarstığı bir zamanda olur.

           Ve dünyanız sarsıldığında bu, başkasının suçu değildir. Bunun sebebi niyetinizin, kendisiyle gelen gücü kullanacak kadar ye­terince güçlü olmamasındandır. Bu demek­tir ki Yaratıcının bir parçası olduğunuzu hatırlamayı bıraktınız. Kalkanlarınızı indir­diniz ve over-mastermind'ın sizi ele geçir­mesine izin verdiniz. Ve over-mastermind sizi ele geçirdiğinde, yolculuğunuzun, iste­diğiniz yolculuğun, yoluna geri dönmek si­zin elinizdedir.

           O zaman size şöyle dersem bana inanın: birisi sizi aşağıya çekmeye çalışırsa ve ken­dinizi dizinizin üstünde bulursanız, o kişiyi yanağından öpmenizi istiyorum çünkü size zayıf bir yönünüzü gösterdiği için o kişiyi kutlamalısınız - onun güçlerini değil, sizin zayıf yönünüzü gösterdiği için. Çünkü niyet ile, size kimse diz çöktüremez. Niyet ile, kendinizi güçlü bir pozisyonda tutarsınız ve sizi kimse aşağıya çekemez.

           Ama aşağı çekilirseniz - sözlerimi duyun - bunu yapan o en büyük düşmanınıza gi­din, hararetle yanağından öpün ve yaptığı şey için ona teşekkür edin çünkü size niye­tinizdeki ve aşkınızdaki küçük, zayıf nokta­yı gösterdi. Sonra, o çukuru doldurursu­nuz, sizin için buldukları o deliği doldurur­sunuz ve bütün gün etrafta insanları yanakl­arından öperek dolaşırsınız. Foton Enerjisi ve Dengeyi Korumak Tanrıça enerjisi tüm dünyada uyandırdığı için, tüm dünya -sadece spiritüalistler için değil- daha önce hiç hissetmediği bir şey hissetmeye başlıyor. Venüs transiti, basitçe ona katkıda bulundu. Basitçe enerjiyi tek­rar hayata getirdi. Transitin yaptığı budur.

           Çok, çok uzun zaman önce Tanrıçalar, Venüs'te bir araya geldiklerinde ve Venüs`ü ışıkları ile güçlendirdiklerinde, Güneşiniz, Venüs'ün yüzeyini süpürerek bütün o enerj­iyi Dünya düzleminize yerleştirdi. İçinizde bir şeyleri uyandırdı, Dengemi bulmalıyım. Yaratıcının bu Dünyayı iyi ve kötü ile yarat­ığını hatırlamalıyım. Dünyanın Yaratıcı tarafından iyi ve kötü ile yaratıldığını hatır­lamalıyım. Fakirlerin ve zenginlerin oldu­ğunu hatırlamalıyım. Hasta olan ve olma­yanın olduğunu hatırlamalıyım. Hepsini hatırlamalıyım.

           Ancak bu gezegendeki bir şeyleri kurta­racaksam, Yaratıcının Gücü olarak, hepsi­nin tam merkezinde oturduğumu fark et­mek zorundayım. Ve öyle ya da böyle de­ğiştiği her seferinde, onu yeniden dengele­rim, dünyamı yeniden dengelerim. Bir ta­raftan diğerine savrulmaya başladığımda, dünyamı dengelerim çünkü dengede kalır­sam eğer dünya foton ışığı denen bu güzel kozmik enerjiye açılır, sonra o enerjiyi oda­ğıma getirmeyi öğreneceğim. Onu denge­min bir parçası yapmayı öğreneceğim. Fo­ton enerjisinin seviyesi düşükken, fiziksel dünyamın sistemi ile nasıl etkileşim içinde olacağımı ve duygularımı nasıl dengeleye­ceğimi öğreneceğim. Zihinsel bedenimin nasıl merkezi noktada odaklanmış tutmayı ve canımın (ruhumun) beni bütün o aşk içinde nasıl tuttuğunu öğreneceğim.

           Ve over-mastermind'da, matrix'de, ya da ona ne derseniz deyin, ne olursa olsun, bi­ze bir atış yaptığında - Biz İnsanlara - ba­şımızı eğip diz çöktüğümüzü hissetsek bile bir öneminin olmadığını bileceğim... Birileri gelip de bana savaşa gitmeliyiz dediğinde, diyeceğim ki "Sen savaşa gidebilirsin ama kalbimi yanında götüremezsin çünkü ben Tanrıça aşkıma bakacağım ve neyin yapıl­ması gerektiğini göreceğim ve onu denge­de tutacağım." ve Tanrım, kolektif olarak bizden yeterince kişi bir araya gelecek ve bir sonraki savaşa gitmek zorunda kalma­yacağız.

           Bugün ne yapmanız gerekiyorsa onu ya­pın, dostlarım; ancak Tanrıça aşkı, idareyi eline alıyor çünkü bir aşığız ve cevabı o aş­kın içinde bulacağız. Ve bunu birileri oku­yacak ve çöpe atacak çünkü duymak iste­miyorlar. Böyle yaptıklarında, onları ya­naklarından öpün.

Birlikte Aşk ile Şifalanmak

           Şimdi, tamamen güvendiğiniz kişilerin arasındayken size duydukları aşk ile sizin için hayatlarını verebileceğine inandığınız kişilerin arasındayken, size tüm duyguları­nı açıp sahip oldukları her şeyi verebilecek­lerine inandığınız kişilerin arasındayken, onlara açıkça güvendiğiniz için fikrî-çatış­ma yaşamayan kişilerin arasındayken, ve ruhsal farkındalıklarını tamamen aktive et­miş kişilerin arasındayken, siz aşkın ara­sındasınızdır. 0na Tanrıça deyin, evet, ama önce ona aşk deyin.

           Şunu söylememe izin verin: bu güven ve aşk deneyimi sadece spiritüalistlerle ya da ışık işçileri ile geçirilen bir akşam ya da haf­ta sonu ile olamaz. Kim olursanız, nerede olursanız olun, dünyada bir yerde olmalı. Çalıştığınız tüm şirket çalışanları ile olmalı. Mc Donald'sda çalışıyorsanız, sabah ora­ya gidip dua edebilmelisiniz: Ama yapa­mazsınız değil mi? Çünkü görüyorsunuz ya, aşk işinizin bir parçası değil. Ama var­lığınızda olan her şeyi söyleyebiliyor olma­lısınız ve etrafınızda güvenliği hissedebili­yor olmalısınız çünkü onu aşkla söyleyece­ğinizi biliyorsunuz. Ve aşk ile söylerseniz, kimse size kızamaz.

           Güvenin, dostlarım. Çalışabileceğiniz in­sanlara güvenin. Öyle bir noktaya gelin ki kesinlikle yapacağım diyen herkese, tek bir özür olmadan yapılacağına inanarak gü­venin. "Gidip bunu yapacağım şimdi" de­diklerinde, yapacaklarını bilirsiniz, ikinci kez düşünmenize gerek yoktur. "Şu saatte orada olacağım" dediklerinde, orada ola­caklarını bilirsiniz çünkü orada olacağım demişlerdir.

           Sizin, bedeninizin sadece bir araç oldu­ğu berraklığına ulaşmanız için dua ediyo­rum. Sizi Üçüncü boyutta taşıyacak bir araç. Güvende hissedebilirsiniz; ağlayabi­lirsiniz, gülebilirsiniz, aşk ile yapıldığı müddetçe hepsini yapabilirsiniz. Düşünce­leriniz, etrafınızdakiler de aynı şekilde dü­şündüğünde korunabilirler: Hadi şifalana­lım. Bilirsiniz ki canınız/ruhunuz size öyle bir örülmüştür ki yapmanız gereken tek şey, ışıkişçisi kardeşinizden birine bakıp varlığınıza örüldüklerini hissetmektir.

Aşkı Düşün, Şifayı Düşün

           Bu yazı, bir dergide yayınlanırsa, bu dergiyi okuyan herkes, dergiyi dizinin üstü­ne koysun ve çevresine baksın. Nasıl gö­ründüğünden oldukça hoşnut musunuz? Çünkü eğer değilseniz, ya Allah; gidip de­ğiştirin. Sizi mutlu etmesini sağlayın: Bu sizin hayatınız, ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Yolculukta, dostlarım, Tanrıçayı düşündüğünüzde, aşkı düşündüğünüzde, şifayı dü­şünürsünüz. Ve şifayı düşünürken, hata yapmazsınız/başarısız olmazsınız. Beş adım, yüz adım ya da bin adım atabilirsiniz, ama ne kadar adım attığınızın bir önemi yoktur, sonunda aradığınız şey orada olacaktır çünkü siz Tanrıçasınız, aşksınız ve Yaratıcının Işığısınız.

           Bu, kendinizi, şifalanmak için-yeterince sevme ihtiyacınıza -ve de arzusuna- uyan­manızın zamanıdır. Size bugüne kadar ne söylenilmiş olduğunun bir önemi yoktur, diz üstü çökmüş olmanızın bir önemi yok, bilin ki oralarda bir yerde sizi ayağa kaldırmak için can atan bir ışık işçisi vardır. Ve ne za­man birileri size boyun eğdirmek isterse/sizi engellemeye çalışırsa; birileri size ya da sizinle ilgili kötü konuşursa, kendini­ze olan aşkınızı göstermek için o kişiyi ye­terince sevin. Çünkü o ışık içinde, dostlarım; dizlerinizin üstünden kalkabilecek ve kimse sizi çökmeye zorlayamayacak. Be­nim ışığımda ya da Yaratıcının ışığında du­ruyorsanız, Yaratıcının aşkında duruyorsa­nız ve aşkı sizi ileriye götüren tek güç olarak kullanıyorsanız, o zaman tüm içtenliğimle size diyorum ki şifalandınız.

Kirael Mesajları, Newage-Yaşam Dergisi, sayı:1, 2004