Doğuş Zamanı - Kirael
Related discussions
-
BİLİNÇ ALTI ÇALIŞMASI-DEĞİŞİME GÜVEN
Meraba :) sayfaya yeni üye oldumda bilinçaltı çalışmasının nasıl yapıldığı ile ilgili bir link var mı sayfada ?
1 reply Posted in Her Telden :)
-
Renk Terapi - Renkler Ve Giyim
0 Replies Posted in Her Telden :)
- Demedim mi? - Şiir
Beş adım, ya da yüz adım;
Aşk, Niyet ve Şifa Yolculuğu
Üstat Rehber Kirael'in sevgi dolu rehberliği ile Rev. Fred Sterling tarafından aktarılmıştır.
Kirael - Anladığınız gibi, bu dünyada, her biriniz ışığınızı yükselttiniz ve kendinizi yapabileceğiniz en güzel ihtimale taşıdınız. Hangi bilinç seviyesine ulaştığınızın bir önemi yok, artık bu Tanrıça Işığının -aşkın ışığı, şifanın ışığı- harika farkındalığı ile gezegeninizdeki her şeyin değişmeye başladığını fark edebilirsiniz. Basit ifadeyle, değişim (yükseliş/geçiş) başladı.
Hepinizin hissetmek, görmek ve bir parçası olmak için çok uzun zamandır beklediğiniz büyük değişim yolu için, artık onu hücresel seviyeden yüksek benliğinizin eterik ışıklarına kadar hissedebiliyor olmalısınız. Ancak duymak, hissetmek için hangi seviyeyi seçmiş olursanız olun, bilin ki bu büyük farkındalığın gerçekleştiği gün -Tanrıça Aşkı diye adlandırdığınız o güzel enerji, Venüs transiti- şifalanması gereken her şeyi şifalandıranın aşk olduğu gerçeğine uyandığınız gündür.
O zaman, bugün şifa denilen bu büyük maceradan bahsetmemize izin verin. Hayatlarımızın bütünlüğünün kontrolü altında olmamıza rağmen konuşmamıza izin verin. Ya, dostlarım, over-mastermind (ortak bilinç) artık her hareketinizi kontrol edemeseydi? Ya, dostlarım, hayatınızda her bir şey olduğunda, kendi iç aşkınıza itimat edebilir ve kendi içinizde şöyle demek için en güzel ifadeyi bulabilseydiniz; BEN kontrol sahibi olan BENİM ve hayatımın kontrolünü elimde tutarak, over-mastermind'ın ağına düşmeyeceğim.
Size karşı birleşenler/toplananlar olacaktır, dostlarım. Bunu size en başından beri söylüyorum. Daha fazla ışıkla aşılandıkça, daha fazla ışık ifade ettikçe, daha fazla over-mastermind sizden şüphelenecektir, daha fazla over-mastermind sizi yavaşlatmaktan başka hiçbir şey istemeyecektir çünkü over-mastermind, tüm enerjilerin açılıp kapanmasına bağlıdır. Hafızanızda yaşayarak, geçmişinizde yaşayarak, sanki anda yaşıyormuş gibi, size bağımlıdır. Işık olduğunuz doğal gerçeğine zıt olarak kendini ışıktan uzak tutarak size bağımlıdır. Sizin yanlış yapmanızı bekler, hata yapmanızı, düşmenizi bekler ve ayağa kalkmamanızı umut eder çünkü kayıp yere düşenlerdir, over-mastermind ya da "the matrix” dediğimiz şeye enerji veren.
Fakat görüyorsunuz ki diz üstüne çöktürülen her biriniz, bu yazıyı okuyan ve diz üstüne çöktürülen her biriniz - ister bir ilişkinizi ya da paranızı kaybetmiş, ister kendinizi hastalık dünyasında bulmuş olun - diz üstüne çökmeniz için zorlanmış olan sizler, sözlerimi hiç olmadığı kadar yüksek sesle duyun. Sizi ayağa kaldıracak olan rehberler, melekler ve Yaratıcı Gücün kendisidir.
Ancak rehberler dünyasındaki bizler, çağrılmadığımız sürece gelmeyeceğiz. Bu kural hala geçerlidir. Hizmet etmek isteyen melekler, yolculuğunuzun bir parçası olmak için her şeyi verebilecek olan rehberler, siz onları çağırmadan hareket edemezler. Her zaman sadece sözlerinizle onları çağıramazsınız. Bazen basitçe sevginizle, tutkunuzla onları çağırırsınız.
Sevme ve Sevilme Özgürlüğü
Peki, Tanrıça enerjisi taşıyan bu Venüs transiti nedir? O güç demektir, dostlarım, hayal bile edemeyeceğiniz bir güç. Daha önce hiç yapmadığınız şeyleri yapmanız demektir. Bunu her şeyden daha net duyun: bugün şifaya ihtiyacı olanlar - ulaşılmak isteyenler - bilin ki sizler yakın zamanda en güçlü ve en gururlu şifacılar olacaksınız. Artık gerçekten şifa vermenin kullandığınız metotla bir ilgisi olmadığı bilindiğine göre; niyetinizle ilgilidir, sevmek için oluşturulan enerji ile. Ve aşkı keşfettiğiniz zaman, dostlarım, Tanrıça Işığının içinizde olduğunu keşfedeceksiniz.
Biz bu gün konuşurken, enerji Dünya düzlemine nüfuz ediyor. Aşk etrafınızda. Artıyor. Ne kadar olduğunu bilmeye başlayamazsınız bile. Herkes ona uyanacak mı? (Oh bu ne kadar güzel olurdu, ancak olacak mı?) Hayır. Birçokları kendilerini over-mastermind enerjisinin içine sıkışmış bulacaklar. Hastalıklarının onlara diz çöktürdüğünü görecekler, ilişkileri son buldu çünkü ayağa kalkacak ve adım atacak cesaretleri yoktu. Birçokları paralarının büyümek yerine alarm verdiğini görecekler.
Ancak size söylüyorum, dostlarım, kendinizi hangi kategoride bulduğunuzun bir önemi yok, eğer kendinizi bir ya da iki dizinizin üstünde buluyorsanız, o zaman diyorum ki kendinizi kaldırmak istiyorsanız, bugün benimle başlayın. Bu yazıyı okuduğunuzda başlayın ve kendinize şunu söyleyin, "BEN Yaratıcı Tanrıyım: Aşkı fark edecek kadar içimde güç var ve aşk hepsini şifalandıracak. Aşk ilişkilerimi şifalandıracak. Aşk paramı şifalandıracak. Aşk, fiziksel dünyamı şifalandıracak. Aşk, beni en yüksek titreşimlere taşıyacak ışık zerrecikleridir. BEN Yaratıcı Güçteki BİR'im. Bu dünyayı seviyorum. Bir parçası olmayı seviyorum. Henüz keşfetmiş olduğum yolculuğu seviyorum ve şimdi onu, gitmek istediğim seviyeye taşımayı seviyorum. Artık master-mind'ın bir parçası değilim. Ondan kurtuldum. Artık sevme ve sevilme özgürlüğüne sahibim." Beni duydun mu? Sevilme.
"Ve kalbimi artık korkulara kapatıyorum. Bu olmaz, şu olmaz diyenleri artık umursamıyorum. BEN olan BEN'İM, her şey olabilenim, çünkü BEN Evrensel Işığım. BEN Olan Her şeyin bir parçasıyım ve böylece, her kimden gelirse gelsin bana verilen sevgiyi kabul ediyorum. Ve bana kim sevgisini verirse o, benim şifacım olacak ve onlar beni tüm şifacıların şifacısı yapacak çünkü yolculuğumuzun çok büyük güçle, ışıkla doldurulduğunu göreceğiz öyle ki kimse bizi over-mastermind içine kolektif güç olarak çekemeyecek. Bugün Venüs transiti ve içimizde uyanan Tanrıçanın aşkı sayesinde özgürüz. Her zaman olmamız gerektiğini düşündüğümüz -kişi olmak için özgürüz çünkü niyetimiz bizi o seviyeye çıkarıyor. Bir daha asla diz üstü çökmeye zorlanmayacağız."
İlişki isteyenleriniz, her zamankinden daha uzağa uzanın. Zihinlerinizi temizleyin ve Bilinçli Yaratmanın On İlkesini kullanın. O kişinin nasıl göründüğünü düşünün, o ilişkinin nasıl hissettirdiğini, nasıl tat verdiğini. Onu içinizde hissedin ve sonra sadece önünüzde oluşmasını seyredin.
Yolculuk beş adım mı olacak yoksa yüz adım mı, bin adım mı? Size söyleyemem. Adımları atmadıkça bilinemez. Fakat Tanrım, dostlarım, dinleyin: Adım atmak için duraksamayın/tereddüt etmeyin çünkü artık aşk sizi taşıyacak. O, sizi istediğiniz her şeyin en güzel parçalarına götürecek.
Sabah kalkıp şöyle diyen kadınlar var: "Venüs transiti hakkında pek bir şey bilmiyorum: Tanrıça enerjisi hakkında da bir şey bilmiyorum, ancak biliyorum ki bu ilişki içinde daha fazla kalamam." Birçok erkek sabah arabalarından çıkıp sıkıntılı işlerine giderken, "Daha fazla bunu yapmayacağım,” diyor.
İşinizi bırakmanızı mı savunuyorum? Hayır. İşinizi istediğiniz şekle getirmenizi savunuyorum. Geri durmayın. Birilerinin neyin sahibi olamayacağınızı söylemelerine izin vermeyin. Hesabınızda para yok mu? Birikiminiz yok mu? Yaratın, dostlarırn. Tekrar size söyleyemem - beş adım, yirmi adım, bin adım - bildiğim tek şey; adımları atarsanız, hiçbir şey kaçırmazsınız. Ancak şimdi o cesarete sahip olmalısınız.
Bir zaman önce bu Dünya düzlemine Bilinçli Yaratmanın On İlkesi adında güzel bir şey getirdim. İnsanlar onu anlamaya yeni başlıyorlar. Diyorsunuz ki "Fakat Üstat Kirael, onlar çok uzun zamandır buradalar." Diyorum ki, "biliyorum." Fakat sadece şimdi çünkü Dünya değişiyor, beyin değişiyor ve de kalp değişiyor: İnsanlar ilk defa İlkeleri kalpleri ile görüyorlar.
Oh, sözleri okudular, sözleri çalıştılar ve sözler üzerine konferanslar,yaptılar. Ancak birden, sessizce oturdukları yerde, mesai kalplerine giriverdi: Gerçekte olmalıyım. Tekrar dua etmeyi öğrenmeliyim. Yolculuğu nasıl yapacağımı tekrar öğrenmeliyim. Ve bu On İlke, üzerinde yürüyebileceğim bir rehber yol. Kendimi güçsüz hissettiğimde tutunmam için kenarlara direkler koydular. Olmak istediğim şeyin güzelliğini görüp de yeterince cesaretim olmadığında, uzanıp bir İlkeye dayanabilirim ve o beni oraya götürecektir: Dostlarım, biliyorum, çünkü İlkeler aşk ile yapıldılar, benim gibi.
Sadece gözlerinizi kapatın bir an için ve kendinize şöyle söyleyin, "BEN Yaratıcının Işığıyım; o zaman BEN var olabilecek en güçlü enerjiyim. Sadece unutmuştum; hepsi bu. Ve şimdi, hatırlayacağım. Yolculuk yapmayı hatırlayacağım. Beş adım, yirmi adım; bin adım - tereddüt etmeyeceğim. Yürüyeceğim. Ve -Tanrı ile yolun sonuna geldiğimde; niyet ettiğim her şey orada ve bunun her anından keyif alıyorum çünkü bir sonraki yürüyüşe bir adım uzaklıkta ve orada beni mücadeleye çağıran yeni bir şey bulacağım."
"Hayatım boyunca hiç mücadelesiz olmayacağım; Yaratıcıma olan adanmışlığım/sözüm boyunca. Kendimi adadım, Yaratıcı Tanrım; her gün; her saat ve pozitif düşünceli niyetler ve hayatımın nasıl olmasını düşündüğüm her saatin her dakikasında." Venüs transitinin sizin için ve onun için, gitmeye cesareti olan herkes için, açmış olduğu budur. Bu size bağlı. Dizleriniz üzerinde ya da ayakta, gidin ve yolculuğa başlayın.
Niyet ve Para Yolculuğu
Şimdi, birileri niyeti anlamayı dilerse; bilmeleri gereken tek şey hayatlarının nasıl görünmesini istedikleridir. Yine de onu daha önce hiç bilmedikleri bir seviyede bilmeleri gerekmektedir çünkü niyet, yol boyunca itici güçtür.
Bazı insanlar, para için niyet ederler. Sadece para isterler. Ne kadar olduğunu umursamazlar; sadece sahip olmak isterler. Ve onlara şöyle derseniz, "Peki 100,000 doların olsaydı, mutlu olur muydun?" Ve şöyle derler, "Evet; gerçekten mutlu olurum." Ancak sonra; matematiksel hesaplar yapıp şöyle derler, "Pekâlâ; aylık 8,000: dolar yeter bana. O zaman 100,000 dolar bana on iki ay yeter... Peki, sonra ne yapacağım?”
Bom! Niyet pencereden dışarı uçar çünkü görüyorsunuz, her şeyi mahvettiğiniz zaman, para, bu dünya boyutunda ifade ettiğiniz askın/sevginin bir yan ürününden başka bir şey değildir. İnsanlar buna gülerler. Bu sözler ile altüst olurlar. Ancak size bir şey söyleyeceğim: Para ve bolluk sahibi olanlar benimle mutabık kalacaklardır: Ama olmayanlar kalmayacaklardır. Hangi tarafta olmak istediğinizi siz seçersiniz.
Tutku ve Niyet
Tutku kalbin ateşidir. Sizi sıcak tutan odur, sizi harekete geçiren, çekildiğiniz şey odur. Hiç soğuk bir yerde, bir çemberin ortasında yakılmış bir ateşin etrafında kalabalık içinde bulundunuz mu? Evet, çünkü size sıcaklık verdi. Ve sonra içinize baktınız, size güç verdi. Devam etmeniz için ve bir şey yapmaya başlamanız için size bu gücü verdi. Evet, tutku dediğimiz budur.
Tanrıça Pele, örneğin, tüm aşkında, tutku ve güç vardı, içindeki ateşin sayesinde. Özellikle, her şeyi değiştirme arzusuna sahipti, ve insanın da böyle olması gerekir. İnsanın değişimi istemesi için ateşi olmalıdır. Bir şeyin, bir şey olabilmesi için o arzuya sahip olması gerekmektedir. Hiç bir müdahale olmadan en iyi olmak için arzu olmalıdır. Müdahalenin olacağı tek zaman, niyetinizin olmadığı, niyetinizin tereddüt ettiği zamandır. Bu kesinlikle over-master-mind'dan birinin gelip dünyanızı sarstığı bir zamanda olur.
Ve dünyanız sarsıldığında bu, başkasının suçu değildir. Bunun sebebi niyetinizin, kendisiyle gelen gücü kullanacak kadar yeterince güçlü olmamasındandır. Bu demektir ki Yaratıcının bir parçası olduğunuzu hatırlamayı bıraktınız. Kalkanlarınızı indirdiniz ve over-mastermind'ın sizi ele geçirmesine izin verdiniz. Ve over-mastermind sizi ele geçirdiğinde, yolculuğunuzun, istediğiniz yolculuğun, yoluna geri dönmek sizin elinizdedir.
O zaman size şöyle dersem bana inanın: birisi sizi aşağıya çekmeye çalışırsa ve kendinizi dizinizin üstünde bulursanız, o kişiyi yanağından öpmenizi istiyorum çünkü size zayıf bir yönünüzü gösterdiği için o kişiyi kutlamalısınız - onun güçlerini değil, sizin zayıf yönünüzü gösterdiği için. Çünkü niyet ile, size kimse diz çöktüremez. Niyet ile, kendinizi güçlü bir pozisyonda tutarsınız ve sizi kimse aşağıya çekemez.
Ama aşağı çekilirseniz - sözlerimi duyun - bunu yapan o en büyük düşmanınıza gidin, hararetle yanağından öpün ve yaptığı şey için ona teşekkür edin çünkü size niyetinizdeki ve aşkınızdaki küçük, zayıf noktayı gösterdi. Sonra, o çukuru doldurursunuz, sizin için buldukları o deliği doldurursunuz ve bütün gün etrafta insanları yanaklarından öperek dolaşırsınız. Foton Enerjisi ve Dengeyi Korumak Tanrıça enerjisi tüm dünyada uyandırdığı için, tüm dünya -sadece spiritüalistler için değil- daha önce hiç hissetmediği bir şey hissetmeye başlıyor. Venüs transiti, basitçe ona katkıda bulundu. Basitçe enerjiyi tekrar hayata getirdi. Transitin yaptığı budur.
Çok, çok uzun zaman önce Tanrıçalar, Venüs'te bir araya geldiklerinde ve Venüs`ü ışıkları ile güçlendirdiklerinde, Güneşiniz, Venüs'ün yüzeyini süpürerek bütün o enerjiyi Dünya düzleminize yerleştirdi. İçinizde bir şeyleri uyandırdı, Dengemi bulmalıyım. Yaratıcının bu Dünyayı iyi ve kötü ile yaratığını hatırlamalıyım. Dünyanın Yaratıcı tarafından iyi ve kötü ile yaratıldığını hatırlamalıyım. Fakirlerin ve zenginlerin olduğunu hatırlamalıyım. Hasta olan ve olmayanın olduğunu hatırlamalıyım. Hepsini hatırlamalıyım.
Ancak bu gezegendeki bir şeyleri kurtaracaksam, Yaratıcının Gücü olarak, hepsinin tam merkezinde oturduğumu fark etmek zorundayım. Ve öyle ya da böyle değiştiği her seferinde, onu yeniden dengelerim, dünyamı yeniden dengelerim. Bir taraftan diğerine savrulmaya başladığımda, dünyamı dengelerim çünkü dengede kalırsam eğer dünya foton ışığı denen bu güzel kozmik enerjiye açılır, sonra o enerjiyi odağıma getirmeyi öğreneceğim. Onu dengemin bir parçası yapmayı öğreneceğim. Foton enerjisinin seviyesi düşükken, fiziksel dünyamın sistemi ile nasıl etkileşim içinde olacağımı ve duygularımı nasıl dengeleyeceğimi öğreneceğim. Zihinsel bedenimin nasıl merkezi noktada odaklanmış tutmayı ve canımın (ruhumun) beni bütün o aşk içinde nasıl tuttuğunu öğreneceğim.
Ve over-mastermind'da, matrix'de, ya da ona ne derseniz deyin, ne olursa olsun, bize bir atış yaptığında - Biz İnsanlara - başımızı eğip diz çöktüğümüzü hissetsek bile bir öneminin olmadığını bileceğim... Birileri gelip de bana savaşa gitmeliyiz dediğinde, diyeceğim ki "Sen savaşa gidebilirsin ama kalbimi yanında götüremezsin çünkü ben Tanrıça aşkıma bakacağım ve neyin yapılması gerektiğini göreceğim ve onu dengede tutacağım." ve Tanrım, kolektif olarak bizden yeterince kişi bir araya gelecek ve bir sonraki savaşa gitmek zorunda kalmayacağız.
Bugün ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın, dostlarım; ancak Tanrıça aşkı, idareyi eline alıyor çünkü bir aşığız ve cevabı o aşkın içinde bulacağız. Ve bunu birileri okuyacak ve çöpe atacak çünkü duymak istemiyorlar. Böyle yaptıklarında, onları yanaklarından öpün.
Birlikte Aşk ile Şifalanmak
Şimdi, tamamen güvendiğiniz kişilerin arasındayken size duydukları aşk ile sizin için hayatlarını verebileceğine inandığınız kişilerin arasındayken, size tüm duygularını açıp sahip oldukları her şeyi verebileceklerine inandığınız kişilerin arasındayken, onlara açıkça güvendiğiniz için fikrî-çatışma yaşamayan kişilerin arasındayken, ve ruhsal farkındalıklarını tamamen aktive etmiş kişilerin arasındayken, siz aşkın arasındasınızdır. 0na Tanrıça deyin, evet, ama önce ona aşk deyin.
Şunu söylememe izin verin: bu güven ve aşk deneyimi sadece spiritüalistlerle ya da ışık işçileri ile geçirilen bir akşam ya da hafta sonu ile olamaz. Kim olursanız, nerede olursanız olun, dünyada bir yerde olmalı. Çalıştığınız tüm şirket çalışanları ile olmalı. Mc Donald'sda çalışıyorsanız, sabah oraya gidip dua edebilmelisiniz: Ama yapamazsınız değil mi? Çünkü görüyorsunuz ya, aşk işinizin bir parçası değil. Ama varlığınızda olan her şeyi söyleyebiliyor olmalısınız ve etrafınızda güvenliği hissedebiliyor olmalısınız çünkü onu aşkla söyleyeceğinizi biliyorsunuz. Ve aşk ile söylerseniz, kimse size kızamaz.
Güvenin, dostlarım. Çalışabileceğiniz insanlara güvenin. Öyle bir noktaya gelin ki kesinlikle yapacağım diyen herkese, tek bir özür olmadan yapılacağına inanarak güvenin. "Gidip bunu yapacağım şimdi" dediklerinde, yapacaklarını bilirsiniz, ikinci kez düşünmenize gerek yoktur. "Şu saatte orada olacağım" dediklerinde, orada olacaklarını bilirsiniz çünkü orada olacağım demişlerdir.
Sizin, bedeninizin sadece bir araç olduğu berraklığına ulaşmanız için dua ediyorum. Sizi Üçüncü boyutta taşıyacak bir araç. Güvende hissedebilirsiniz; ağlayabilirsiniz, gülebilirsiniz, aşk ile yapıldığı müddetçe hepsini yapabilirsiniz. Düşünceleriniz, etrafınızdakiler de aynı şekilde düşündüğünde korunabilirler: Hadi şifalanalım. Bilirsiniz ki canınız/ruhunuz size öyle bir örülmüştür ki yapmanız gereken tek şey, ışıkişçisi kardeşinizden birine bakıp varlığınıza örüldüklerini hissetmektir.
Aşkı Düşün, Şifayı Düşün
Bu yazı, bir dergide yayınlanırsa, bu dergiyi okuyan herkes, dergiyi dizinin üstüne koysun ve çevresine baksın. Nasıl göründüğünden oldukça hoşnut musunuz? Çünkü eğer değilseniz, ya Allah; gidip değiştirin. Sizi mutlu etmesini sağlayın: Bu sizin hayatınız, ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Yolculukta, dostlarım, Tanrıçayı düşündüğünüzde, aşkı düşündüğünüzde, şifayı düşünürsünüz. Ve şifayı düşünürken, hata yapmazsınız/başarısız olmazsınız. Beş adım, yüz adım ya da bin adım atabilirsiniz, ama ne kadar adım attığınızın bir önemi yoktur, sonunda aradığınız şey orada olacaktır çünkü siz Tanrıçasınız, aşksınız ve Yaratıcının Işığısınız.
Bu, kendinizi, şifalanmak için-yeterince sevme ihtiyacınıza -ve de arzusuna- uyanmanızın zamanıdır. Size bugüne kadar ne söylenilmiş olduğunun bir önemi yoktur, diz üstü çökmüş olmanızın bir önemi yok, bilin ki oralarda bir yerde sizi ayağa kaldırmak için can atan bir ışık işçisi vardır. Ve ne zaman birileri size boyun eğdirmek isterse/sizi engellemeye çalışırsa; birileri size ya da sizinle ilgili kötü konuşursa, kendinize olan aşkınızı göstermek için o kişiyi yeterince sevin. Çünkü o ışık içinde, dostlarım; dizlerinizin üstünden kalkabilecek ve kimse sizi çökmeye zorlayamayacak. Benim ışığımda ya da Yaratıcının ışığında duruyorsanız, Yaratıcının aşkında duruyorsanız ve aşkı sizi ileriye götüren tek güç olarak kullanıyorsanız, o zaman tüm içtenliğimle size diyorum ki şifalandınız.
Kirael Mesajları, Newage-Yaşam Dergisi, sayı:1, 2004