+++ SEVDİKLERİNİZİ ERTELEMEYİN! - Yazan: Nagehan ALÇI‏

Related discussions

nills Discussion started by nills 13 years ago

 

SEVDİKLERİNİZİ ERTELEMEYİN!
Yazan: Nagehan ALÇI
Öylece hâkim oldu hayatımıza. Yıllarca. Sizi bilmem. Ben 28 yıldır onunla yaşıyorum. Ve bir köşede keyif çatıyor hayatımın her köşesinden. 
Bana göz kırpıyor da görmeyeyim diye için için adak adıyor. Sobelenmemek için elinden geleni yapıyor. 
Çünkü fark edildiği an bitti demek. Yok oldu, rafa kalktı demek.
Ama işte dün akşam ne olduysa, oldu. Balkonda dolunaya rastlayınca yakalayıverdim onu. Bir anda. 
Sıradanlaştırdığı ve bundan büyük keyif aldığı bir anda. Ve fark ettim ki bizi kendimize unutturan da, yaşamımızı kısaltan da, gözlerimizi körleştiren de o: KANIKSAMA.
Biliyorum, ismi bile sıkıcı bu duygunun. Durağan, monoton. Ama öyle bir kıskaca alıyor ki hepimizi, yaydığı enerjiyle kendi hakkında bile düşünülmesine izin vermiyor. 
Zaten amacı da bu. Yosunlaştırmak bizi. Öylece salınmamızı sağlamak. Unutturmak. 
Üstelik en çok “biz” olanı kanıksıyoruz hep. Yani en yakınlarımızı. Ama öyle gelip geçici en yakınları değil, daimi en yakınları. Ailemizi.
Dolunay etkilemiş olsa gerek, çok düşündüm dün gece. Yaşamımın en önemli unsurlarını nasıl yok saydığımı. 
Kaybetme korkum olmadığı insanları hep ertelediğimi. Sevgilerinde alınma ve gururu aradan çıkaracak kadar beni kendileri yapan 
babamı ve annemi severken kanıksayıp gittiğimi.
Hep bir bahanemiz var değil mi onlar için? Ya işten geç çıkıyoruz, ya arkadaş toplantısına gidiyoruz ya da işte “çok yoğun” oluyoruz. 
Sevgilimiz sürpriz program yapınca akan sular duruyor da, babamız bizi yemeğe çağırınca evde yapmamız gerekenleri hatırlıyoruz. 
Arkadaşlarımız yoğun iş saatlerinde ararsa “sıkıldım” deyip dakikalarca işten kaytarıyoruz da, annemiz sesimizi duymak istediğinde ona hep sonra “dönüyoruz”.
Kanıksamışız işte. Bizi sevdiklerini ve hep seveceklerini. Bizim için yaşadıklarını ve yaşayacaklarını. Sevdiklerini ve sevildiğimizi.
İşte tam da bu yüzden dolunay bana çok şey anlattı dün gece. Benim için “en değerli”leri daha sık düşünmem gerektiği ile başladı, 
koşulsuz bile olsa sevginin emek isteyeceği ile bitirdi. Yani bu gün babam için hep ertelediğim o maili yazmamın zamanının geldiği 
ve annem için gidip o kursun koşullarını nihayet öğrenmem gerektiği ile....
Bu arada ay hala ışıl ışıl gökyüzünde. Kim bilir, belki sizin de canınız balkona çıkmak ister?
Kaynak : Akşam