İnsana verilen en büyük nimetlerden birisi olan gözlerimizin korunması hakkında Efendimiz (sav) tarafından gece sürülmesi tavsiye edilen sürmenin ihtiva ettiği maddelerin araştırılarak göze faydalı olan tesirleri bilim adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır. Sürmenin ihtiva ettiği metallere göre birçok çeşidi vardır. fakat Efendimiz. gözü koruma açısından en faydalısının İsmid taşı olduğunu buyurmuşlardır. Göz için sürme olarak sürülen ismid taşının içinde bulunan maddeler; antimuan, sülfür (kükürt) ve çinkodur.
Antimuan tek başına tıp alanında pek kullanılmamış, daha çok sanayide kullanım sahası bulmuştur. Yalnız antimuanın kükürtle bileşik şekli olan antimonit halinde süs eşyası ve ilaç ham maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Göz sürmesi olarak kullanılan antimuanlı bileşikler ise, kükürt ve çinko ihtiva eden bileşiklerdir Bunlar tabiatta antimonit ve tetraerdit gibi isimlerle bilinir.
Sürmenin en ideal karışımı antimuan+kükürt+çinko bileşimi olanıdır. Antimonit (Sb2S3) en önemli antimuan cevheridir. Prit, zinober, çinko, altın, gümüş, galen ve arsenikle birlikte olarak da bulunur. İşte antimonit+çinko bileşimi ismid taşı dediğimiz sürmedir ki, göz için en faydalı olan da budur.
ANTİMUAN VE KÜKÜRTÜN TESİRİ:
Sürmedeki antimuan ve kükürt göze ayrı ayrı etki etmezler. Kükürdün ağır metallerle birleşerek yaptığı tesir genellikle daha önemlidir. Özellikle gözdeki müzmin hastalıklarda kullanıldığı zaman daha faydalı olmaktadır. Gözde sebore dediğimiz yağ ihtiva eden salgının veya musin dediğimiz proto-polisakkarit salgının yapmış olduğu allerjik konjuktivit, seboreik egzema, fronkülit, follikülit vb kirpik köklerinde ve gözün beyaz tabakasında oluşacak akut ve kronik (müzmin) hastalıkları önlemede kullanılan en iyi bileşiklerden birisi metal+kükürt bileşimidir.
Yıllardır kükürt ve bileşikleri daha çok seboreik dermatit gibi cilt hastalıklarında musin ifraz eden mukoza hastalıklarında kullanılmıştır. Hâlbuki kükürt+metal (antimuan) birleşimini seborenin oluşturduğu göz hastalıklarına karşı korunmada ve tedavide ilk kullanan, tavsiye eden Peygamber Efendimiz (sav) olmuştur.
Sürme olarak kullanılan ve içinde çinko bulunan ismid taşındaki çinkonun göz üzerindeki etkilerini araştıran araştırmacılar bu metalin görme keskinliği üzerinde etkili olduğunu görmüşlerdir. Çinkonun (Zn) görme keskinliğini artırması: Çinkonun dokularımızda çok az miktarda bulunduğu uzun zamandan beri bilinmektedir. DNA ve RNA sentezinde yer aldığından bütün hücrelerde bulunur. Vücutta en yoğun olarak bulunduğu organ ise gözdür. Özellikle görme keskinliğini sağlayan melanosit pigmenti taşıyan hücrelerde daha yoğun olarak bulunur. Çinko eksikliğinde gözün fonksiyonlarında ve keskinliğinde bozukluklar olduğu görülmüştür. Ayrıca gözün koroid denilen kısmında da pigment bulunmaktadır. İşte göz küresinin iç yüzünü karanlık oda haline getiren bu siyah melanosit pigmenti, gelen ışığın yansımasını önleyerek görme keskinliğini artırır. Yani tıpkı fotograf makinelerinin içindeki siyah boya gibi görev yapar ve gelen ışığın yansımasını önler. Gözlerinde melanosit pigmenti olmayan (vücutlarında renk maddesi olmayan ve kılları tamamen beyaz olan) albino hastalarda göze gelen ışık retina ve choroidde yansıma yaptığı için görme keskinliği oluşmaz ve bu hastalarda görme keskinliği optik cihazlarla bile ancak 20/100 - 20/200�e çıkarılabilmektedir.
Görüldüğü gibi, görme keskinliğinde melanosit pigmenti çok önemlidir Pigment tabakası çinko ile birlikte A vitamini depo eder.
A vitamini ışık duyarlılığının ayarlanmasında çok önemlidir. Görme keskinliğindeki melanosit pigmentinin yapımı için A vitamini gereklidir. Çinko, A vitaminini canlandıracak fotosensitif pigmentin oluşmasını sağlar.
A vitamini=Retinol
Aydınlıkta görmemiz için rodopsin=opsin+retinol�e Karanlıkta görmemiz için opsin+retinol=rodopsin�e dönüşür.
Görüldüğü gibi, görme pigmentlerinin yapımı için A vitaminine ihtiyaç vardır. A vitaminin sentezi için gerekli olan alkol dehidrogenaz enziminin yapısında Zn (çinko) bulunmaktadır. Yani, rodopsin denilen fotosensitif pigment oluşurken enzimlere, enzimlerin fonksiyonlarını yapabilmesi için de çinkoya ihtiyaç vardır Bugün çinkonun 70 in üzerinde enzimin iş gören önemli bölümünü oluşturduğu bilinmektedir. Katalaz, aldolaz, peptidase, fosfataz, isomeraz, fosfalipaz, karbonik anhidraz, laktik dehidrogenaz vb. enzimlerin etkilerini uygun bir şekilde gösterebilmesi için çinko gereklidir.
Çinko, gözün retina ve koroid tabakasına kan yoluyla gitmektedir. Sürme ise dıştan uygulanır. Acaba bu uygulama ile çinko, retina ve koroid tabakasına kadar gidebilmekte midir? Sürmede bulunan çinkonun göze sürüldükten sonra hücreden geçerek gerekli tesiri yaptığı görüşü laboratuar şartlarında, deneysel çalışmalarla doğrulanmaktadır.
Göz yaşında % 0,4 oranında protein, yani albumin ve globulinler bulunur
Temel bir eser element olan çinkonun aynen demir ve bakır gibi protein molekülüne bağlanarak insan retinal pigment epiteline emildiği gösterilmiştir.
Newsome ve arkadaşlarının yaptığı deneyde bir çeşit kolaylaştırılmış hücre taşınması ile çinkonun retinal hücrelere taşındığı ve insan retinal pigment epitelinin çinkoyu depo ettiği gösterilmiştir.
Göz yaşında proteine bağlı olan çinko hücresel taşınmayla lokal olarak koroid ve retinaya giderek orada hücrelerde depo ediliyor. Sonuçta çinko, A vitamini sentezini sağlayan enzimler yoluyla görme keskinliğinde artışa sebep olur. Zaten hadiste de görme keskinliğini artırır deniliyor.
SÜRMEDEKİ ÇİNKONUN KİRPİKLERE ETKİSİ
Vücudunda çinko yetersizliği olan hastalarda saç dökülmesi saçların zayıf kalması (sağlıksız ince tüy gibi saçların olması) dikkati çekmektedir Akdeniz anemisi olanlarda, spor yapanlarda, aşırı terlemesi olanlarda, PİKA (toprak yeme) da, çinkosuz diyetle beslenenlerde RNA ve DNA sentezi bozulmakta, kıllar ince ve sağlıksız olmaktadır. İşte lokal uygulamalarda emilen ve kıl kökü hücrelerinde biriken çinko, RNA ve DNA sentezini artırır, saçların parlak, sağlıklı ve gür olmasını sağlar. Hadiste kirpikleri bitirdiği vurgulanmıştır.
Kanlarında çinko eksikliği olan hastaların saçlarındaki çinko miktarının da düşük olduğunu gözlenmiştir.
Çinko eksikliğinin, göz dışında beyin fonksiyonları, kan dolaşımı solunum ve bağışıklık sistemlerini de etkilediği bilinmektedir. Çinko hücrelerin yenilenmesini sağlar Cildi güzelleştirir, saçı parlatır. Tırnakları sertleştirir, büyüme hormonu metabolizmasında rol oynar. Ergenliğin gelişmesi ve cinsiyet hormonlarının faaliyeti de çinkoya bağlıdır. Sürme, bugün ülkemizde göz hastalıklarında ve koruyuculuğunda yaygın olarak kullanılmasa bile, tıbben çok faydalıdır.
İnsana verilen en büyük nimetlerden birisi olan gözlerimizin korunması hakkında Efendimiz (sav) tarafından gece sürülmesi tavsiye edilen sürmenin ihtiva ettiği maddelerin araştırılarak göze faydalı olan tesirleri bilim adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır. Sürmenin ihtiva ettiği metallere göre birçok çeşidi vardır. fakat Efendimiz. gözü koruma açısından en faydalısının İsmid taşı olduğunu buyurmuşlardır. Göz için sürme olarak sürülen ismid taşının içinde bulunan maddeler; antimuan, sülfür (kükürt) ve çinkodur.
Antimuan tek başına tıp alanında pek kullanılmamış, daha çok sanayide kullanım sahası bulmuştur. Yalnız antimuanın kükürtle bileşik şekli olan antimonit halinde süs eşyası ve ilaç ham maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Göz sürmesi olarak kullanılan antimuanlı bileşikler ise, kükürt ve çinko ihtiva eden bileşiklerdir Bunlar tabiatta antimonit ve tetraerdit gibi isimlerle bilinir.
Sürmenin en ideal karışımı antimuan+kükürt+çinko bileşimi olanıdır. Antimonit (Sb2S3) en önemli antimuan cevheridir. Prit, zinober, çinko, altın, gümüş, galen ve arsenikle birlikte olarak da bulunur. İşte antimonit+çinko bileşimi ismid taşı dediğimiz sürmedir ki, göz için en faydalı olan da budur.
ANTİMUAN VE KÜKÜRTÜN TESİRİ:
Sürmedeki antimuan ve kükürt göze ayrı ayrı etki etmezler. Kükürdün ağır metallerle birleşerek yaptığı tesir genellikle daha önemlidir. Özellikle gözdeki müzmin hastalıklarda kullanıldığı zaman daha faydalı olmaktadır. Gözde sebore dediğimiz yağ ihtiva eden salgının veya musin dediğimiz proto-polisakkarit salgının yapmış olduğu allerjik konjuktivit, seboreik egzema, fronkülit, follikülit vb kirpik köklerinde ve gözün beyaz tabakasında oluşacak akut ve kronik (müzmin) hastalıkları önlemede kullanılan en iyi bileşiklerden birisi metal+kükürt bileşimidir.
Yıllardır kükürt ve bileşikleri daha çok seboreik dermatit gibi cilt hastalıklarında musin ifraz eden mukoza hastalıklarında kullanılmıştır. Hâlbuki kükürt+metal (antimuan) birleşimini seborenin oluşturduğu göz hastalıklarına karşı korunmada ve tedavide ilk kullanan, tavsiye eden Peygamber Efendimiz (sav) olmuştur.
Sürme olarak kullanılan ve içinde çinko bulunan ismid taşındaki çinkonun göz üzerindeki etkilerini araştıran araştırmacılar bu metalin görme keskinliği üzerinde etkili olduğunu görmüşlerdir. Çinkonun (Zn) görme keskinliğini artırması: Çinkonun dokularımızda çok az miktarda bulunduğu uzun zamandan beri bilinmektedir. DNA ve RNA sentezinde yer aldığından bütün hücrelerde bulunur. Vücutta en yoğun olarak bulunduğu organ ise gözdür. Özellikle görme keskinliğini sağlayan melanosit pigmenti taşıyan hücrelerde daha yoğun olarak bulunur. Çinko eksikliğinde gözün fonksiyonlarında ve keskinliğinde bozukluklar olduğu görülmüştür. Ayrıca gözün koroid denilen kısmında da pigment bulunmaktadır. İşte göz küresinin iç yüzünü karanlık oda haline getiren bu siyah melanosit pigmenti, gelen ışığın yansımasını önleyerek görme keskinliğini artırır. Yani tıpkı fotograf makinelerinin içindeki siyah boya gibi görev yapar ve gelen ışığın yansımasını önler. Gözlerinde melanosit pigmenti olmayan (vücutlarında renk maddesi olmayan ve kılları tamamen beyaz olan) albino hastalarda göze gelen ışık retina ve choroidde yansıma yaptığı için görme keskinliği oluşmaz ve bu hastalarda görme keskinliği optik cihazlarla bile ancak 20/100 - 20/200�e çıkarılabilmektedir.
Görüldüğü gibi, görme keskinliğinde melanosit pigmenti çok önemlidir Pigment tabakası çinko ile birlikte A vitamini depo eder.
A vitamini ışık duyarlılığının ayarlanmasında çok önemlidir. Görme keskinliğindeki melanosit pigmentinin yapımı için A vitamini gereklidir. Çinko, A vitaminini canlandıracak fotosensitif pigmentin oluşmasını sağlar.
A vitamini=Retinol
Aydınlıkta görmemiz için rodopsin=opsin+retinol�e Karanlıkta görmemiz için opsin+retinol=rodopsin�e dönüşür.
Görüldüğü gibi, görme pigmentlerinin yapımı için A vitaminine ihtiyaç vardır. A vitaminin sentezi için gerekli olan alkol dehidrogenaz enziminin yapısında Zn (çinko) bulunmaktadır. Yani, rodopsin denilen fotosensitif pigment oluşurken enzimlere, enzimlerin fonksiyonlarını yapabilmesi için de çinkoya ihtiyaç vardır Bugün çinkonun 70 in üzerinde enzimin iş gören önemli bölümünü oluşturduğu bilinmektedir. Katalaz, aldolaz, peptidase, fosfataz, isomeraz, fosfalipaz, karbonik anhidraz, laktik dehidrogenaz vb. enzimlerin etkilerini uygun bir şekilde gösterebilmesi için çinko gereklidir.
Çinko, gözün retina ve koroid tabakasına kan yoluyla gitmektedir. Sürme ise dıştan uygulanır. Acaba bu uygulama ile çinko, retina ve koroid tabakasına kadar gidebilmekte midir? Sürmede bulunan çinkonun göze sürüldükten sonra hücreden geçerek gerekli tesiri yaptığı görüşü laboratuar şartlarında, deneysel çalışmalarla doğrulanmaktadır.
Antimuan+Kükürt+Çinko --------->Antimonit (Sb2S3)+ Çinko+Protein
Gözyaşı=%98,7 su+% 0,9 NaCl %0,4 protein+mucin+yağ
Göz yaşında % 0,4 oranında protein, yani albumin ve globulinler bulunur
Temel bir eser element olan çinkonun aynen demir ve bakır gibi protein molekülüne bağlanarak insan retinal pigment epiteline emildiği gösterilmiştir.
Newsome ve arkadaşlarının yaptığı deneyde bir çeşit kolaylaştırılmış hücre taşınması ile çinkonun retinal hücrelere taşındığı ve insan retinal pigment epitelinin çinkoyu depo ettiği gösterilmiştir.
Göz yaşında proteine bağlı olan çinko hücresel taşınmayla lokal olarak koroid ve retinaya giderek orada hücrelerde depo ediliyor. Sonuçta çinko, A vitamini sentezini sağlayan enzimler yoluyla görme keskinliğinde artışa sebep olur. Zaten hadiste de görme keskinliğini artırır deniliyor.
SÜRMEDEKİ ÇİNKONUN KİRPİKLERE ETKİSİ
Vücudunda çinko yetersizliği olan hastalarda saç dökülmesi saçların zayıf kalması (sağlıksız ince tüy gibi saçların olması) dikkati çekmektedir Akdeniz anemisi olanlarda, spor yapanlarda, aşırı terlemesi olanlarda, PİKA (toprak yeme) da, çinkosuz diyetle beslenenlerde RNA ve DNA sentezi bozulmakta, kıllar ince ve sağlıksız olmaktadır. İşte lokal uygulamalarda emilen ve kıl kökü hücrelerinde biriken çinko, RNA ve DNA sentezini artırır, saçların parlak, sağlıklı ve gür olmasını sağlar. Hadiste kirpikleri bitirdiği vurgulanmıştır.
Kanlarında çinko eksikliği olan hastaların saçlarındaki çinko miktarının da düşük olduğunu gözlenmiştir.
Çinko eksikliğinin, göz dışında beyin fonksiyonları, kan dolaşımı solunum ve bağışıklık sistemlerini de etkilediği bilinmektedir. Çinko hücrelerin yenilenmesini sağlar Cildi güzelleştirir, saçı parlatır. Tırnakları sertleştirir, büyüme hormonu metabolizmasında rol oynar. Ergenliğin gelişmesi ve cinsiyet hormonlarının faaliyeti de çinkoya bağlıdır. Sürme, bugün ülkemizde göz hastalıklarında ve koruyuculuğunda yaygın olarak kullanılmasa bile, tıbben çok faydalıdır.
alıntı.