nills Discussion started by nills 14 years ago
Cahit Sıtkı askerliğini yedeksubay olarak yapmak üzere birliğine gider. O yıllarda yedeksubaylara da emireri verilmektedir. Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini ister. Sırayla isimlere bakmaktadır bir isim dikkatini çeker. Abbas oğlu Abbas... Sakat çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış biridir Abbas. Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister. Öğle saatlerinde kapı çalınır. Karşısında, civan mert yiğit biri selam çakıp;
-Abbas oğlu Abbas Emret kumandanım! der.
Aralarında söyle bir konuşma geçer.

-Nerelisin?
-Memleket Mardin, kazası Midyat kumandanım.
-Sen benim emirerim olur musun?
-Sen bilir kumandanım!.
Askere eşyalarını toplamasını söyler ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister. Zamanla askerin zekası ve sıcakkanlılığından etkilenir. Abbas her sabah erkenden kalkar Cahit Sıtkı' ya kahvaltı hazırlar. Öğle yemeğini sormadan hazırlar. Tüm ihtiyaçlarını, karşıdanbir istek gelmeden düşünüp yerine getirir. Erkenden kalkıp Cahit Sıtkı'nın kıyafetlerini ütüler, hazırlar ve evintemizliğini yapar.Akşamları olunca Cahit Sıtkı ' nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar. Zamanla aralarında kumandan - asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk bağı oluşur. Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki adakat ve temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı.Zaman zaman karşısına alıp dertleşir ve bu Anadolu çocuğunun ruhundaki gizli şeyleri keşfeder.Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezelerihazırlar Abbas. Aralarındaki duygu bağları güçlenir. Böyle bir keyif gecesi akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;
-Sen İstanbul'u bilir misin Abbas?
-Bilir kumandan.
-Orada bir Beşiktaş var bilir misin?

-Bilir kumandan. Ben orada acemi birlikte oldum.
-Orada benim bir sevgilim var. (adı herhalde Arzu..æ) Sen bana kaçırıp onu getirir misin?
-Başım üste kumandan.

Sabah olur, Cahit Sıtkı bakar ki Abbas yeni asker
kıyafetleri giymiş, hazırlanmış. Cahit Sıtkı sorar;
-Hayırdır Abbas, neden böyle hazırlık yaptın?
-Ben istanbula gidecek kumandan!

-Ne yapacaksın sen İstanbul'da?

-Sen söyledi bana. Ben gidecek sevgiliyi getirecek!

Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine
arkasını dönüp, kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı. Fakat bu mert askerin, yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır. Akşam olur. Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbas'ı karşısına oturtur. Birlikte yer içerler ve Cahit Sıtkı o meşhur şiirini kaleme döker!


Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
'Arzu ' ağacın gölgesinde olsun;
 

Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye,
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git.
Böyle ferman etti Cahit,

Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş' tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

 

--