Psikometri, uzak ve yakın geçmişte bir eşya ile temas etmiş bulunan bir ya da birkaç kişinin geçirdikleri heyecanî hallerin ve kaydettikleri imajların zihinde yeniden yapılanmasına denir. Durugörü medyumluğunun bir türüdür.
Durugörür süje, deney sırasında ruhsal ölçümü yapılacak olan eşyayı elleri arasına, başının tepe kısmına, alnına ve mide boşluğu üzerine koyar. Eşyanın moleküler yapısına önceden kaydolan psikomanyetik etkiler süje tarafından fikir ve vizyonlar halinde yeniden değerlendirilir. Böylece geçmişteki olayların manzarası ortaya çıkar. Gene bu eşya vasıtasıyla, eşyanın sahibi ile ruhsal bir iletişim kurmak mümkündür.
İnsanların tarihi önemi olan bir eşyaya bakıp “Dili olsaydı kimbilir neler anlatırdı.” dediği sıklıkla işitilmiştir. D.D.İ. (Duyular Dışı İdrak) hakkında pratik bilgiye sahip olanlarımız, kendi deneyimlerimizden bu sözlerin gerçeği yansıttığını bilirler. Eski eşyaların, daha doğrusu her eşyanın anlatacak bir öyküsü vardır ve onu zaten devamlı surette anlatır. Tıpkı bir teybin manyetik bandının söz ve müziği kaydettiği gibi, eşyalar da her şeyi kaydeder ve uygun koşullar sağlandığında bunlar tekrar “dinlenebilir”.
Eşyaya kaydedilmiş olan görüntü, ses, heyecan, istek ve düşünceleri ortaya çıkaracak elektronik veya başka türden bir cihaz olmadığı doğrudur. Ancak bazı kişiler bu gizli titreşim ve izlenimleri almaya ve onları uyanıklık şuurlarına aktarmaya yarayan bir tür altıncı duyu’ya sahip görünmektedirler. Bunlar psikometri medyumudurlar.
Bu isim iki Yunanca sözlükten türetilmiştir. “Ruh” anlamındaki psyche ve bir “ölçü” belirten metron. Bu tanıma göre psikometri ‘nesnelerdeki psişik izleri” ölçme ve yorumlama kabiliyetidir.
Söz konusu yeteneğe bu adı 19. yüzyılda Amerikalı bir jeoloji profesörü vermiştir. Dr.Denton, kız kardeşi Ann Denton Cridge’in yardımıyla çok ayrıntılı bir dizi deney gerçekleştirildi. Kadının bir jeolojik numuneyi alnında tuttuğu zaman, “zihin gözünde” beliren canlı imajlarla söz konusu nesnenin geçmişi hakkında bilgi edinebildiğini ortaya çıkardı. Nesne, görünüşünden ne olduğu anlaşılamayacak biçimde örtülmüş olsa bile sonuç değişmiyordu.
Denton, psikometreyi ele aldığı ve kız kardeşinin gördüğü vizyonların doğruluğu hakkında örnekler verdiği “The Soul of Things” (Nesnelerin Ruhu) adlı çok ilginç bir kitap yazdı. Belki bugün kendisi ve kız kardeşi arasında bir telepati olasılığını göz önüne almadığı için süpernormal bir hale getirdiği kanıtların değerinden biraz kaybetmiş olduğunu düşünebiliriz. Ancak bu çalışmalarının sadece küçük bir bölümü için geçerlidir.
Denton’u bu garip kabiliyet üzerinde çalışmaya iten, öğrencilerine ilâç dolu şişeleri tutturarak deneyler yapan Rhodes Buchanan adında bir doktorun tuttuğu raporlardı. Doktor bazı öğrencilerinin numaralı bir etiketle diğerlerinden ayırt edilebilen bu şişeleri tuttukları zaman, söz konusu ilâçlardan gerçekten içmiş gibi reaksiyon gösterdiklerini keşfetmişti.
Psikometri, uzak ve yakın geçmişte bir eşya ile temas etmiş bulunan bir ya da birkaç kişinin geçirdikleri heyecanî hallerin ve kaydettikleri imajların zihinde yeniden yapılanmasına denir. Durugörü medyumluğunun bir türüdür.
Durugörür süje, deney sırasında ruhsal ölçümü yapılacak olan eşyayı elleri arasına, başının tepe kısmına, alnına ve mide boşluğu üzerine koyar. Eşyanın moleküler yapısına önceden kaydolan psikomanyetik etkiler süje tarafından fikir ve vizyonlar halinde yeniden değerlendirilir. Böylece geçmişteki olayların manzarası ortaya çıkar. Gene bu eşya vasıtasıyla, eşyanın sahibi ile ruhsal bir iletişim kurmak mümkündür.
İnsanların tarihi önemi olan bir eşyaya bakıp “Dili olsaydı kimbilir neler anlatırdı.” dediği sıklıkla işitilmiştir. D.D.İ. (Duyular Dışı İdrak) hakkında pratik bilgiye sahip olanlarımız, kendi deneyimlerimizden bu sözlerin gerçeği yansıttığını bilirler. Eski eşyaların, daha doğrusu her eşyanın anlatacak bir öyküsü vardır ve onu zaten devamlı surette anlatır. Tıpkı bir teybin manyetik bandının söz ve müziği kaydettiği gibi, eşyalar da her şeyi kaydeder ve uygun koşullar sağlandığında bunlar tekrar “dinlenebilir”.
Eşyaya kaydedilmiş olan görüntü, ses, heyecan, istek ve düşünceleri ortaya çıkaracak elektronik veya başka türden bir cihaz olmadığı doğrudur. Ancak bazı kişiler bu gizli titreşim ve izlenimleri almaya ve onları uyanıklık şuurlarına aktarmaya yarayan bir tür altıncı duyu’ya sahip görünmektedirler. Bunlar psikometri medyumudurlar.
Bu isim iki Yunanca sözlükten türetilmiştir. “Ruh” anlamındaki psyche ve bir “ölçü” belirten metron. Bu tanıma göre psikometri ‘nesnelerdeki psişik izleri” ölçme ve yorumlama kabiliyetidir.
Söz konusu yeteneğe bu adı 19. yüzyılda Amerikalı bir jeoloji profesörü vermiştir. Dr.Denton, kız kardeşi Ann Denton Cridge’in yardımıyla çok ayrıntılı bir dizi deney gerçekleştirildi. Kadının bir jeolojik numuneyi alnında tuttuğu zaman, “zihin gözünde” beliren canlı imajlarla söz konusu nesnenin geçmişi hakkında bilgi edinebildiğini ortaya çıkardı. Nesne, görünüşünden ne olduğu anlaşılamayacak biçimde örtülmüş olsa bile sonuç değişmiyordu.
Denton, psikometreyi ele aldığı ve kız kardeşinin gördüğü vizyonların doğruluğu hakkında örnekler verdiği “The Soul of Things” (Nesnelerin Ruhu) adlı çok ilginç bir kitap yazdı. Belki bugün kendisi ve kız kardeşi arasında bir telepati olasılığını göz önüne almadığı için süpernormal bir hale getirdiği kanıtların değerinden biraz kaybetmiş olduğunu düşünebiliriz. Ancak bu çalışmalarının sadece küçük bir bölümü için geçerlidir.
Denton’u bu garip kabiliyet üzerinde çalışmaya iten, öğrencilerine ilâç dolu şişeleri tutturarak deneyler yapan Rhodes Buchanan adında bir doktorun tuttuğu raporlardı. Doktor bazı öğrencilerinin numaralı bir etiketle diğerlerinden ayırt edilebilen bu şişeleri tuttukları zaman, söz konusu ilâçlardan gerçekten içmiş gibi reaksiyon gösterdiklerini keşfetmişti.
--