Gülelim ne dersiniz...
Related discussions
- NEFESLE İYİLEŞME Nefes çalışmalarının mükemmelliğini ufak deneyimlerle biliyorum,paylaşımınız için teşekkürler..
-
Mesnevi'de Kuantum Fiziğinin İzini Buldular!
0 Replies Posted in Her Telden :)
-
Meditasyon (nedir? amacı? faydaları?)
0 Replies Posted in MEDİTASYON
Ne kadar ciddi yüzlerimiz fark ediyor musunuz?
Büyüdükçe gülmeyi unutmaya başlarız. Sonra gülmememiz için gereken uyarı miktarlarının da dozu artar. Büyüyoruz ya!
Gülen adam sevilmez bizim toplumda. Cadde de sokakta, herhangi bir yerde bir kahkaha patlat, sonra bak bakalım insanların yüzlerine.
Hişşşt Gülme!
Sen deli misin?
Bak herkes duyacak!
Çok ayıp!
Kadın gibi ol! Erkek gibi ol!
Ağır ol!
Kendin gibi olmak zordur.
Büyümek = Ciddileşmek.
Çok uzun zamandır bakıyorum insanlara çok basit bir şey olan gülmek dünyanın en zor şeyi olmuş insan hayatında… Gülmeyi unuttuk, iletişim kuramıyoruz, sözcüklere sığınıyoruz oysa sözcükler yetersiz…
Şartlar ne olursa olsun gülebilecek insanlara ihtiyaç vardır her toplumda…
Neden bize gülmenin ayıp, hafif görünmek olduğunu söylemişler. Biraz fazla gülünce ardından kötü birey geleceğini, yüksek sesle gülmenin ayıp olduğu; beynimizin içine kazınmış. Bizim toplumumuz da, özellikle erkekler için gülmek “hafiflik” olarak kabul edilip “karı gibi gülme!”,gibi sözlerimiz olduğu için de az gülüyoruz belki de.
Somurtkanlık itibarla eş değer gösterilmiş. Bize büyük insanların hikâyeleri anlatılırken yaptığı işler anlatılmış; çocukluğunda yaptığı komiklikler, sanki bir tabu…
Siz hiç reklâm panolarında bir işadamı, iş kadını ya da politikacıyı gerçekten içten bir gülüşle gördünüz mü?
Gülmek için çocuk veya deli olmaya gerek yok. Mecbur değilsiniz somurtmaya, erişkin olmak için. Gülün doyasıya. En çok da kendinize gülün. Hayat bir oyun. Aslında yarattığınız dramalarınızı sıyırdığınızda geriye, komik bir senaryo kalır.
Gülünce ne mi değişir?
Yaydığınız pozitif enerji etrafınıza dalga dalga bir salgın gibi yayılır. Ne zaman gülerseniz tüm enerjiniz evrenselliğe açılır.
Etrafınızı izleyin. Çok gülen insanlar hem uzun ve sağlıklı yaşarlar, hem de hayatları diğerlerine göre daha kolay geçer.
Sevdiklerinizle oturun, konuşun, eğlenin; Çocuksu ve kuralsızca. İçinizden geldiğince, “Başkaları bana deli der mi?” korkusu olmadan katıla katıla gülün, en fazla da kendinize gülün…
“Bir keşiş araştırma için gittiği bir köyün mezarlığında dolaşırken, mezar taşlarının üzerlerindeki rakamlar dikkatini çeker... Mezar taşlarının üzerlerinde 9, 25, 879, 20500, 5666, 148 ve bunun gibi birbiriyle alakasız rakamlar vardır... Uzunca bir süre düşünmesine rağmen bu rakamların anlamlarını çözemeyeceğini anlayan keşiş, en sonunda köyün bilgesine danışmaya karar verir ve bilgeye bu rakamların günleri mi, yılları mı, yoksa saatleri mi gösterdiklerini sorar... Bilge gülümseyerek şu yanıtı verir: “biz bebeklerimiz doğduğu zaman bellerine bir ip bağlarız ve beline ip bağlı olan kişi, yaşamı boyunca her güldüğünde ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise ipteki düğümleri sayarak mezar taşına düğüm sayısını yazarız, böylece de o kişinin ne kadar yaşadığını anlarız.” der.
Özünüze yapacağınız en büyük iyilik, bir avuç kahkahadır.
Herkesin, korktuğu, çekindiği,"ağır",somurtkan, suratsız olmaktan dolayı saygı gösterdi bir insan olmaktansa, öylesine normal bir "İNSAN" olmayı yeğlerim ben kendi adıma. Çünkü gülmek; yaşamaktır, hayattır, mutluluktur…
Sevinmek, gülmek, haykırmak güzeldir. Gülümseyen bir yüz, hem gülümsemesini çevresine yansıtır ve hem de yüzünde gülümsemesinden izler kalır.
Hayat kısa…
Hiç kimseye değil seslenişim sadece şahsıma... Her ne olursa olsun gülümse diyorum içimdeki ben'e... İçindeki umudu, sevinci yaşat... GÜLÜMSE...