Modern bilim, tüm evrende olduğu gibi insan organizmasının sadece fiziksel bir yapı olmayıp normal gözle görülemeyen bir enerji alanına da sahip olduğunu doğrular.
Bu demektir ki, biz saf enerjiyiz. Evrende iki temel yüksek frekanslı enerji bulunmakta, ying-yang sembolünde olduğu gibi,. Bu temel iki enerji; Sevgi-Korku enerjisi.
Korku; titreşimi çok yüksek ve hücrelerimize zarar veren bir enerji frekansıdır. Farkına varsak da varmasak da devamlı yaratıyoruz. Bir şey için ne kadar çok endişelenir, korkar düşünür veya hissedersek “O olur”. Tüm enerjimizi, dikkatimizi neye verirsek, bir süre sonra, istesek de istemesek de onu yaratırız.
Kaba bir örnekle yılan korkusunu ele alalım ormanda yalnız yürürken, birden yılan gördüğünüzde saniyeden daha kısa bir zaman içerisinde, korku ve endişe sonucu bedeninizde adrenalin salgılanır, sempatik sinir sistemi bir anda hâkimiyete geçer, kan basıncı artar, kalp hızlanır. Bütün bunların hepsi bir saniyeden az bir zaman içerisinde gerçekleşir. Görmenizle kaçmanız bir olur ve korku, sizde adrenalin denilen bir moleküle, maddeye dönüşür. Bu küçük örnek bile madde olmayan, zihin düzeyindeki bir düşüncenin nasıl maddeye dönüştüğünü göstermektedir.Korku enerjisini hayatın her anında daha çok kullanıyor ve çocukluğumuzdan itibaren yavaş yavaş ilk saf halimiz olan sevgi enerjisinden uzaklaşmaya başlıyoruz..
Kartal; atmacagiller familyasından yırtıcı bir kuş. Uçuşta sıkça dönerek yükselirler, belirgin parmakları, yukarı kıvrılır. Ormanlar ve dağlarda yaşarlar. Kartal bazı kültürlerde kutsal bir kuştur. Kartal tüyleri özellikle Orta Amerika halkaları içinde olduğu kadar, Kızılderili ve Kanada'daki ilk uluslar pek çok dinin ve ruhsal geleneklerin merkezidir. Kartal tüyleri çoğu zaman yerli seremonilerde olağan üstü liderlik ve kahramanlılar gibi başarıları şereflendirmek için kullanılır. Kazakistan, Kırgızistan, Batı Moğolistan ve Çin'de, yöresel olarak 'burkut' veya 'berkut' olarak bilinir
Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır.. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
Ya ölümü seçecektir,
Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya baslar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski tüylerini yolmaya başlar. Beş ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur 'yeniden doğuş uçuşunu' yapmaya hazır duruma gelir.
Sevgi evrensel manyetik enerjidir. Sevgi enerjisi, kendimize ve yaşamın akışına güvenmemizi, sağlık, bolluk ve bereket içerisinde, huzurlu yaşamımızı sağlar. Korku enerjisi ise, kendimizden ve yaşamın akışından kopmamızı ve korkmamızı, , gelecekten endişelenmemizi sağlar.
Ya korkularımız ile yaşayacağız ya da korkularımızı sevgiye dönüştüreceğiz…
Her şey Yaradan’ın sevgisinden var edilmiştir. Sevgi enerjisi bütün kâinatı kuşatmaktadır ve sevgi enerjisi her türlü negatif enerjiyi, kendi içinde eritir, yok eder.
Sevgi den; sevmekten ,sevilmekten korkmayın …
Geçmişin hayıflanmasını ya da gelecek endişesi yapmaktansa değişime niyet edin, karar verin ve kararınızda kararlılıkla kalın.
Modern bilim, tüm evrende olduğu gibi insan organizmasının sadece fiziksel bir yapı olmayıp normal gözle görülemeyen bir enerji alanına da sahip olduğunu doğrular.
Bu demektir ki, biz saf enerjiyiz. Evrende iki temel yüksek frekanslı enerji bulunmakta, ying-yang sembolünde olduğu gibi,. Bu temel iki enerji; Sevgi-Korku enerjisi.
Korku; titreşimi çok yüksek ve hücrelerimize zarar veren bir enerji frekansıdır. Farkına varsak da varmasak da devamlı yaratıyoruz. Bir şey için ne kadar çok endişelenir, korkar düşünür veya hissedersek “O olur”. Tüm enerjimizi, dikkatimizi neye verirsek, bir süre sonra, istesek de istemesek de onu yaratırız.
Kaba bir örnekle yılan korkusunu ele alalım ormanda yalnız yürürken, birden yılan gördüğünüzde saniyeden daha kısa bir zaman içerisinde, korku ve endişe sonucu bedeninizde adrenalin salgılanır, sempatik sinir sistemi bir anda hâkimiyete geçer, kan basıncı artar, kalp hızlanır. Bütün bunların hepsi bir saniyeden az bir zaman içerisinde gerçekleşir. Görmenizle kaçmanız bir olur ve korku, sizde adrenalin denilen bir moleküle, maddeye dönüşür. Bu küçük örnek bile madde olmayan, zihin düzeyindeki bir düşüncenin nasıl maddeye dönüştüğünü göstermektedir.Korku enerjisini hayatın her anında daha çok kullanıyor ve çocukluğumuzdan itibaren yavaş yavaş ilk saf halimiz olan sevgi enerjisinden uzaklaşmaya başlıyoruz..
Kartal; atmacagiller familyasından yırtıcı bir kuş. Uçuşta sıkça dönerek yükselirler, belirgin parmakları, yukarı kıvrılır. Ormanlar ve dağlarda yaşarlar. Kartal bazı kültürlerde kutsal bir kuştur. Kartal tüyleri özellikle Orta Amerika halkaları içinde olduğu kadar, Kızılderili ve Kanada'daki ilk uluslar pek çok dinin ve ruhsal geleneklerin merkezidir. Kartal tüyleri çoğu zaman yerli seremonilerde olağan üstü liderlik ve kahramanlılar gibi başarıları şereflendirmek için kullanılır. Kazakistan, Kırgızistan, Batı Moğolistan ve Çin'de, yöresel olarak 'burkut' veya 'berkut' olarak bilinir
Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır.. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
Ya ölümü seçecektir,
Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya baslar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski tüylerini yolmaya başlar. Beş ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur 'yeniden doğuş uçuşunu' yapmaya hazır duruma gelir.
Sevgi evrensel manyetik enerjidir. Sevgi enerjisi, kendimize ve yaşamın akışına güvenmemizi, sağlık, bolluk ve bereket içerisinde, huzurlu yaşamımızı sağlar. Korku enerjisi ise, kendimizden ve yaşamın akışından kopmamızı ve korkmamızı, , gelecekten endişelenmemizi sağlar.Ya korkularımız ile yaşayacağız ya da korkularımızı sevgiye dönüştüreceğiz…
Her şey Yaradan’ın sevgisinden var edilmiştir. Sevgi enerjisi bütün kâinatı kuşatmaktadır ve sevgi enerjisi her türlü negatif enerjiyi, kendi içinde eritir, yok eder.
Sevgi den; sevmekten ,sevilmekten korkmayın …
Geçmişin hayıflanmasını ya da gelecek endişesi yapmaktansa değişime niyet edin, karar verin ve kararınızda kararlılıkla kalın.