Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

Uyum içinde bir arada yaşayamıyorsunuz. Bilinen, bilinmeyen birçok düşmanınız var. İnsan ırkı kıvılcımla patlayacak bir noktaya doğru gidiyor. Uluslar mutlak güç, mutlak hâkimiyet için uğraşıyorlar. Savaş nedir, bilir misiniz? Bilmeniz gerekir çünkü her gün savaşıyorsunuz! Kendi gerçeğinizi başkalarıyla tartışıp, onlara sizin haklı, onlarınsa haksız olduklarını her söylediğinizde bunu yapıyorsunuz. Bu savaştır gerçekten. Dünyada yaratılmış bulunan şeyler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarından ilahi müdahale vuku bulmakta. Doğanın ileri doğru hareketi, uyumu da beraberinde getirmektedir. Yaşamla uyum içinde bulunamayanlar artık varolamayacak. Gerçek düşmanınız kendi anlayışınızdır.

           Doğa ve doğanın uğrayacağı değişimle kendinizi tanıyacaksınız. Dünyanın her yanındaki halim olanlar beraberce gelecek günlerin temelini atıyorlar, daha yüce bir dünyanın, Arkadaki yaratıcı gücün Tanrı olduğu daha sevecen bir dünyanın temelini. Bu harika bir şey... Aranızdan pek çoğu o günü asla göremeyecek. Ne yapıyorsunuz, nasıl yaşıyorsunuz ona bakın bir kez; herkesi sevmekten söz ediyorsunuz ama gerçekten seviyor musunuz? Komşunuzu seviyor musunuz? Ailenizi koşulsuz bir biçimde seviyor musunuz? Kendiniz ile ne yapmayı düşünüyorsunuz? Eğer sizi sade bir akıldan ayıracak olan entelektüel uğraşların kibir ve küstahlığına bürünürseniz süper bilinci göremeyeceksiniz.

           Sizi varlıkları merhametsizce yargılarken görüyorum. Diğerlerine duyduğunuz sevgi sıcak ve ilham verici değil. Bencil, kızgın, saldırgan ve kibirlisiniz. Ölüyorsunuz. Kim olduğunuzu, tanrı olduğunuzu kabul ederek kucaklamaz ve sevgi denen ilişkiyi yaşamazsanız gelecek günleri göremeyeceksiniz. Yargıladığınız herkesin içindeki tanrıyı bulmanızı istiyorum, çünkü buna ihtiyacınız var. Bunu yaptığınız zaman kendi içinizde de o tanrıya dokunmuş olacaksınız. Çünkü siz kendinizde ancak başkalarında gördüğünüz şeyleri görebilirsiniz. Eleştirdiğiniz her kişi sizin bir aksinizden başka bir şey değildir. Kendinizin alçakgönüllü, halim olduğunuzu ve sonsuza dek süreceğinizi gerçekten bilmeniz ancak bu erdemleri başkalarında görmenizle mümkün olacaktır. Anlıyor musunuz?

           Gerçek sevgi, bir varlığın tâ derininde kim olduğunu kavraması ve bu yüceliği kucaklayabilmesidir. Size aynalar, yani her yönünüzü aksettiren varlıklar gönderilecek. Bu karşılaşma hem tatlı hem de acı olacak. Birini sevdiğinizde bir aynayı sevmiş olursunuz. Bu öyle bir aynadır ki, karmaşıklığınızın ardındaki basitliği ve gerçek kimliğinizi kavramanızı mümkün kılar. 7,5 milyon yıl önce kim olduğunuzu unuttuğunuzdan beri aradığınız sihirli şey budur işte. Karşılaştığınız her varlığın hangi yönünüzü aksettirdiğini kendi kendinize sorun ve bu konuda neler hissettiğinize dikkat edin. Sevgi ancak siz kendinizi sever ve bundan dolayı haz ve sevinç duyarsanız gelir. Sevinç, tüm dünyayı nasıl olurlarsa olsunlar, sevebilmenizi mümkün kılar. Bu koşulsuz sevgidir.

           Değişmek istiyorsanız, gelmekte olan değişikliklerin bir parçası olmak istiyorsanız alçakgönüllü olmayı öğrenmelisiniz. Halim olmak son derece alçakgönüllü olabilmektir. Nefret ettiğiniz birine bakıp hiç de derin görüşlü olmadığınızı idrak etmek ve sonra gidip onları kucaklamaktır. Birilerini azarlayıp dersini verdikten sonra müthiş bir hata yaptığınızı fark etmektir. Kendi kendinizi yargıladığınızdan dolayı kendinizden af dilemektir. Başkalarını dinlemek için zaman ayırmak ve başkalarının - sizi ne kadar rahatsız ederse etsin - kendileri olmalarına izin vermektir.

           Kendinizi bağışlayacak kadar alçakgönüllü olun. Asla başkalarından sizi bağışlamalarını isteyemezsiniz. Onlar sizi asla affetmezler çünkü olayın anısı ruhlarının içine adeta kilitlenmiştir. Siz kendinizi bağışlamalısınız. Varlığınızın tanrısı konuşsun ve kendinizi bağışlayın; yapmış olduğunuz şeyler için değil, tanrı olduğunuzu bilmediğiniz için bağışlayın. Bağışlama koca bir silgi gibi suçu silip götürür. Kendinizi kötü hissetmenizi, kızgınlığınızı, depresyonu yok eder. Alçakgönüllü olmak, artık kim olduğunuzu bilmenin ve olaylara başka açıdan bakmanın zamanının geldiğini teslim etmektir.

           Hepinize bakıyorum ve kendi yarattığınız problemleri görüyorum. Problem nedir biliyor musunuz? Çözümü görmezden gelmektir. Karmaşalarınız, kaygılarınızı, başarı kazanabilmek için gösterdiğiniz şiddetli gayreti, kendinizi nasıl başarısız kıldığınızı, kötü sonuçlanmış bütün ilişkilerinizi biliyorum. Size bakıyorum ve nasihate nasıl şiddetle ihtiyacınız olduğunu görüyorum. Kendi realitenizi kucaklamayı, idrak etmeyi ve değiştirmeyi öğreneceksiniz. İçinizde bulunan ve zaten sahip olduğunuz şeyleri sürekli olarak dışınızda aramanız yararsızdır. Böyle yaparsanız gücünüzü teslim etmiş olursunuz.

           Kendi sorularınızın yanıtlarını neden bilmiyorsunuz? Hatta neden soru sormak gereğini duyuyorsunuz? Yanıtı zaten biliyor olmanız gerekir. Yanıtları kendi başınıza ve kendiniz için bulacak bilgeliğe erişemezseniz asla değişiklik yapamazsınız. Bilmek ve güçlü olmak istiyorsanız içinizdeki yüce sese kulak vermelisiniz. Bu ses hiçbir şey söylemez, sadece her şeyi hisseder.

           İhtiyacınız olan her şey size verilecek. Tüm yanıtlar önünüze gelecek. Başarı ve sevinç istiyorsanız gönderilecek. İlişkilerinizi düzeltmek istiyorsanız size madalyonun iki yüzü gösterilecek. Geceleri uyuyabilmek için huzur mu istiyorsunuz? Size gece uykusu gönderilecek. Takıntılarınızı, üzüntülerinizi sona mı erdirmek istiyorsunuz? Takıldığınız yerden alınıp indirileceksiniz. Bütün bunlar size olacaklara şahit olan içinizdeki Tanrının şanı için yapılıyor. Her şey olduğunda da, bütün bunları kendinizin çoktan yapabileceğini anlayacaksınız. İstediğiniz için değiştiğinizde içinizde tatlı ve nefis bir duygu olacak. Kendinizi daha aydınlanmış, özgür ve anlayışlı hissedeceksiniz.

Gelecek Günler (1.Bölümden) Ramtha - 1986