Farkındalık kelimesi pek çok alanda kullanılmakla birlikte özellikle spiritüel edebiyatta fazlaca kullanılmaktadır. Burada farkındalık ile ne anlatılmak isteniyor? Neden bu kelime bu kadar çok karşımıza çıkıyor?
İnsan olarak her birimizin kendi varlığımızla tam ve bütün olarak yaşantımızı sürdürmemiz önemlidir. Bizim kendimizi tanımak ve ben neredeyim? Nereye gitmek istiyorum? Hedefim ne? Sorusunu bize sordurur. Bu soruların farkına varmak kendimizi değişim, dönüşüm, gelişim ve sonunda da hedeflerimize ulaşmamızda bize yardımcı olur.
Kişilere kendinizi tanıtır mısınız? Dediğinizde öncelikle işi, eşi, kimin eşi olduğu, çalıştığı yer, konum, kariyeri aklına gelir ve bunlar cevaplandırılır. Kişilerle ilgili görüşlerimizde bunlarla özdeşleştirilerek kişi hakkında aşağı yukarı bir kanıya sahip olunur. Oysa gerçek bu mu? Yaptığım binlerce görüşmelerde anladığım şu ki şu an oldukları yerde mutsuz, huzursuz, korkuları olan kişiler ne istediğine kendi özgür iradesiyle karar vermemiş, en yakın çevresinin kendi doğrularını, kendi egolarıyla doğru diye hissettirmesiyle karar vermişler sonunda da mutsuz insanlar olmuşlar. Maskelerini indirdiğimde şu an oldukları yer istedikleri yer değil!!! İnsanlar üst düzey yönetici, mevkii sahibi, şöhretli insanlar…vb. olabilirler ancak işlerinde ve bulundukları yerde kendilerine nasıl bir fayda sağladıklarının bilinciyle değil etrafın yönlendirmesiyle hareket etmiş, kendi özünü, varlığını unutmuş pek çok insan var.
Fiziken bulunduğu nokta her neresiyse orada ancak ruhu, duyguları başka yerde…hayallerinde, heyecanlarında, tutkularında saklı kalmış umutları var. Daha önemlisi yetersizlik duygusuyla hareket eden sürekli arayış halleri var. Aradıkları ise hep oldukları konumla doğru orantılı devam eder. Maaşıma zam, kariyerimde yükselme, en iyi eş, bir iş yeri daha, ev, araba, yazlık, kışlık,… vs. derken bunlara sahip olmaya başlarlar ve olurlarda peki mutlular mı? Gördüğüm örneklere bakacak olursak yine mutsuzdurlar. Sinirliler, kızgın, öfkeliler ve hep bir bahaneleri hazırdır. Çünkü aradıkları şeyin ne olduğunu tam fark edememektedirler. Alıştıkları davranışlarına devam ederler. Ben kimim? Niçin buradayım? Kendi iç dünyamda neler var? Demek için aynada kendilerine bakmazlar. Sürekli kaçmak isterler. Kaçınca ertelerler ve kısır döngü ta ki değişmek isteyip kendini fark edip gerçekte kim olduğunu anlayıncaya kadar sürer gider. Çoğunlukla değişimden kaçarlar zira korkuları vardır. Bilinmeyene olan korku bu kişide güvensizlik yaratır. Oysa çevre tarafından onaylanmak için seçilmiş hayatlar başkaları tarafından yaşanılan hayatlardır. Milyonlarca insan onaylanma içgüdüsüyle hareketle iç dünyasıyla dış dünyası çatıştığı için ve sürekli savaşta olduğundan arayışlarının ömür boyu sürmesine neden olur.
Farkında olmak bireye ve hayatına ne kazandırır?
Neredeyim? Ne istiyorum? Mutlu muyum? Hayatımı nasıl yaşarsam mutlu olurum? Hedefim ne?
Kendimi nasıl geliştirebilirim? Bunlar üzerinde düşünmenizi de öneririm.
Farkında olmak demek çevremizdeki insanları değiştirmek değil kendinin farkına varmak ben nasıl değişip gelişebilirimi anlamaktır. Bunun için çalışması gereken tek önemli nokta kendisidir. Bunun içinde enerjinin güçlü olması gerekir. Güçlendirmek ise düşünce, duygu, hisler ve davranış değişikliği ile olur. Hayata bakış açısını değiştirince, seçimlerine ve mutluluğuna odaklanınca sonsuz olasılıklar içinde kendisinin de var olduğunun bilincine varır, değerini anlar ve gücüne sahip çıkar.
Ne para, ne kariyer, ne iş, ne eş ve başkalarının onun enerjisini aşağıya çekemeyeceğini artık anlar ve bilir. Çünkü kaybettiği özgüvenini geri kazanmıştır. Farkındalıkla yaşar, hayatı yakalar. Enerjisi yükselir. En önemlisi ne biliyor musunuz? Ne istediğinin ve ne için istediğinin farkındadır. Kendisiyle barışık olunca yapmış olduğu seçimlerin, kararların ve sonuçlarının tüm sorumluluğunu alır, kabul eder ve her türlü durumda mutludur. Korkularına veda etmiştir. Hayattan keyif alır.
Anın farkında olan insan şimdi yapmış olduğu seçimlerinin yarınını belirlediğinin bilincindedir. Enerjisini yukarı taşıyan ve hedeflerinin ne olduğunun farkında olan bireydir. Hedefleri, arzuları onun için artık değişmiştir kişiyi mutlu ederek yaşantısını sürdürdüğü seçimlerdir. Yaşamda hiçbir şeyi ertelemeden hareket eder. İnsanları anlamayı, iletişimi, dinlemeyi ve empati yapmayı bilir. Bütünlüğün içinde yaşamını sürdürür ve akışta yol alır. Kadın ve erkek olduğunun dışında insan olduğunun farkındadır. Hayatın kendisine sunduğu armağanları kullanmayı ve yönetmeyi öğrenmiştir. Birey kendisi fark ettiğinde “farkındayım öyleyse varım” anlayışıyla problem gibi görünenin içinde bir anlam olduğunu ve sorunun içinde çözümünde olduğunu anlamıştır. Bu farkındalık içinde ailesiyle, arkadaşlarıyla, işinde huzurlu, mutlu ve başarılı olur. Yaşadığı her şeyle keyif alarak ilerler.
Kendisini gerçek anlamda fark eden insan mükemmel yaratımın içinde olduğunu bunun keyfin i sürmenin en doğal hakkı olduğunu bilerek sevgiyle yaşar.
Farkındalık yolculuğunda iç görünüzün sevgiyle dolmasını ve muhteşem güzelliklerle dolu bir ay geçirmenizi dilerim.
derya88Anın farkında olan insan şimdi yapmış olduğu seçimlerinin yarınını belirlediğinin bilincindedir...farkındayım öyleyse varımm....teşekkürlerr14 years ago
Farkındayım Öyleyse Varım...
Farkındalık kelimesi pek çok alanda kullanılmakla birlikte özellikle spiritüel edebiyatta fazlaca kullanılmaktadır. Burada farkındalık ile ne anlatılmak isteniyor? Neden bu kelime bu kadar çok karşımıza çıkıyor?
İnsan olarak her birimizin kendi varlığımızla tam ve bütün olarak yaşantımızı sürdürmemiz önemlidir. Bizim kendimizi tanımak ve ben neredeyim? Nereye gitmek istiyorum? Hedefim ne? Sorusunu bize sordurur. Bu soruların farkına varmak kendimizi değişim, dönüşüm, gelişim ve sonunda da hedeflerimize ulaşmamızda bize yardımcı olur.
Kişilere kendinizi tanıtır mısınız? Dediğinizde öncelikle işi, eşi, kimin eşi olduğu, çalıştığı yer, konum, kariyeri aklına gelir ve bunlar cevaplandırılır. Kişilerle ilgili görüşlerimizde bunlarla özdeşleştirilerek kişi hakkında aşağı yukarı bir kanıya sahip olunur. Oysa gerçek bu mu? Yaptığım binlerce görüşmelerde anladığım şu ki şu an oldukları yerde mutsuz, huzursuz, korkuları olan kişiler ne istediğine kendi özgür iradesiyle karar vermemiş, en yakın çevresinin kendi doğrularını, kendi egolarıyla doğru diye hissettirmesiyle karar vermişler sonunda da mutsuz insanlar olmuşlar. Maskelerini indirdiğimde şu an oldukları yer istedikleri yer değil!!! İnsanlar üst düzey yönetici, mevkii sahibi, şöhretli insanlar…vb. olabilirler ancak işlerinde ve bulundukları yerde kendilerine nasıl bir fayda sağladıklarının bilinciyle değil etrafın yönlendirmesiyle hareket etmiş, kendi özünü, varlığını unutmuş pek çok insan var.
Fiziken bulunduğu nokta her neresiyse orada ancak ruhu, duyguları başka yerde…hayallerinde, heyecanlarında, tutkularında saklı kalmış umutları var. Daha önemlisi yetersizlik duygusuyla hareket eden sürekli arayış halleri var. Aradıkları ise hep oldukları konumla doğru orantılı devam eder. Maaşıma zam, kariyerimde yükselme, en iyi eş, bir iş yeri daha, ev, araba, yazlık, kışlık,… vs. derken bunlara sahip olmaya başlarlar ve olurlarda peki mutlular mı? Gördüğüm örneklere bakacak olursak yine mutsuzdurlar. Sinirliler, kızgın, öfkeliler ve hep bir bahaneleri hazırdır. Çünkü aradıkları şeyin ne olduğunu tam fark edememektedirler. Alıştıkları davranışlarına devam ederler. Ben kimim? Niçin buradayım? Kendi iç dünyamda neler var? Demek için aynada kendilerine bakmazlar. Sürekli kaçmak isterler. Kaçınca ertelerler ve kısır döngü ta ki değişmek isteyip kendini fark edip gerçekte kim olduğunu anlayıncaya kadar sürer gider. Çoğunlukla değişimden kaçarlar zira korkuları vardır. Bilinmeyene olan korku bu kişide güvensizlik yaratır. Oysa çevre tarafından onaylanmak için seçilmiş hayatlar başkaları tarafından yaşanılan hayatlardır. Milyonlarca insan onaylanma içgüdüsüyle hareketle iç dünyasıyla dış dünyası çatıştığı için ve sürekli savaşta olduğundan arayışlarının ömür boyu sürmesine neden olur.
Farkında olmak bireye ve hayatına ne kazandırır?
Neredeyim? Ne istiyorum? Mutlu muyum? Hayatımı nasıl yaşarsam mutlu olurum? Hedefim ne?
Kendimi nasıl geliştirebilirim? Bunlar üzerinde düşünmenizi de öneririm.
Farkında olmak demek çevremizdeki insanları değiştirmek değil kendinin farkına varmak ben nasıl değişip gelişebilirimi anlamaktır. Bunun için çalışması gereken tek önemli nokta kendisidir. Bunun içinde enerjinin güçlü olması gerekir. Güçlendirmek ise düşünce, duygu, hisler ve davranış değişikliği ile olur. Hayata bakış açısını değiştirince, seçimlerine ve mutluluğuna odaklanınca sonsuz olasılıklar içinde kendisinin de var olduğunun bilincine varır, değerini anlar ve gücüne sahip çıkar.
Ne para, ne kariyer, ne iş, ne eş ve başkalarının onun enerjisini aşağıya çekemeyeceğini artık anlar ve bilir. Çünkü kaybettiği özgüvenini geri kazanmıştır. Farkındalıkla yaşar, hayatı yakalar. Enerjisi yükselir. En önemlisi ne biliyor musunuz? Ne istediğinin ve ne için istediğinin farkındadır. Kendisiyle barışık olunca yapmış olduğu seçimlerin, kararların ve sonuçlarının tüm sorumluluğunu alır, kabul eder ve her türlü durumda mutludur. Korkularına veda etmiştir. Hayattan keyif alır.
Anın farkında olan insan şimdi yapmış olduğu seçimlerinin yarınını belirlediğinin bilincindedir. Enerjisini yukarı taşıyan ve hedeflerinin ne olduğunun farkında olan bireydir. Hedefleri, arzuları onun için artık değişmiştir kişiyi mutlu ederek yaşantısını sürdürdüğü seçimlerdir. Yaşamda hiçbir şeyi ertelemeden hareket eder. İnsanları anlamayı, iletişimi, dinlemeyi ve empati yapmayı bilir. Bütünlüğün içinde yaşamını sürdürür ve akışta yol alır. Kadın ve erkek olduğunun dışında insan olduğunun farkındadır. Hayatın kendisine sunduğu armağanları kullanmayı ve yönetmeyi öğrenmiştir. Birey kendisi fark ettiğinde “farkındayım öyleyse varım” anlayışıyla problem gibi görünenin içinde bir anlam olduğunu ve sorunun içinde çözümünde olduğunu anlamıştır. Bu farkındalık içinde ailesiyle, arkadaşlarıyla, işinde huzurlu, mutlu ve başarılı olur. Yaşadığı her şeyle keyif alarak ilerler.
Kendisini gerçek anlamda fark eden insan mükemmel yaratımın içinde olduğunu bunun keyfin i sürmenin en doğal hakkı olduğunu bilerek sevgiyle yaşar.
Farkındalık yolculuğunda iç görünüzün sevgiyle dolmasını ve muhteşem güzelliklerle dolu bir ay geçirmenizi dilerim.
alıntıdır.