Related discussions
-
Ruhsal Zekâ
0 Replies Posted in Her Telden :)
- ruhsal beden
-
SQ - Spiritüel/Ruhsal Zekâ
0 Replies Posted in Her Telden :)
Sevgi aynı yönde yürüyen varlıkların, birlikte uygulama yapmaları süresince, birbirlerine destek olacak tesirler göndermeleridir. Sevgi, yalnızca iki eş seviyede varlığın arasında değil, aralarında fark olan varlıklar arasında da olabilir. Böylece bu sürede birbirlerinin evrimine yardım ederler ve hatta daha aşağı seviyede olan varlık, sempatizasyon nedeniyle karşısındakinin fikrini daha çabuk kabul ettiğinden o varlığın seviyesine ulaştırılabilir.
Öte yandan sevgi, insanların kendi aralarındaki bir duyguya verdikleri ad olmakla beraber gerçek anlamda sevgi, varlıkların kendi seviyelerine göre tatbikat durumlarını kolaylaştıran bir faktördür. Varlıkların kendi evrimleri için gereken bütün fiillerini, sevgi gibi manevî bir haz ve duygu, daha kolaylaştırır. Varlık evriminin bütün evrelerinde sevgi faktörünün mevcut olduğu söylenebilir. Ancak ileri seviyelerde bir evrede artık “sevdiği için yapmak” durumu, yerini doğrudan doğruya “eylemi uygulayış”a bırakır. Bu durumda sevgi, artık gerçek anlamda soyutlaşmıştır.
Sevginin daha ilerisi bir “görev” aşamasıdır. Bu aşamanın da dünyada kazanılması gerekir. Sevgi uygulamaları ile görev duygusuna doğru bir adım atılmış olur. Yani sevgi kazanılmadan görev duygusu olamaz. Sevgiyi, dünya üstündeki yalnızca yakın çevrenize ya da karşı cinse değil, sizden çok uzakta ya da sizinle bir ilgisi olsun olmasın tüm varlıklara gösterin. Bir küçücük kelebeği bile sevmeye çalışın. Bu adeta yeni bir çevre yaratır ve bu durumda o kelebeğin sizin etrafınızda döndüğünü görürsünüz.
Sevgi kuvvetlendikçe, varlık vericiliğe doğru açılır. Bir hücre, nasıl koca bir organizmaya doğru yükseliyorsa, bir varlık da koskoca evren mimarisinde bir rol kazanır. Bugün insanlık daha geniş ufukların eşiğinde bulunmaktadır. Ancak burada sözü edilen geniş ufuklar artık “insanlığı kapsayan bir sevgi” yerine, kişilerin tüm öteki kişiler hakkındaki görüşlerinin netleşmesi ve onların gerek rollerini, gerek değerlerini gittikçe daha kapsamlı bir şekilde anlamaları hali yer alacaktır. Sonuç olarak bugünkü duygusal planda sevgi şeklinde ortaya çıkan bu durum, temelde böyle bir anlayışın, karşılıklı rollerin tam olarak bilinmesinin meydana getireceği bir ışığın başlangıcı olmaktadır.
Sevgi tekâmül yolunda insana gerekli bilgiyi sağlayacak en önemli potansiyeldir. Sevgi giderek tekâmül yolunda insana üst bilgiyi sağlayacak tek güçtür. Daha üst kademede sevgi, bilgiyle özdeşleşir ve sevgi, tekâmülün daha üst kademelerinde potansiyel bilgi haline gelir. Daha da üst kademelerde sevgi, tamamen bir anlam kaybına uğrar. Çünkü yüce kademelerde tek başına ne bilgiden ne de artık tek başına sevgiden bahsetme imkânı vardır.
İnsan kademesinden bakıldığında sevgi, önce fiziksel çekim sonra fiziksel yarar ve daha sonra ise fedakârlık ile ölçülebilecek bir davranış şekli olarak görülür. Daha üst seviyelerdeki sevginin elde edilebilmesi için kuşkusuz biraz önce bahsedilen düzeydeki sevginin mutlak bir gereği ve yararı vardır. Ancak başka türlü dile getirilemediği içindir ki, tüm bu değişik özelliklere verilen isim, tek kelimeyle “sevgi” şeklinde anlaşılmamalıdır.
Tekâmülde ileri bir varlığın sevgisi, onun ileri seviyedeki bilgisiyle orantılı ve o paraleldedir. Dolayısıyla geri seviyedeki varlıklar, sevgiden uzak bir tatbikat içindeymiş gibi gelse de o ileri varlıkların mevcut bilgi seviyesi, geri varlıkların tatbikatına yön verecek veya en azından onların tatbikat planına ters gelmeyecek şeklindeki davranışlarını gerekli kıldığından, bu türlü görüntü zahirî yani aldatıcıdır.
Sevgi, bir bakıma şuurlu yaşanarak elde edilebilecek çok önemli bir evrim faktörüdür. O halde şuurlu tatbikatın dışında sevginin bir anlamı olmayıp bunlar birlikte göz önüne alınabilmelidir.