berna Discussion started by berna 14 years ago
Kanatları kırılmış bir kuş gibi pencerenin önünde duruyordu kadın. Umutları yıkılmış. Güzel olan hiç bir şeyin farkında değildi. Yaşam ve ölüm o ince çizgi üzerinde dengesini kaybetmek üzereydi. Pencerenin dışında yaşanan yoksul intiharları düşündü. Bir çok insan konuşarak anlatamadıklarını dama çıkarak anlatıyordu. İşsizlikten, parasızlıktan bunalan ve her kapı yüzüne çarpılan artık damda iş arıyordu. Sevda ihtilalleri yaşanıyordu yüreklerde ama aşk çok pahalıydı ve köprü üstlerinde satılığa çıkıyordu. "Anlaşılan ve kutsal olan bir tek ölüm müydü?" diye düşündü kadın. Bir kıvılcımla ağaç, orman ve yeşil ölüyordu. Mateme bürününce dağlar bize yeşilin güzelliğini hatırlatıyordu.
br />
aşanan her son, görüş mesafesini bir süre açıyor sonra açı yine daralıyordu. Öyle ise intiharı, intihar olmaktan çıkmalıydı. Korumaya çalıştı kendini düşüncelerinin dehşetinden. Kalktı, bir dostunu aradı. Baktı ki dostu ondan daha düşmandı kendine.
br />
oltalar atarken pencere ve duvar arasında bir kelebek girdi içeriye. Kadın durdu. Kelebeğin güzelliği ile döküldü düşüncelerin dehşeti. Başının üzerinde dönerek gül kadifesi dokunuşlar ve ışıltılar bıraktı tenine. Ömrünün büyük bir kısmını çirkin bir böcek olarak geçiren, doğanın saçlarını süsleyen bu mutlu fiyonklar, sadece bir gün yaşayarak ipek gibi bir dünya bırakıyorlardı arkalarında.
br />
elebek kadının ellerine kondu.Yaşanan son, bir şeylerin başlangıcı olmuştu. Yaşama sevincinin açısı 180 dereceyi gösteriyordu. Bir daha nerede, nasıl daralır bilemezdi. Belki de bir kelebek yada doğanın minik mucizelerinden biri, kendi sonuyla karşılaşmak için bir başka açıyı aralardı veya iki çubuk üst üste gelebilirdi. Acele ile cam bir kavanoz bulup kelebeği içine bıraktı.
br />
aşamalıydı. Fırtınaların önünde durarak, depremlerle yıkılmayarak, kırıla -döküle, buruk-kırık da olsa. Kim bilir belki yine bir sevda ihtilali olmalıydı birinin yüreğinde. Bir filozofun sözünü hatırladı: "Güzel yaşamak zordur." Zor olsa da yaşamalıydı güzel olan her şeyi.
br />
ekrar yürüdü pencereye. Gözleri yine dışarıdaydı. Ama köprüleri, damları aramıyordu. Bir çok insan vardı camın dışında. Bir çok umut, acı, mutluluk...Biraz önce ölümün ince çizgisinde olduğunu kimse bilmiyordu ve bilmeleri de gerekmiyordu.
br />
irgün yaşama sevincinin açısı yine daralırsa nereye bakacağını iyi biliyordu. Kavanozu aldı, evinin en güzel köşesine, her zaman görebileceği bir yere koydu ve uzun uzun seyretti.
br />andan Gökçek