Adamın biri hipermarketin manav bölümünde satıcıyı ikna etmeye çalışmaktadır: "Kivi alacağım, fakat yarım istiyorum..." Satıcıyla olurdu olmazdı tartışmasına girerler, en sonunda satış elemanı müdürüne soracağını söyleyerek içeri gider, müdüre olayı anlatmaya koyulur:
"Patron, hayvanın biri geldi, kivinin yarısını almak istiyor, ne diyeyim?" Lafını bitirir bitirmez arkasında birisi olduğunu farkeder, dönüp baktığında kivi isteyen müşteriyle karşılaşır ve bozuntuya vermeden devam eder: "Bu beyefendi de diğer yarısını istiyor kivinin..." Müdür "tamam" der. Müşteri gittikten sonra müdür satış elemanını yanına çağırır: "Akıllı bir adama benziyorsun. Düştüğün zor durumdan kendi başına kurtulmayı bildin. Nerelisin sen?" Satıcı: "Yeni Zelandalıyım." "Neden geldin peki Amerika'ya?" "Orada iki çeşit insan vardır: fahişeler ve rugby oyuncuları" "Benim karım da Yeni Zelandalı." "Karınız hangi takımda oynuyordu efendim?"
Karınız hangi takımdaydı?
Adamın biri hipermarketin manav bölümünde satıcıyı ikna etmeye çalışmaktadır:
"Kivi alacağım, fakat yarım istiyorum..."
Satıcıyla olurdu olmazdı tartışmasına girerler, en sonunda satış elemanı müdürüne soracağını söyleyerek içeri gider, müdüre olayı anlatmaya koyulur:
"Patron, hayvanın biri geldi, kivinin yarısını almak istiyor, ne diyeyim?"
Lafını bitirir bitirmez arkasında birisi olduğunu farkeder, dönüp baktığında kivi isteyen müşteriyle karşılaşır ve bozuntuya vermeden devam eder:
"Bu beyefendi de diğer yarısını istiyor kivinin..."
Müdür "tamam" der. Müşteri gittikten sonra müdür satış elemanını yanına çağırır:
"Akıllı bir adama benziyorsun. Düştüğün zor durumdan kendi başına kurtulmayı bildin. Nerelisin sen?"
Satıcı:
"Yeni Zelandalıyım."
"Neden geldin peki Amerika'ya?"
"Orada iki çeşit insan vardır: fahişeler ve rugby oyuncuları"
"Benim karım da Yeni Zelandalı."
"Karınız hangi takımda oynuyordu efendim?"