Related discussions

spiritual Discussion started by spiritual 14 years ago

Damarlarınızda, DNA’nızın boyutlar arası katmanlarında dalgalanan bir enerjidir. Ona tohum korku denir, yani aydınlanma korkusu denir. Düalite soğanını soyup içindeki peygamberi bulma korkusudur. Size Atlantis döneminden miras kalmıştır, aydınlanmanın büyük bir felaketle sonuçlandığı dönemden! Ancak bu kez durum farklıdır sevgili varlıklar, içinde yaşadığınız dönem kitlesel bir felaket getirmeyecek. Siz buraya yok olmak için gelmediniz, realitenizi değiştireceğinizi hücresel düzeyde de olsa biliyordunuz.
İkinci korku kadınlarla ilgilidir. Birçok kadın terk edilmekten korkar. Kadınlar, eşruhun ne olduğunu biliyor musunuz? Tüm yaşamlarınızı sizi tatmin edecek, sizi asla terk etmeyecek o kişi için yaşar, o enerjiye aşık olmak istersiniz. Peki öyle biri var mı? Siz tümüyle burada değilsiniz, bir parçanız perdenin öbür tarafındadır, yüksek benlik dediğiniz parçanızdır o. Eşruhun enerjisi, her insanda diğer parçalarına aşık olmaya ve onlarla birleşmeye yönelik derin bir arzu yaratır. Ruhsal bir arayıştır bu, evrensel kafesin enerjisi aracılığıyla gerçekleşen bir birleşmedir. Perdenin öbür tarafındaki parçanız uzanıp elinizi tutar, böylece diğer parçanızla, sizi bir daha asla terk etmeyecek parçanızla buluşur ve bir daha asla yalnız kalmazsınız. Bu korkusuz ve dengeli bir insan yaratır. Sonunda bu korkunun bir başkasıyla yaşama fırsatını kaçırmaktan değil, eşruhunuzla birleşme fırsatını kaçırmaktan kaynaklandığını idrak edersiniz.
Üçüncü korku
Başarısızlık korkusudur. Bu erkekleri ilgilendiren toplumunuzdaki en güçlü korkudur. Sürekli kendiniz, toplumunuz ve aileniz için beklenti içindesinizdir. Hepsi de sizden Başarılı olmanızı ister. Oysa Başarısızlık olarak gördüğünüz şey, çoğu kez buraya yapmaya geldiğiniz işi yapmanız için sizi dizlerinizin üzerine çökerten şeydir. Başarısız olduğunuzu düşünerek dolaşırken belki de dünyada bulunma nedeninizi oluşturan bir dönüm noktasına gitmektesinizdir. Her şey göründüğü gibi değildir, boyutunuz içinde Başarısızlık olarak gördüğünüz şey bir başka şeyin başlangıcı olabilir.
Dördüncü korku kendinden korkmaktır ve boyutunuza has bir korkudur. Sizin karanlığı yaratma gibi bir yeteneğiniz var, bunu yaratmaktan korktuğunuz için kendinizden de korkarsınız. Bu korku yüzünden aranızda depresyona girenler bile var. O hali yakından görmüş, beyninizi nasıl etkilediğini anlamışsınızdır, tekrar o duruma düşmekten korkarsınız, işte bu kendinden korkmaktır. Bazıları ben böyle bir korku hissetmiyorum diyebilir, ama unutmayın ki DNA’nızda bir ışık senaryosunun en karanlığından en aydınlığına kadar tüm seçenekler dalgalanmaktadır. Bunlardan sizi en fazla rahatsız edeni seçmeniz çok olasıdır. Korkmamaya niyet ettiğinizde korku çekip gidecektir. Size karşı çalışan sizden başka hiçbir güç yoktur, bilinciniz asla istemediğiniz bir hal içinde kalamaz.
Beşinci korku
karanlık taraftan korkmaktır. Oysa karanlık diye bir şey yoktur, tarih boyunca insanlar karanlığın enerjisini bir başka varlığa ya da güce atfetmişlerdir. Bu gücün ya da varlığın gelip sizi yere yıkacağı varsayılmıştır. Çocukluğunuz hep böyle korkularla beslendi, oysa karanlık varlıkları insanlar yaratırlar. Karanlık taraftan korkanlara şunu söyleyeceğim. İçinizde taşıdığınız gücün farkında değilsiniz, düzinelerce kişi etrafınızda karanlık yaratmaya çalışabilir, ancak aydınlanmış tek bir kişi bile tüm karanlığı yok eder. Karanlık yaratmaya çalışanlar, hiç ışıksız yer bulmakta giderek daha çok zorlanmaktadır. Eskiden yüzyıllar boyunca gizlenebilen karanlık sırlar günümüzde uzun süre sır olarak kalamazlar. Tanık olduğunuz ifşaatların rastlantı olduğunu mu sanıyorsunuz?
Altıncı korku başka varlıklardan korkmaktır. Bu beşinci korkuyla da yakından ilişkilidir. Bunlar
karanlık varlıklar olabileceği gibi diğer boyutlara ait varlıklar, hatta perdenin öbür tarafındaki kendi parçanız da olabilir. Çok boyutluluk doğal halinizdir, şimdiye dek insanların karşısında belirmiş her tanrısal meleğin ilk sözü “korkma” olmuştur, çünkü onlar insanların anlamadıkları şeyden korkma eğiliminde olduklarını iyi bilirler. İşte Kryon adlı varlık bir insanı eline geçirmiş onun kanalıyla konuşuyor diyenler var. Peki benim konuşmam size korku mu yoksa güven hissi mi veriyor? Aileden olduğunu söyleyen bir varlık kalbinizi bunca yıl aldatabilir mi? Siz bu kadar zayıf mısınız? Biz daima kararı size bırakırız.
Yedinci korku yolunuzu bulamama korkusudur. Siz geleceği merak ediyor, geçmişi gözden geçiriyorsunuz, ama asla onları birlikte görmüyorsunuz. Yolumuzu ne zaman bulacağız diye soranlar var, bazılarınız zaten yolu bulmuşsunuz sevgili varlıklar, yaptıklarınız tam olarak buraya geliş nedeninizdir. Günün her dakikasında bulunduğunuz yeri kutsayın.
Sekizinci korku
hastalık korkusudur. Bazı aydınlanmış insanlar bile dışarda hastalığın kol gezdiğini ve hastalanmaktan korktuklarını söylüyorlar. Bakın, genetik olarak hastalığa yakalanmaya ne kadar yatkın olduğunuz önemli değildir. Eski enerjide işlerin işleyiş biçimi hakkında size ne söylenmiş olursa olsun tüm o eski bilgileri fırlatıp atın. Artık yeni işleyiş geçerlidir ve insan bilinci hücresel yapıya hitap ederek onu değiştirebilir, yenileyebilir, iyileştirebilir, hastalığa bile hitap edebilir. Hücresel yapısına etkisinin sınırsız olduğunu anlayan insana ne mutlu! Eskinin yogi ve şamanları bunun böyle olduğunu gösterdiler, şimdi sıra sizde!
Dokuzuncu korku gelecekten korkmaktır. Son zamanlarda felaket habercilerinin kovuklarından çıkarak seslerini yükselttiklerini fark ettiniz mi? Onlar korkuyu izlerler, 11 Eylül olayından önce çoğunun ortalarda görünmediğinin elbette farkındasınız, ama o olaydan sonra tüm çevrenizi
Kuşattılar. Onlar korkularınızla beslenir, daha fazla korku yaratacak senaryolarla bu korkuyu artırmaya çalışır, zorlukla yükselttiğiniz enerjiyi geri çekmeye çabalarlar. Onlar, yeni enerji treni istasyondan ayrıldığında geride kalacak olanlardır. Kehanetleri elbette doğru çıkmayacak, ama birçok kişi felaket haberleri almak için onların önünde kuyruğa girecektir. Biz diyoruz ki, bizzat tezahür ettirdiğiniz bir gelecekten korkmayın, sizler kıyamet gününü iptal edenlersiniz! Sizler Ruhu kucaklayarak dünyanın ışığını yaratanlarsınız. Bu dokuz korkunun içinde hangi korkunun bulunmadığını fark ettiniz mi? Ölüm korkusu. Neden? Çünkü sezgisel olarak insanlar yuvaya dönmekten korkmazlar.

alıntı..

Replies
spiritual
spiritual Ben teşekkür ederim sevgili Icanyurt..
Birlikte paylaşıp birlikte öğrenmek ne coşkun bir duygu..
Öğrendiklerimizin bizlere en yüksek deneyimleri...
Show more
14 years ago
loader
loader
Attachment