pınar Discussion started by pınar 14 years ago
Üçüncü boyuttaki bir yaşamda ve üstelik tüm niteliklerinizi teslim etmiş olarak bir Gezegende yaşamak ve yaşamın hakkını vermek, kuşkusuz çok zor olmalı ki her birey bunu bir şekilde yaşıyor.İşte bu nedenledir ki Kutsal kitaplarda yazıldığı şekliyle Tanrı İnsanı yarattığında tüm Meleklerin onun önünde secde etmesini ister ve hepside secde eder onun üstünlüğünü kabul ederek, yalnızca bir Melek, bir Baş Melek bu isteğe karşı durur ve onun adı "Şeytan" olur ve din terminolojisinde yerini alır ve öykü uzar gider...

İşte bu nedenledirki yüce Ruhlardan, enerjilerden ve kuşkusuz bir Enerji Bilinç Programlarından biri olan Kryon da, kendisinin Gezegen üzerindeki Manyetik Izgaraları, yeni enerji kalıplarına uyumlamak için gelen bir Melek olduğunu bildirerek, sonucunda bir haberci olduğunu söyler ve Gezegenimizde bir kanal aracılığı ile bilgi getirdiğini tüm kitaplarında, Türkiyede yayınlanmış 9 kitabında da belirterek, çoğunlukla sözlerini "İnsan Varlığı, biz buraya senin ayaklarını yıkamak için geldik" diyerek bitirir...Bu İnsana karşı gösterilen bir saygıdır ve İnsanın Diğerleri" ne karşı üstünlüğüdür veya öyle tutulduğunun bir açıklamasıdır aynı zamanda da, çünki onlar Yaratılışta İnsanın sahip olduğu bilgilerle donatılmamıştır, bu nedenlede "İlahi Plan" tarafından bir Enerji Bilinç Programı olarak veya Bilinçli bir Enerji Programı olarak İnsanın hizmetine verilmişlerdir ki İnsan da Yaratıcının Özünü taşıyan ve onun bir parçası olan bir Bilinç Enerjisidir, en azından Kutsal Kitaplarda ön anlamıyla İnsan-Melek ilişkisi biraz önce bahsedildiği gibi, böyle anlatılır.Ama ne varki bu konu da diğerleri gibi İnsanoğlu tarafından tahrif edilerek yanlış anlaşılmış, Meleklerin İnsandan üstün olduğu gibi bir izlenim yaratılmıştır...

Üçüncü boyut algısı içinde çok boyutluluğun kavranmasının neredeyse olanaksız olması nedeniyle tüm Ruhsal konulara ve içerdikleri bilgilere şimdilik kuşkuyla yaklaşılıyor Dünyamızda.Ancak şu unutulmamalıdır ki, nasıl ki alt limit hızı ışık hızı olup bu hıza düştüğünde gerçekliğini yitiren parçacıkları üç boyutluluk içinde görememiz onların yok olduğu anlamına gelmezse, ki bu quantum mekaniğinin temel kavramıdır, Yaratılışı sadece gördüklerimizle sınırlamak ve diğer, türlü yaşamları yok saymak ki Ruh ve adı "Melek" olan vb.diğer yaşam formları bilinçli bir enerji olarak onlardan biridir, onların da yok olduğu anlamına gelmez.Bu anlamda, bakış açısı, yer, zaman ve durumuna göre hiç bir bilginin kesin ve doğru olduğundan da emin olunamaz.Bilincin bilgisini taşıyan Evren tümüyle değişkendir.O sürekli genişler çünki o doğrudan Yaratıcının bedeni olarak betimlenebilir. Yaratıcı her an yeni Yaratım ve Yaratım yasaları ve onların gelişen, büyüyen ivmesi ile değişkenliğin adeta temelidir.Bu anlamda kesinlik ve eminlik sadece onun belirlediği kalıplar içinde geçerlidir ki bu kalıpların dışındaki kesinlik ve eminlik sadece onundur.Bu bilgi hiç bir şekilde, Yaratılan hiç bir Varlğa verilmemiştir.Yaratılanlar ise sadece onu hissedebilir ve eminliği ve kesinliği işte bu noktada, yalnızca kalbindeki sevgi duyumsaması ile yakalar ve güvenir...

Farkındalığın "Aydınlık" ışığında sevgi, huzur ve uyumla...
Süleyman Kaya