BEN...BEN...BEN Ve bu “ben” Atlantis’i, Lemurya’yı,...

Related discussions

pınar Discussion started by pınar 14 years ago

Ben sizin çok aziz ve gönlünüze çok yakın olan bir olgu hakkında konuşacağım : Yeni Çağ alemi hakkında. Yeni Çağ hareketinin tüm çekiciliklerinin artık ayartılara, sizi yoldan alıkoyan, dikkatinizi başka yönlere çeken şeylere dönüşüyor oluşu hakkında...

 

Özellikle, eğer psişik okumalarla, numeroloji, astroloji ve kristallerle ilgilenen bir kişiyseniz, lütfen benim bunları kötülediğimi düşünmeyin. Hayır, ben bu şeyler hakkında olumsuz konuşmuyorum...Size anlatacağım öykü ile ben sadece bunların ötesini görmenizi istiyorum. Sanırım, söylemek istediğim şeyi anlayacaksınız.

 

Şu bilinsin ki, geçmişte her devrede, her boyutta, seçilen her yolda bu dünya bir geçiş yaşamıştır. Eğer Lemurya Uygarlığı devrine geri dönerseniz, Anakıta’ya ne olduğunu anlarsınız. Eğer Atlantis Uygarlığı devrine bakacak olursanız, bir çok bilgenin ve akıllı kişinin bulunduğu, bir çok tapınağın yer aldığı bu uygarlıkta, bir zaman gelip, küçük bir azınlığın bilincinin muazzam bir “ben” saldırısına nasıl maruz kaldığını görürsünüz. Bu varlıklar tüm yanıtlara, tüm bilgiye sahip olduklarını düşünmeye , buna inanmaya ve “ben...ben...ben...” demeye başlamışlardı. Ben”hükmedeceğim”, “ben” ele geçireceğim. Ve bu “ben” Atlantis’i, Lemurya’yı, Paititi’yi, Adoma’yı, Şambala’yı , Nirvana’yı, yani tüm kadim uygarlıkları mahvetti.

 

Şimdi, bir başka geçiş devresinin ortasında bulunduğunuzu anlıyorsunuz; bu kısaca , “ben” enerjisinin sizi ele geçirmeye kalkışacağı ve bunu gözler, kulaklar, duyular ve karanlık güçler olarak bildiğiniz güçlerin eylemleri vasıtasıyla yapmakta olduğu anlamına gelir.

 

Bir çok Işık çocuğunun sözde “güçleri” konusunda çok kendini beğenmiş, bencil, hırslı, açgözlü davranmaya başladığını göreceksiniz. Onlar, size şifa verebileceklerini, içinizdeki kötü ruhları çıkarabileceklerini, sizi olumsuz enerjilerden kurtarabileceklerini, size ruhsal bilgiler verebileceklerini söyleyecekler, söylüyorlar.

 

Görüyorsunuz ki “ben” enerjisi içinize sızmaya başlıyor. Bu, Lemurya’yı, Atalntis’i, kadim Mısır’ı ve benim aranızda bulunduğum devreyi vuran aynı enerjidir. Aynı enerji şimdi Işık için çalışanların dünyasına nüfuz ediyor.

 

Eğer kendinizi bir mücadele içinde bulursanız, Işık’ın tarafında olduklarını iddia eden bazı varlıklar tarafından “ sahtekar” gibi ya da benzeri yakışıksız isimlerle anılırsanız şaşırmayın.

 

Şimdi gözünüzün önünde, büyük bir toplantı salonuna giden uzun ve geniş bir hol canlandırın ; ve Yeni Çağ hareketi içinde bulunan herkesin burada gerçekleşecek bir toplantıya katılmasını sağlayacak bir bilete sahip olduğunuzu düşünün. Bu hole giren herkes bu toplantının gerçekleşeceğinden haberdar, ama çoğunun dikkatini ve ilgisini toplantı salonuna uzanan yol boyunca yer alan bir çok satış pavyonu çekiyor.

 

Bir satış pavyonunda insanlar, “Bu piramitleri başınıza takın, o zaman büyük varlıkların sırrına ereceksiniz ; İsis’in salonlarına ulaşabilecek ve onun kim olduğunu keşfedeceksiniz...” diyorlar. Çocuklar birer piramit alıp başlarına geçirmek için birbirleriyle yarışıyorlar.

 

Holün karşı tarafında bir kadın, size astroloji konusunu en iyi kendisinin öğretebileceğini ilan ediyor ; böylece hemen o tarafa yönelip astrolojik harita çıkarma işine dalıyorsunuz. Diğerleri ise bir oda da oturmuş, “Om” sesini dinlemektedirler ; onlara, eğer bunu teganni ederlerse onun kendilerini uyandıracağı, hatta altıncı, yedinci yoğunluk derecesine (boyuta) yükseltebileceği söylenmiştir ! Böylece bir Işık işçisi olacak ve tüm geçmiş karma’larından kurtulacaklardır ! nereye varmaya çalıştığımı anlıyor musunuz ?

 

Bir çok satış pavyonu ve bir çok garip şey vardır. Sonra, gerçekten ilginizi çeken pavyonlar vardır. Kristal pavyonları vardır ve buralardaki insanlar, “ Sadece bu kristalleri elinizde tutun ve sizinle işbirliği yapmalarına izin verin...” demektedirler. Ben, “ONLARA GÜCÜNÜZÜ TESLİM ETMEYİN, SADECE ONLARIN SİZİN ÖĞRENME DENEYİMİNİZDE YER ALMALARINA İZİN VERİN , “ DİYORUM.

 

Yolun karşısındaki bir başka pavyonda oturan kadının uzmanlık alanı ise ruhsal danışmanlıktır. Kadın Mary Magdelene’ye benzemektedir ! Ve sizi özel bir işlemden geçirebileceğini, kendisinin bir ruhsal şifacı olduğunu iddia etmektedir. O size gücün sizin içinizde olduğunu söylerken ilgiyle dinlersiniz. Kadın size, “ bana kendini layık görmediğini hissettiğin şeyleri anlat bakalım “ demektedir ! Kendi kendinize burasının gerçekten ilginç bir pavyon olduğunu, burada biraz zaman harcamaya değeceğini düşünürsünüz.

 

Ama bu arada bazı çocuklar, katılmaları beklenen ana toplantıyı kaçırmak üzere olduklarını fark ederler. Oysa bu toplantıda önemli bilgiler ve mesajlar verileceği tahmin edilmektedir.

 

Hol boyunca dikilerek insanları toplantı salonuna yönlendiren teşrifatçılar vardır. Bunlar insanlara, “ Devam edin, doğru yönde ilerliyorsunuz, devam edin, toplantı az sonra başlayacak...” demektedirler. Ancak , çocukların çoğu hala satış pavyonlarının önünde duraklamakta, dikkat ve ilgileri burada gördükleri şeylere çekilmektedir. Birden bir borazan sesi duyulur ve bu ses toplantı salonunun her yanında, çınlar. Oraya bir toplantı için geldiğini hatırlayanlarınız, bu güzelim konferans salonuna doğru yönelirsiniz. Teşrifatçılar insanlara, doğru yolda olduklarını, doğru yönde ilerlediklerini söylemeye devam etmektedirler.

 

Toplantı salonuna doğru ilerlerken bir an dönüp arkanıza bakar ve arkadaşınız Susie’nin hala bir pavyonda durmuş, bir piramidi denemekte olduğunu görürsünüz. Ona seslenirsiniz : “ Susie, toplantıyı kaçıracaksın !” Ama o sizi duyamaz, çünkü siz artık toplantı salonuna girmişsinizdir ; artık üçüncü yoğunluk derecesinden dördüncü yoğunluk derecesine, yani daha hafif bir aleme geçmektesinizdir ve Susie hala yoğun üçüncü boyut dünyasında durmaktadır. Tek bir sözcük bile duymaz.

 

Salona adım attığınız anda bir şeyi hatırlarsınız. Bu enkarnasyona bir görevi, bir misyonu yerine getirmek , Işığı yukarı kaldırarak taşımak için geldiğinizi ve dünyanın bir geçiş devresinde olduğunu hatırlarsınız.

 

Salonda göz gezdirir ve bir çok kişinin içeri girdiğini görürsünüz. Onlar da aynı şeyi yaşamakta, hepsi bu dünyaya ne yapmak için geldiğini “hatırlamaktadır.” Gidip bir koltuğa oturursunuz, dönüp arkanıza bakarsınız ve Susie’yi görürsünüz! “ Tanrım başardı” diye düşünürsünüz. Susie durup, diğerleri gibi kendi iç sesini dinlemeye başlar ; sonra gelip size katılır.

 

İlginç olan şu ki, yanınıza oturduğunda ona bakar ve onun tanıdığınız Susie olmadığını fark edersiniz. O sizin bütünüyle başka bir zaman ve uzaydan anımsadığınız bir ışık varlıktır. Birbirinize , “ Onun (bu hayattaki o varlığın) sen olduğunu bilmiyordum ; hatırlıyor musun seninle nasıl kavga etmiştik ? Kaç kez birbirimize küsüp surat asmıştık ? Oysa kardeşmişiz...” dersiniz.

 

Salona bakar ve başka insanların da aynı Susie ve sizin gibi birbirlerini tanıdıklarını görürsünüz. Bakar ve tüm bu insanları hatırlarsınız. Peki bu toplantı nedir, niçin yapılmaktadır ? Kalkıp kapıya doğru yürür ve dışarıya, hole bakarsınız. Hala bir çok kişi alışveriş etmekte, pazarlıları sürdürmekte ve bu Yeni Çağ mağazasındaki satışlardan yararlanmaya çalışmaktadır...

 

.......Siz var olan her şeyin veçhesisiniz, siz bir çağrı, bir uyanış hali içindesiniz. Şimdi yaşadığınız şey var olan her şey ile tanrısal ilişkinizin bir fragmanıdır. Siz bu bedendesiniz ama siz aynı zamanda bir çok paralel yaşam içindesiniz de. Siz bu hayata yaşamak, derslerinizi öğrenmek, karmanızı temizlemek ve dönüşüme uğratmak, böylece ışık alemlerine yeniden katılabilmek için geldiniz.

 

Satış pavyonlarına takılıp kalmayın ! Onların ne olduklarını hatırlayın. Size bu gerçeği söylüyorum, çünkü ben de daha önce bu yoldan geçtim. Yeni Çağ’ın çekici ve büyüleyici unsurları olarak size sunulan şeyler artık bir çok insanı yolundan alıkoyan, ayartıcı, dikkat dağıtıcı şeylere dönüşmüşlerdir.

 

Siz insanları toplantı salonuna yönlendiren teşrifatçılar olun. Onlara, toplantı salonuna doğru ilerlemelerini söylemeye devam edin ama şşşttt...bunu bağırarak söylemeyin. Çünkü içlerinde çoğu henüz uyanmamıştır, onları korkutmak istemezsiniz, çünkü o zaman onları tekrar uyku haline sokarsınız.

 

Bilginizi toparlayın, bilginizi idrak edin ve kim olduğunuzu bilin ki dünya sallanmaya ve fırtınalar esmeye başladığında, sistemler çökmeye başladığında ve sizlerin üzerinize yeni bir yasayı uygulamaya çalıştıklarında, bir melekler ordusu sizi kuşatırken, siz ortada ışıktan bir kalkan ve kılıçla dikilebilir ve ışık olduğunuzu ve size sizden daha aşağı bir şeyin dokunamayacağı gerçeğini haykırabilirsiniz.

 

“ BEN Huzur ve Barışım, BEN Gücüm, BEN Varolan Her şeyim, benim başıma aşağı tabiatlı hiçbir şey gelemez, çünkü BEN Işığım. (Amin )

 

(Alıntıdır)

Işığın Çağrısı – Akaşa Yayınları