Related discussions

spiritual Discussion started by spiritual 14 years ago

Pazar, Sabah Oturumu : 12 Ocak 1986

Tamamlanmanız için eşruhunuzla birlikte olmanız gerekmez. Size insanın ancak eşruhuyla birlikte yükselebileceğini öğrettim, bu bir gerçektir. Yalnız bile yükselseniz varlığınızın eşiyle birlikte olursunuz. Özleriniz ve ruhlarınız paylaşırlar, deneyimlere birlikte atılır, birlikte bitirirsiniz. Şu anda siz ne hissederseniz öteki de hisseder. Bugünü idrak ve aydınlanmanın ışığında görüyorsanız, öteki de aynı şeyi psişik vizyon olarak görür. Dejavü ne demektir biliyor musunuz? Bir yere hiç gitmediğiniz halde oranın vizyonunu görmektir. Eğer piramitleri ziyaret eder ve orada daha evvel bulunduğunuz hissine kapılırsanız, büyük bir olasılıkla daha önceki yaşamlarınızın birinde orada yaşamışsınızdır. Ama diyelim ki bir binayı bu yaşamınızda hiç görmediniz, ama oranın vizyonunu gördünüz, hem de beş yıl önce. Buraya gelip bir bakıyorsunuz ki bina karşınızda! Beş yıl önce onu gören kimdi? Demek ki eşruhunuz beş yıl önce buradaydı! Anlıyor musunuz? Enerjiyi böyle paylaşırsınız. Bağlantı kilitleriniz, ruhunuz (ki kilitlerinizi yönetir) ve sizi bir arada tutan özünüz, yani varlığınızın tanrısı yoluyla olur. Bu ikinizde de tezahür eden aynı tanrıdır.


Öteki benliğinizin ne kadar çok farkına varırsanız, uygulamada birbirinize o kadar yaklaşırsınız, çünkü enerji deneyimleriniz arasında geçit oluşur ve deneyimler birbirine geçiş yaparlar. Kadın eşruhunu kendine çeker, kendisi de ona atılır. Bir yandan ne olduğunun bilincini tümüyle korurken, bir yandan da kendini bütün hissetmek için erkek özelliklerini deneyimler. Eşruhunun özüne ve ruhuna ulaşarak onun ruhuna kaydedilmiş deneyimlerin duygularını alır.


Eşruhlar çoğu zaman karşıtlarıyla birleşme arzusunu yitirirler, çünkü cinsel deneyimlerini tamamlamışlardır. Böylece güçlerinin birinci kilitten hareket etmesine ve tüm kilitler boyunca yukarı doğru çıkmasına izin verirler. Artık erkeğin bir kadınla yatma arzusu kalmamıştır, ama sevgisi aynen sürer. Kadının da bir erkekle yatma arzusu kalmamıştır, ama onu sever. Cinsel deneyime hakim olmanız insanlık dramının tamamlanmasını sağlar ve tüm kilitlerinizi açarak Mesih olmanıza izin verir. Apış arasında yaşamaktan vazgeçmedikçe Mesih olamazsınız! Hem yin hem de yang’ı, yani varlığınızın pozitif ve negatif tarafını, kadın ve erkeği birlikte kabul etmedikçe ve onlara sahip çıkmadıkça asla Mesih olamazsınız!


Birbirlerine madde planında rastlayan çok, ama çok az eşruh vardır, bu çok nadir bir olaydır. Eğer takıntılarını gidermeden rastlaşmışlarsa bu birleşme patlayıcıdır, çünkü her ikisi de tutarsızlıklarıyla birdenbire karşılaşmaktadır, bu kendinizle güreş tutmaya benzer. Kim bilir kaç kez kendinizi mutsuz ve sefil etmişsinizdir, bunu katlarıyla çarpın ne dediğimi anlarsınız. Eşruhunuz başka bir cinsiyette uygulama yapıyor, ama aslında o sizin içinizde, eşruhunuzun gözleri sizin gözlerinizdir!
Başkalarının zayıf noktalarını görmekte ısrar edip onları eleştirdiğiniz her an gücünüzü kaybedersiniz, yani kendinizi kaybedersiniz. Çünkü başkalarında gördüğünüz her şey kendinizi nasıl algıladığınızın göstergesidir, sadece sizi aksettiren bir aynadır! Eğer biri yanağınıza vursa, öbür yanağınıza daha kuvvetli vurmasını isteyin. Sizi uyandırmak için ne gerekiyorsa bırakın da olsun!


Kehanetlerde vaat edilen Mesihin ikinci gelişini bilirsiniz. Doğru bir kehanet, ama bu İsa Mesihin dönüşü değil, Mesihlik halinin tüm insanlarda gerçekleşmesidir. O içinizdeki gücün uyanmasıdır, sizi açan, size izin veren ve uyandıran idraktir. İçinizdeki Mesih tümüyle ortaya çıkmadan evvel büyük bir savaş olacaktır, ona mahşer denir. Bu deyimi işittiniz mi? Mahşer, varlığınızın tanrısıyla çarpıtılmış benliğinizin, yani egonuzun savaşıdır. Yaman bir savaştır bu! Silahlarla yapılan maddi bir savaş değildir, içinizde meydana gelen bir savaştır. Bu savaşta Mesih öne çıkacak ve zafer kazanacaktır. Eğer egonuz kazansaydı mutlaka ölürdünüz, ama bu sadece maddi bedenin ölümü olurdu. Mahşer, sözünü ettiğim ilahi “olma” ateşidir, hepiniz bu ateşten geçeceksiniz. Mahşer çarpıtılmış benliğinizle yaptığınız bir savaştır, kısaca kendinizi yüce bir zaferle fethetmenizdir. Mesih öne çıkar ve beyniniz açılır, o zaman sonsuz hayat ütopyası gerçekleşir. Sonsuz hayat tekrardoğuş anlamına gelmez, sonsuz hayat ebedi şimdi’yi yaşamaktır. (Sayfa: 105-122)


Alıntı...