Related discussions

thotares Discussion started by thotares 13 years ago

2. Kitap - 74. Bölüm

" Dostlarımız,



Sizlere seslenişlerimizin en başından itibaren, kendimizi FARKINDALIK VE ŞİFA ÜSTATLARI olarak tanımladık, ifade ettik. Ama şunu da belirttik ki, şifa ve farkındalık bir paranın iki yüzü gibidir. Ve aslında tek olan bir olgunun, dualite ortamlarındaki yansımasıdır. Ayrıca bizler somut olarak şifa vermek, şifa sağlamak savında ve amacında olmadığımızı belirttik. Ola ki hastalık ifadelerinin nelikleri ve dinamikleri ile ilgili olarak paylaşacaklarımızın sizlere ve sevdiklerinize yararı dokunabileceğini bunun dışında bizlerin MUCİZE SERGİLEMEKLE ya da KEHANETTE BULUNMAKLA ilgimiz olmadığını açıklıkla belirttik. Bizlerin böylesi araçlarla ispatlarda bulunmak gibi bir kaygımızda yok. Ayrıca hastalık ifadesi olgusunun, geçmiş(!) ve gelecek(!) zaman ve mekân ifadeleriyle de ilgisi olduğunu/olabileceğini ve bunun karmaşık bir süreç olduğunu da ifade ettik. Aynı, sizin aslında ŞİFA VE FARKINDALIK DOĞALI VARLIKLAR olduğunuzu, aslında hastalık ifadelerinin gel geç sapmalar olduğunu da ifade ettiğimiz gibi.



Tüm bunları niçin seslendirme gereği duyduk. Çünkü bugün yeryüzünde BELA(!) bir hastalık ifadesi var; KANSER... Ve ortak dostumuzun bizzat tanıdığı ve sevdiği bazı dostları ya da onların çok yakınları değişik kanser türlerinden muzdaripler. İkisinin durumu ciddi. Biri açıkça, biri içinden dostumuzdan - aslında Bizlerden - yardım istemiş durumdalar.



Dostlarımız,



Her Varlık bir MUAMMADIR. BİR GİZEMDİR. BİR KÂŞİF VE KEŞİFTİR. Biz her Varlığın kendi Büyük Tablosuna ve bağlı olduğu Genel Büyük Tabloya sonsuz saygı ve sevgi duyanlardanız. Bazen sevgi öylesine bir KABULLENME - İZİN VERME - ANLAYIŞ GÖSTERME anlamına gelir ki, SİZ SADECE ŞEFKATLE VE SAKLI GÖZYAŞLARIYLA(!) olanı izlersiniz. Saklı gözyaşları İnsan yanınızla ilgilidir. Ama İNSAN yanınızla ise ŞEFKATLE VE GÜÇLE olanı Kutsarsınız.



Bizler bu dostlarımızın ve yakınlarının, yaşadıkları CESARET VE GÜÇ DOLU sürecin hayranlığıyla, Kanser hakkında genel bir izahta bulunmak istiyoruz. Bu dostlarımızdan da ricamız, bu izahı okurlarsa eğer, KALPLERİNE ETKİ ETMESİNE İZİN VERMELERİ, KALPLERİNİ BU YAZININ ENERJİSİNE VE DİNAMİĞİNE AÇMALARI, HAYATA BAĞLILIKLARINI SÜRDÜRMELERİDİR. Unutmayın, kanserin nüfuz edemediği tek ORGANINIZ KALPTİR. Kalbinize dönün, kalbinizi bedeniniz kılın, umut Kalpte.



Dostlarımız,



Farkında olduğumuz her bir olgu, hem kendinde bir Bütünlüktür, hem de kendisinden daha büyük bir Bütünlüğün bileşenidir. Aynı anda da içinde kendisine tabi alt bileşenler yani bütünlükler barındırmaktadır. İşte İnsanda, hem kendinde bir Bütünlüktür hem de aynı anda İnsanlık Ailesinin bir bileşenidir. Ve de kendisi de birçok alt bütünlükler - organlar, dokular, hücreler - içerir. Nasıl ki, İnsanlık ailesi ve toplum, İnsandan kendi varlığını sürdürecek ve geliştirecek şekilde davranmasını beklemekteyse, insanda vücut bütünlüğü içindeki organlarından aynı şeyi talep etmekte ve beklemektedir. Ki organlarda hücrelerden benzer bir talep ve beklenti içindedir.



Aslında bu tür hiyerarşik olan her yapıda, farkındalık eksikliği ve gerilimin dinamizm sağlayıcı niteliği gereği, iki ya da daha fazla bütünlük arasında ÇATIŞMALAR baş gösterir. İki ayrı bütünlüğün çıkarları çatışır ve bu çatışmanın boyutları yıkıcı düzeylere taşınabilir. İşte Kanser de özü itibarıyla böylesi bir çatışmanın ürünü, ifadesi ve sonucudur. Ve bir yandan çok zekice ama bir yandan da çok SAÇMA bir süreç söz konusudur. Tüm hastalık ifadelerinde, fiziksel beden işlev bozukluğunu ortadan kaldırmaya yönelik tedbir ve çareler peşindeyken, kanser de durum çok farklıdır. Fiziksel bedende, giderek çoğalan sayıda hücre - ki çoğalma geometriktir - bedensel uyumu ve hayatiyeti zora ve derken imkânsızlığa sokacak şekilde çalışma şeklini, tarzını değiştirmekte ve bedenin aleyhine çalışmaya başlamaktadır. Ve bu hücreler hızla bölünerek çoğalırlar ve diğer sağlıklı hücreleri öldürerek, bedende hâkimiyeti sağlamaya çalışırlar. Düne kadar bedenle uyumlu ve bedenin hizmetinde olan bazı hücreler, birden bedene karşı isyan ederler, düşünüş, hissediş, davranış olarak başkalaşırlar ve bedeni tüketmeye başlarlar. Adeta çok bileşenli bir yapının eşit haklı üyeleri gibi değil de, bir hapishaneye kapatılmış ve oradan kurtulmak için isyan etmiş bağımsız bir yapı gibi davranmaya başlarlar. Öyle hızlı çoğalarak yayılırlar ki, bir süre sonra birçok noktada kendilerini ifade ettikleri gibi, sağlıklı hücreleri de besinleri kılarak, organizmayı tüketmeye başlarlar. Kanser hücreleri açısından dikkat çekici bir diğer olgu da, oksijenli solunum yerine oksijensiz solunum sistemini kullanmalarıdır. Çünkü oksijen esaslı solunum bir takım çalışmasını, organizasyonu ve işbirliğini gerektirir. Oysaki oksijensiz solunumu her hücre tek başına gerçekleştirebilir. Bu aynı anda bedenin solunumunu olumsuz etkilemektedir. Ve yine kanser hücreleri açısından bir diğer ilginç noktada, bindikleri dalı keserek kendilerini de yok oluşa sürüklemeleridir. Kanserli hücreler sağlıklı hücreleri yiyerek beslene beslene, bedeni tüketirler ve nihayet beslenme kaynaklarını tükettiklerinde, kendilerini ayrı gibi ele aldıkları bedenle birlikte ölürler.



Neden bir hücre, kendi sonunu da hazırlayacak şekilde, ait olduğu bütüne karşı savaş açar? Aslında yıllarca bir Bütüne hizmet eden hücre için, bir nokta da bu Bütün anlamını, büyüsünü, meşruiyetini yitirmektedir ki, hücre bağımsızlığını ilan etmekte, ama ancak bileşeni olduğunda anlam ifade ettiği Bütüne de savaş açmaksızın bu bağımsızlığı sağlayamayacağını anlamaktadır. Bütün içindeyken ve ona bağlıyken, bağımlı ve ölümlü olan bu hücre, şimdi adeta bağımsız ve ölümsüzdür. Kendi bildiğince ve maceracı bir hayat sürmektedir. Dilediğini yapmakta, keyifli ve heyecanlı bir yaşam sürmekte ve gelişmektedir. Bütüne oranla çok daha hızlı ve farklı gelişebilmektedir. Nereye kadar derseniz, Bütünle birlikte yok oluncaya kadar elbette.



Dostlarımız,



Aslında Kanser, Dünyasal ve Galaktik Olgu ve Olaylarla çok yakından ilgili ve ilişkili bir Hastalık ifadesidir. Kanserin altında ÖZGÜRLÜK VE ÖLÜMSÜZLÜK OLGULARI yatmaktadır. Dünya İnsanının en önemli iki gündemi, ÖLÜMSÜZLÜK VE ÖZGÜRLÜK İSTEĞİDİR. İşte Kanser, Dünyanın bu zaman/mekân/bilinç düzleminin DİREKT SONUCU, ÜRÜNÜ VE İFADESİDİR. Dünyanın bugünkü tablosu - Emperyal Meta Düzeni - Kanserin görünümüdür. Dünya, dinler, ideolojiler, politikalar, ekonomik çıkarlar, sınırlar, bayraklar, devletler ve benzerleriyle bölünmüş, karşı karşıya gelmiş ve çıkar çatışmaları nedeniyle TÜKENMEKTE olan bir haldedir. BENCİLLİK - SAYGISIZLIK - NEFRET esaslı NİTELİKLER halini almış durumdadır. Artık her şeyiniz BAŞARIYA - GÜCE – İLERLEMEYE - BÜYÜMEYE - SEMİRMEYE - ZEVKE - HAZZA odaklı. Ruhsallıktan kopuk, İnsani değerlerden bir haber, körce ve SAÇMA bir hayat tarzı ve anlayışı egemen. Ekonomik gelişme adına Dünya Anayı yok oluşun eşiğine getirdiniz, tüm diğer canlıları sizlerin uşağı gibi ele aldınız, savaşlarla yaşam alanlarını tahrip ettiniz, toplu ölümlerle ve yoksullukla, bireyleri ezdiniz ve sonuç; DÜNYA KANSERLİ. DÜNYA KENDİ KENDİNİ YEMEKTE. DÜNYA ÖLÜYOR. Hele de kendi aranızda öyle çatışmaktasınız ki, Gökyüzüne birlikte yüzünüzü dönebilmiş değilsiniz. Madde ile sözde ÖZGÜRLÜK VEÖLÜMSÜZLÜK arayışı, KOYU BİR ESARETLE SONUÇLANDI. Ve ÖLÜMÜN ALASIYLA. İki Büyük Dünya Savaşı, yerel Savaşlar, Kıyımlar, Hastalıklar...



İşte Dünya Yüzünde ve İnsanlık Toplumunda bu şekilde davranan İnsanın, Kanser Aynasıdır. Büyük Planda yaşananın küçük Planda tezahürüdür. Kanser esas olarak Yirminci Yüzyıl Hastalığıdır. Kanser özellikle de Yirminci Yüzyıl İnsanının inançlarının, yaklaşımlarının, davranışlarının, eylemlerinin, eserlerinin ve benzerlerinin mikro plandaki yansımasıdır. Kanser, insana ve insanlığa, HALİNİ VE BUNUN OLASI SONUCUNU İFADE ETMEKTEDİR.



Bu nedenle - zaten çatışmaya, savaşa dayalı bir dinamikle oluşan - Kanserin, savaşılarak, çatışılarak yok edilmesi olası değildir. Kanserin savaşılacak değil ANLAŞILACAK bir UYARI olduğunu anlamak ilk adımdır. KANSER SİZSİNİZ. KANSER İNSANDIR. İnsan, Dünya içinde Galaksi içinde KANSERİN TA KENDİSİDİR.



Kanser, hatalarınızı, sapmalarınızı keşfetmeniz için büyük bir fırsattır. Nedir Kanser? Kanserli Hücre için, Benle Topluluğun, Hücreyle Bedenin uyumsuzluğudur. Kapsamlı bir Birlik ve Bütünlük Bilincinin yokluğudur. Benin Yüceltilmesi ve mutlaklaştırılmasıdır. Kimi çağrıştırdı bu hücre sizlere? İnsanı olmasın? Kanserli Hücrenin sorunu, diğer hücrelere oranla EGOSUNA aşırı değer vermesidir. Hücre çekirdeği hücrenin beynidir. Kanserli hücrede, çekirdek giderek büyür ve farklılaşır. Çekirdekteki bu büyüme ve değişim, EGOSANTRİK oluşumdan ileri gelir. Yaşadığınız ZAMANINDA RUHUNU, EGOSANTRİK değerler belirlemektedir.



Öyleyse insan için de kanserli hücre içinde çözüm BİRLİK’TEDİR. Bunun içinse insanın da kanserli hücrenin de Benini öldürmesi, ayrılık ve üstünlük algısını terk etmesi, BENLİĞİNE ve onun BÜTÜNLE OLAN İLİŞKİSİNE uyanması gerekmektedir. Aslında Kanser, Rüya hali içindeki insanın KÂBUSUDUR. Ancak kendisinin Bütün içinde Bütün olduğunu İdrak eden insan ve hücre, kendi iyiliği ile Bütünün iyiliğini çakıştıran insan ve hücre, Kanseri aşabilir. Tıpkı İnsan gibi kanserli hücrede, kendisinden ayrı ve bağımsız bir dışarısı olabileceğini sandığından, dışarısına aldırmaksızın davranmakta ve ama dışarısı(!) ile birlikte kendi sonunu da hazırlamaktadır.



Bu durumun ilacı ve Şifası ise TEKTİR; SEVGİ.



Sevgi, doğası gereği kendisini dışarısı ile birlikte ele alır, kendiyle dışarısını Bir eder, dışarısını kendinden öne alır. Bütünle uyumu, Bütünle birlikteliği ve Bütünün Hayrını temel edinir. O nedenle KANSER, SEVGİSİZLİĞİN VE BENCİLLİĞİN DORUĞA ÇIKTIĞI YİRMİNCİ YÜZYILINIZIN BİR VEBASIDIR VE TEK İLACI VARDIR. SEVGİ.



Kanser, yolundan sapmış sevgidir. Yapılması gereken Sevginin yoluna sokulmasıdır. Bencilliğe dönüşen sözde öz sevgisi, gerçek kendi sevgisini de içeren ÖZGECİL SEVGİYLE YER DEĞİŞTİRMELİDİR. Bunun içinse İNSANIN TÜM HIRSLARINI, ÇATIŞMALARINI, SAHTELİKLERİNİ, YALAN VE RİYALARINI, ÜSTÜNLÜK İDDİALARINI, KURBAN BİLİNCİNİ, MAĞDURİYET ZEHRİNİ, BASTIRILMIŞ SALDIRGANLIĞINI ve benzerlerini KABUL, AF VE TERK ETMESİ GEREKİR. Tıpkı İnsanlığın yapması gerektiği gibi.



Sevgi;



SINIR TANIMAZ. BİRLEŞTİRİCİDİR. AKICIDIR. YAŞAMDIR.



Kanser;



Sınır Tanımaz. Akıcıdır. Ama ayrımcıdır ve ölümcüldür.



Kanser, yanlış düzlemde ve tarzda yaşanan sevgidir. Kanser, Odağa MADDENİN - GEÇİCİ VE SAHTE OLANIN KONULMASININ ÜRÜNÜDÜR.



Sevgi ise, ODAĞA BİLİNCİN - KALICI VE GERÇEK OLANIN KONULMASININ ÜRÜNÜDÜR.



Kanser kutuplu dünyada, hapsolmuş sevginin zehirlenerek, bencilleşmesinin ürünüdür.



Sevgi ise, Bilincin Kutupluluğu aşması ile öyle bir AKAR Kİ, KANSERİ DE YIKAR, ARITIR, ARINDIRIR, ŞİFALANDIRIR.



Bir gün gelecek Bütünsel Tıp, her türlü kanserin TEDAVİSİNİN KALP VE KALP HÜCRELERİNDEN GEÇTİĞİNİ VE YAPILMASI GEREKEN TEK MÜDAHALENİN, KALBİN HÜCRESEL BÜTÜNLÜK VE YAPISININ, KANSERLİ HÜCRELERE AŞILANMASI OLDUĞUNU ANLAYACAK...



Bizlerde Kanser hastalığı ifadesi olan tüm dostlarımıza öneririz ki;



1 - Kalbinizi coşturacak ve zihninizi boşaltacak ve yumuşatacak MEDİTASYON VE YOGA, ummadığınız kadar yararlı olabilir.



2 - SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİ - AMA DOĞAL ORTAMDA, SEVGİYLE ÜRETİLENLERİ - BOL BOL TÜKETİN...



3 - YEŞİL, ORMANLIK, HUZURLU ALANLARDA BOL ZAMAN GEÇİRİN.



4 - HAKİKİ KOVAN BALI YİYİN.



5 - AF EDİN, AF EDİN, AF EDİN... Kendinizi ve Tüm İnsanlığı... Ne olur, Kolektif İnsan Zihninde, Bireysel Zihninizin de pespayeliklerini bırakın, KALPLERİNİZE SES VERİN... KANSERSİZ TEK ORGANINIZ ORASI...



Her durumda Hayata bağlılıktan ve Sevginin içinizden akmasına izin vermekten vazgeçmeyin. Sizleri en çok sizleri SEVİYORUZ. İnsan KANSERDİR ama bir yandan da içlerindeki en değerlileri KANSERİ İFADE EDENLERDİR...



Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.



0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - O' nunla gelenler - O' na gelenler





2/74 – 25.02.2006



www.onlardan.com

http://www.kurtulus-yolu.com/forum/showthread.php?889-Kanser