Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

 

 

         Mucize düşüncenizdedir, denir.  Ama hangi düşünce? İçinde sevgi olmayan düşünce, düşünce değildir.  İçinde sevgi olmayan düşünce bir gücün yanlış kullanımı, ziyan edilmesi, boşa harcanmasıdır.

         İnsanlarda sevgi ihtiyacı o kadar açıktır ki, buna “olmak veya olmamak meselesi” diyebiliriz.  Sevgi içermeyen düşüncelerle, bu ihtiyaç karşılanamaz. Kimi insanlar, ailelerinin, eşlerinin, çocuklarının, hatta arkadaşlarının yalnızca onları sevmesini beklerler. Bu bekleyiş gerçekte onların kimseyi sevmiyor olmalarından kaynaklanır. Eğer çevremizdekileri gerçekten seviyorsak, onların başka sevgilerle de mutlu olmalarını isteriz. Çünkü her sevgi ilişkisi insanı geliştirir. Bu sevgi ilişkisi insanlarla, bir hayvanla, doğayla, bir işle, bir hobi ile olabilir. Kısaca sev de neyi seversen sev. Her sevgi şuurda açılan yeni bir yapraktır. Bırakalım çocuklarımız, arkadaşlarını, akrabalarını, komşu teyzeleri, amcaları çok sevsinler ve onlar tarafından da çok sevilsinler. Çocuklarımız ya da eşimiz, arkadaşımız ne kadar çok kişiyi severse, bizi de o kadar çok sever; kendisi de o kadar çok sevilir, mutlu, başarılı, yaratıcı olur. Unutmayalım, başka sevgiler bizim sevgimizin rakipleri değil tamamlayıcılarıdır.

         Sevgi kıskançlığı, kontrol ve tahakkümdür ki bir insana yapabileceğimiz en büyük yanlışlıklardan biridir. “Yalnız beni sevsin” düşüncesi sevgi değil bir sömürüdür. Ebeveynlerin, ya da eşlerin “yalnız beni sevsin”  düşünceleri karşılarındaki kişilerin yavaş yavaş ruhsal kapanışlarına neden olur. Bu demektir ki “yalnız beni sevsin” düşüncesi ile kontrol altında tuttuğumuz insanlar zamanla sağlıksız duygular içinde robotlaşır, belki zalim, belki zavallı bir kişilik edinir. Şu da bir gerçek ki, zalimlik ve zavallılık madalyonun iki yüzüdür. Koşullara göre ya biri ya diğeri ortaya çıkar. Kaldı ki “yalnız beni sevsin” diyen de bir o kadar zalim ve zavallıdır.

         Bırakınız herkes herkesi, herşeyi sevsin. Sevgi ve mülkiyet bir arada olamaz. Çünkü bir insan asla mülkiyet konusu olamaz. Tek bir arkadaş, tek bir dostla ilişkide olmak hem sağlıklı değildir, hem de kendimizi başka arkadaşların, dostların bize kazandıracağı güzelliklerden mahrum etmektir. Hatta diyebilirim ki, böyle bir tutum, yaşamın içini boşaltır, zihnimizi yavanlaştırır ve tabir caizse Nasreddin Hocanın kuşuna çevirir.

         Ne kadar çok insanla ve diğer her türlü şeyle gerçek, mülkiyetçi olmayan sevgi ilişkisi içindeysek şuurca o kadar yükselir, Yaratan’a o kadar yakınlaşır ve yaşamdaki mucizelerin şifresini o kadar kolay ve çabuk çözeriz.