nills Discussion started by nills 14 years ago

 Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaş­mazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu.

           İki kardeş, birbirlerine yalnızca küs­mekle kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kul­landıkları tarım makinelerine değin sahip ol­dukları tüm araç-gereçlerini ve mal varlıkları­nı da ayırdılar. Küçük bir yanlış anlama sonu­cu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık, gide­rek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en so­nunda yerini, hoş olmayan sözlere bıraktı. Bu­nun arkasından da beklenenler oldu ve kardeş­ler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı.

           Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden ge­çici bir iş istedi. "Yapılacak ufak tefek bir işi­niz varsa, size yardımcı olmak isterim. Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün ça­lışırım, işi bitiririm." dedi.

           Büyük kardeşin aklına o an bir "iş" geldi. "Evet, sana göre bir işim var." dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti. "Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var." İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkat­le dinledikten sonra sordu: "Benden ne yap­mamı istiyorsunuz?" Büyük kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı: "Kardeşim bunu, bana acı vermek için yap­mış olabilir. Fakat şimdi ben, onun yaptığın­dan daha büyük bir şey yapacağım." Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların oldu­ğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi. "Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyo­rum." dedi. "Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın." İş arayan usta, başını salladı, "Sanırım durumu anladım efendim!" dedi. "Şimdi bana çivilerin, kazma-küreğin yerini gösterin ki hemen işime başlayayım."

           Büyük kardeş ustaya kazma-küreğin ve çivilerin yerini gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu. Akşam gü­neş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıl­dı. Karşısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu.

           Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen şaşkınlığıy­la bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen ki­şinin komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki ya­na açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürü­yordu "Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin. Şimdi bir büyük­lük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel..." diyordu.

           Köprünün iki ucundan ortaya doğru yü­rüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Bü­yük kardeş bir ara arkasına baktığında, çan­tasını toplayıp oradan ayrılmakta olan ustayı gördü. "Gitme, dur, bekle..." diye seslendi ona. "Sana yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde..." Usta gülümsedi. "Ben bura­daki işimi tamamladım, gitmem gerek." de­di ve ekledi: "Yapmam gereken daha çok köprü var...

 

Replies
derya88
derya88 ne güzel bir hikayemiş herkesin köprüsünü kurmasını dilerim 14 years ago
loader
loader
Attachment
pınar
pınar sadece hikayeni başlığı bile ders almaya yetiyor,tşkler nills... 14 years ago
loader
loader
Attachment
burak
burak teşekkürler etkileyici 14 years ago
loader
loader
Attachment