Related discussions
-
KORKULARIN KABULÜ, SEVGİYE DÖNÜŞTÜRME VE OLUMLAMA
paylaştığınız konu çok değerli ama çok uzun 21 gün boyunca bu olumlamaları devam ettirebilmek zor geliyor.
1 reply Posted in Her Telden :)
- sevgi “Birisi sana; "Güneş nasıldır?" diye sorarsa, ona yüzünü göster de; "Tıpkı böyledir!" de! Eğer sana ay'dan bahsederse, damın üstüne çık, ona seslen;...
-
sevgiii
ne güzel:) cevap bulmanıza sevindim.sevmekten ve iyiliginizden vazgeçmeyin sevgiyle...
2 Replies Posted in Her Telden :)
Sevgi, henüz dünyaya gelmeden, yaşamla buluştuğumuz an tanıştığımız ilk olumlu duygudur. Sevgi sahip olduğumuz olumlu değerler içinde ilk sırada gelir. Sevgiye olan gereksinimimiz azalmaz ya da başka bir duygu ile telafi edilemez. Yaşla ilişkili olarak sevgi duyduğumuz kişiler, şeyler değişse de sevgi yaşam boyu en temel gereksinimimiz olarak hayatımızdaki sihirli etkisini sürdürür. Sevgi her türlü canlının varoluşuna anlam katan en güçlü enerji kaynağıdır. Sevmek seveni de, sevileni de besler. Sevginin aşırısı olmaz. Olsa olsa sevginin ifadelendirilmesinde aşırılık olabilir. Sevmek, sevilince öğrenilir…
Çocuklarınıza sevginizi, ilginizi, korumanızı gösterirken abartılı davranışlarda olmayın. Aşırı ilgi, ilgisizlik kadar çocuğun kendini kontrol edebilmesinde sorunlara neden olur. Çocuğunuzu her türlü karara dâhil etmek çok gerçekçi olmayacaktır. Özellikle çocukların kendileriyle ilgili kararlara dâhil edilmesi sağlanmalıdır. Yapmasını sakıncalı bulduğunuz bir konuda sınır koyuyorsanız mutlaka başka önerilerde bulunun. “Hayır bahçeye çıkamazsın” demek yerine “Hava dışarıda oynanmayacak kadar soğuk dışarı çıkamazsın istersen sulu boya yap, ya da puzzlarınla oyna” ifadelerini kullanmayı deneyin.
Çocuğunuzun duygusal tercihlerini irdelemeyin. Özellikleri arasında duygusal tercih yapmasını istemeyin. “Anneni mi babanı mı daha çok seviyorsun” ifadelerinden kaçının. Önemli olan, aile bağları güçlü bireyler yetiştirmektir. Çocukların bir çoğu çayı demlenmiş haliyle var olduğunu düşünürler. Çayı demlemeden önce, çayın demlenme aşamalarını çocuğa gösterin. Taşınan bir aile gördüğünüzde, çocuğunuzla birlikte bu olayı izleyin. Eşyaların taşınması, kamyona yerleştirilmesi, evin bütün eşyalarının bir kamyona sığması, paketleme şekilleri çocuk için ilginç bir gözlem olacaktır.
Birisine hediye almanız gerektiğinde çocuğunuza bu hediyenin anlamını açıklayın. “İpek teyze doğum yaptı, bebeğini tebrik etmek gerekir onun için …... aldım. Murat amca ameliyat olmuş ona geçmiş olsuna gideceğiz …… alalım. Böylece çocukların hem örf ve adetlerini öğrenmelerini hem de çevrelerine duyarlıklarını arttırarak duygusal zekâlarını da geliştirebilirsiniz. Çocuklarınız olmadan eşinizle birlikte bir sinemaya gidin. Ancak sinemaya giderken bunu açıkça çocuğunuza söyleyin. Sizin ilgileriniz, hobileriniz çocuğunuzun alışkanlıklarını etkiler. Ayrıca kendinize ayırdığınız özel zamanlar olduğunun farkına varması da gereklidir.
Bir yere, bir şeye, bir kişiye, bir heykele vb. önce uzaktan sonra yakından bakın. Her iki durumda neleri fark ettiğinizi tartışın. Kendilerini rahatlıkla ifade edebilen çocuklar başkaları tarafından da anlaşılır ve onaylanırlar. Bu nedenle çocuğunuza sevdiği sevmediği, istediği istemediği şeyleri ve çevrelerinde olup bitenlerle ilgili neler hissettiğini sorun. Üzüntülü ya da sevinçli olduğunuzda çocuğunuzla bunu paylaşın. Böylece hem duyguların paylaşılmasını öğrenir hem de farklı duygularının varlığını anlar.
Sabırlı olun; çocukların istenmeyen davranışlarını değiştirmek için zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Acele ederseniz hata yapma olasılığınız artar. Arkadaşları heyecan içinde bir faaliyete devam ederken, henüz işini bitirmeden çocuğunuzu gruptan ayırıp almanız çocuğun başladığı işi tamamlama disiplinini tehlikeye sokar.
Çocuklar –mış gibi yapmakla ve hayal kurmakla öğrenmelerini zenginleştirirler. “Yalan söylüyor” sandığınızda o aslında size hayallerini anlatıyor olabilir. Çocuğunuzu yalancılıkla suçlamayın. Onun ne düşündüğünü, neden öyle düşündüğünü anlamaya çalışın. Çocuğunuz herhangi bir nedenden dolayı özür diliyorsa özrünü kabul edin. Affedici olmayı, affedilince öğrenir. Bunu da ancak evde sizden öğrenebilir. Çocuğunuzun sizi ağlarken görmesinden çekinmeyin. Uygun bir dille sizi üzen olayı anlatabilirsiniz. Sürekli üzgün, mutsuz ve depresif bir model sunmadıktan sonra ağlamanın da gülmek kadar doğal olduğunu anlaması için üzüntülü anılarınızın olabileceğini de gözlemlemesi gerekir. Üzüntünüzü açıkça ifade etmeniz çocuğu rahatlatır. Aksi taktirde nedenini anlayamadığı bu üzüntünüzden, kendini sorumlu tutabilir ve kaygılanacak hayaller kurabilir.
Kararsızlığınız çocuğun neden sonuç ilişkilerini kurmasını engeller. Çocuğun anlayabileceği şekilde gerekçenizi belirttiğiniz taktirde kararlarınızı değiştirebilirsiniz. Böylece çocuğunuz daha hoşgörülü ve anlayışlı olmayı öğrenebilir. Ayrıca bazı durumlarda yeni fikirlerin de gerekli olabileceğinin de farkına varır. Çocuklar farklı dokulardaki zeminlere basmakla duyusal olarak uyarılırlar. Duyuların uyarılması da çocuğun öğrenme ufkunu genişletir. Çocukların kuma, çime, tahtaya, sulu zemine, kadifeye, plastiğe, deriye çıplak ayakla basmasına olanak tanıyın.
Çocuğunuza duyduğunuz sevgiyi sözel olduğu kadar fiziksel olarak da ifade edin. Öpün, kucağınıza alın, sizi hissetsin. Bu hem size, hem çocuğunuza olumlu bir enerji sağlayacaktır.