Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

Nefes alma pratikleri "ruhsal eğitimde" ö­nemli bir unsurdur. İnayet Han bunu şu sözlerle açıklar: "Nefes, varlıkların canıdır. Nefesin gücü, be­denin parçalarını bir arada tutar. Nefes gücü a­zaldığında, irade gücü de azalır ve beden üzerin­deki kontrolünü yitirir. Güneşin gücü nasıl gezegenleri yörüngelerinde tutuyorsa, nefes gücü de organları tutar. Ne­fes, bunların yanında, aynı zamanda bedeni saflaştırır. Yeni ve taze canı i­çeriye alır ve kullanılmış gazları dışa­rıya verir. Nefes, evrenden ve ruh­tan aldıklarıyla bedeni besler. Bede­nin yediği ve içtiği şeylerden daha gereklidir.

           Nefes, en içteki canımızın kendini ifade ettiği bir kanaldır. Sonsuz ya­şam ile ölümlü beden arasındaki bir elektrik akımıdır. İnsanlar, nefesin yardımıyla ‘sezgileri', ‘mucizevi' güçleri ya da di­ğer güçleri elde ederler. Nefes için saf bir kanal olmalıdır ve bu kanal insan bedenidir. Eğer kanal tıkanırsa, bloke olursa, nefes özgürce akamaz. Hava kendi başınayken kötü değildir, fakat dün­yaya dokunduğunda, dünyadan etkilenir ve kir­lenir. Nefeste böyledir. Kendi başına saftır fakat saf olmayan bir kanalda, kirlenir."

           Dolayısıyla, ruhsal gelişim isteniyorsa, nefes kanalları saflaştırılmalıdır. Bunun için nefes pra­tikleri verilir. Nefes, sufi için kendisiyle Yaratıcı arasında bir köprüdür. Nefes, sufinin dünyada tutunduğu ve öteki ucu göklerde olan bir iptir.

           Nefes aynı zamanda zihnin konsantrasyon ve kontamplasyonda odaklanmasına yardımcı olur. "Sufiler zihinlerini sağlam bir ipe bağlarlar. Bu ip, nefestir. Nerede durmak isterlerse, orada durur ve zi­hinlerini bu iple bağlarlar. Tıpkı bir kuşun, tükürüğünü kullanarak yuva­sını yapması gibi. Sufi, nefesini kul­lanarak böyle bir atmosfer oluşturur. Yaşadığı yerde her zaman hafiflik, ı­şık ve manyetizm vardır."

           Bütün bu pratikler (konsantras­yon, kontamplasyon, kutsal kelime­lerin zikredilmesi, nefes egzersizleri ruhsal yoldaki kişilerin özlemini çektikleri meditasyon ve realizas­yon (gerçekleştirme) için birer ha­zırlıktır.

           Bu pratiklerde insan aktiftir. Be­denini ve zihnini saflaştırmak ve sakinleştirmek için irade gücünü kullanır. Bu, insani yürüyüşün sınırıdır. Bundan sonra 'Tanrısal yürü­yüş' başlar. Tanrısal yürüyüşün başlangıcında insan pasif olmalı, kendisini aşmalı ve sessizlik içinde Tanrısal ruha teslim olmalıdır.

           Bu meditasyon düzeyinde, İna­yet Han'ın deyişiyle ‘mistik sakin­lik' başlar. İrade gücünün fiziksel ya da zihinsel çabalarının ardından doğal bir şekilde sakinleşme yaşa­nır. Yani konsantrasyon ve kontamplasyon çabalarının ardından bedenimiz ve zihnimiz sakinleşir.

           Düşüncelerin ya da duyguların olmadığı bu sessizliğin içinde "saf bilinci" deneyimleyebiliriz ve "Tanrısal ruh" bize dokunabilir.