Güneş Aktiviteleri ve Biz - 4 - Bilincimizle Güneş...
Related discussions
- Farkındalık Ve Nefes Çok aydınlatıcı bir yazı paylaşımınız için teşekkürler..
-
KORKULARIN KABULÜ, SEVGİYE DÖNÜŞTÜRME VE OLUMLAMA
paylaştığınız konu çok değerli ama çok uzun 21 gün boyunca bu olumlamaları devam ettirebilmek zor geliyor.
1 reply Posted in Her Telden :)
-
BİLİNÇ ALTI ÇALIŞMASI-DEĞİŞİME GÜVEN
Meraba :) sayfaya yeni üye oldumda bilinçaltı çalışmasının nasıl yapıldığı ile ilgili bir link var mı sayfada ?
1 reply Posted in Her Telden :)
Bilincimizle Güneş Aktivitelerini Etkileyebilir miyiz?
Tüm canlı varlıklar birbirine bağlıdır ve birbirimizle biyolojik ve elektromanyetik alanlar vasıtasıyla iletişim kurarız. Tarih boyunca Mısır, Hopi, Eski Hint, Maya, Aztek ve Çin kültürleri gibi kültürler bu birbirine bağlı olma durumunu kabul etmişlerdir ve kolektif davranışların da güneşten etkilenebileceğine inanmışlardır. Bilim camiası canlıları birbirine bağlayan bu alanların doğasını daha yeni anlamaya başlamıştır. Son yıllarda canlı varlıkların birbirleriyle bağlantılı olmaları konusunda önemli kanıtlar bulunmuştur ve böylece bu görüş daha fazla kişi tarafından desteklenmeye başlamıştır.
HearthMath Enstitüsünün yaptığı araştırmalar, bilincinde olsak da olmasak da kalbin elektromanyetik alan yaydığını ve çevrede bulunanları enerjik olarak etkilediğini göstermiştir. Enerji düzeyindeki bu etkileşimlerle ilgili sık karşılaşılan bir durum birbirimizin ruh halinden, davranışından ve duygularından etkilenmemizdir. Araştırmalar, ayrıca uyumlu bir kalp durumundaysak diğerleriyle daha kolay senkronize olabildiğimizi, kalbin enerjik alanında bulunan bilgiler konusunda daha derin bir farkındalık kazanabildiğimizi ve rahatlatıcı bir alan ortamı oluşturabildiğimizi ortaya çıkarmıştır.
Bilim insanları, dünyanın jeomanyetik alanlarındaki dalgalanmaları ve iyonosferdeki rezonansları kaydeden küresel hassas manyetik alan detektörleri ağı kurmakta, insan kalbi ritimleri ve beyin dalgaları ile aynı aralık yelpazesinde olan dünyayla aynı rezonanstaki frekansların kolektif insan duygularının dünyanın enerji sistemine etkisini yansıtmada en hassas olacaklarını öne sürmektedir. İbadet, meditasyon ve kolektif niyetlerin zamanla bilinci yükseltmeye yardım edeceğine ve tüm gezegen için pozitif sonuçlar getireceğine inanılmaya başlamıştır. Gezegensel alan ortamına yansıyan sevgi ve ilginin gezegen ve üzerinde yaşayanlar için bilinç kaymasını daha kolay hale getireceği ve birikmiş negatif enerjiyi dönüştürebileceği inancı giderek artmaktadır.
Güneş aktiviteleri aslında, insanlığın şu anda idrak edemediği üst boyutlara geçmesine yardım edebilecek yararlı ve yaratıcı şanslar sunabilecek enerji akımı oluşturur. Önemli olan, güneş aktiviteleri oluştuğunda, eski stres oluşturan kalıpları tekrar etmememizdir. Güneşsel ve evrensel enerji akımları doğal bir döngünün parçasıdırlar ve bizi yok etmek için var olmamışlardır. İnsan düşünceleri ve duyguları, senkronize olduğunda, güneş aktivitelerini ve dolayısıyla jeomanyetik alanları etkileyebilir. Araştırmacılar, çok sayıda insanın bilerek oluşturacağı uyumlu dalga alanının gezegensel enerji ve manyetik enerji alanları ile iletişime geçerek bu alanları etkileyebileceğini ve alan ortamındaki kolektif bilince pozitif etki yaratacağını söylemekteler.
Edgar Cayce’nin okumalarında bildirdiği gibi “Güneş, bizimle aynı özden meydana gelmektedir”. Bizim için önemli olan ve aslında temel olarak astrolojinin ilgilendiği konu, Güneş’in ve gezegenlerin dünyadaki fiziksel varlıkların yaşamlarıyla ve duygularıyla bağlantısıdır. Bu şartlarda, ruhun titreşimlerinin farklı gezegenlerden ve güneş sistemimizi yöneten Güneş’ten gelen titreşimler ile etkileşim içerisinde olması hiç de şaşırtıcı değildir. Cayce’nin okumalarından çıkan en önemli tespitlerden biri, insan ruhunun, güneş sistemi ve diğer sistemlerdeki her şeyi kuşattığıdır. Demektir ki, Güneş’in bizim üzerimizde olduğu gibi, bizim de onun üzerinde etkimiz mevcuttur.
Cayce’nin okumalarında insanoğlunun, güneş fırtınalarından ve güneş lekelerine neden olan diğer yıkıcı olaylardan sorumlu olduğu ve güneş ile modern bilimin henüz bilmediği bir ilişkisi olduğu vurgulanmıştır. Dünya üzerindeki kargaşalar güneş lekelerini oluşturur: “Güneş dünya üzerindeki Tanrı’nın çocuklarına ışık ve ısı yaymak üzere yapılmış olduğundan insanla aynı kompozisyona sahiptir ya da dünyaya benzer yani katı, sıvı ve gazlardan oluşur. Aslında hepsi bilincin farklı düzeyleri halinde tektir. İnsanoğlu, Tanrı’nın suretidir! Tanrı’nın şanı, güzelliği, merhameti, umudu ve sabrı insanlara yansımıştır. O halde insanoğlunun tüm karmaşaları ve günahları da güneşin yüzüne yansır. Kendinize dürüst olun, güneş sizin davranışlarınız ne olursa olsun size aynı ışığı vermesini isteyemezsiniz! Güneş haklıya da haksıza da aynı şekilde parlar, yine de kendi yolculuğunuzda sizin başınıza neler geleceğini yansıtır. Evrenle olan ilişkinize karşı farkındalığınız ne kadar artarsa, yardım etme ve içinizdeki tanrısal güce güvenme yeteneğiniz de o kadar artar ancak diğer insanlara karşı sorumluluğunuz da daha fazla artar. En ufak şeyden en büyüğüne kadar her şeyi etkilemektesiniz – içinizdeki karmaşaları yansıtan Güneş’i bile, depremleri bile, savaşları ve gündelik yaşamlarımızı bile.” Kaynak: Margaret Gammon, Edgar Cayce’s Astrology For the Soul, A.R.E. Press, 1998
Cayce’nin söylediklerinden anlaşılan, insanoğlunun yarattığı kargaşanın, öfke, kıskançlık ve düşmanlıkların, Güneş üzerinde bir leke olarak yansıdığıdır. Okumalar bize, yerküre değişimlerinden sorumlu olduğumuzu hatırlatmakta, başkalarıyla ilişkilerimizin yerkürenin yüzünün değişmesiyle ilişkisi olduğunu bildirmektedir. Kendi uyum dışı davranışlarımızla kaotik durumları yarattığımız gibi, sevgi dolu tavırlar ve eylemlerimizle pozitif dönüşüm yaratabiliriz.
Bu yaz aylarında gezegenlerin dizilimleriyle ve bu dizilimlerin yaratacağı jeomanyetik aktiviteyle birlikte oluşacak güçlü enerji akımlarına vereceğimiz tepkileri değiştirebilirsek, zorlu etkilerin üstesinden gelebilir, hatta bu güçlü enerjiyi global bilinç kaymasına yönlendirebiliriz. Cayce, irade gücüyle astrolojik güdülerin üstesinden gelinebileceğini sık sık tekrarlamıştır. Cayce’ye göre bunlar (gezegenler) yalnızca birer öngörüdür, bize bir şeyler anlatan işaretlerdir. Alın yazısı değildir. Bu göstergelere karşı verilen yanıtlarla, kaderimize katkıda bulunuruz. Bu bağlamda alın yazısı ve özgür irade eş anlamlıdır. Yıldız ve gezegenlerin konumundan kaynaklanan etkiler, varlığın evrensel bilinçle ilgili konular üzerindeki etkisinden daha güçlü olamaz. Evrendeki değişiklikler ve gezegenler, yıldızlar ve Zodyak’ın konumları, insanoğlunun iyi ya da kötü şeyler yapmasını etkiler. Ama insan da bunları etkiler. Çünkü aslında yıldızlar bizi yönetmez, biz yıldızları yönetiriz. Bu etkiler, varlığın iradesinden daha büyük değildir. Yıldızların yaşamı yönetmesi yerine yaşam yıldızları yönetir, çünkü insan evrendeki tüm varlıklardan üstün yaratılmıştır ve evrenin kanunlarını değiştirebilme gücüne sahiptir. İnsanoğlu olarak irademiz tüm bunların bizi etkilemesinin üzerindedir ve aslında gerçekliği inşa eden zihnimizdir.
Bu yaz aylarında etkin olacak ve insan ruhunun yüzleşmek zorunda olduğu bu etkin astrolojik yansımaların doğası ve muhtemel etkileri iyi incelenmeli, uyumsuzluk ve dengesizlik yaratacak etkilerinden kaçınmalı, yaratıcılığı teşvik eden etkileri iyi değerlendirilmelidir. Böylelikle insanoğlunu daha üst seviyelerde yaşama taşıyacak küresel bilinç değişiminin gerçekleşmesi için önemli adımlar atılabilir. Küresel bilinç değişiminde önemli bir faktör, yeterince insanın kendi enerjilerinden, hislerinden ve eylemlerinden daha fazla sorumlu olma gereksinimini kavramasıdır. Kendi içinde ve Dünya ile denge oluşturmak her insanın sorumluluğudur. Bu şekilde bu geçiş ve bilinç yükselmesi küresel ortamda da yansıtılır.
21. yüzyılın başlarında olduğumuz bu önemli süreçte, insanlık çok kritik bir noktaya gelmiştir. Büyük sosyal, ruhsal ve kültürel gelişmelerin eşiğinde olduğumuz aşikardır. Dünyamızın maddeselliğe dayalı olması, bütün uyumsuzluğun sebebidir. Kanıtlar, insanoğlunun yaşadığı bu geçişin zorlu olmaya devam edeceğini göstermektedir. Bu döngünün kırılması için insan bilincinde değişme gereklidir. İstikrarsızlık ve uyumsuzluk dengeye, işbirliğine kaymalıdır.
Kaynaklar:
www.astrobill.com
www.buryl.com
www.glocoherence.org
www.heartmath.org