Related discussions

nills Discussion started by nills 14 years ago

 Daha sonra El-Mitra: “Bize ölümden bahset” dedi. O da cevap verdi:  “Siz, ölümün sırrını öğrenmek istiyorsunuz. Fakat onu hayatın kalbinde aramadıkça, bulmaya imkân mı var? Gözlerini yalnız karanlıkta açabilen ve gündüzün kör olan baykuş, aydınlığın sırrını keşfedemez. Onun için ölüm ruhunun hakikatini kavramak isterseniz kalbinizi hayat gövdesine açınız. Çünkü hayat ile ölüm birdir. Nasıl ki, nehir ile deniz birdir.

           Ümitlerinizin ve arzularınızın derinliğinde, öteye ait her bilgi vardır. Yere attığınız tohumlar, nasıl karlar altında bahar rüyası görürse, kalbiniz de bahar rüyası görür. Rüyalara inanın, çünkü ezele giden kapılar, onların içindedir. Ölümden korkmayınız, kendisine iltifat edecek hükümdarın karşısında titreyen çobanın korkusu gibidir. Çoban titrediği halde, başına konacak devlet kuşunu düşünerek sevinmez mi? Bununla beraber titrediğini ve kalbinin oynadığını hisseder. Sanki ölmek, rüzgarda çıplak durmak ve güneşin içinde erimekten başka nedir?

           Nefesin durması sanki nedir? Nefesi, dinmeyen med ve cezirden kurtarmak ve her türlü kaydı kırarak yükselmesine, açılmasına ve Tanrı’sını bulmasına yardım etmek değil mi? Siz ne zaman sessizlik nehrinden su içerseniz o zaman terennüme başlarsınız. Dağ tepesine vardıktan sonra inmeye başlarsınız. Toprak, sizin gövdenizi geri istediği zamandır ki siz gerçekten raksedersiniz.”

           Bir kadın ilerleyerek: “Bize acıdan bahset.” dedi. O da cevap verdi:  “Istırap, idrakinizi kılıflayan kabuğun kırılmasıdır. Meyvenin kalbini güneşletmesi için çekirdeğin kırılması gerektiği gibi sizin de ıstıraba aşina olmanız gerekir. Kalbiniz gündelik hayatınızın harikaları karşısında hayran kalabilseydi ıstıraplarınızı, sevinçleriniz gibi karşılardınız. Tarlalarınızda geçen mevsimleri tanıyıp kabul ettiğiniz gibi kalbinizin mevsimlerini de tanıyıp kabul eder ve kalbinizin ıstırap veren kışlarını sükûnetle karşılardınız.

           Istıraplarınızın çoğu kendi eserinizdir. Ve o içinizdeki hekimin, hasta benliğinizi tedavi için verdiği acı ilaçtır. Onun için hekime güveniniz ve onun verdiği ilacı rahatlıkla ve inanarak içiniz. Çünkü onun eli sert ve ağırdır, fakat görünmeyen varlığın yumuşak eli ona rehberlik eder. Onun sunduğu kadeh, gerçi dudakları yakar fakat çömlekçinin kutsal gözyaşlarıyla yumuşatmış olduğu çamurdan yapılmıştır.” 

           Nefsaniyetin, insanı kendi kendisine karşı haklı çıkarmak için kullandığı en etkili silahlardan biri de korkudur. Gerçek ruhsal kazançlar, yaşam uygulamalarıyla elde edilebilir. Gören ve sezebilenler için en küçük bir olay bile derin anlamlarla doludur.

Halil Cibran’ın HAK ERENLER (Nebî) adlı eserinden.

 

Replies
derya88
derya88 Gören ve sezebilenler için en küçük bir olay bile derin anlamlarla doludur...bu çok dogru söz teşekkürler 14 years ago
loader
loader
Attachment