Zorlu Zamanlarda Astrologlara Düşen Görevler - 2 -...

Related discussions

burak Discussion started by burak 14 years ago

Öngörülerde Üsluba Dikkat!

Yukarıdaki bölümde bazı kadim astrolog ve alimlerden aldığımız ilham ışığında, Astroloji’ye nasıl yaklaşmamız ve astrolojik öngörüyü nasıl kullanmamız konusunda bazı çıkarımlar yapmamız mümkün. Öncelikle, Astroloji’nin uygulanma amacı, felaket senaryoları üretmek değil, olası olumsuzluklara karşı uyarmaktır! Ama gerek yazılı ve gerekse sözlü olarak uyarılarda bulunurken, insana hizmet amacı taşıyan bu sanatı icra ederken, hitap edilen insanların psikolojisini göz önünde bulundurmalı, durumu abartarak gereğinden fazla endişe ve korkuya neden olmamalıdır. Sözün hemen burasında Alice O Howell’in bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “Bazen insan psikolojisinden anlamayan ve özgürce “öngörüde” bulunan astrologların danışanlarına şüphe ve korku tohumlarını ekerek verdikleri zarar karşısında dehşete düşüyorum.” Candy Hillenbrand’ın da altını çizdiği gibi “Astrologlar geleceğe odaklanıp geleceğin daha korkusuz olacağını göstererek, ya da insanlara seçeneklerini ve tercihlerini göstererek korkuyu aşmasına yardımcı olabilirler. Aksi takdirde insanlar güçlerini etkileyemedikleri ya da kontrol edemedikleri yıldızların ve gezegenlerin merhametine kaldıklarını düşünmeye başlayacaklarından, korkuya kapılabilirler.”

Bu yüzden gökyüzünde Zodyak’tan geçiş yapan gezegenlerin, bu transitlerinin etkilerini okurken, onların bu hareketlerinin önceden planlanmış olduğunu ve dolayısıyla KADERSEL olduğunu, ama elde edeceğimiz sonucu ve varacağımız noktayı FARKINDALIK ve İRADEMİZLE biz insanların bu kadersel etkilere vereceğimiz tepkilerin belirleyeceğini hatırlatmak gerekir. Donna Cunningham’ın da belirttiği gibi “Transitler üzerinde kontrolümüz olmayan yalıtılmış olaylar değil, içinde yer aldığımız psikolojik sürecin parçalarıdır. Yaşamınızın ve varlığınızın anlaşılmaya ve hazmedilmeye hazır boyutlarını farkındalık seviyesine getirmeye eğilimlidirler. Eğer yaşamın bir öğrenme deneyimi olduğunu ve deneyimlediğiniz her şeyin sizin için, yüksek benliğinizin gelişimi açısından, iyi olduğunu fark ederek var oluşunuzun gerçek modelini ve büyüme ritminizi ayarlayabilirseniz, genellikle transitler sizi şaşırtmazlar. Zor transitler bize kendimizi genişletme gücü verir; gönüllü olmadığımızda bunun oluşabilmesi için gerekli şartları sağlarlar. Transitlerin verdiği acının büyük kısmı, değişikliğe direnç göstermekten kaynaklanır. Acı büyüme potansiyeli verir. Dikkatimizi acıya değil, büyüme sürecine vermeliyiz.” Zihnimiz acıya değil de büyüme sürecine yönelik yaratıcılığa yönelirse, bu zorlu süreçten çok büyük bir sıçrama ile çıkabilir, gerçek potansiyellerimizi ortaya çıkarttığı ve bizi karanlıkta devam etmektense aydınlığa çıkaracak itici kuvveti sağladığı için yaşamamız gereken zorluklara şükredebiliriz.

Psişik kahin Edgar Cayce’ye göre evrendeki değişiklikler ve gezegenler, yıldızlar ve Zodyak’ın konumları, insanoğlunun iyi ya da kötü şeyler yapmasını etkiler. Ama insan da bunları etkiler. Çünkü aslında yıldızlar bizi yönetmez, biz yıldızları yönetiriz. Bu etkiler, varlığın iradesinden daha büyük değildir. Yıldızların yaşamı yönetmesi yerine yaşam yıldızları yönetir, çünkü insan evrendeki tüm varlıklardan üstün yaratılmıştır ve evrenin kanunlarını değiştirebilme gücüne sahiptir. İnsanoğlu olarak irademiz tüm bunların bizi etkilemesinin üzerindedir ve aslında gerçekliği inşa eden zihnimizdir. (Alıntı: Öner Döşer, Büyük Uyanış, Doğan Egmont Yayıncılık, sayfa 44)