Zorlu Zamanlarda Astrologlara Düşen Görevler - 1

Related discussions

burak Discussion started by burak 14 years ago

Zorlu Zamanlarda Astrologlara Düşen Görevler

İçinden geçmekte olduğumuz bu büyük değişim döneminde etkin olacak gezegen döngüleri, günlük hayatımıza büyük zorlukların gireceğini, korku ve endişenin hakim olacağını düşündürmektedir. Bu zorlu geçiş sürecinin üstesinden gelebilmemiz ve bir üst bilinç aşamasına geçebilmemiz için, öncelikle korkularımızla yüzleşmemiz ve bunları aşmamız gerekmektedir. İşte bu aşamada, farkındalığı yüksek olanlarımızın, henüz değişime ve kendisiyle yüzleşmeye hazır olmayan diğerlerine rehberlik etmesi faydalı olacaktır. Bunu sağlayabilmemizde bize yardımcı olacak teknik, ilim ve yöntemlerin yanı sıra, insanı tanımanın en kolay ve etkin yöntemi olan Astroloji’nin ve rehberliğinden de istifade edebiliriz. İşte bu aşamada, Astrologlara önemli görev düşmektedir.

Astrologun birincil görevi, geçiş yapılmakta olunan süreçle ilgili olarak toplumu bilgilendirmek, zorlu zamanlar hakkında uyarmak, büyüme potansiyeli taşıyan yaratıcı fırsatların zamanlarını bildirmektir. Ama tüm bunları yaparken takınılan üslup ve ifade, özellikle de zorlu zamanlardan geçilirken çok büyük önem taşımaktadır. Her ne kadar vahim görünürse görünsün, durumlara pozitif ruh hali ile yaklaşılabilir. Dennis Elwell’in de dediği gibi “Astrologların çalışmalarının erdemi sayesinde daha sakin ve korkusuz olacakları umulur.” Astrologların, geleceğe yönelik vizyon sağlayan Astroloji ilmi sayesinde, yüksek farkındalığa ve etraflarında olan biteni idrak edebilen uyanık bir zihne sahip olmaları beklenir. Böyle uyanık bir zihin için, hayatın akışı içerisinde karşılaştığı her deneyim bir nimettir. Başkalarına göre trajik denilebilecek zorlayıcı ve travmatik olaylar karşısında, uyanık bir zihne sahip kişiler, şaşırtıcı derecede sabırlı ve metanetlidir. Onlar, ilk bakışta negatif gibi gözüken olaylarda esnek olabilmeyi başarabilenlerdir. Aslında bize negatif gözüken şeylerin altında, ancak daha ince bir bakışla fark edebileceğimiz, bizim gelişimimiz için hazırlanmış testler vardır. Sevgi ile kuşatılmış evrende, her şey aslında pozitiftir. Astroloji ile uğraşsın veya uğraşmasınlar, uyanık zihne sahip kişiler bunu bilirler. Onlar bu bilgeliğe ve anlayışa sahiptirler…

Kadim Astrologları Örnek Almalıyız

Kadim Astrologlar kendilerini bir İlahi Bilim olarak gördükleri Astroloji’ye adamışlardı ve Astroloji’yi bir sanat olarak, Astrolog’u da sanatçı olarak tanımlıyorlardı. Bu tanımlamayı, Rönesans son dönem astrologu olan İngiliz Astrolog William Lilly’e kadar uzanan yelpazede çok net görüyoruz. Doğu ve Batı düşünce dünyasının en büyük alimlerinden biri olarak kabul edilen Muhyiddin Arabi, Astroloji’yi “Alemin sembolik dili” olarak görmekteydi. Arabi’ye göre alemin bu sembolik dilini bilen (arif) nesneleri okuyabilir, çünkü evren “büyük kitap”tır. Alıntı: Öner Döşer, Alimlerin Astrolojisi, Epsilon Yayıncılık, sayfa 17

Eski dönemlerde, astrolojik öngörü, insanı bilgeliğe taşıyan meziyetlerden biri olarak görülürdü. Cladius Ptolemy’nin dediği gibi “Öngörü sahibi bir zihin, göklerin faaliyetine değer katar; tıpkı becerikli bir çiftçinin toprağı işleyerek doğaya değer katması gibi...” Alıntı: Öner Döşer, Alimlerin Astrolojisi, Epsilon Yayıncılık, sayfa 19

Bilgeler, astrolojik işaretleri önceden okumanın, olumsuz etki yaratacağını öngördükleri şeylerden bazılarını engelleyebileceklerini ya da en azından kendilerini bunların sonuçlarına ruhsal olarak hazırlayabileceklerini düşünüyorlardı. Ptolemy’nin çok güzel ifade ettiği gibi “Yıldızların doğasına aşina becerikli bir insan, onların pek çok etkilerinin önüne geçmeye ve bu etkiler gerçekleşmeden önce, kendini bunlara hazırlamaya muktedirdir… Öngörü, gelecekteki olayların sanki şu anda gerçekleşiyorlarmış gibi tecrübe edilmelerini sağlayarak, ruhu duruma alıştırır, sakinleştirir ve yaşanacakları sükunet ve metanetle karşılamaya hazırlar.” Alıntı: Öner Döşer, Alimlerin Astrolojisi, Epsilon Yayıncılık, sayfa 18

Erhard Ratdolt’un 1491 yılı basımında yer alan Bonatti’nin Liber Astronomiae’sine giriş yazısı bize, eski bilge Astrologların Astroloji’ye bakış açılarını çok iyi özetliyor: “Gökyüzünü, yeryüzünü ve içlerindeki her şeyi yaratan, her şeye sağlamlık kazandıran ve her şeyi insanın hizmetine sunan, gökyüzünü yıldızlarla süsleyen ve ışık saçan cisimlerin faziletleriyle onların aşağısındaki her şeyi düzene sokan ve yöneten ve aynı şekilde insana da yol gösteren O’nun ötesinde bir başka Tanrı yoktur. O, akıllı ruhları diğer tüm canlılardan üstün kılmıştır ki her şey onlara hizmet etsin; ve bu akıllı varlıkların diğerlerinden farklı olarak bilmesini ve anlamasını sağlamıştır; onlara üstün gök cisimlerinin hareketlerini ve bunların manalarını göstermiştir; gökyüzünü akıllı varlıklar için bir parşömen gibi yaymıştır ki, iletişime geçen ve ilahi bilgeliği açığa çıkaran gökyüzünde ve gökyüzü aracılığıyla sadece geçmişi ya da bugünü fark etmekle kalmasınlar, gelecekte olacak olan olaylara karşı önlemlerini de alabilsinler, öngörüde bulunabilsinler ve bunlardan bahsedebilsinler.” Alıntı: Öner Döşer, Alimlerin Astrolojisi, Epsilon Yayıncılık, sayfa 20