derya88 Discussion started by derya88 14 years ago

Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye
etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır.
Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak
istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası..
...Ço...cuk
bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı
hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince
ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin
krokisini de çizdi.
Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini
gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000
metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına
sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi İki gün sonra ödevi geri
aldı..
Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir 0 ve
'Dersten sonra beni gör' uyarısı vardı. 'Neden 0 aldım?' diye merakla
sordu hocasına, çocuk..
'Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal' dedi, hocası.. 'Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun.
Kaynağınız
yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman
lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız'
ve ekledi:
'Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm..'
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı..
'Oğlum'
dedi babası 'Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın
için oldukça önemli bir seçim!' Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra
ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..
'Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin' dedi..
'Ben de hayallerimi..'.....
O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde
çerçevelenmiş olarak asılı. Öykünün en can alıcı yanı şu:
Aynı öğretmen,
geçen
yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi. Çiftlikten
ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi, 'sana şimdi söyleyebilirim. Ben
senin öğretmeninken,
hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden
pek çok hayal çaldım. Allah' tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar
inatçıydın.'

Doğan Cüceloğlu & ''Tavuk suyuna çorba'' hikayesinden