Related discussions

spiritual Discussion started by spiritual 14 years ago

Dün geceden aklımda kalanlar

Bir dizinin repliğinde geçiyordu, Gücü olmayan -Güçsüzler- yalAN söyler. Burada güç kavramının ne olduğuna bakacak olursak, iletişimsizlik, beslenememe, enerjilenememe, gibi durumlar sözkonusuymuş. Beslenemeyincede yalan meydana geliyormuş. İlk bakışta kavram bunu ifade etmiş gibi duruyor, ve kulağa hoş geliyor. Hatta bilgi tebliğlerinde ifade edilen şu durum akışa geliyor. Varlık kendi özünden beslenemeyince haliyle güçsüz kaldı ve yalan söyledi. Bir realite açısından doğru olabilir ancak eksiktir.

Olaya şu açıdan bakarsak, varlık özü tarafından her zaman besleniyordu ancak yapmış olduğu seçimlere öyle bir yapıştı ki, kendisinin özü tarafından beslendiğini unuttu. Unutması çok normal, sebebi, etkileşim içinde olduğu şeyi, bulunduğu ortamda başka bir şeyle ikame etmişti. Başına gelen olayların onun üzerindeki etkilerini, tesirlerini, kendini unuttuğu için, kendini sorgulamadan, başkalarının yaptığına dayandırdı. Halbuki yapmış olduğu kendi seçimiydi. Bu durumda rabbine bile kızdı onun dualarına cevap vermiyor diye :) Kısaca Orhan babanın dediği gibi "batsın bu dünya bitsin bu rüya" modunda takılıyordu.

Şimdi öncelikle güç kavramına çok fazla, gereksiz şey yüklüyoruz. Güç kavramına yüklediğimiz anlama bakalım. Gücü biz bir şeyi tezahür ettirirken kullandığımız enerji olarak tanımlıyoruz. Aslında bu bir yanılsamadır, illüzyondur. Güç diye bir şey yoktur sadece varlık tarafından çekilen potansiyelin, varlık tarafından kanal olunarak, yansıtılması vardır. Yansıtılan potansiyele yalan derseniz bu başka bir sıkışmaya neden olur. Sıkışan şey örnek verirsek bir kaya içinde donmuş bir damla suyun genleşmesi gibi, kayanın patlatmasına neden olur. Varlık dağılır gider parçalara bölünür toparlanmak epey bir zaman alır. Bir başka örnek vicdanını bastıranların daha sonra kanser olmaları gibi.

Şunu hatırlamak lazım, ruhsal idare mekanizmasına beşeriyetin kendi durumunun ne olduğu hakkında sorulan soruları hatırlayacak olursak genelde ruhsal planların ağız birliği etmişçesine - bu durumu farklı kaynaklarda yakalayabilirsiniz - herşeyin olması gerektiği gibi olduğunu ifade etmişlerdir. Herşey olması gerektiği gibidir. Yargılanacak bir şey yoktur. Bu noktada celseye katılan kimseler, celseyi sonradan okuyanlar, ifade edilmek istenenle dünyanın içinde bulunduğu hali bir türlü örtüştürememektedirler. Buna şahit oluyoruz. Çünkü ellerinde bu ifade edilmek isteneni bağlayabilecekleri bir kanca bulamıyorlar ve bu durum kuşku ve başka hallere neden oluyor. Bu büyük fotoğrafı görmek için biraz kendimizde boş alanlar yaratmalıyız.

YalAN, kendini unutan varlığın, üzerine yazılan halin, yani bedenlediği/deneyimlediği hal, bir önceki hallerini çağrıştıramamasıdır. Bulunduğu AN'a çağıramamasıdır. Burada şu bilgiyi hatırlatmakta yarar var, varlık deneyimlerinde elde ettiği, hisleri, bir bilgi olarak kendi hafızasına kendi şuuruna kaydediyor. Bu kendi hafıza ortamına kaydettiği bilgileri yukarıdaki cümlede biz buna önceki halleri dedik, seçim yapacağı sırada çağıramıyor dedik. Bu durumda önceki deneyimlediği halin bilgisinden içinde bulunduğu AN'da istifade edemiyor. Bu durumda varlık teşevvüşte yani seçim yapma zorluğunda kalıyor. Dolayısıyla yapacağı seçim bir anlamda gelişigüzel bir seçim olacaktır. Aynı hataya defalarca düşebiliyor. Bu durumda bir hali ile bir hali birbirini tutmaz varlık sürekli olarak kendini formatlar, sıfırlar taki uygun, bilgiyi tutucu bir yapı oluşturuncaya kadar. Bunun diğer adı tebliğlerde ifade edilen olmaması gerekeni deneyimleyerek olması gerekeni fark ettiği bir süreç deneyimliyor.

Bir Söz
Kul bir günah işler. Ama onunla cennete girer. Bu şöyle olur: İşlediği günah devamlı hatırındadır.
Ondan her hatırladıkça tövbe edip kaçınır. Böylece o günah sebebiyle Cennete girer.
[Hadis (İbn-i Mübarek).]


Şimdi varlığın en ihtiyacı olduğu An'da, bilgisini çağıramaması durumunda kaldığı An'a yalAN diyoruz. O yüzden güzel ülkemin şarkılarında bu konuya fazlaca değiliniliyor yalAN dünya deniyor. Ancak bu yalAN öyle bir şey ki bir hakikatide barındırıyor. Müşahade edenlere kendi zamanlarından tasarruf ettiriyor. Müteal olan bu şekilde tasarruf sahibi oluyor.

Bir Söz
Allah Hz.Peygambere , Senin nur olarak gönderdik güneş bile senden ışığını alıyor diyor.


Bu illizyondan hakikati çıkartıyoruz o yüzden hayat içinde bu ilizyon buna dokunmayım demekte kendini bir o kadar geri çekmek olur ki varlık nasıl deneyim yapsın Bu da başka bir hastalık durumudur başka bir yazı konusu olabilir

YalAN aynı zamanda kelimesinin içinde AN kavramını barındırır.

Şu tebliği tekrar hatırlayacak olursak

Herşey imajinasyon yolu ile varolur. Geriye bakmak istersen eğer, geride diye bir şey olmadığını anlarsın. Yani mazi diye bir şey yok. Sadece gelecek var. Çünkü geçmişi düşündüğün anda onu imajine etmeye başlıyorsun. O asla geçmişte bulunan değildir. Artık o ileriye doğru bir imajinasyondur. İleriye doğru imajinasyonuda her an yenilemek zorundasın. Yani tam olarak oluşturulmuş bir gelecek de yoktur. Öyleyse sadece An vardır. An, en sakin ve statik durumu ifade etmektedir. An kendini daima ileriye doğru yönlendiren bir imajinasyon merkezidir. Hareket, bu merkezden kaynaklanarak hiç durmadan ilerler.

Peki An'ımızı ne şekilde deneyimliyorduk ?

Bir anlamda geçmişi, varlık AN'a tekrar çeker ve kendi An'ında geçmişini bir kez daha yaratarak deneyimler. Bunu toplumdaki insanların hangi halleri tekrar yaşatmak istediklerinde görebiliyoruz. Bu yüzden sıkça insanlardan, tarih tekerürden ibarettir ders çıkarmayanlar için diye bir ifadenin çeşitli kanallarda kullanıldığına şahit oluyoruz.

Şimdi YalAN halinde bilgimizi neden çekemiyoruz
- Kendimize çektiğimiz tesirler
- Kendi sınırlamalarımız
Bunlar bir örtü oluşturur. Nefes almasını bilirsek, çünkü bu yolda durulacak bir istasyon yok. Olayın içinde nefes alabilirsek kendimizle irtibatı yeniden tesis edebilir ve yolu yaratmaya devam edebiliriz.




ALINTI

Replies
derya88
derya88 mazi diye bir şey yok .tam oluşmuş gelecekte yok.öyleyse sadece an vardırr...bu sözler çok etkileyici aslında dogru ,an ileriye dogru yönlendiren... Show more 14 years ago
loader
loader
Attachment