Metafizik ile ilgilenen insanlar genelde bir perdeden, bir peçeden bahsederler. Bu perde bizi içinde bulunduğumuz fiziksel dünyadan ilahi alemleri ayırır. Bizler bu perdenin içinden geçen çeşitli bilgi metodları kullanırız. Bu metodlardan bazıları içe dönme çalışmaları sırasında yaşanan farkındalık düzeyleri, ilaçlarla uyuşturucularla içine girilen haller, cehit yoluyla medyumların ve kanalların girdikleri haller örneklenebilir. Bazı insanlar bu perdeyi bazen dürterek geçer fakat çok azı bu dünyalar arasında düzenli yürüyerek bir hal deneyimler.
Aslında, perde, bizi diğer boyutlardan, gerçekliklerden ayıran değildir. Gerçek perde, bizi şu anda dünyada bulunurken büyük potansiyellerden ayırandır. Bu perde bizim yaratıcılığımızı iptal etmektedir. Bizi olaylar karşısındaki problem çözümlerinde ve değişimlerde elimizi kolumuzu bağlamaktadır. Bizi bir kutu içine koyup sınırlamaktadır.
Bizler yaşantımızın her saatinde - küçük veya büyük - değişimlerle yüzleşmeliyiz. Arabanız bozulabilir. Yoğun iş takviminiz sizi aynı anda iki şeyi yapmaktan engelleyebilir. Faturalarınızı ödeme derdindeyken bankada hesabınızda kalan para sizi yapmak istediğiniz olaydan ayrı tutabilir. Çocuklarınızın problemi olabilir ve kendi kendinize gözkulak olmak isterken bunu çözmek isteyebilirsiniz. Duygularınız o kadar yoğunlaşır ve hareketlenirki kendinizi topraklamak, kendinizin merkezinde olmak konusunda zorlanabilirsiniz. Kendinizi aydınlatıp şuurunuzu yaymak isteyebilirsiniz ama bunu nasıl yapacağınızdan emin olmayabilirsiniz Bunlar gerçek hayatın içindeki hergün gördüğümüz meydan okumalardır. Çoğunlukla durumlar karşısında yarı zoraki yarı emrivaki şekilde olayları çözmeye çalışıyoruz. Gönlümüzü tam olarak ortaya koymuyoruz. Daha sonra ellerimizi düş kırıklığı içinde kaldırıp mantıklı bir hesaplaması olacak diye umut ediyoruz.
Gerçek perde tembelliktir, miskinliktir. Belkide hissizliktir. Belkide tutkunun eksikliğidir veya belkide yaratıcılığımızı nasıl kullanmamız gerektiğini unutmamızdır. Gerçek perde halimizden memnun olup, şimdiki halimizi korumak için tercihleri bu yönde yapmamızdır. Kötü ruh, şeytan dediğimiz bu kendi uyuşukluğumuza onay vermemizdir.
Ben objektif olmaya karşı tutkuluyum. Geçmiş yıllardan beri bu hal içinde mayalanıyorum fakat kaynamam daha son bulmadı. Dünya üzerinde nereye gidersem gideyim şu can sıkıcı kelimeleri her yerde duyuyorum.
"Hayır, malesef mümkün değil."
İnsanların bu kelimeyi ne sıklıkla söylediğini tahayyül edebiliyor musunuz?. Bir şekilde, bir yerde insanlar bunu söylemeye otomatik olarak programlanmışlar. Ne zamanki insanlar konforlarını rahatsız eden bir durumla yüzleşiyorlar hemen bu cümleleri ağızlarından fırlatıyorlar. İsterseniz havayolu şirketinin müşteri hizmetleri numarasını arayın. "Hayır malesef mümkün değil." Onların kahretsin kuralları var. Bu kuralları size yapıştırmaya çalışıyorlar. Eğer belediyede veya vergi dairesinde bir işiniz olsun veya kamu/özelde bir işiniz olsun, gülümsemeyen bir çalışan tarafından selamlanıyorsunuz, varlığın suratına hayır enerjisi bir dövme gibi yerleşmiş. Bu durumu her sektörde çalışan kişilerden belirli düzeylerde bilinçlerinden "Hayır, malesef mümkün değil." enerjisine tutunduklarını görebiliyorsunuz.
Bu perde bu kadar yoğun olurken, geçilmesi zor bir bariyer olurken kendi hayatınızda bu durumun üstesinden gelmek bir o kadar kolaydır. Eğer bu hayırcı zihniyetten kendinizi çıkartırsanız sizin için her şey mümkün hale gelir. Bu durum küçük bir şey gibi bir olgu üzerine eğilmeye başlarken - tefekkür ediniz - giderek yayılarak büyük bir şey haline gelir. İşte size çalışma prensibi.
Sizler değişmle yüzleşmek zorundasınız.(Fiziksel realitede olayları siz dolduracaksınız) Durun! "Hayır" reaksiyonunu refleksif bir şekilde vermeden önce durun ve derin bir nefes alın. Bu problem değil bu sadece bir enerji. Size ölüm verecek gibi gözüken bu sorun aslında sizin psişik tasarrufunuzu kullanmanız için önünüze çıkmış güzel bir imkandır. (Çevirmenin notu: Bu imkanı kaçırmayın, bu imkana çengelinizi atın, herkese gelmez bela erbabı istidat arar der Sadıklar Planı) Derin bir nefes alın ve gevşeyin. Bunu yaptığınız zaman kendi yüksek bilincinizin potansiyellerinin size hizmet etmesi için ortam yaratmış oluyorsunuz. Problem hakkında düşünmeyi bir süreliğine bırakıp nefes almaya başlayın. Ahh birden enerji değişecektir. Aniden kendinizi savaş zırhınızı yükleniyormuş gibi hissetmeyeceksiniz veya ağzınızdan korkudan dolayı otomatik olarak "Hayır, bu mümkün değil" ifadesi çıkmayacak.
Bu duraklatılmış gizli zamanda, zarif bir şekilde gerçek perdeyi eriteceksiniz. Bu "Hayır mümkün değilin" perdesi. Sınırlı potansiyellerin perdesi. Boyun eğmenin perdesi. Siz yeni olanaklar ve yeni enerji için bir dünya açıyorsunuz. Probleme odaklanmayı durdurun ve potansiyelleri nefes alır gibi kendinize çekin. Düşünmeyin sadece nefes alın. Ahhh.
Bu kutsal zamanda, siz kendinizi değişimin saf enerji özellikleri ile uyumlu hale getiriyorsunuz. Şimdi, düşünmeniz gereken bir çözüm yok. O zaten mevcut potansiyel olarak size o anda gelecek. Siz birdenbire cevabı çekip alacaksınız. Kendi kendinize Vay canına bunu nasıl yaptığınıza şaşıracaksınız. Bu şimdi nereden geldi diyeceksiniz. Bu tabiki sizden, sizin dolu çuvalınızdan, büyük potansiyellerle dolu çuvalınızdan geldi. Tobias'ın deyimiyle Kendinize teşekkür edin.
Perdenin ötesine geçtiğinizde, insanlar sizin ne kadar parlak bir zekaya sahip olduğunuzu düşünecekler. Olaylar sizin için enerji çalan olgulardan adeta sudoku bulmacasında olduğu gibi eğlenceli dönüşümler haline gelecek. Bu basit metodu kendinize ne kadar çok uygularsanız, perdelerin üstesinden o kadar kolay gelirsiniz. Böylece hayatınıza daha fazla yaratıcı enerji akmaya başlayacaktır. "Hayır mümkün değil!" ifadesi sizin için geçmişiniz haline gelecek ve "Herşey mümkündür" ruhunuzun şarkısı olacaktır.
Sevgili alan üyeleri, işinizin doğası meydan okumalardan geçmektir. Bu durum kitle bilincinin tersinde yürümektir. Varolan eski enerji güçleri(ve kişileri) size karşı komplolar üretmektedir. Çok az sayıdaki veçheniz sizin joker olduğunuzu kuşkuyu ve kafa karışıklığını zihninize telkin ediyor. Bu veçheleriniz "Hayır, mümkün değil!" söylemini her gün karşınıza çıkan olayda engel teşkil ederek sizi bu şekilde programlıyor. Ancak siz yeni bilincin standardı ve büyük potansiyellerin hocasısınız. Derin bir nefes alın. Her ne kadar mümkün gözükmesede Her şey mümkündür. Yeni yaratıcı potansiyellerle ilerleyin. Gerçek perdenin ötesine doğru uçuyoruz!
Metafizik ile ilgilenen insanlar genelde bir perdeden, bir peçeden bahsederler. Bu perde bizi içinde bulunduğumuz fiziksel dünyadan ilahi alemleri ayırır. Bizler bu perdenin içinden geçen çeşitli bilgi metodları kullanırız. Bu metodlardan bazıları içe dönme çalışmaları sırasında yaşanan farkındalık düzeyleri, ilaçlarla uyuşturucularla içine girilen haller, cehit yoluyla medyumların ve kanalların girdikleri haller örneklenebilir. Bazı insanlar bu perdeyi bazen dürterek geçer fakat çok azı bu dünyalar arasında düzenli yürüyerek bir hal deneyimler.
Aslında, perde, bizi diğer boyutlardan, gerçekliklerden ayıran değildir. Gerçek perde, bizi şu anda dünyada bulunurken büyük potansiyellerden ayırandır.
Bu perde bizim yaratıcılığımızı iptal etmektedir. Bizi olaylar karşısındaki problem çözümlerinde ve değişimlerde elimizi kolumuzu bağlamaktadır. Bizi bir kutu içine koyup sınırlamaktadır.
Bizler yaşantımızın her saatinde - küçük veya büyük - değişimlerle yüzleşmeliyiz. Arabanız bozulabilir. Yoğun iş takviminiz sizi aynı anda iki şeyi yapmaktan engelleyebilir. Faturalarınızı ödeme derdindeyken bankada hesabınızda kalan para sizi yapmak istediğiniz olaydan ayrı tutabilir. Çocuklarınızın problemi olabilir ve kendi kendinize gözkulak olmak isterken bunu çözmek isteyebilirsiniz. Duygularınız o kadar yoğunlaşır ve hareketlenirki kendinizi topraklamak, kendinizin merkezinde olmak konusunda zorlanabilirsiniz. Kendinizi aydınlatıp şuurunuzu yaymak isteyebilirsiniz ama bunu nasıl yapacağınızdan emin olmayabilirsiniz Bunlar gerçek hayatın içindeki hergün gördüğümüz meydan okumalardır. Çoğunlukla durumlar karşısında yarı zoraki yarı emrivaki şekilde olayları çözmeye çalışıyoruz. Gönlümüzü tam olarak ortaya koymuyoruz. Daha sonra ellerimizi düş kırıklığı içinde kaldırıp mantıklı bir hesaplaması olacak diye umut ediyoruz.
Gerçek perde tembelliktir, miskinliktir. Belkide hissizliktir. Belkide tutkunun eksikliğidir veya belkide yaratıcılığımızı nasıl kullanmamız gerektiğini unutmamızdır. Gerçek perde halimizden memnun olup, şimdiki halimizi korumak için tercihleri bu yönde yapmamızdır. Kötü ruh, şeytan dediğimiz bu kendi uyuşukluğumuza onay vermemizdir.
Ben objektif olmaya karşı tutkuluyum. Geçmiş yıllardan beri bu hal içinde mayalanıyorum fakat kaynamam daha son bulmadı. Dünya üzerinde nereye gidersem gideyim şu can sıkıcı kelimeleri her yerde duyuyorum.
"Hayır, malesef mümkün değil."
İnsanların bu kelimeyi ne sıklıkla söylediğini tahayyül edebiliyor musunuz?. Bir şekilde, bir yerde insanlar bunu söylemeye otomatik olarak programlanmışlar. Ne zamanki insanlar konforlarını rahatsız eden bir durumla yüzleşiyorlar hemen bu cümleleri ağızlarından fırlatıyorlar. İsterseniz havayolu şirketinin müşteri hizmetleri numarasını arayın. "Hayır malesef mümkün değil." Onların kahretsin kuralları var. Bu kuralları size yapıştırmaya çalışıyorlar. Eğer belediyede veya vergi dairesinde bir işiniz olsun veya kamu/özelde bir işiniz olsun, gülümsemeyen bir çalışan tarafından selamlanıyorsunuz, varlığın suratına hayır enerjisi bir dövme gibi yerleşmiş. Bu durumu her sektörde çalışan kişilerden belirli düzeylerde bilinçlerinden "Hayır, malesef mümkün değil." enerjisine tutunduklarını görebiliyorsunuz.
Bu perde bu kadar yoğun olurken, geçilmesi zor bir bariyer olurken kendi hayatınızda bu durumun üstesinden gelmek bir o kadar kolaydır. Eğer bu hayırcı zihniyetten kendinizi çıkartırsanız sizin için her şey mümkün hale gelir. Bu durum küçük bir şey gibi bir olgu üzerine eğilmeye başlarken - tefekkür ediniz - giderek yayılarak büyük bir şey haline gelir. İşte size çalışma prensibi.
Sizler değişmle yüzleşmek zorundasınız.(Fiziksel realitede olayları siz dolduracaksınız) Durun! "Hayır" reaksiyonunu refleksif bir şekilde vermeden önce durun ve derin bir nefes alın. Bu problem değil bu sadece bir enerji. Size ölüm verecek gibi gözüken bu sorun aslında sizin psişik tasarrufunuzu kullanmanız için önünüze çıkmış güzel bir imkandır. (Çevirmenin notu: Bu imkanı kaçırmayın, bu imkana çengelinizi atın, herkese gelmez bela erbabı istidat arar der Sadıklar Planı) Derin bir nefes alın ve gevşeyin. Bunu yaptığınız zaman kendi yüksek bilincinizin potansiyellerinin size hizmet etmesi için ortam yaratmış oluyorsunuz. Problem hakkında düşünmeyi bir süreliğine bırakıp nefes almaya başlayın. Ahh birden enerji değişecektir. Aniden kendinizi savaş zırhınızı yükleniyormuş gibi hissetmeyeceksiniz veya ağzınızdan korkudan dolayı otomatik olarak "Hayır, bu mümkün değil" ifadesi çıkmayacak.
Bu duraklatılmış gizli zamanda, zarif bir şekilde gerçek perdeyi eriteceksiniz. Bu "Hayır mümkün değilin" perdesi. Sınırlı potansiyellerin perdesi. Boyun eğmenin perdesi. Siz yeni olanaklar ve yeni enerji için bir dünya açıyorsunuz. Probleme odaklanmayı durdurun ve potansiyelleri nefes alır gibi kendinize çekin. Düşünmeyin sadece nefes alın. Ahhh.
Bu kutsal zamanda, siz kendinizi değişimin saf enerji özellikleri ile uyumlu hale getiriyorsunuz. Şimdi, düşünmeniz gereken bir çözüm yok. O zaten mevcut potansiyel olarak size o anda gelecek. Siz birdenbire cevabı çekip alacaksınız. Kendi kendinize Vay canına bunu nasıl yaptığınıza şaşıracaksınız.
Bu şimdi nereden geldi diyeceksiniz. Bu tabiki sizden, sizin dolu çuvalınızdan, büyük potansiyellerle dolu çuvalınızdan geldi. Tobias'ın deyimiyle Kendinize teşekkür edin.
Perdenin ötesine geçtiğinizde, insanlar sizin ne kadar parlak bir zekaya sahip olduğunuzu düşünecekler. Olaylar sizin için enerji çalan olgulardan adeta sudoku bulmacasında olduğu gibi eğlenceli dönüşümler haline gelecek. Bu basit metodu kendinize ne kadar çok uygularsanız, perdelerin üstesinden o kadar kolay gelirsiniz. Böylece hayatınıza daha fazla yaratıcı enerji akmaya başlayacaktır. "Hayır mümkün değil!" ifadesi sizin için geçmişiniz haline gelecek ve "Herşey mümkündür" ruhunuzun şarkısı olacaktır.
Sevgili alan üyeleri, işinizin doğası meydan okumalardan geçmektir. Bu durum kitle bilincinin tersinde yürümektir. Varolan eski enerji güçleri(ve kişileri) size karşı komplolar üretmektedir. Çok az sayıdaki veçheniz sizin joker olduğunuzu kuşkuyu ve kafa karışıklığını zihninize telkin ediyor. Bu veçheleriniz "Hayır, mümkün değil!" söylemini her gün karşınıza çıkan olayda engel teşkil ederek sizi bu şekilde programlıyor. Ancak siz yeni bilincin standardı ve büyük potansiyellerin hocasısınız. Derin bir nefes alın. Her ne kadar mümkün gözükmesede Her şey mümkündür. Yeni yaratıcı potansiyellerle ilerleyin. Gerçek perdenin ötesine doğru uçuyoruz!
Yazan: Geoffrey Hoppe