burak Discussion started by burak 14 years ago

PRANA NEDİR ?

Yoga sisteminde Prana kavramı çok bilimseldir. Prana kelimesi Pra ve Na hecelerinden oluşmaktadır. Pra 'devamlı', Na ise 'hareket' demektir. Böylece Prana kelimesi 'devamlı hareket' anlamına gelmektedir. Bu devamlı hareket insan için anne rahiminde gebelik anından başlamaktadır. Prana devamlı harekette olan bir güçtür. Prana yaşam güçüdür, Pranayama ise bu güçün bedende artmasını ve depolanmasını sağlayan tekniktir. Pranayama sayesinde bedendeki enerji aktifleşmekte ve enerjinin frekansı yükselmektedir. Bedende ısı veya yaratıcı güç üretilmekte ve enerjiyi etkilemektedir. Aktifleşen ve ısıtılan enerji yükselmeğe başlar. Bu aşamada Kundalini adlanan 'evrim enerjisi' uyanmaktadır. Pranayama ilmi enerjinin depolanmasına dayanmaktadır.

Bunun dışında Prana kelimesi Pra ve Ana hecelerine bölünebilir. Pra öneği 'ileri getirmek', Ana fiili 'nefes' veya 'yaşamak' demektir. Böylece Prana kelimesi 'nefes vermek' veya 'solumak' anlamına gelmektedir. Sanskritce Pranaka kelimesi 'yaşayan varlık' demektir. Bundan başka Prana sözcüğü 'solunum', 'canlılık', 'güç', 'enerji', 'kuvvet' 'can' ve 'ruh' anlamında da kullanılmaktadır.

Prana olayının anlaşılması çok zordur çünkü Prana ne oksijen ne de havadır. İnsan nefesini tutarak bir süre yaşayabilir. Yoga teknikleri sayesinde insan saatlerce nefessiz kalabilir. Bu sırada organizmanın doğasında olan Prana yaşamı desteklemektedir. Bununla birlikte Prana olmadan insan bir saniye bile yaşamaz.

Prana sozcuğu 'kozmik enerji', 'evrensel enerji' veya 'yaşam enerjisi' anlamında kullanılmaktadır.

1. Prana, 'kozmik enerji' adlandırılmaktadır çünkü bu enerji uzayın her yerinde bulunmakta olan çok ince bir enerji türüdür. Prana tüm evrene yayılmaktadır.

2. Prana, 'evrensel enerji' adlandırılmaktadır çünkü evrendeki tüm canlı ve cansız varlıklar bu enerjiye dayanmaktadır. Hissedilmesi zor olan Prana tüm evrende ve dünyada hayatı sağlamaktadır. Prana tüm canlı ve cansızlara enerji veren ana kaynaktır.

3. Prana, 'yaşam enerjisi' adlandırılmaktadır çünkü vucudun yaşamı ve fonksiyonları bu enerjinin faliyetinden asılıdır.

Bedende dolaşarak organizmanın bütün fonksiyonlarını destekleyen Prana modern terminolojiyi kullanarak 'biyoenerji' de adlandırılabilir. Ayama sozcuğu ise 'kontrol' anlamına gelmektedir. Ayama kelimesi Yama kökünden gelmektedir. Yama sözcüğü 'dizgin', 'kontrol', 'tutmak' 'sürücü' veya 'arabacı' demektir. Böylece Pranayama 'yaşam enerjisinin kontrolü' anlamına gelmektedir.

Çoğunlukla Prana sozcuğu 'nefes' gibi tercüme edilmektedir. Henüz nefes, Prana enerjisinin sayesinde insan bedende gerçekleşen fonksiyonlardan yalnız bir tanesidir. Nefes durdukta Prana bedeni terk etmekte ve bununla hayat sona ermektedir. Genelde insan altı ay yiyeceksiz, altı gün susuz ve altı dakika havasız kalabilir. Ancak Prana olmadan yaşam derhal sona erer.

Bunun dışında Prana sozcuğu 'solunum', 'hayat', canlılık', 'hava', 'rüzgar' veya 'güc' anlamına gelmektedir. Ayama sozcuğu ise 'uzatmak', 'genişletmek', 'yaymak', 'durdurmak' veya 'tutma' anlamına gelmektedir. Böylece Pranayama çalışmaları sırasında bütün solunum fonksiyonları güçlendirilir, uzatılır ve kontrol edilir. Pranayama solunumu uzatarak, derinleştirerek, yöneterek ve düzene sokarak bedendeki enerji mıktarını artırma işlemidir. Pranayama sayesinde enerji bedenin, beynin ve bilinçin etkin olmayan bölgelerine erişmekte, çeşitli doğal yetenekleri ve hassas algı güçünü uyandırmaktadır.

Prana hem makrokozmik hem de mikrokozmiktir, ve yaşamın temelidir. Mahaprana (büyük enerji) ise kozmik, evrensel ve her şeyi kuşatan enerjidir. Bu tükenmez kaynaktan her kes nefes alarak enerji emmektedir. Prana'yı algılamayan Mahaprana'yı anlamaz ve anlatamaz. Burada Mahaprana'yı anlatmaya kalkışsak bile tecrübesi olmayan sunulan açıklamaları sindiremez. Bedende bulunan enerji akımları hem Mahaprana'nın bir parcasıdır hem de ondan ayrılmış belirli enerjilerdir.

Bütün canlı varlıklar Prana sayesinde yaşadığı gibi tüm evren Prana sayesinde var olmaktadır. Evrende her şey Prana'ya dayanmaktadır. Tümlev kozmik enerji Mukhya Prana yani 'ilk enerji' veya Samasti Prana yani 'tüm enerji' adlandırılmatadır. Kişisel enerji Vasti Prana yani 'bireysel enerji' adlandırılmaktadır. Zekayı ve yaratıcılığı harekete geçiren Prana hem somut hem de soyut dünyaların esas nedeni, kaynağı ve yöneticisidir. Evrenin tezahür etmesi, yaşaması ve çökmesi Prana aracılığıyla gerçekleşmektedir. Prana tüm canlı varlıkları yaşamın kaynağı ve özüyle birleştirmektedir.

Prana, insanın soluduğu havada, içtiği suda, yediği besinde ve aldığı güneş ışınlarında bulunmaktadır. Evrende canlı ve cansız olan her şey Prana'ya bağlıdır. Yoga sayesinde zihin bilinçin denetimi altında olduğu için Prana'da denetim altındadır. Bu nedenle Yogi kan basıncını ayarlayabilir, kalp atışlarını kontrol edebilir, solunumunu durdurabilir, zehirin kanına karışmasını engelleyebilir. Biyoenerji ve reyki tedavisi uygulayan kişilen aslında Prana'yı kullanmaktadır. Pranayama sayesinde Prana enerjisi zihinsel denetim altına alınmaktadır. Bedendeki tüm organlar bu enerji sayesinde çalışmaktadır. Eğer bedendeki enerji kanalları tıkanırsa, beden canlılığını kayb etmekte ve hastalanmaktadır. İnsan güneşlendikte cilt aracılığıyla, yemek yeyikte dil aracılığıyla, nefes aladıkta burun ve akciğerlerin aracılığıyla enerji almaktadır.

Gebe kalma gününden gebeliğin dördüncü ayına kadar cenin anne enerjisi sayesinde yaşamayı sürdürmektedir. Cenin anne bedenindeki bir tümöre benzemektedir. Dörd ay içinde ceninin organizmasında beş esas enerji akımı gelişmektedir. Birinci ve ikinci ay cenin tamamen annesinin enerjisine bağlıdır. Üçüncü ay cenin kendi enerji bataryasını kurmaktadır. Dördüncü ay enerji jeneratörü gelişmektedir. Dörd aydan sonra enerji akımları müstegil bağımsız olarak ceninin bedeninde harekete geçmekte ve kişisel hayat başlamaktadır. Enerji akımları harekete geçince onlara bağlı olan fiziksel fonksiyonlar aktifleşmektedir. Bununla birlikte, bebek yalnız doğduktan ve nefes almağa başladıktan sonra enerji tamamen bağımsız hareket etmektedir.

Prana alanı buluta benzemekte ve elektromanyetik doğaya sahibdir. Bu elektromanyetik radyasyona neden olmaktadır. Radyasyon sırasında elektrik enerji dalgaları ile manyetik enerji dalgaları 90 derece açı oluşturmaktadır. Bu yuzden enerji spiralı meydana gelmektedir. Enerji boyutunu görebilenler bu renkli enerji spirallarını görebilir. Kirlian fotoğrafçılık yöntemiyle bu olgunun resimleri bile çekilmiştir.

Bedenin nasıl Prana aldığını anlamak için radyo örneksemesini kullanabiliriz. Radyoyu ayarlayarak istasyondan gelen elektromanyetik dalgaları alabiliriz. Beden radyo gibi enerjiyi çevreden almaktadır. Beden sağlıklı ve enerji kanalları iyi çalışıyorsa, vücut iyi ayarlanmış radyo gibi enerjiyi toplamaktadır. Sağlıksız beden eski bozuk radyoya benzemekte ve çevredeki enerjiyi emmemektedir. Pranayama çalışmalarının amacı bedeni ve zihni ayarlayarak organizmayı kozmik enerjiyle doldurmak ve bilinçi yükseltmektir.

Prana terimini kullanrak çok dikkatli olmalıyız çünkü Prana olayının iki yönü vardır: evrensel ve bireysel. Evrensel Prana çok incedir ve yalnız sonsuzu kavrayan zihinle algılanabilinir. Bireysel Prana ise bedene aittir, daha kaba ve somuttur. Bireysel Prana Yoga teknikleri sayesinde kolaylıkla algılanabilir. Maddi everen tezahur ederken Prana ruhi evrenden çıkmaktadır. Fiziksel düzeyde Prana bireysel varoluş gibi ortaya çıkmaktadır. Pranayama teknikleri Prana farkındalığını geliştirmektedir. Prana gerçeğini içimizde algıladıktan sonra bu enerjinin evrensel niteliğini de kavrayabiliriz.

Şu günlerde piyasada bulunan bir sözde "yoga" kitabında Prana "evrende var olan tüm enerjilerin toplamı" adlandırılmaktadır. Bu yanlış açıklamadır. Prana tüm enerjilerin toplamı değildir, tüm enerjilerin temelidir. Daha sonra yazar diyor ki, "Bu enerji, her ne kadar havanın kimyasal bileşiminde bulunmuyorsa da…" Bu iddia öncekiye zıttır. Çünkü eğer Prana "evrende var olan tüm enerjilerin toplamı"dırsa o zaman hem hava hem de havanın kimtasal elementleri Prana'dır. Birinci yalnış kavram ikinci yanlış ve mantıksız iddiaya yol açmaktadır. Belli olur ki yazar bu iddiaları başka kitaplardan toplamış ve biribirine zıt olduğunu bile fark etmemiş.

Sonra yazar diyor ki, "Bu enerjinin bedenimizde var olduğunun bir diğer kanıtı ise, bizi nefes almaya mecbur eden güçtür." Organizmada karbondioksit oranı yükseldikte beyin sinir sistemi aracılığıyla akciğerlere sinyal vermekte ve akciğerler harekete geçerek hava almaktadır. Biz oksijen ihtiyacımızı karşılamak için nefes alıp veriyoruz çünkü Prana'yı Çakra adlanan enerji merkezlerinin aracılığıyla direkt uzaydan alabiliyoruz. Bu yüzden Yogi'ler uzun süre nefeslerini tutabilirler. Bu arada organizma Prana sayesinde yaşamını sürdürüyor. Yazarın ileri sürdüğü "kanıt" hiçbir şeyi kanıtlamıyor.

Daha sonra yazar diyor ki, "Prana hem pozitif hem de negatiftir." Bu tamamen yanlış kavramdır. Prana ne pozitif ne de negatiftir. Prana evrensel enerji olduğu için bu niteliklerden özgürdür. Sonra yazar diyor ki, "Beden, besindeki enerjiyi, lokmalar iyi çiğnendiğinde, dilin altındaki guddelerden alır." Aslında ise lokmalar çiğnendiğinde besindeki enerji dilde bununa Çakra aracılığıyla enerji kanallarına aktarılmaktadır. Bilgi yetersizliğinden yazar iki farklı işlemi karıştırmaktadır. Daha sonra yazar diyor ki, "Enerjinin bedendeki deposu akciğerlerdir." Oysa organizmada enerjinin deposu akciğerler değil Çakra'lardır. Bunlar yalnız hemen hemen göze çarpan kaba hatalardır. Oysa kitap ince tekniki hatalarla doludur. Piyasada bulunan bu tür sozde "yoga" kitapları insanların kafalarını karıştırmakta ve yanlış kavramlar yaymaktadır.

Prana ve Çitta (şuur) devamlı olarak birbirini etkilemektedir. Şuur nereye odaklanmışsa, Prana da oraya yönelmektedir. Prana nereye toplanırsa, şuur da oraya yönelmektedir. Şuur bir araç gibi Prana ve Vasana (istek) adlanan iki kuvvetli güçle ileriye doğru sürülmektedir. Bu iki güçten daha kuvvetlisi şuuru yönetmektedir. Top yere çarparak geri geldiği gibi, birey enerji ve şuurun hareketine göre sallanmaktadır. Nefesin vasitesiyle enerji dengelendikte istekler kontrol altına alınmakta, duygular sakinleşmekte, zihin sabitleşmekte ve suur huzura kavuşmaktadır. İstek güçü üstün geldikte nefes düzensiz olmakta, enerji dengesi bozulmakta, zihin tahrik olmakta ve suur rahatsızlanmaktadır.

Nefes doğru ayarlandıkta, enerji dengelendikte, istekler kontrol altına alındıkta, duygular sakinleşdikte, zihin sabitleşdikte ve şuur huzura kavuşdukta cinsel enerji kontrol edilebilir ve sperm boşuna harcanmaz. Boylece bireyin güçü artmakta ve daha yüksek amaçlar için kullanılmaktadır. Bireyin enerjisi yukarı doğru hareket ederek şuuru saf bilinç haline ulaştırmaktadır.

alıntıdır.