Related discussions

burak Discussion started by burak 14 years ago

Yoga Felsefesi Nedir?


Maddi enerji ruhi enerjinin somutlaşmış formudur. Ruhi enerji ebedi olduğu için maddi enerji de ebedidir. Ama ruhi enerji maddi enerjinin temelidir. Ruhi enerji köktür, maddi enerji ise ağacdır. Maddi evren ruhi evrenin yansımasıdır. Ruhi evren ebedidir, maddi evrenin ise yenilenmeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle maddi evren doğum ve ölüm devirlerinden geçmek zorundadır. Bu devirler ebediyen tekrarlanmaktadır. Evrenin her doğuluş devrinde gezegenler ve galaksiler yeniden tezahür etmekte ve gereken hayati dengeler kurulduğundan sonra zeki canlı varlıklar gezegenlere indirilmektedir. Satyaloka adlanan en yüksek gezegen sisteminde peyda olan ilk zeki canlı varlık, Brahma evrensel bilgileri başkalarına aktarmaktadır. Bu bilgiler evrensel bilgi kaynağından gelmektedir ve kusursuzdur. Brahma tarafından aktarılan bilgilerin başında Yoga İlmi gelmektedir. Bu ilim zeki canlı varlıkların ruhsal huzur, zihinsel kontrol ve fiziksel sağlık kazanıp mükemmelliğin zirvesine ulaşmasına yardım etmektedir. Yoga sistemi derin felsefeye ve detaylı uygulama tekniklerine dayanmaktadır. Bu teknikler sayesinde birey maddeyi inceletip kontrol altına alarak ruhu tecrübeden geçirmektedir. Haz ve acı, iyi ve kötü, zefer ve yenilgi, sevgi ve nefret, ebedi ve geçici gibi ikilikler insanı artık rahatsız etmemektedir. İnsan kendisiyle, başkalarıyla ve doğayla uyum, barış ve huzur içinde yaşamaktadır. Kendini geliştirip gizli potansiyellerini yüze çıkarmak için insan sağlıklı, güçlü ve temiz olmalıdır.

Evrenin başlanğıcında verilen bilgiler dilden dile tüm gezegenler sistemlerine yayılmıştır. Gezegenlerde bulunan zeki canlı varlığların idrak etme kapasitesine göre Yoga bilgilerinin hacim ve içeriği farklıdır. Dünya gezegeninin ilk uygarlığında kitaplara ihtiyaç olmamış çünkü insanların hafızası o kadar güçlü olmuş ki, bir kere duyduklarını hiçbir zaman unutmamışlar. Bu yüzden insanların yazılı bilgiye, yani kitaplara ihtiyaçı olmamıştır. Yoga bilimi ağızdan nakil yoluyla üstadan öğrencilere geçmiştir.

İnsanoğlunun hafızası zayıfladıkça ve bilgilerin defalarca tekrarlanmasına ihtiyac doğunca bilgilerin yazılı şekilde bulundurulması gerekliliği ortaya çıkmiştir. Yazılı bilgiye ihtiyac arttıkça günümüzden tahminen 5-6 bin yıl önce ilk kitaplar yazılmıştır. Bu kitaplar Sanskrit dilinde yazılmıştır. Sanskrit sözcüğü 'bilgili' veya 'soylu' anlamına gelmektedir.

Her şeyden önce Veda adlanan dört temel kitap yazılmıştır. Veda kelimesi 'bilgi' anlamına gelmektedır. Bu sözcük Vid kökünden gelmektedir. Vid kelimesi 'bilmek', 'anlamak', 'algılamak' veya 'öğrenmek' demektir. Veda günlük yaşamımızda kullandığımız rutin bilgi değildir. Veda ebedi, sonsuz ve mükemmel bilgidir. Dört temel Veda kitabı şunlardır:

1. Rig Veda
2. Sama Veda
3. Yacur Veda
4. Atharva Veda

Bundan sonra dört Veda kitabında verilen konuları daha detaylı bir şekilde açıklayan Brahmana, Aranyaka ve Upanişada adlanan kitaplar yazılmıştır. Daha sonra evrenin tarihini anlatan Purana ve dünya gezegeninin tarihini açıklayan Itihasa adlı kitaplar yazılmıştır. Bütün bu kitaplarda Yoga İlmi açıklanmaktadır. Ayrı bir konu başlığı altında olmadan Yoga sistemine dair bilgiler bütün bu kitaplarda bulunmaktadır. Yoga bilimine tam bir şekilde sahip olmak için bütün bu kitapları incelemek gerekir. Bu kitapları inçeleyen felsefeçiler insanların zihinsel ihtiyaclarına ve bilinç seviyelerine göre kitaplardaki bilgilerin özünü çıkararak altı Darşana, yeni 'felsefi bakış' ileri surmüşler. Altı Darşana şunlardır:

1. Yoga
2. Samkhya
3. Nyaya
4. Vaişeşika
5. Purva Mimamsa
6. Uttara Mimamsa

1. Yoga Darşana madde ve ruhu detaylı bir şekilde incelemektedir. Maddi enerji nasıl ruhi enerjiden üremekte ve hareket etmektedir. Bireysel ruh nasıl Evrensel Ruhtan ayrılmakta ve nasıl yeniden birleşebilir. Evren neden, nereden ve nasıl tezahür etmektedir. Evrenin doğum, yaşam ve ölüm evrimleri. Ruh maddenin tuzağına nasıl düşmekte ve bu tuzaktan nasıl kurtulmaktadır. Civatma adlandırılan 'bireysel ruh' ve Paramatma adlandırılan 'Evrensel Ruh' incelenmekte ve onların birleşmesini sağlayan araçlar analize edilmektedir. Teori ve pratik bir araya getirilerek düşünce ve hayat sisteminin dinamik açıklaması verilmektedir. Pratiksiz teori ve teorisiz pratik insanın gelişmesine yardım edemez. Teori ve pratik el ele yürümelidir.

2. Samkhya Darşana evrenin temelini oluşturan ve yirmi beş Tattva adlanan 'esas elementi' incelemektedir. Ruhi enerji nasıl somutlaşarak maddi enerjiye ve bilinç yoğunlaşarak nasıl yirmi beş eses elemente donüşmektedir. Evrenin başlangıcı ve yirmi beş elementten aşama aşama oluşması detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.

3. Nyaya Darşana mantık ve düşünce kurallarını incelemektedir. Mantıklı düşünme ve benzerliklere dayanmaktadır. Ruhun var oluşunu mantık ve anlam çıkarma yoluyla kanıtlamaktadır.

4. Vaişeşika Darşana uzay ve zaman, neden ve sonuç, ruh ve madde gibi konuları incelemektedir. Neden ve sonuç kurallarını kullanarak ruhun var oluşunu kanıtlamaktadır.

5. Purva Mimamsa Darşana tanrı kavramını incelemektedir. Törenlerin neden ve nasıl yapılmasını açıklamaktadır. Evrensel Karma (etki tepki) kanunu anlatılmaktadır. Tanrıya ulaşmak için törenlerin ve faaliyetin önemini vurgulamaktadır.

6. Uttara Mimamsa Darşana tanrı kavramını incelemekte ve tanrıya törensel değil zihinsel yolla yaklaşmanın daha önemli olduğunu vurgulamaktadır. Cnana yani 'bilgi' nasıl ve nereden alınmalıdır. İnsanoğlunun gelişmesinde törenden daha çok bilgiye önem vermektedir.

İlerilerde bu altı Darşana, yeni 'felsefi bakış' konusunda ayrı bir kitap yazmayı düşünüyoruz.

Yoga bilimine tam bir şekilde sahip olmak için bütün söylenen kitapları incelemek gerekir. Zamanla bu iş çok zorlaştığı için günümüzden tahminen iki bin yıl önce Patancali isimli Yoga Üstadı ve filozofu tarafından Yoga İlmi çok kısa bir şekilde Yoga Sutra kitabında açıklanmıştır.

Patancali Veda edebiyatında bulunan Yoga biliminin bir özetini hazırlamıştır. Yoga Sutra kitabında Patancali detaylara inmeden Yoga sistemini anlatmıştır. Yoga sistemi bu kitapta Aştanga, yani sekiz basamaklı yol olarak anlatılmaktadır. Aştanga kelimesi iki sözcükten ibarettir. Aşta 'sekiz' Anga ise 'hisse' anlamına gelir. Böylece Yoga sekiz hisseden ibarettir. Yoga insanı geliştirerek yükselişe getirdiği için Anga sözcüğü 'basamak'gibi de yorumlanabilir. Böylece Yoga sistemi sekiz basamaklı yol olarak adlandırılmaktadır. Buna göre de Yoga sistemini zamanla Aştanga Yoga diye adlandırmaya başlamışlar. Böylece orijinal Yoga sisteminin ismi Aştanga Yoga olmuş ve bu da gerçek Yoga siteminin ismidir. Günümüzde "aştanga yoga" adı altında yapılan hızlı fiziksel çalışmalar orijinal Aştanga Yoga sisteminden çok uzaktır. Herkes "aştanga yoga" adı altında sunulan sözde yoga çalışmalarına dikkat etmelidir. Bazı dinci tarikatlar da kendilerini "aştanga yoga" adlandırmaktadır. "Aştanga yoga" adı altında beyin yıkama programları düzenleyen dinci tarıkatların gerçek Aştanga Yoga sistemiyle hiçbir ilgisi yok.

Yoga Sutra genel yöntemi ve son amacı açıklayan yönerge şeklinde yazılmıştır. Dört bölüm 195 metin içermektedir. Birinci bölüm Yoga teorisini anlatmaktadır. Zihinsel dengenin geliştirilmesi ve sağlanması açıklanmaktadır. İkinci bölüm Yoga sanatını anlatmakta ve temel teknikler açıklanmaktadır. Üçüncü bölümde dahili disiplin ve Siddhi adlandırılan doğaüstü güçlerin edinmesi anlatılmaktadır. Dördüncü bölüm gerçek özgürlüğü anlatmakta ve maddi enerjinin zincirlerinden kurtuluş yolunu açıklamaktadır. Yoga sisteminin sekiz basamağı tüm şekilde uygulandıkta birey Evrensel Bilinçle birlik halıne gelmekte ve kendini beden, zihin ve fani egoyla bir tutmamaktadır. Bu Samyama, yani bütünleşme halidir.

Yoga Sutra kitabının ikinci, Sadhana Pada adlı, bölümünün birinci metninde şöyle denir: "Tapah svadhyaya işvara pranidhanani kriya yoga", yani "Ateşli çaba, kendini eğitme ve Mutlak Varlığı algılama Yoga faaliyetidir." Bu metin Yoga yolunda ateşli çaba, kendini eğitme ve Mutlak Varlığı algılama gibi faaliyetlerin gerçekleşmesinin altını çizmektedir. Oysa günümüzde bazı kişiler "kriya yoga" adlı bir yoga türünün mevcut olduğunu söylemektedir. Bu sözde "yoga" türünde yapılanlar sadece orijinal Yoga sisteminin sekiz basamağından alıntılardır. Bu olayın en ilginç tarafı şudur ki bu kişiler diyorlar ki, "kriya yoga çalışmalarına başlamaktan önce birey Yama, Niyama, Asana, Pranayama ve Pratyahara uygulamalıdır",yani Yoga sisteminin ilk beş basamağında bulunan çalışmalar yapılmalıdır. Bundan sonra da verilen bütün teknikler orijinal Yoga sisteminden alıntılardır. O zaman bu çalışmalara neden başka bir isim verilsin ki? Cevab şudur ki bu kişiler kendilerinin farklı bir şey yaptıklarını göstermek isterler ve böylece insanların dikkatini üzerilerine cekmek peşindedirler. Günümüzde bir hinduizm tarikatı kendini "kriya yoga" adlandırmaktadır. Bu tarikat Yoga kelimesini bir yem gibi kullanarak masum insanları bir dogmatik tapınma sistemine sürüklemektedir. Herkes "yoga" adı taşıyan tarikatlara dikkat etmelidir.

Veda metinlerinde Aştanga Yoga bazen Raja Yoga adlandırılmaktadır. Bu, sekiz basamaklı butünleşme yolunun kral yolu olduğu anlamına gelmektedir. Sanskritce Raja sözcüğü "kral" demektir. Oysa günümüzde "raja yoga" bir yoga türü gibi tanıtılır. Bu tam bir cahilliktir. Aslında bu usulle sözde "yoga" türleri üremektedir.

"Raja yoga" yaptıranlar Yoga sisteminin ilk basamaklarını ihmal ederek hemen hemen insanlara meditasyon yapmağı tavsiye etmektedir. Meditasyon yapmak için zihinsel kontrol gerekmektedir. Zihin kontrol edilirse enerji de kontrol edilmektedir. Ama bu çok zor bir iştir özellikle de başlayanlar için. Zihni denetim altına almak, duygulardan ve egodan ayırmak çok zordur. Ama "raja yoga" yönteminde zihni ve düşünceleri bastırmak tavsiye edilmektedir. Bu çok tehlikelidir. Çoğunlukla bu çift kişiliğe ve başka psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Böylece sozde "yoga" türlerinde birçok yanlış ve zararlı uygulamalara rast gelmek olur. Oysa gerçek Yoga sisteminde zihni zorlamak değil eğitmek tavsiye edilmektedir. Zihin, düşünceler ve istekler bastırılmamalıdır; arınmalıdır. Önce enerji akımları dengelenmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Böylece zihin sakinleşmekte ve rahatlamaktadır. Huzurlu zihinle meditasyon yapmak çok daha kolaydır. Bu yüzden Yoga sisteminde önce Pranayama (Nefes ve Enerji Kontrolü) sonra Dhyana (Meditasyon) yapılmaktadır.

Pratik uygulamalara başlamaktan önce Puruşa ve Prakriti adlanan iki evrensel prensipi anlamak çok önemlidir. Sansktitce kelimesi kelimesine Puruşa sözcüğü 'şahıs' ve Prakriti sözcüğü 'üretici' demektir. Daha geniş felsefi anlamda Puruşa 'evrensel ruhi prensip', Prakriti ise 'evrensel maddi prensip' anlamına gelmektedir. Evrensel ruhi prensip maddi doğayı veya evrensel maddi prensipi canlandırmakta ve harekete geçirmektedir. Evrensel maddi prensip Çit adlandırılan 'bilinç' ve üç Guna adlanan 'nitelik' veya 'evrim güçü' vasitesiyle Manas adlandırılan 'zihin' ve Buddhi adlandırılan 'zeka' unsurlarını üretmektedir.

Puruşa ve Prakriti birlikte hareket ederek maddi evreni hayata getirmektedir. İkisi de başlangıçı ve sonu olmayan sınırsız enerjidir. Evrensel maddi prensip Pança Mahabhuta adlanan beş kaba elementten oluşmaktadır. Sanskritce Pança 'beş', Maha 'büyük', Bhuta 'element' demektir. Beş kaba element şunlardır:
1. Prithvi, yani 'toprak'
2. Apas, yani 'su'
3. Agni, yani 'ateş'
4. Vayu, yani 'hava'
5. Akaşa, yani 'eter'

Bu beş kaba elementten tezahür eden ve Tanmatra adlanan beş ince element mevcuttur:
1. Gandha, yani 'koku'
2. Rasa, yani 'tat'
3. Rupa, yani 'form'
4. Sparşa, yani 'temas'
5. Şabda, yani 'ses'

Mahat-tattva, maddi doğanın harekete geçmemiş ilk temel başlangıç hali, kökü veya çekirdeğidir. Mahat-tattva, maddi evrenin tüm fenomenlerini ortaya çıkaran üreme prensipidir. Evrensel Bilinç bu üreme prensipine yansıyarak Mahat adlanan 'maddi kozmik şuuru' oluşturmaktadır. Maddi kozmik şuur, Sattva (erdemlik), Rajas (ehtiras) ve Tamas (cahalet) adlanan üç evrim güçünü harekete geçirmektedir. Üç evrim güçü beş kaba ve beş ince elementi etkileyerek beş Gyanendriya adlanan 'algı organını' (kulak, burun, dil, göz ve cilt) ve beş Karmendriya adlanan 'eylem organını' (bacak, kol, konuşma, boşaltım ve üreme) şekillendirmektedir. Ahamkara, veya 'ego', Buddhi, veya 'zeka', Manas, veya 'zihin' Çitta adlanan 'maddi bireysel şuuru' şekillendirmektedir. Maddi bireysel şuur maddi kozmik şuurun kişisel yansımasıdır. Evrensel maddi prensip, beş kaba element, beş ince element, beş algı organı, beş eylem organı, zihin, zeka, ego ve evrensel ruhi prensip yirmi beş Tattva adlanan 'temel elementi' teşkil etmektedir. Çömlek çömlekçi olmadan ve ev mimar olmadan yapılamaz. Evrensel ruhi prensip, yani İlk Güç temel elementlerle temasa gelmeden evren tezahür edemez. Tüm mevcudiyet evrensel ruhi prensip ve evrensel maddi prensipin etrafında dolaşmaktadır.

Beden, algı ve eylem organları, zihin, zeka, ego ve ruh birleşmesi hayattır. Beden ve ruh arasında zihin bir köprü gibi hareket etmektedir. Zihin hissedilemez, görülemez ve elle tutulamaz. Zihin yalnız bilinç vasitesiyle tecrübeden geçirilmektedir. Bilinç ruhun şuur niteliğidir. Zihin kontrol altına alındıkta bilinç algılanabilir. Bilincin vasitesiyle ruh yaşanabilir. Öz veya ruh istek ve zevklerini zihin ve bedenin vasitesiyle gerçekleştirmektedir. Zevklerin ve isteklerin ulaşılmasında zihin bir ayna, beden ise bir alet gibi hareket etmektedir. Yoga sistemi zihin aynasını ve beden aletini mükemmel hale getirerek ruhun tecrübe edilmesini sağlamaktadır.

Evrenin doğuşunda Atma adlandırılan 'ruhun' niteliği olan Çit, yani 'bilinç' katılaşarak Ahamkara adlandırılan 'ego', Buddhi adlandırılan 'zeka' ve Manas adlandırılan 'zihin' unsurlarına dönüşmektedir. Ego, zeka ve zihin unsurları kaba fiziksel bedenin içinde bulunan ince enerjitik astral bedeni oluşturmaktadır. Böylece bilinç unsuru düşünce, algılama ve eylem fonksiyonlarının kaynağıdır.

Hayat tekerliği döndükce bilinç, Avidya adlandırılan 'cahillik', Asmita adlandırılan 'bencillik', Raga adlandırılan 'düşkünlük', Dveşa adlandırılan 'nefret' ve Abhiniveşa adlandırılan 'hasret' ıstırabını tecrübeden geçikmektedir. İnsan devamlı olarak bu beş ıstırabı yaşamaktadır. Yaşanan ıstıraplar bilinçi beş farklı hale sokmaktadır:
1. Mudha, yani 'donukluk' hali
2. Kşipta, yani 'duraksama' hali
3. Vikşipta, yani 'kısmen kararlı' hal
4. Ekagra, yani 'dikkatli' hal
5. Niruddha, yani 'kontrollü' hal

Istıraplı bilinç Vasana adlandırılan 'isteklerle' yakılan ateşe benzemektedir. İstekler artınca ateş de güçlenmekte ve insanı yakmaktadır. İstekler kontrol altına alınıp azalınca ıstırap veren ateş yavaşlamakta ve sönmektedir. Böylece bilinç temizlenmektedir. Bilinçin temiz hali aydınlanmanın kaynağıdır. Yoga sistemi, insanoğlunun bilinçin temiz haline ulaşmasını sağlamaktadır.

Yoga sisteminin Yama, Niyama ve Asana basamaklarında donukluk halinde olan bilinç arınmakta ve zihin canlanarak faaliyete teşvik edilmektedir. Asana ve Pranayama basamaklarında bilinç duraksama halinden arınmakta ve zihin sabitleşmektedir. Pranayama ve Pratyahara teknikleri sayesinde bilinç kısmen kararlı halden arınmakta, enerjisini bir noktaya toplamakta ve zihin dengelenmektedir. Dharana teknikleri bilinçi daha da arındırmakta ve zihinsel konsantrasyonu arttırmaktadır. Dhyana ve Samadhi teknikleri bilinçi kontrollü yapmakta ve zihni sakinleştirmektedir. Zaman içinde bilinç arınarak bu beş hali aşmakta ve spirituel hale ulaşmaktadır. Böylece birey Yoga sisteminin basamaklarında yavaş yavaş ilerlemelidir ve sistemin temelini oluşturan önceki basamaklar ihmal edilmemelidir. Günümüzde bazi kişiler sizi hemen hemen Samadhi haline götürmeyi vaad edebilir. Böyle vaadların gerçek olmadığını herkes bilmeli ve bu tür kişileri ciddiye almamalıdır.

Bilinmeyen ruhu incelemekten önce birey bilinen bedeni, zihni, zekayı ve egoyu araştırıp oğrenmelidir. Bilinen tam şekilde öğrenildikten sonra, nehir insanı denize götürdüğü gibi, bu bilgi de bireyi bilinmeyene götürmektedir. Bu anda birey Ananda adlanan 'mutluluğun' en yüksek halini yaşamaktadır.

Başta, Yoga sistemi sağlık, güç ve bedenin fethedilmesiyle ilgilenmektedir. Sonra, beden ve zihin arasındaki farklıllık perdesi ortadan kaldırılmaktadır. Son olarak, birey barış, huzur ve katkısız temizliğe ulaşmaktadır.

Yoga tam, etkili, verimli ve sistematik bir şekilde insana içindeki ruhu araştırma ve algılama yolunu öğretmektedir. Birey dışsal bedeni inceleyerek içsel öze ulaşmaktadır. Kendini algılama yolunda birey bedenden sinirlere, sinirlerden hislere, hislerden duyguları kontrol eden zihne, zihinden mantığı ve iradeyi yöneten zekaya, zekadan egoya, egodan bilinçe ve bilinçten gerçek öze, yani ruha ilerlemektedir.

Yoga sistemi insana doğayla, başka canlılarla ve kendisiyle barış ve uyum içinde yaşamayı sağlamaktadır. İnsan iyiliği kötülükten, erdemliği mengenelikten, ahlaklılığı ahlaksızlıktan ayırt etmeği oğrenmektedir. Doğru eylemin ayrıntılı kavramı veya görev ilmi Dharma adlandırılmaktadır. Dharma, evrensel düzeni oluşturan kanunlardır ve insanlığın manevi niteliklerinin temelidir. Dharma ırk, kast, sınıf ve inança aldırmadan spirituel hayat yaşamak için insanlığı desteklemekte, güç vermekte, yaşatmakta, yükseltmekte ve rehberlik etmektedir.

Dharma, Evrensel Ruhtan gelen ve insan ruhunda bulunan ebedi doğru davranış kurallarıdır. Bu kuralları algılamayan ve onlara zıt hareket eden insan vicdan azabı çekmektedir. Vicdan, Dharma kurallarına zıt hareketin icrasını belirten ve içimizden haykıran ruhun sesidir. Bu kurallara göre hareket etmeyen insan hiçbir zaman huzura ve mutluluğa ulaşamaz. Olağan insan kendisiyle ve evrenle savaşmaktadır ve bu yüzden hiçbir zaman barış içinde yaşayamaz. Böylece Dharma'ya göre hareket etmek isteyen insan Yoga sistemine baş vurmalıdır. Dharma kurallarına göre davranmak ve içindeki ruhu tecrübeden geçirmek için beden sağlıklı, güçlü ve temiz tutulmalıdır.

Yoga felsefesine göre, insanoğlu devamlı olarak maddi doğanın, Guna adlandırılan, üç farklı etkisi altındadır. Peki Guna nedir? Sansktirce Guna sozcüğü 'kalite', 'nitelik' veya 'karakteristik' demektir. Daha geniş felsefi anlamda ise Guna 'hal' anlamına gelmektedir. Maddi enerjinin üç hali veya Guna'sı mevcuttur:
1. Sattva;
2. Racas;
3. Tamas.

Sattva-guna erdemlik halidir. Bu hal zihinsel sakinlik, denge, aydınlık, temizlik getirmektedir.

Raco-guna ihtiras halidir. Bu hal hareketlilik, faaliyet, enerji getirmektedir.

Tamo-guna cahalet halidir. Bu hal pasiflik, cahillik, hareketsizlik ve karanlık getirmektedir.

İnsan her zaman maddi enerjinin bu üç halinin etkisi altındadır. Sattva-guna insanı gelişmeye ve yükselişe, Tamo-guna çöküntüye ve inişe, Raco-guna ise ortalama hayata yöneltmektedir. İnsanın düşünceleri, istekleri, inancı, gayesi, gidası, eylemi ve işi bu üç Guna'nın etkisine göre çeşitlenmekte ve ayarlanmaktadır.

Zihin Sattva-guna'nın etkisi altında oldukta insan korkusuz ve temiz olur. Böyle bir insan cömert ve kontrollüdür. O kendini eğitmek ve gercekleri anlamak için çabalamaktadır. O dürüst, şiddet kullanmayan ve öfkeden özgür biridir. O işin getirdiği neticeye değil daha çok işin kendisine önem vermektedir. O şehvet ve ihtirastan özgür olduğu için dengeli zihne sahibdir ve hic bir kese kin beslemeden her kese iyilik yapmaktadır. O hayırsever, kibar, mütevazi ve muntazamdır. O aydın, şefkatlı ve azimlidir; gurur ve vefasızlıkdan özgürdür.

Zihin Raco-guna'nın etkisi altında oldukta insan doyumsuz, tutkulu ve ihtiraslı olmaktadır. Hırslı ve açgözlü olduğu için o insanlara acı vermektedir. O şehvet, nefret, kıskanclık ve yalan ile dolu olduğu için tatminsizdir. O kararsız ve dönek olduğu için zihni dağınık ve telaşlıdır. O çok istekli ve mal düşkünüdür. O dost ve arkadaş himayesi peşindedir ve aylesiyle gururlanmaktadır. O nahoş şeylerden kaçınmakta ve hoş şeylere yapışmaktadır. Onun konuşma tarzı hırçın, midesi ise doymak bilmezdir. Böyle bir insan eger iyilik yaparsa her zaman iyiliğinin karşılığını bekler.

Tamo-guna hali aldanma, yanlış inanç, anlaşılmazdık, tembellik, uyuşukluk ve cahillik getirmektedir. Zihin Tamo-guna'nın etkisi altında oldukta insan yavaş, tembel, uyuşuk ve kararsız olmaktadır. O yalancı, saygısız, kaba ve kibirdir. O gazap, öfke, gaddarlık ve cehaletle doludur. Böyle insanlarda ne temizlik, ne düzgün davranış ne de dürüstlük bulunmaktadır. Onlar her şeyi göze alarak ihtiraslı isteklerini doyuzdurmaktadırlar. Sayısız isteklerden sersemleşerek, aldanma ağına saplanarak ve şehvetli hazlara bağımlı olarak onlar çokmeye mahkumdurlar.

Maddi dünyada her kes bu üç Guna'nın etkisi altındadır. Yogi kendini, hissleri ve nesneleri devamlı ve düzenli inceleyerek hangı düşünceler, sözler ve eylemler Tamo-guna, hangıları Raco-guna ve hangıları Sattva-guna tarafından teşvik edildiğini oğrenmektedir. Guna'lara odaklanarak ve onların etkisini inceleyerek birey Tamo-guna ve Raco-guna tarafından teşvik edilen düşüncelerin kökünü kurutmakta ve yok etmektedir. Yogi zihinini Sattva-guna'nın etkisi altında tutmağa çabalamaktadır. Yalnız Sattva-guna'nın etkisi kaldıkta birey son gayeye hızla irellemektedir.

Üç Guna karışımı insanı her zaman etkilemektedir. Bu yüzden herkeste bu üç Guna'nın verdiği nitelikleri görebiliriz. Belli bir Guna'nın etkisi arttıkça insanın hali de ona göre değişmektedir. Tamo-guna'nın etkisi arttıkça birey tembelleşir, Raco-guna'nın etkisi arttıkça birey hareketlenir ve Sattva-guna'nın etkisi arttıkça birey aydınlanır. Günün farklı zaman dilimleri de bu üç Guna'nın etkisi altındadır. Sabah saatleri Sattva-guna'nın, öğlen saatları Raco-guna'nın ve akşam saatleri Tamo-guna'nın etkisi altındadır. Böylece hatta Kalaçakra, yani 'zaman çarkı' Guna'lardan etkilenmektedir. Sanskritce Kala 'zaman', Çakra ise 'çark' demektir. Çömlek çömlekçi tekerleğinin üstüne şeklini değiştirdiği gibi insan da Kalaçakra adlandırılan 'zaman çarkı'nın üstünde yerleşerek üç temel Guna karışımının düzenine göre şekillenmektedir.

İnsanoğlunun, zihinsel gelişmesine ve zeka seviyesine göre Puruşartha adlanan dörd 'hayat gayesi' vardır. Bu dörd hayat gayesi şunlardır:
1. Dharma, yani 'görev'
2. Artha, yani 'servet'
3. Kama, yani 'haz'
4. Mokşa, yani 'özgürlük'

Dharma: Görevine, işine, vazifesine ve sorumluluklarına sadık olamadan ahlaki ve spiritüel gelişme imkansızdır. Erdemlik halinde olan insan görevini insanlık ve ruhi özgürlük için yapmaktadır. İhtiras halinde olan insan görevini servet ve haz için icra etmektedir. Cahalet halinde olan insan görevini suiistimal ve ihmal etmektedir.

Artha: Ekonomik gelişme ve servet kazanma bağımsızlık, sağlık ve yüksek amaclar için kullanmalıdır. Servet kendi kendine mutluluk veremez. İnsan bu dünyaya çıplak geldi ve dünyadan ayrılırken gene çıplak olacak. Bununla birlikte yeterince beslenmeyen beden endişe ve hastalıklar için verimli bir zemindir. Erdemlik halinde olan insan serveti toplumun yararına ve spiritüel gelişme için kullanmaktadır. İhtiras halinde olan insan serveti haz için kullanmaktadır. Cahalet halinde olan insan servetini başkalarına zarar vermek için kullanmaktadır.

Kama: Haz almak için beden sağlıklı olmalıdır. Güçsüz ve hasta biri neşeli olamaz. Erdemlik halinde olan insan ruhi haz için uğraşmaktadır. İhtiras halinde olan insan cinsel ilişkilerden haz almaktadır. Cahalet halinde olan insan başkalarına acı vererek haz almaktadır.

Mokşa: Aydınlanmış insan güçün, servetin ve hazzın geçici olduğunu ve özgürlük vermediğini anlamaktadır. O, maddi doğanın erdemlik, ihtiras ve cehalet hallerinden kurtulup ruhi özgürlüğe ulaşmaktadır. Erdemlik halinde olan insan toplumun sosyal özgürlüğü için savaşmaktadır. İhtiras halinde olan insan cinsel özgürlük için uğraşmaktadır. Cahalet halinde olan insan anarşizmi özgürlük sanmaktadır.

Beden ruhun ikametgahıdır. Dörd hayat gayesine ulaşmak için beden çok önemli rol oynamaktadır. Beden zaman içinde yıpranarak ölüme mahkum olsa da ruhi özgürlük kazanmak için yararlı bir alettir. Bu yüzden, beden hep sağlıklı tutulmalıdır. Bedeni hayat boyu sağlıklı tutmak için Yoga uygulanmalıdır.

Yoga felsefesine göre, insanoğlu beden, zihin ve ruh üçlüğüdur. Bu kavramı birçok çağdaş bilim adamı kabul etmektedir. Yoga sisteminin Asana basamağında bulunan teknikler bedeni sağlıklı kılmaktadır. Bu aşamada kemikler, kaslar, eklemler, dokular, hücreler ve organlar geliştirilmektedir. Yoga sisteminde bu çalışmalar 'maddenin fethedilmesi' adlandırılmaktadır. Bu teknikleri Yoga, Asanalar.......

 

Kaynak:yogaakademisi.com.